0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Ağzınıza sağlık Ali bey. Tansu kardeşim haklı olduğun yerler var ama genelleme yaparak yanlış yapıyorsun. Herkeste iPhone yok, herkeste lüks araç yok. O gördüğün örnekler birkaç yüzbindir. Ülke nüfusuna vurursan da binde 3-5 ancak yapar. Çalışan nüfusun yarısı asgari ücretle çalışıyor diyorum hala lüks örnekler veriyorsun. Çalışmadığımızı söylüyorsun. Galiba herkes etrafında gördüklerini ülke gerçekleri sanıyor.Akademideyim, Anadolu üniversitesi olsa bile eldeki imkanlarla en iyisi yapılmaya çalışılıyor, dünya listelerinde ilk 1000lere giriliyor. Doktora mezunu olarak ülkenin %0.01 lik kesimindeyim. Eşim Almanya'ya gitmek çok istiyor ama ben yabancı öğrenci yetiştirmek yerine Türk öğrenci yetiştirip ülkenin bilimine katkı sunmak istiyorum, makale yayınladığımda Türk bir üniversitenin adının geçmesini istiyorum. Hem lise hem üniversitede burslu olarak okuyup bu ülkeye borçlu hissediyorum. Kendimizi geliştirmek için konferansa gitmeye kalksak 300$ konferans ücretini ödeyemememe rağmen, Avrupa'ya gitsem 3000€ üstü maaş alacakken 600-700€ lara şükür diyerek yaşarken elimi taşın altına koymamış mı oluyorum? Arkadaşlarım savunma sanayinde çalışıyorlar. Benden çok daha yüksek maaş alıyorlar, helali hoş olsun kimsenin maaşında gözüm yok, halimden de memnunum çok şükür. Özel sektörde daha fazla kazanabilecekken akademisyenlik yaparak elimi taşın altına koymuyor muyum? Ama akademisyen maaşını geçtim, öğretmen maaşı bile yerlerde sürünüyor. Geçim derdinde olan biri fikir üretemez, katkı sağlayamaz, öğrenci yetiştiremez. Maaşı kıt kanaat yetse de doğuya gidip zor şartlarda eğitim aşkıyla işini yapmaya çalışan öğretmenler elini taşın altına koymuyor mu?Fnss de çalışan bir arkadaşşım da Hollanda'ya geçti. Senior engineer olarak çalışıyor, 3000€ civarı maaş alıyor. Müdür olsa 200-300€ değişiyor diyor niye o kadar para için büyük sorumluluk altına gireyim diye belirtiyor. Gelir dengesi olan yerde yaşamak varken, gelir adaletsizliğinin, vergi adaletsizliğinin olduğu ülkede yaşayan memur, işçi, bordrolu çalışanlar elini taşın altına koymuyor mu? Fazla mesai yapıp parasını alamayan işçi mi çalışmıyor? Saba 8-akşam 9 + cumartesi tüm gün çalışıp ek mesai ücreti ödenmeyen işçi kaytarıyor mu? Daha dün alt katımdaki mutfağını yaptırdı, işçi pazar günü gelmiş, belki de haftanın tek tatil günü ama onu da çalışarak geçiriyor. Avrupa'nın Moldova, Arnavutluk, Karadağ'dan biraz yüksek asgari ücret alıyoruz, yeteri kadar düşük değil mi? Daha ne kadar fazla çalışmalıyız ve daha ne kadar düşük maaş almalıyız sence?
Bahsedilen konular çok önemli, bunların üzerinde tek tek durulmalı.Açıkçası tek değerlendirme ölçütü olarak, kısa zamanda en çok soruya doğru cevap verilmesi yaklaşımı ile sistemli şekilde bilim insanı yetiştirmek zor. Ancak, kişisel başarılarla, nadir açan çiçekler görürüz böyle bir sistem ile. Bir konuda çok ileri gidebilecek, literatüre katkı sağlayabilme potansiyeline sahip beyinler, sistem hatasıyla tuhaf şekilde eleniyorlar. Özetle sistem, bir soruyu en kestirmeden, türlü taktiklerle, en basitçe çözeni ileriki aşamalara geçmeye izin veriyor, soruyu farklı çözeni değil!. Bu yüzden aynı insanlar, daha bilimsel ve adil bir sistemde çok daha evrensel çalışmalar ortaya koyabiliyor.Orta Tabaka, yukarıda bir yazıda çok güzel değinilmiş. Kimi çalışanın 15 bin TL alırken, başka bir iş görenin 4 bin küsur TL ile yaşaması, bir topluma huzur getirmez. Tabi ki de işin gereklerine göre farklar olacaktır ama bu konuda bir denge de şart. Çalışmada da ücret bir faktördür ancak her şey değildir. Sadece ücretinden dolayı insanlar çeşitli meslekleri seçmeye çalışırsa, o işlerin hakkını yerine getirmede başarısız olurlar. Her mesleğin kendine özgü mizacı vardır ve hiç bir meslek diğerinden daha çok ya da az değerli değildir. Önemli iki çok önemli soru soralım, diğer görüşlerinizin yanında bunu düşünüp, cevaplarsanız ilginç sonuçlar görebiliriz. Ülkede karar merciine seçilseniz neleri değiştirirsiniz?Seçilirseniz, sizde neler değişir?
Öncelikle devleti kapatmak lazım. Memurların çoğunu kapı önüne koymak lazım , bütün o işleri özel sektöre devretmek lazım, eğitim dahil. ABD'de cezaevlerini bile özel sektör işletiyor yahu ? Yurtdışı askeri operasyonlarını yapan özel şirketler var. Biz tutturmuşuz bir Devlet. Olan ne ? Bizde aslında Devlet "Sıfır" , batılılarda ise devlet çok güçlü. Bu bağlantıyı anlayamıyoruz değil mi? İşte sorunumuz bu.
Değişecek o kadar çok iş varki hangisini sayayım,ilk iş olarak hali hazırda ki yöneticileri tekrardan liyakat sınavına tabi tutarım,kendimdeki değişim ne olur derseniz insanlığım aynı kalacaktır en fazla kılık kıyafetim değişecektir.
Çok şeyi değiştirmek gerekiyor ancak öncelikli olarak ülkede eğitim sisteminin değişmesi ve üretime dayalı bir ekonomi modeli şart..Bunu genelde üretime dayalı bir büyüme şeklinde ifade eder politikacılar ancak bence bu biraz popülist bir söylem.. Biz zaten dünyanın sayılı büyük ekonomilerinden biriyiz, tabi ki büyüme kötü değil ancak öncelikli olacak tüketime dayalı bir modelden üretime dayalı( ya da en azından dengeli ) bir modele geçişin temelleri atılmalı.. Eğitim konusunda;temelde ezberci eğitimden araştırmaya ve yönelime dayalı eğitime geçilmeli..Sokakbaşı üniversiteleri kapatılmalı, meslek liseleri ve yüksekokullar desteklenerek kalifiye ara elemanlar yetiştirilmeli..Maddeler uzatılabilir ya da derinleştirilebilir ama ben en temel gördüğüm sorunları yazdım..
"Tevhid-i Tedrisat" olayının ülkeyi getirdiği yerden memnun musunuz peki ? Tüm vatandaşlarını Sünni - İslam - Türk olma zoruyla eğitmesinden ? Farklılıkları reddetmesinden ve kendi insanlarını kimliğini gizlemek ve iki yüzlü olmak zorunda bırakmasından ? Bu yüzden değerli insanlarımızın yurtdışına göçmek zorunda kalmasından ? Devletini yüceltmek ne demek ? Devlet halk için vardır, amacı halkın refahını ve güvenliğini sağlamaktır, hizmetçidir yani, neyi yüceltiyorsunuz ? Önce şartlanmışlıklarımızı bırakalım.
Anket