0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Akkuyuda kaza meydana gelmiş havaya çeşitli zehirli gazlar salınmış.. N.v hava muhabiri açıklama yapıyordu. Mobildeyim link koyamiyorum
Nükleer yerli üretim mi olacak? Tsunamiden ya da herhangi bir doğal afetten nükleer santralin etkilenmesi ile bu tarz tesislerin etkilenmesi aynı şiddette probleme mi yol açacak? Bunların cevabını zaten herkes biliyordur herhalde. Diğer yandan; enerjiyi kullanacak bölge ile enerji üretim sahalarının akın olması önemli bir avantajdır. Bu noktada bu tarz esnek kurulumlu tesislerin daha büyük faydası olacaktır. Kesinlikle enerji üretiminde alternatif üretimler olmalı, bunun uzun vadede güvenlik ve maliyet olarak faydası olur. Zaten kömür, doğalgaz, hidro vb kaynaklar ile de üretim yapılıyor. Bizim nükleer vs enerjiden önce, işine dört elle sarılan, işini onuru olarak gören, sağlıklı, medeni ortamlarda görev yapan çalışanlara ihtiyacımız var. İşin ilginci; daha önce sorulan sorulara hiç cevap gelmemiş olması!.
O yazıda bazı bilgiler bence yanlış ve eksik. Diğer taraftan doğru yönleri de var. Günümüzde de bazı kurumlar, çoğu kişinin tahmin edemeyeceği ölçülerde batarya sistemleri kullanıyor zaten. Bu bataryaların da ömürleri 8 ile 20 yıl arası denebilir. Ortalama ise 10-15 yıl arası. Elektrik üretimi yanında iletimi de çok önemli. Bu durumda tüketime yakın kaynaklarda üretim daha avantajlı, çünkü iletim sırasında önemli kayıplar oluşuyor, ayrıca iletim de önemli bir maliyet, kablosundan, direğinden bakımına. Tekin abi, fotovoltaik hücre bir yana, patenti bizde olmayan o kadar çok bizden şeyler var ki maalesef. Bu başlı başına işlenmesi gereken, bir ülkenin sanayi ve bilim temelleri açısından çok önemli bir konu. Nükleer santralin, istenmeyen durumlarda devreden çıkması sonrası tekrar devreye girmesi de ayrı bir dert, bu konuda çok esnek değil. Yunus, bana göre o trafik kültürü önce verilmeyip, insanlar önce araç kullandığı için bu konuda dünyada üzücü olaylar açısından başı çekiyor. Yani işe hep sonran başlanıyor. Halbuki insanlara trafik kültürü verilse, sonra araç verilse daha doğru olur. Nükleer enerji için de durum ayn şekilde. Ayrıca bu teknolojinin yerliliği ile ilgili hiç bir bilgi yok. Hep söylediğim gibi, nükleere karşı değilim, enerjiye karşı ise hiç değilim. Ancak hep niyetler paylaşılıyor, bilgi bazında yeterli paylaşım yok. Mesela gördüğüme göre cent bazında nükleer enerji ile üretilen elektriğin alım garantisi için verilen fiyat tartışılmış. Bu bile yeterince irdelenmiş değil. Yukarıda kaç defa ben de sordum, ne savunan, ne de savunmayan kimse, oluşacak elektrik fiyatı konusunda bir bilgi veremiyor. Şuna benzetilebilir; bugün ülkemizde Prius model araç da satılıyor. Ancak tüketici Yaris Hybrid alıyor, neden?
Bu konu işte başka bir konuyu açıyor aslında. Şu şekilde sorulabilir sanırım. Tüketmek için mi üretiyoruz, üretmek için mi tüketiyoruz?
Sanırım bazı konularda süreklilik ve kalite maliyetten önce geliyor olması gerekiyor.Nükleer elektriğin üretim maliyetinin diğerlerine oranla farkını bilmiyorum, araştırmadım ama aralarında çok büyük farklar olmaması gerekir, kuraklık, rüzgarsızlık gibi şeylerden etkilenmeden sürekliliği gibi garanti üretim süreci var.Sadece İklimlere bağlı elektrik üretimlerinin süreçleri dalgalıdır.Aklıma gelmişken, Nükleer üretimin güvenliği konusuna bir örnek de, Nükleer Uçak gemileri ve Nükleer Denizaltılar verilebilir. Bir yazıda, 2016 yılından itibaren Arz ve Talebin eşitlenmeye başlayacağı ve ülke çapında yenilenebilir kaynakların tümünün tamamlanması bile 2020 yılına kadar olan süreçte Talebi karşılayacak düzeyde olmayacağı şeklinde açıklamalar içeriyor.
Geceleride artık mum ışığı yakarız.Dünyanın hiç bir yerinde Güneş enerjisi (gerek fotovoltaik hücre gerek santral) asıl enerji kaynağı olarak kullanılmaz.Bu tür enerjiler sistemin ana kaynağı değil destek enerji sistemleridir.Ayrıca o resimdeki sistemde tusunami riskine maruz.Olası bir durumda bu sisteme de elveda dersiniz.Sonra ? Yenilenebilir enerji kaynaklarının temel problemleri süreklilik ve yeterli güç sağlamadır.Bu gün bu konuda (güneş enerjisi) zirveye oynayan Almanya'da bile Nükleer enerji kaynağı toplamın % 15 ini karşılıyor. ki 1989'dan beri santral yapmadığı halde.İşin tuhafı greenpeace başkanlarından biri çevre için Nükleer enerjinin daha sağlıklı olduğunu söylemişti.ama bizde daha doğrusu santral kurmaya yeltenen ülkelerde kamuoyu bu konuda sonuna kadar manüpile ediliyor.Hasılı güneş ve rüzgara bel bağlayıp bize yeter demek tamamen popülizm.Nükleer enerjiye karşı olabilirsiniz.Hatta hidroelektirik ve termik santrallerede karşı olabilirsiniz (artık enerjiyi nerden sağlıyacaksak ? ) ama bunun ötesinde sakın güneş ve rüzgar bize yeter demeyin.