Gönderen Konu: Fıkralar & Karikatürler 2  (Okunma sayısı 109407 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Corolla 1.4 D4D Comfort
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: B+
  • 1 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #720 : Ağustos 08, 2009, 19:40:08 »
temek ile dursun yine iddaalaşırlar,,
-Temel:ben bu binanın en üst katından havuza atlarım...
-Dursun:ben bu binanın en üst katından su deposuna atlarım...
Temel:ben bu binanın en üst katından sürahiye atlarım...
-Dursun:ben bu binanın en üst katından su bardağına atlarım...
-Temel:ben bu binanın en üst katından çay bardağına...
-Dursun:ben bu binanın en üst katından tekila bardağına...

Temel en sonunda dayanamaz ve çık atla bakalım der...
Dursun çıkar ve atlar. Temel de aşağıdaki bardağı kenara çekerek " geber seni şerefsiz" der..
Amatörler ekipmanları için endişelenir, profesyoneller para için endişelenir, ustalar ışık hangi açıdan geliyor diye endişelenir.
http://www.resimupload.com/ds913095222_dscf0904.html

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Corolla 1.4 D4D Comfort
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: B+
  • 1 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #721 : Ağustos 08, 2009, 19:42:40 »
Çocuk dua eder........
Allah'ım lütfen yarın babaannem ölsün....
Bunu babası işitir ama seslenmez ve ertesi gün babaannesi ölür.......
Çocuk yine yarın dedem ölsün der.....
Aynen babası tekrar duyar ve ertesi gün ölür.......
Çocuk bu seferde babam ölsün diye dua eder.....
Adam bunu da duyar ve bir korku sarar sabaha kadar uyuyamaz..
Ertesi günde ölümü bekler fakat ölmez...
Akşam eve geldiğinde hanımını ağlamaklı bulur hanım ne oldu.
Ne olacak bey bizim kapıcı ölmüş........ :D
Amatörler ekipmanları için endişelenir, profesyoneller para için endişelenir, ustalar ışık hangi açıdan geliyor diye endişelenir.
http://www.resimupload.com/ds913095222_dscf0904.html

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Corolla 1.4 D4D Comfort
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: B+
  • 1 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #722 : Ağustos 08, 2009, 20:11:25 »
>> Unlu avukat Petrocelli nin kaybettigi tek dava...


>>Unlu bir futbolcu karisini oldurmekle suçlaniyordu..Futbolcu
>>yakalanmisti... Ama karisinin cesedi ortada yoktu..
>>Durusma Amerikan filmlerindeki gibiydi..
>>Futbolcu sanik sandalyesinde oturuyordu..
>>Kucak dolusu parayla tuttugu avukati juriyi ikna etmeye ugrasiyordu:
>>"Sayin juri, muvekkilimin sucsuz olduguna yurekten inaniyorum..
>>Buna az sonra sizler de inanacaksiniz.. Neden mi?
>>Bakin, simdi 1'den 10'a kadar sayacagim ve muvekkilimin oldurdugu iddia
>>edilen karisi bu kapidan iceri girecek..
>>1, 2, 3, 4, 5, 6, 7,
>>8, 9, 10..."
>>
>>Butun juri kapiya dondu... Kimse girmedi iceri..
>>Avukat bir savunma dehasiydi; oldurucu hamlesini yapti..
>>"Bakin, siz de kadinin oldugune inanmiyorsunuz..
>>Cunku hepiniz iceri girecek diye kapiya baktiniz.. Iste karari buna göre
>>vermenizi talep ediyorum.."
>>Juri, unlu futbolcuyu suclu buldugunu bildirdi ve dava bu sekilde
>>sonuclandi.. Mahkeme cikisinda avukat, bayan juri baskanina yaklasti:
>>"10'a kadar saydigimda siz de diger uyeler gibi kapiya bakmistiniz.. Neden
>>böyle bir karara imza attiniz?"
>>"Dogru" dedi juri baskani; "Ben de kapiya baktim, ama muvekkiliniz kapiya
>>bakmiyordu!.."
Amatörler ekipmanları için endişelenir, profesyoneller para için endişelenir, ustalar ışık hangi açıdan geliyor diye endişelenir.
http://www.resimupload.com/ds913095222_dscf0904.html

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Corolla 1.4 D4D Comfort
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: B+
  • 1 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #723 : Ağustos 08, 2009, 20:28:14 »
Çölde konuşlanmış bir Amerikan birliğine yeni bir komutan atanır.
Komutan geldiği gün bütün birliği gezerek bilgiler alır.
Bir çadırın yanıbaşına bağlanmış bir deve görür.
Bu devenin niçin burada olduğunu sorar kendini gezdiren askere.
Asker yanıtlar: "Burada biliyorsunuz hiç kadın yok. Askerlerin de bazen olağan gereksinimleri oluyor. Deve onun için burada..."
Komutan bunu anlaşılabilir bir gereksinim olarak kabul eder ve devenin kalmasında bir sakınca olmadığını söyler.
Aradan günler geçer.
Bir gün komutan askeri çadırına çağırır:
"Hadi bakalım getir şu deveyi bana !" der.
Asker deveyi tuttuğu gibi getirir.
Komutan deveyi çadırın içine sokar.
Devenin arkasına bir cephane sandığı koyar ve üstüne çıkar.
Bu sırada seyretmekte olan askere sorar:
"Bu iş herhalde böyle yapılıyor, değil mi asker ?"
Asker biraz şaşkın, yanıtlar:
"Komutanım aslında pek te öyle sayılmaz.
Kadın ihtiyacı olan askerler, deveye binip en yakın kasabadaki bara gider.
Ama yine de siz bilirsiniz !"


demekki komutan ::)
Amatörler ekipmanları için endişelenir, profesyoneller para için endişelenir, ustalar ışık hangi açıdan geliyor diye endişelenir.
http://www.resimupload.com/ds913095222_dscf0904.html

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 180
  • Model Yılı: '14
  • 175 kere teşekkür etti
  • 129 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #724 : Ağustos 11, 2009, 15:56:27 »
Brejnev, Küba''ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklar. Ülkenin en iyi ressamına başvurmuşlar. Bir tablo yap. Adı "Brejnev Küba da" olsun diye.
Ressam:
" - Hadi oradan" demiş.
" - Ben adamı görmedim bile. Adam hayatında Küba''ya gelmedi. Şimdi ben nasıl "Brejnev Küba da" diye atmasyondan resim yaparım?"
Tesadüf bu ya. Bizim Temel, puro almaya Havana''ya gelmiş o sırada. Sıkıntıyı duymuş.
" - Ben size istediğiniz tabloyu yaparım. Bana bir sandık puro verirseniz" diye.
Vermişler.
Temel bir hafta sonra, Kübalılar''ı çağırmış.
" - İşte tablonuz" demiş. Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Kübalılar da donuvermişler. Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah.
" - Bu ne?" diye gürlemiş Turizm Bakanı.
" - Bu ne?.. Bu kadın kim?.."
" - Brejnev''in karısı!" demiş, Temel.
" - Peki bu üstündeki adam kim?"
" - Brejnev''in uşağı!.."
" - Peki Brejnev nerde ulan!.."
" - Brejnev Küba''da" demiş Temel!

İYİ şoför, herhangi bir durumda, iki şoförden birinin durması, ya da yavaşlaması gerekiyorsa, 'Hak, kural' falan demeden, ilk davranan, arabasının kaderini başkasına bırakmayandır.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Seni unutmayacağız Burak TOLGA
    • www.IMAN ILE TOYOTA'NIN KIMDE OLDUGU BELLI OLMAZ.com.tr
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 109000
  • Model Yılı: '12
  • 536 kere teşekkür etti
  • 508 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #725 : Ağustos 11, 2009, 23:38:52 »
                               Cennette 3 Kadın....
Üç kadın arkadaş bir kaza sonucu aynı anda hayatlarını kaybedip cennete giderler.Cennetin kapısında onları karşılayan melek :
'Sizin burada uymanız gereken tek kural var.. O da
ördeklere dikkat edin sakın üstlerine basmayın'
der. Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler. Gerçekten de etrafta
ördek doludur. Üstlerine basmamak adeta imkansızdır. Dikkat etmesine
rağmen kadınlardan biri kazayla bir
ördeğin üstüne basar. Hemen melek belirir.Yanında son
derece çirkin bir adam vardır. Kadını kolundan adama kelepçeler ve
'Ördeğin üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin adama
kelepçeli olarak yaşayacaksın' der.
              İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin üstüne  basar ve melek anında yanında çok çirkin bir adamla
gelip onları kadına ceza olarak birbirlerine kelepçeler. Üçüncü
kadının gözü bu
              olaylardan çok korkar. Diğerlerinin akıbetine
uğramamak ve sonsuza kadar çirkin
              bir adama kelepçelenip yaşamamak için her attığı adıma
acayip dikkat
              etmeye başlar.
              Aradan aylar geçer ve hiçbir ördeğin üstüne basmaz. Derken bir
              gün melek belirir. Bu kez yanında boylu poslu
inanılmaz derecede yakışıklı
              bir adam vardır. Melek hiçbir şey söylemeden yakışıklı
adamla kadını
              kelepçeler ve yine birşey söylemeden çeker gider.
Kadın artık mutluluktan
              uçmaktadır. O güne kadar gördüğü en yakışıklı Adamla
kelepçelenmiştir. Adama
              döner ve
              'Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi güzel bir
              adamla birlikte olmayı hak ettim' der.
Adam suratı asık bir şekilde cevap verir:
'Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin üstüne bastım'
Yalan doğrudan, karanlık aydınlıktan kaçar
Güneş yalnızdır ama, etrafına ışık saçar
Üzülme, doğruların kaderidir bu yalnızlık
KARGALAR SÜRÜYLE,KARTALLAR YALNIZ UÇAR

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • ***AVENSIS***
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 110000
  • Model Yılı: '13
  • 3 kere teşekkür etti
  • 6 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #726 : Ağustos 13, 2009, 00:39:48 »
Birkaç laf atma muhabbeti.
misal arabada giden hödük yolda yürüyen kızlara şöyle seslenir:
kızlar çekilin de fıstık ezmesi olmayın.

laf atan: pantolonun olayım yavrum senin!!
güya laf yiyen(!) hatun: ben ona günde kaç defa bacağımı sokup çıkartıyorum biliyor musun?

- ne kadar güzel bir çocuk bu hanımefendi. sizin mi acaba?
- evet. saolun...
- malzemesini versem bana da yapar mısınız?
- ?????...
2013 Avensis 1.6 Elegant Extra

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • ***AVENSIS***
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 110000
  • Model Yılı: '13
  • 3 kere teşekkür etti
  • 6 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #727 : Ağustos 13, 2009, 01:03:29 »
İnşaat ustasının başınba gelenler :D
Buna kesinlikle gözlerinizden yaslar gelinceye kadar
güleceksiniz. Lütfen sonuna kadar okuyun. Bu olay gerçek
hayatta olmuş ve basına yansımış bir olaydır.

Büyükşehir Belediyesi Kuruluşlarından KİPTAŞ'ın Genel Müdür
Yardımcısı Emin Batur'a, şantiyelerden birinde meydana gelen
bir kaza sonunda kazaya maruz kalan duvarcı ustasının yazdığı
tutanak : İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım.
Bunu yeterli görmeyerek, ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu
anda hastanede yatmama neden olaylar aynen aşağıda anlattığım
gibi olmuştur:

Bildiğiniz gibi ben bir duvarcı ustasıyım. İnşaatın 6. katındaki
isimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı, yaklaşık 250 kg.
kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek
gerekiyordu. Aşağıya indim bir varil buldum, ona sağlam bir ip
bağladım, 6. kata çıktım ipi bir çıkrıktan geçirip ucunu
aşağıya salladım.

Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili 6 kata çıkardım.
İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım. Bütün
tuğlaları varile doldurdum.

Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle
birlikte birden kendimi havada buldum. Nasıl bulmayayım ben
yaklaşık 70 kiloyum. 250kg lik varil süratle aşağıya düşerken
beni yukarı çekti. Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akil
edemedim. Yolun yarısında Dolu varille çarpıştık. Sağ iki
kaburgamın burada kırıldığını sanıyorum. Tam yukarı çıkınca 2
parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı. Parmaklarımda bu sırada
kirildi. Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar
etrafa saçıldı.

Varil hafifleyince bu sefer ben aşağıya inmeye varil yukarı
çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık. Sol
bacağımın kaval kemği de bu sırada kirildi. Can havli ile ipi
bırakmayı akil ettim.

Başımı yukarı kaldırdığımda bos varilin süratle üzerime
geldiğini gördüm. Kafatasımın da böyle çatladığını sanıyorum.
Bayılmışım, gözümü hastanede açtım. Cenabı Hak'tan tüm kullarını
böyle görünmez kazalardan korumasını diler, hürmetle ellerinizden
öperim.

Duvarcı Ustanız LAZ OSMAN
2013 Avensis 1.6 Elegant Extra

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Gülümseyin...
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Model Yılı: -
  • 1 kere teşekkür etti
  • 18 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #728 : Ağustos 25, 2009, 10:11:25 »
Arkadaşlar bakıyorum da 10 gündür kimse fıkra eklememiş ;) biraz gülelim  :D

Genç adam, yaşlı karı-kocanın evlerine misafir olur.
75 yaşındaki amca karısından bir fincan daha çay isterken:
-'Çiçeğim, bir bardak daha verir misin?' der.
Sonra da:
-'Peteğim, şekersiz lütfen' diye ekler.
65 yaşındaki tatlı karısının getirdiği tavşan kanı çayı alırken de:
-'Bebeğim, sana çok zahmet oldu' diye ekler.
Genç adam, yaşlı amcanın karısı için kullanıldığı sevgi sözcüklerinden çok etkilenir: -'Amcacığım, kaç yıllık evlisiniz?' diye sorar.
Yaşlı ama dinç adam:
-'40 seneyi geçtik evladım' der.
Genç adam: 'Vallahi maaşallah, Allah muhabbetinizi arttırsın. Sürekli çiçeğim, peteğim, bebeğim gibi güzel sözlerle hitap ediyorsunuz galiba?'
Yanakları pembeleşen teyze:
-'Doğru, birkaç yıldır hep bana böyle hitap ediyor' deyip mutfağa doğru yöneldiğinde yaşlı amca genç adamın kulağına doğru eğilerek:
-'Şiiişşşt, çaktırma! 2 sene önce adını unuttum, hâlâ hatırlayamıyorum...' ))

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: A+
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #729 : Ağustos 25, 2009, 10:18:26 »
Bill Gates öldükten sonra Tanrının huzuruna çıkmış. Tanrı demiş ki: ‘Bill senin durumun hakikaten karmaşık. Seni cennete mi cehenneme mi yollamalı bilemiyorum. Her eve bilgisayar girmesine yardımcı olarak insanlığa katkıda bulundun ama bir yandan da Windows gibi bir rezaleti de yarattın. Ben de senin özel durumuna
göre bir şey yapacağım. Cenneti de cehennemi de ziyaret et, hangisine
gideceğine kendin karar ver. ‘Tamam’ demiş Bill Gates, ‘Önce cehenneme bir
bakayım.’ Ve inmiş cehenneme Bir de bakmış berrak sulu bir kumsalda
bir sürü güzel kız top oynuyor eğleniyor, güneş parlıyor hava süper.
‘Cehennem böyleyse Cenneti hakkaten görmek isterim.’ demiş ve cennete çıkmış.
Bir bakmış, bulutların üzerinde bir yer, etrafta melekler uçuşuyor, insanlar
lir çalıyor, güzelce bir yer ama Cehennem kadar değil. ‘Tamam’ demiş tanrıya Bill Gates, ‘Ben cehenneme gitmeye kararlıyım.’ Bir süre sonra tanrı cehennemi ziyaret
etmiş. Gitmiş Bill’in yanına, Bill bir duvara zincirlenmiş, alevler içinde karanlık bir
mağarada ve zebaniler işkence ediyor.
- Nasılsın Bill?
- Korkunç! Burası iki hafta önce geldiğim cehennem değil! Kızların oynaştığı o
güneşli kumsala ne oldu? Tanrı yanıt vermiş:
- O mu? o ekran koruyucuydu!!!

:D

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Gülümseyin...
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Model Yılı: -
  • 1 kere teşekkür etti
  • 18 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #730 : Ağustos 31, 2009, 11:58:38 »
Kızılderili, isminin çok uzun olduğunu, ismini kısa ve
modern bir isimle değiştirmek istediğini söyleyerek
mahkemeye başvurur. Hakim adını sorar.
- Seher vakti çölü çınlata çınlata uluyan beyaz kuyruklu
gri köpek efendim!
Hakim biraz düşünür ve isteği yerinde bulur.
- Peki adını ne yapmak istiyorsun?
- Kuçu kuçu efendim.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #731 : Ağustos 31, 2009, 14:07:03 »
Sağol Aydın :D
Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #732 : Ağustos 31, 2009, 17:54:53 »










Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • !!! YERDEN GİDEN TOYOTACI !!!
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 163000
  • Model Yılı: '98
  • 31 kere teşekkür etti
  • 82 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #733 : Ağustos 31, 2009, 18:02:20 »
Keskin nişancı :D :D :D

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • !!! YERDEN GİDEN TOYOTACI !!!
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 163000
  • Model Yılı: '98
  • 31 kere teşekkür etti
  • 82 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #734 : Ağustos 31, 2009, 18:15:21 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Gülümseyin...
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Model Yılı: -
  • 1 kere teşekkür etti
  • 18 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #735 : Ağustos 31, 2009, 18:29:49 »

Erdi bu kedinin hatrına bu fıkra gider ;) (not;daha önce eklenmişti)

Tetikci

Iki arkadas her pazar golf oynarlar. Bir Pazar gene golf oynamaya hazirlanirken bir adam gelir ve onlara katilmak istedigini soyler.
Elemanlar birbirine baktiktan sonra adamin teklifini kabul ederler.
Oyun ilerler ve elemanlar adama ne is yaptigini sorarlar. Adam:
- Ögrenmek istemezsiniz. Ben tetikciyim. Tufek golf cantasinda. Nereye gitsem onu yanimda tasirim.Istersen bir göz at.
Biraz beklemeden sonra biri cesaretini toplayip cantaya bakar. Gercektende orada buyuk bir durbunu olan tufek vardir. Eleman heyecanlanir ve:
- Vaay! Suna bak. Eminim ki bu durbunle buradan bizim evi gorebilirim, der
Bir iki saniye baktiktan sonra :
- Evvet! Gorebiliyorum ! Hatta pencereden yatak odasini bile gorebiliyorum. Iste karim ... Dur bir dakika, ciplak! Yaninda da kapi komsum var, o da ciplak!
Bu adami bir anda yikar ve dusunmeden tetikciye donup:
- Bir atis icin kac para istiyorsun ?, der. Tetikci:
- Her tetigi cekisim icin 500 milyon.
Eleman:
- 500 milyon !!?? Cok para ama tamam. Senden iki atis istiyorum. Birincisi karimin agzina, cok dirdirlaniyor ve dayanamiyorum buna. Ikincisi ise komsumun penisine, guzel bir ders alsin!
Tetikci kabul eder, tufegi kaldirip evi nisanlar ve beklemeye baslar. 5 dakikalik bir beklemeden sonra dayanamayip neden ates etmedigini sorar. Tetikci:
- Biraz daha bekle.. Isi tek kursunda halletmek uzereyim.  :rofl:

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • !!! YERDEN GİDEN TOYOTACI !!!
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 163000
  • Model Yılı: '98
  • 31 kere teşekkür etti
  • 82 kere teşekkür edildi
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #736 : Ağustos 31, 2009, 18:35:29 »
:D

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #737 : Eylül 01, 2009, 02:08:15 »
BABA

İlkokul birinci sınıfta okuyan çocuk, okuldan çıkar çıkmaz çırak olarak çalıştığı dükkâna gidiyor, yerleri siliyor, ustasına çay dolduruyordu. .. Gece geç dönüyordu evine. Avluya açılan bir kapı bir şato kapısından farksızdı. Çocuk, ayak parmaklarının ucuna kalkıp mandala uzansa da dilini aşağıya çekecek güç cılız kollarında yoktu... Yorgun çırak, kapının eşiğine oturuyor ve sokaktan kendisine yardım edecek bir gece bekçisinin ya da sarhoşun geçmesini bekliyordu.. . Zaman makinesi icat ve bana tarihte yalnızca bir güne gitme hakkı verilse hiç düşünmeden o çocuğun önünden geçmek isterdim. Beni görünce sevinecek ve şunları söyleyecektir. 'Abi ben terzi çırağıyım. Ustam işten geç bıraktı... Gücüm yetmiyor... Şu kapının mandalını açsana! ..'  Gülümserdim... Saçlarını okşardım, diyeceğim ama başında mutlaka 5 numara traş vardır! .. Açardım kapıyı... O da 'Sağ ol abi' der ve yorgun bedeniyle avlunun karanlığında kaybolurdu gözden... Ben de derdim ki ardından:
    "Sen sağ ol baba! .. Hayatta bana açtığın tüm kapılar için sen sağ ol! .."
 
 
 
XEİ

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #738 : Eylül 01, 2009, 02:09:06 »
ERGENEKON...

Yaşlı bir Anadolu köylüsü, tek başına yaşadığı ve eskisi gibi tarlada
çalışamadığı için çok dertliymiş. Susuz geçen bir yılın ardından, toprak
taş gibi olduğundan, alnının teri ve büyük fedakarlıklarla okuttuğu ve tüm
beklentilerini aşarak üniversite rektörü olan tek oğlu da Ergenekon
41.inci dalgadan tutuklanıp, cezaevine götürüldüğünden dolayı çok
mutsuzmuş. Eşi de vefat edeli neredeyse bir ay olmuş.

Sonunda dayanamamış ve 45 gündür suçunun ne olduğu bilinmemesine ve
açıklanmamasına rağmen cezaevinde yatan oğluna çaresizlikten bir mektup
yazmış.

" Sevgili oğlum Mustafa,
Çok üzgünüm. Annen vefat ettiğinden beri onsuz hayatımın bir tadı yok.
Seni alıp götürdüklerinden beri de seni çok arıyorum. Üniversitende
olduğun zamanlar bile telefondaki sesini arıyorum. Bu yıl galiba felaket
geçecek. Toprak o kadar sert ki, toprağı kazamıyorum ve bu yıl hiç bir
ekin ekmem mümkün görünmüyor. Gerçekten artık baban çok yaşlandı.
Biliyorum ki elinde olsa yanıma gelip tarlamı kazmama yardımcı olurdun.
Tıpkı eski günlerdeki gibi. Sakın dert etme oğlum, yaşlı bir adam sadece
boş şeyler yazıyor o kadar. Sen kendine iyi bak, cesur ol, ve isminin
nereden geldiğini de asla unutma.
Sevgilerinle, Baban"

Bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup gelmiş.

" Sevgili Babacığım,
Sakın tarlayı kazma. Bütün cesetleri oraya gömdük. Sevgiler biricik
oğlun Mustafa."

Ertesi gün sabaha karşı saat 4.00 de yaşlı çiftçiyi polisler
yatağından ense paça kaldırmış ve apar topar tarlaya götürmüşler. Bütün
tarlayı kazmışlar. Hiç bir şey bulamayınca bir kazdıklarını bir kez daha
kazmışlar. Sonunda en ufak bir şey bulamamışlar, yaşlı çiftçiden özür
dilemişler ve geldikleri gibi gitmişler. Aynı gün yaş lı adam cezaevinde
yatan oğlundan bir mektup daha almış.

"Sevgili babacığım,
Şimdi tüm ekinlerini ekebilirsin. Yanında olup her zaman olduğu gibi
beraber tarlayı kazmayı çok isterdim. Ama bugünkü ortamda elimden ancak bu
kadarı geldi. Kusuruma bakma.

XEİ

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
Ynt: Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #739 : Eylül 01, 2009, 03:16:07 »
Temel ve Hakim

--------------------------------------------------------------------------------


6
Temel ve Hakim

Temel dava açmış ve ilk duruşmada hakim sormuş:
- Nedir şikayetin?
- Hakim bey bu Temel fıkraları var ya, benle Fadimeyi ağızlarına
dolamışlar, bizi rezil ediyorlar. Hepsinden davacıyım. Kim fıkra diye bizi
anlatıyorsa onlardan da tazminat talebim olacak.
- Senin adın Temel mi?
- Evet, Temel.
- İyi de, binlerce Temel var. O fıkralar neden senin için anlatılmış olsun.
- Hakim bey, ben çok iyi biliyorum beni kastediyorlar.

Hakim, Temel'i iyice süzdükten sonra "Bak ama" der:
- O Temel fıkralarının çoğu belden aşağı. Oysa sana bakıyorum çelimsiz ve
yaşını almış bir Temelsin. O fıkralar senden çok daha genç, güçlü kuvvetli
ve çapkın bir Temel için anlatılıyor. Seninle hiç ilgisi yok; bu dava
düşer.
- Hakim bey, madem siz böyle takdir ediyorsunuz mesele yok. Demek
tevatürmüş, ben değilmişim.
- Evet sen olamazsın, başka Temel'dir onlar. Sana sıra gelene kadaaar.
- İyi hoş da Hakim bey, bu dava için köyden kalktım buralara kadar geldim,
boş dönmeyeyim. Hiç değilse o güçlü kuvvetli Temel'den sana bir fıkra
anlatayım hakim bey.
- Anlat bakalım.
- Bizim bu iri kıyım pazulu Temel, hakimlerin karılarına çok düşkünmüş.
- Hop, hop, hop... Dur, dur be, ne diyorsun sen..
- N'oldu hakim bey?
- Daha ne olacak? Benim Hakim olduğumu bile bile "Temel hakim karılarına
meraklıymış" diyorsun. Ağzından çıkanı kulağın işitmiyor galiba!
Temel "Rica ederim Hakim bey" der:
- Temel fıkrası için karısı güzel binlerce hakim var. Asliyecisi var,
sulhcusu, ağır cezasıcısı var. Seninkine sıra gelene kadar; daha
çooooooook var
XEİ