0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Bir keresinde folklör festivali için kanadaya gitmiştim; gümrük kapısında pasaport kontrolü yapan polis hidu yani hindistanlı idiadamın üniforması vardı ama çok garip ve çok komikti, altında garip bir şalvar, üstünde modern bir üniforma ceket ve başında hintli sarığıbirde kallavi bir sakalı vardı, bizim muhteşem sülümanın sakalından daha baba sakalTürkiyedeki (ve her yerdeki) klasik polis modeline alışık olduğum için bana inanılmaz tuhaf gelmişti ama çok ta hoşuma gitmiştiadamın kökeni ne olursa olsun kültürüne , inançlarına , biçimine saygı gösteriliyor, ve en güzelide bu durum hiç bir şekilde suistimal edilmiyorAma biz Türklerde durum çok farklı, Avrupada bile pek çok ülkede türban, başörtüsü hatta Türkçe konuşmak bile yasaklanıyorçünkü bu bahsettiklerim inanç, kıyafet, kültür özgürlüğü değil, ne yazık ki siyasi amaçlar için kullanılıyoryoksa kime ne kimin türban taktığından falanzaten o kesim ap ayrı bir dünyada yaşıyor, ne yazık ki çok büyük kısmı bilinçsiz, eğitimsiz vs vs genede bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyeceğim ama bu gidişlerin sonu hep ... bana.... bize de dokunuryarın o bir gün devlet dairelerine türbansız girilemez diye bir kanun çıkarsa hiç şaşırmamafganistanda taliban yönetimi erkeklerin sakal traşı olmasını yasaklamıştı hatırlayan varmıülkemizin yarısı ümmetçi veya çaresizlikten o yolun yolcusu olabilir, ama ümidim hala diğer yarısının var olduğuİranlı kız öğrenciler iranda tamamen kapanmak zorunda oldukları için (Ayak bileği dahi görünse çok ağır cazalandırılıyorlar)türkiyeye geldiklerinde daha uçaktan inmeden çarşaflarını falan atıp modern giysilerini giyiniyorlarözgürlüğe öyle bir susamışlarki, iranda serbest bırakılsa çarşaf falan giyinen olmayacak sanırımbizdede günün birinde bu ilkel kıyafetlerin ne kadar gereksiz olduğu anlaşılacakinsanlarımız baskılardan kurtulup özgürce giyinebileceklerher zaman söylerim ilerlemek ileri gitmek kolay, ama alışılandan vaz geçip geri gitmek o kadar kolay değildirkişiliği oturmuş, belli bir eğitimi olan kişileri çağ dışı giyinmeye ve davranmaya zorlamak sonuç vermez....Her dönemde her devirde her rejimde yardakçı, yalaka, çıkacı , otlakçı vardır, olacaktırama devir değişir değişmez bunlarda döner çoğunluğa katılırlar
Benim okuduğum lisede serbest kıyafet ile okula gidiyorduk biz , ne marka yarışı oluyordu..nede zengin fakir ayrımı..Özel bir liseydi , aramızda burslu arkadaşlarımız vardı , kimsenin kimseyi para ile ezme yarışı yoktu..Unutmamalı üstünlük para ile olmaz , önce gençlere bunları aşılamak gerek..
+41 Kesinlikle katılıyorum.O bilinç oluşmalı ve oluşacaktırda.Benim merak ettiğim bir şey var.Neden kılıf kıyafet denince kız çocuklarımızın etekleri ve bacakları akla geliyor? Bir de bunu sormamız lazım halk olarak.
Her ne kadar düşüncesini özgürce ifade edebilme sadece muhalefete ait bir durum olsa da her türlü yaftalamayı göze alarak düşüncemi ifade edicem. Ne yazık ki gördüğüm muhaliflerin çoğunun iktidara ait bir uygulamayı beğenmeme özgürlükleri var ama başkasının beğenmesine tahammülleri yok.Şahsen tek tip kıyafet uygulamasının kaldırılmasını çok yerinde buluyorum. Yeni nesillerin özgür şekilde istediklerini giyebilmelerinden daha doğal ne olabilir ki?! Kaldı ki muhaliflerin bol bol kullandığı "fakirler nasıl yapacaklar" düzlemindeki söylemlerini ise çok yersiz buluyorum. Zira şu anki tektip kıyafette bile zaten kimin zengin kimin fakir olduğu zaten belli. Giydiği ayakkabıdan, kullandığı kırtasiyeye, saatinden tutun kantin alışverişine, okul çıkışında bekleyen arabalarına kadar çooook rahat belli oluyor. Özetle bu manada TEK TİP KIYAFET AT GÖZLÜĞÜNDEN İLERİ GİDEMEYEN SIĞ BİR UYGULAMADIR.Kaldı ki okulların bireyleri gerçek hayata hazırladıkları kurum oldukları gerçeğinden hareketle etrafınıza bakarsanız zengin-fakir ayrımını her halükarda yapabilirsiniz. Biri ferrariye biner biri ladaya. Onlar da mı tek tip yapılmalı? Yoksa insana insan diye değer vermeyi, kıyafetiyle ilgilenmemeyi mi öğretmeliyiz? Zenginse zengin fakirse fakirdir, önemli olan bu değildir. Ayrıca her köklü değişikte olduğu üzere geçiş dönemi sancılı olabilir. Bazıları bu özgürlüğü kötüye kullanıp, hatta pijamayla bile okula gelmeye çalışabilirler. Muhaliflerin hazır kıta beklediklerinin de farkındayım tabii ama uzun vadede, daha özgür düşünen bireylerin yetişmesi için bu geçişin şart olduğuna inanıyorum.
Konuyu siyasi tabana yaymanın anlamı yok...Bahsettiğiniz örneklerle de zaten çeliştiğinizi düşünüyorum, zira şu anki uygulama da bile, kullanılan okul malzemeleri , ayakkabı vs. ile belli olduğunu söylediğiniz zengin ve fakir arasındaki durumun daha da açılmaması için bu uygulamanın yersiz olduğu savunuluyor...Haaa derseniz ki daha da açılsın hay hay o zaman size diyecek sözüm yok. Diğer bir husus; araba markalarından söz etmişsiniz, bunun eğitim öğretimle ne alakası var., maalesef uygulamada karşı çıkılan noktayı burda da kaçırmışsınız. Okul içerisinde bu uçurumu ne kadar çok açarsanız anlaşmazlıklar o kadar artar, zira çocuklar büyükler gibi mantıklarıyla değil de içgüdüleri ve duygularıyla hareket eden bir yapıya sahiptirler, bu nedenle bazı şeyleri kabullenemezler, bu tarz durumları hayatın içerisinde zamanla öğretmek suretiyle onlara kabul ettiririz ve öğretebiliriz . Arabaların bu denli farklı üretilmesi ise kapitalist düzende olağan şeyler , neticede komünist düzende yaşamıyoruz ki, herkes tek tip aracı soluk renklerle kullansın (Lada, Moskvich v.b)... Son paragrafınızdan da anlaşılıyor ki siz zaten gardınızı almışsınız....Yazdıklarıma umarım itimat eder ve düşüncelerinizi tekrar gözden geçirirsiniz...Kimsenin de hazır kıtada beklediği falan yok. Mahalle baskısının kalkmasıyla, özgür düşünen bireylerin artacağı da aşikar. Sözün özü sadece kıyafet serbestliğiyle olmuyor kafalarında serbest olması lazım...
Bülent bey, kız öğrencilerin kısa kollu tişört giyememesini nasıl yorumluyorsunuz. Fikrinizi merak ettim, teşekkür ederim şimdiden.
Anket