Gönderen Konu: Çernobil (Nükleer Enerji)  (Okunma sayısı 17013 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Moderatör
  • *****
  • Scientia Dux Vitae Certissimus
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 38000
  • Model Yılı: '21
  • 2106 kere teşekkür etti
  • 3134 kere teşekkür edildi
Ynt: Çernobil (Nükleer Enerji)
« Yanıtla #60 : Haziran 16, 2019, 19:51:44 »
Bence bu korkuyu canlandırmak birilerinin işine geliyor.
Uçaklar arabalardan daha güvenlidir, uçak kazalarında toplamda daha az kişi ölüyor araba kazalarına göre. Fakat gel gelelim ki araba fobisi olan sayısı, uçak fobisine oranla çok düşüktür.
Aynı şekilde kömür santrallerinin hava kirliliğine etkisi, hidroelektrik santrallerin çevredeki eko sisteme zararları da ortada. Aynı şekilde kuşları biçen rüzgar türbinleri ile kuşların su sanması sonucu inip haşlanarak öldüğü güneş fotovoltaik panelleri de yenilenebilir enerji olarak lanse edilse de, çevreye zararları ve üretiminde kullanılan nadir metallerin zararları ve pahalılığı, bulunma zorluğu ortada. Düzenli bir enerji kaynağı değiller, güneş panellerinin en yüksek enerji ürettikleri zamanda sıcaklığı yükseldiğinden ötürü veriminin düştüğünü, en yüksek verimin %22'lerde olduğunu kim bilir?

Öte yandan 40 yılın başında bir kaç kere olan bir olayı bu kadar allandırıp ballandırıp milletin korkusundan beslenmek art niyet bence.
ABD, Kanada, İspanya, Fransa, Almanya'da bu olaylar niye olmuyor?

Çevreciler hidroelektrik santrallerine  dereleri kurutuyor, canlı çeşitliliğini azaltıyor diye karşı çıkıyor. Kömür santralleri hava kirliliğine yol açıyor, tarımı olumsuz etkiliyor diye karşı çıkıyor. E peki zaten enerjide dışa bağımlıyken, doğalgaza bağımlıyken ne yapacağız? Nükleer enerji, enerji bağımsızlığının tek yoludur.

Daha geçen gün Yeni Zelanda güneş panelleri kullanımının maliyeti çok fazla olduğu için vazgeçti.
https://www.newshub.co.nz/home/politics/2019/06/parliament-scraps-idea-of-going-solar-powered.html?fbclid=IwAR17_drvGkJIUiJ5lyrUtlrEImzmdZkJceuVvWJM5VnDKjWCQNg0EUnSwJA

Haklılar da, çünkü %100 enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan elde etmek için ne malzeme yeter, ne de bütçe. Üstüne üstlük, bunların ömrü 20-30 sene. 20-30 sene sonra bunlar çöp olarak da çevre kirliliğine yol açacak.

Öte yandan uranyum yakıt çubukları kullanım sonrası binlerce sene korunması lazım, nasıl koruyacağız? Evet haklısınız. Ama zaten nükleer santral üretilirken bu amaçla da üretiliyor. Ağır su içinde uygun koşullarda saklandığında bir problem olmuyor.


 Mühendisler bu işi bilmiyor mu diyorsunuz o zaman? 30-40 sene önce olan eski teknoloji santralde olan bir olayı referans göstermeyin lütfen? Fukushima örneğini gösterirseniz de adamlar depremi hesaba katmış, tsunamiyi hesaba katmamış. Onda da sorunu çözdüler zaten.

Ama Almanya %100 enerjisini yenilenebilir kaynaklardan sağlıyor dediğinizi duyar gibiyim. Bu da yanlı haberlerden biri. Anlık olarak belki de tüketilenden fazla üretiyor. Ama genele vurulduğunda oranı çok düşük. Ülkemiz de zaten bu noktada iyi bir durumda. 2018 verilerine göre toplam üretilen elektriğin %21'i yenilebilir kaynaklardan. AB ortalamasından yüksek.

Geçen hafta da bir haber çıkmıştı Mısır Sahra Çölü'ne güneş panelleri kuruyor diye. Ama bu haberi yapanlar aynı zamanda nükleer santral kurduğundan da, hatta nükleer santralin güneş paneli tarlasından daha düşük maliyetle ve daha yüksek kapasitede olduğundan niye bahsetmiyor acaba?

Öte yandan bu korkudan beslenenlerin trafiğe çıkamaması gerekir, ortalık psikopat gibi süren kaynıyor. Yolda yürüyememesi gerekir, çatılardan beton parçaları düşüyor, cam düşüyor, saksı düşüyor.... vs. örnekler uzatılabilir.
Dacia Duster 1.3 TCE EDC Comfort 2021 model (2023-...) 38bin km- ...
Dacia Sandero Stepway 0.9 TCE Easy-R 2017 model (2021-2023) 32bin km-56bin km
Toyota Corolla 1.6 Multidrive S 2019 model (2019-2021) 0 km-23bin km.
Mazda 3 1.6 Touring 2010 model (2015-2019) 96bin km-171bin km Toyota Yaris 1.3 Terra 2007 model (2013-2015) 55bin-91bin km.

Toyota Club Türkiye

Ynt: Çernobil (Nükleer Enerji)
« Yanıtla #60 : Haziran 16, 2019, 19:51:44 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • En masrafsız ve sağlıklı araç tabanvay.
  • Araç: Corona
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 420000
  • Model Yılı: '93
  • 416 kere teşekkür etti
  • 2220 kere teşekkür edildi
Ynt: Çernobil (Nükleer Enerji)
« Yanıtla #61 : Haziran 17, 2019, 00:34:40 »
@Mutlu Tekir (30216) zaten Çernobil'deki olay devamlı kötü senaryo olarak gösteriliyorda aslında olay bir kaza değil hesapsızca yapılan bir tatbikat sonucu olarak ortaya çıkmış bir durum,Ruslar en olumsuz koşullarda nükleer santral'e yapılacak bir saldırıda ne gibi tedbirler alınabilir sonuçları ne olur diye tatbikat yaparken o günün şartlarında hesaplanamayan nedenler sonucu o patlama oldu ama artık bütün dünya devletleri alacağı derslerin bir çoğunu aldı ve ona göre üretimler yapıyorlar,tabi bu nükleer enerji en temiz sağlıklı anlamına gelmez ama şuan için en verimli olanı bu daha iyisi yspılıncaya kadar bunu kullanmak durumundayız,öte yandan seninde bahsettiğin gibi diğer enerji kaynakları hiçte göründü gibi çevreci değil.
EGEA 1.4 BENZİN 95 HP URBAN
TOYOTA CORONA 3S FE
BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN UĞRUNDA AKAN KANDIR TOPRAK EĞER UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR.
EMNİYET KURALLARINA UYALIM UYMAYANLARI UYARALIM.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 125000
  • Model Yılı: '13
  • 220 kere teşekkür etti
  • 174 kere teşekkür edildi
Ynt: Çernobil (Nükleer Enerji)
« Yanıtla #62 : Haziran 17, 2019, 13:09:00 »
Nükleer enerji belki de dediğini gibi enerji üretim kaynaklarının en hesaplısı olan yöntem.

Japonya, ABD, Almanya, Fransa gibi ülkeler de çalışma disiplini var. Güvenlik herzaman ön plandadır. Kurulan sistemlerde meydana gelecek kaza risklerini en aza indirecek tedbirleri alırlar.  Ancak Ülkemiz insanının yapısı gereği (ki Ruslar'da bizim gibi ) güvenlik tedbirini alırız ancak devamı gelmez.

Bişey olmaz mantığı hemen hemen her yerde vardır. Yapılan inşaatlarda veya tersanelerde başka ülkeler önce güvenlik derken, bizde binlerde insan ölmesine rağmen baret takmayan, güvenlik kemerini bağlamayan dünya kadar işçi ve şantiye var. İş güvenliği uzmanlığı var ama oda maaş aldığı yere ceza kesmiyor yaptırıp uygulatmıyor. Aynı Soma'da olduğu gibi körler sağırlar birbirini ağırlıyor.

Ülkemizde tabi ki Nükleer santral olmalı, hatta uranyumu ülkemiz zenginleştirmeli. Teknolojimiz mühendislerimiz var. Herşey buna müsait. Tek müsait olmayan denetim ve güvenlik sistemimiz.

Akkuyu'da yapılan Nükleer santralle ilgili geçen haber vardı. Tam doğru mu bilmiyorum ancak atılan temel betonunda çatlaklar meydana geldiği belirtiliyor.

https://www.haberturk.com/son-dakika-nukleer-santral-temelinde-catlak-2452726-ekonomi

Eğer bu denetim tam yapılmaz ve santral çalışmaya geçince sorunlar çıkarsa sızıntı olduğunda bölgede geri dönüştürülemez çevre felaketi meydana gelir. Bu nedenle sistemi doğru, bilinçli kurmak gerekir.

Santrali güvenli inşaa etmekte yeterli değildir. Çalışanları deneyimli işinin ehli olan kişilerden seçmek gerekir. Ancak ülkemizde deneyimden, uzmanlıktan çok torpil geçerli olduğu için buda ayrı bir problem olacaktır. Mühendisler işinin ehli de olsa başlarına atanan işi bilmeyen bir kişi herşeyi berbat edebilir. Malesef ki ülkemizde ki sorunlar bunlar.

Ya değilse gelecekte belki de Geleceğe Dönüş filminde olduğu gibi araçlarda bile nükleer enerji kullanılacak.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2854 kere teşekkür etti
  • 3227 kere teşekkür edildi
Ynt: Çernobil (Nükleer Enerji)
« Yanıtla #63 : Haziran 17, 2019, 21:03:02 »
Çok yönlü incelenmesi gereken bir konu, sadece bir yönü ile ele almak doğru yere vardırmaz. Bu yüzden her farklı yön için, farklı bilgi ve fikirleri ortaya koymak gerekecektir. Bu durumda da herkesin aynı fikirde olması düşünülemez. Zaten öyle olursa da, ne gelişme olur, ne de kalite.

Şimdi çocukluğumdan hatırladığım ve İstanbul'da yaşayan kimi insanların bildiği bir yeri tekrar hatırlatmak isterim. Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi.

"1956 yılında 6821 sayılı Yasa ile Başbakanlık'a bağlı olarak Ankara'da Atom Enerjisi Komisyonu Genel Sekreterliği kurulmuştur. 1982 yılında 2690 sayılı Yasa ile Başbakan'a bağlı olarak Türkiye Atom Enerjisi Kurumu adı ile yeniden yapılanmıştır.

TAEK1956 yılında devlet bütçesine bir araştırma reaktörünün kurulması ve ilk masraflarını karşılamak amacı ile 760.000 TL (~ 270.000 $) tahsisat konmuş ve İstanbul'da Küçükçekmece Gölü kenarında şimdiki arazi istimlak edilmiştir. 1957 yılında nükleer bilimlere ait deneysel çalışmaları yapmak üzere TR-1 Araştırma reaktörü için müracaat eden 5 firmadan "American Machine Foundary (AMF)" firmasına "anahtar teslimi" usulüne göre TR-1 Reaktörü yapımı ihale edilmiştir. TR-1 Reaktörü 1959-1962 yılları arasında bu merkezde inşa edilmiş, ilk kez 6 Ocak 1962'de kritik olmuş ve 27 Mayıs 1962'de işletmeye açılmıştır. Projeye, kenarında bulunduğu göle izafeten 1960 yılında "Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi" adı verilmiştir. Reaktör bina inşaatı 2 Kasım 1960'ta, laboratuvar ve atölye kanadı Nisan 1961bitmiş ve ilk personel tayinleri Temmuz 1961'de yapılmaya başlanmıştır.

1962 yılında nükleer alanda üniversite üstü profesyonel araştırma, geliştirme, uygulama ve eğitim çalışmaları yapmak amacı ile AEK Genel Sekreterliğine bağlı olarak kurulan Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi'nin (ÇNAEM) kuruluşu tamamlanmıştır.

Ankara Nükleer Araştırma Merkezi de 1967 yılında faaliyete geçmiştir.

1967 yılında 6821 sayılı Yasaya dayalı "Radyasyon Sağlığı Tüzüğü" ve 1968 yılında "Radyasyon Sağlığı Yönetmeliği yürürlüğe konmuştur. Tüzük ile radyasyon içeren faaliyetlere ruhsat verme ve gerektiğinde iptal etme yetkisi Atom Enerjisi Komisyonuna verilmiştir. Mevzuat gereğince bu görevler Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ÇNAEM) ve Ankara Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ANAEM)'in Sağlık Fiziği bölümlerince yürütülmüştür.

1973 yılı itibarı ile 3550 radyasyon görevlisine kişisel dozimetre hizmeti verilmiştir.

1979'da ANAEM bünyesinde Nükleer Tarım Merkezi kurulmuştur. Nükleer Tarım Merkezi 1999 yılında yeniden yapılandırılmış ve Sarayköy'de Ankara Nükleer Tarım ve Hayvancılık Araştırma Merkezi (ANTHAM) içinde faaliyetlerini sürdürmüştür. Lalahan Hayvan Sağlığı Nükleer Araştırma Enstitüsü 1981 yılında kurulmuş olup, 1999 yılından itibaren Sarayköy'de ANTHAM içinde faaliyet göstermeye başlamıştır. Türk Cumhuriyetleri ile nükleer alandaki ilişkilerin etkin biçimde yürütülmesi amacıyla Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'na bağlı olarak 12 Ekim 1999 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile Türk Devletleri Nükleer İşbirliği, Araştırma ve Eğitim Merkezi (TÜDNAEM) kurulmuştur. TAEK bünyesindeki Ankara Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ANAEM) ve Ankara Nükleer Tarım ve Hayvancılık Araştırma Merkezi (ANTHAM) Bakanlar Kurulunun 13/06/2005 tarihli kararının 1/07/2005 tarihinde 25862 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanması ile birleştirilerek Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (SANAEM) adı ile yeniden kurulmuştur. Ankara Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi (ANAEM), Türk Devletleri Nükleer İşbirliği, Araştırma ve Eğitim Merkezi'nin (TÜDNAEM) Beşevler Yerleşkesindeki birimlerle birleştirilerek yeniden düzenlenmesi ile 18 Ağustos 2010 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile yeniden kurulmuştur.

Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi, 15 Temmuz 2018 tarihli 4 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Daire Başkanlıklarına dönüştürülerek ismi “Teknoloji Geliştirme Dairesi (TGD)” ve “Radyoaktif Atık Yönetimi Dairesi (RAYD)” olarak değiştirilmiştir.

TAEK'in faaliyetleri Başkanlık bünyesindeki Daire Başkanlıkları ve, Ankara ve İstanbul'daki Yerleşkeleri vasıtası ile yürütülmektedir."

Kaynak : http://www.taek.gov.tr/tr/kurumsal/services.html