Gönderen Konu: Tüm fıkralar buraya..  (Okunma sayısı 29641 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Siftahı Yapmış Toyotacı
  • *
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #120 : Ağustos 13, 2007, 13:59:20 »
Alıntı yapılan: Yasemin Güven
Hepinize iyi hafta sonları

Temel ile Dursun İtfaiye'de

Temel ile Dursun Amerika' da itfaiye teskilatinda is bulurlar.
Ise baslar baslamaz yangin ihbari alinir.
Çok katli bir binada yangin çikmistir.
Acilen binaya ulasirlar ancak  itfaiyeci merdiveni çalismaz...
Bunun üzerine Dursun hemen yukari çikar,
Temel asagida kalir.
Dursun asagida bekleyen Temel' in kucagina yukardan
çocuklari atmaya baslar.
Dursun atar, Temel tutar, kaldirima koyar.
Dursun atar, Temel tutar...
Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk, derken
besinci çocuk zenci çocuktur...
Dursun birakir, ama Temel yakalamak için kollarini açmaz.
Çocuk paat (!) yerde.
Bir zenci çocuk daha... Temel yine tutmaz.
Çocuk paat gene yerde..
Bir  zenci çocuk daha atinca Temel yukari bagirir:
- Yaniklari atma !.. yaniklari atma !..
[/quote]

süper bi fıkra mükemmel    
         



[quote=Yasemin Güven]
Garip ama Gerçek(Korkunç Araba)

Bu olay Kayseri Bünyan ilçesi sınırları içerisinde yaşanmıştır ki, olayın kendi Alfred Hitchcock’un meşhur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakır. Kendisi Bünyan’lı olmayan, politika ile de ugraşmış ve halen Kayseri’de işadamı olan birisi, Bünyan kıyıcığnda, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, lokantası olan bir benzin istasyonuna gider ve orada alabalik la alkol alır. Dönüşte yürüyüş mesafesindeki Bünyan’a gitmek için meyhanemsi lokantadan çıkar ki, dişarisi hem zifiri karanlik ve hem de korkunç bir kar-tipi fırtınasi başlamiştir.

Benzin istasyonuna yaklaşik 300 metre mesafedeki Bünyan’a dönüş için yol kenarina varir. Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan’a ulaşma derdindedir. Fırıina daha da şiddetlenir, bir-kaç adım ötesini bile görememektedir. Gelip-geçen bir araba da yoktur. Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın farlarını fark eder. Arabanın, tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner

Kapıyı kapatır. Araba hareket etmeye başlar…. İçeridekilere merhaba demek ister ama o da ne? Araba da kimse olmadigi gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden paniğe kapılır. Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleri bağlanmış, hareket edemez hale gelmiştir. Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır. Adam dua etmeye başlar. Tüm günahlari için tövbe eder. Arabayi durdurmasi için Allaha yalvarir. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanir ve direksiyonu kıvırarak, sert virajdan arabanin dogru yola dönmesini sağlar.

Her tehlikeli dönemece yaklaştikça, Allah’a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir. Sonunda kendisini biraz toparlar, aklını toparlamaya çalışır, ayaklarını kımıldatır.

-Ya Allah koru beni.

- deyip, kapiyi açmasiyla birlikte, kendisini arabadan dişari firlatir.
Bir kaç takla attiktan sonra, şarampolde kendisine gelir. Defalarca üç İhlas-bir Fatiha okuyarak, Bünyan’a yürüyerek ulaşir! ve kahvehaneye gelir. şok halindedir. Kendisini tanıyanlar hemence sobanin başına alırlar. Eline bir çay verirler. Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen doga üstü ve korkunç olayi anlatir.

 Olayi dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin akli başinda ve toplumsal sorumluluk taşiyan bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik oluşur. Yaklaşik yarim saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü’nden iki kişi girer. Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler. Bu arada, gelenlerden birisi, digerine şunlari söyler :

“-Hasan baksana, şu sobanin başinda oturan adam bizim araba yolda kalinca biz arabayi iterken, arabaya binip inen adam degil mi?
 
 

[/quote]

  çok gsl bi fıkra paylaşım için teşekkürler  

Toyota Club Türkiye

Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #120 : Ağustos 13, 2007, 13:59:20 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #121 : Ağustos 14, 2007, 01:28:40 »
Recep Mustafa Bey, öncelikle hoş geldiniz.   Fıkralarımı beğendiğiniz içinde çok teşekkürler ediyorum. Sağolun  

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
    • tubakan.blogcu.com
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #122 : Ağustos 16, 2007, 15:39:22 »
adamın biri toyotasıyla yolda giderken tam tımarhanenin önünde ön lastiğinin biri fırlamış gitmiş (toyotada olmaz ama fıkra bu ). adamcağız arabayı zar zor durdurmuş, gitmiş lastiği bulmuş. ama bijonları bulamamış. ne yapacağını kara kara düşünerek bir yandan da sesli sesli bijonlarla ilgili söylenerek bir aşağı bir yukarı yürürken
tımarhanenin 1.katındaki camdan bir deli:
bijonları bulamadıysan hepsinden bir tane çıkar tak. tamirciye kadar idare eder seni diye bağırmış.
adam şaşkın şaşkın
''bu zekayla senin ne işin var orda''   diye cevap vermiş.
deli
'' ben deliyim, aptal değil''  
hala onbaşıyım :(

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Mercedes CLA 180d AMG
    • Kendi Sitem
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 100000
  • Model Yılı: '14
  • 2 kere teşekkür edildi
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #123 : Ağustos 28, 2007, 10:58:46 »
bir telefoncuya giren çocuk nakia 3310'ları incelemektedir.
gülen bir yüzle onu izleyen kasiyere döner ve sorar:
-abi bunun şarjı bi hafta gider mi?
-sırtında bi aküyle dolaşırsan gider
-----------------------------------------------------------
bir toplantıda bir genç mehmet akif'i küçük düşürmek için sorar;
-affedersiniz, siz veteriner misiniz?
mehmet akif'in cevabı;
-evet, bir yeriniz mi ağrıyordu ?
-----------------------------------------------------------
kulaklarının büyüklüğü ile ünlü galileo'ye hasımlarından biri:
- "efendim", demiş.
"kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?"
galileo:
- "doğru", demiş. "benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama,
seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?"
-----------------------------------------------------------
nasreddin hocaya , timurun "seninle bir eşşek arasında ne kadar fark var"
sorusuna hocanın "benimle bir eşşek arasında iki arşın fark var"
demesi.(o esnada hoca ile timurun arasında iki arşın boyu uzaklık
olmaktadır)
-----------------------------------------------------------
muhabir: müslüm bey, hakan taşıyan için arabeskin yeni peygamberi
diyorlar.
ne diyorsunuz?
müslüm gürses: ben öyle bir peygamber gönderdiğimi hatırlamıyorum.
------------------------------------------------------------
bernard shaw ve soylu bir hanimefendi arasındaki bi konuşma
- hanımefendi bin sterline benimle yatarmısınız?
- önerinizi düşüneceğim.
- pekiii bir sterline benimle yatar mısınız?
- siz beni ne sanıyorsunuz???
- madam, sizin ne oldugunuz zaten saptanmış durumda. iş pazarlığa
kaldı.
------------------------------------------------------------
(Bu süper işte)
kral tv de vj konu açmıştır benim için nelerinizi feda edersiniz diye
arayanlar soyluyor evimi, arabamı, herşeyimi...vatandaşın biride çıkar
-ben 200 milyon veririm!!
kadın donakalır nası yani?
-sen etsen etsen 50 kilo edersin,kaşarın kilosuda 4 milyon 4x50:200 eheheh

-----------------------------------------------------------
hoca sınıfa girer, öğrenciler ayağa kalkar selam verir otururlar.
hoca birden dellenir:
hoca : "ben size oturun demedim ki hebele hübele"
eleman: "kalkın da dememiştiniz"
hoca : "...fatal error..."
-----------------------------------------------------------
[ Sansür ] pizzacı kızın telefonda belkide ilk aldığı pizza siparişi:
pizacı kız:buyrun efendim xyz pizza
eleman:3 tane parça pizza adres: xqw
pizzacı kız:efendim 3 parça pizza gönderemiyoruz en az 5 parça olmalı
eleman: ee iyi o zaman sen o 3'ü 5'e böl öyle gönder...
------------------------------------------------------------
hülya avşar: "hiç aynaya baktın mı? sen de popstar hali var mı?"
ajdar: "aynaya değil ama size bakınca kendimi bayağı star gibi hissediyorum
--------------------------------------------------------------
ismail dümbüllü sahnedeyken izleyicilerden biri sahneye hıyar atar.dümbüllü hıyarı eline alıp "biri kartvizitini yollamış" der.
------------------------------------------------------------------
ingiliz lordu Atatürk'ün daveti üzerine istanbul'a gelir.ingiliz lordu şerefine verilen yemekte servis yapan türk elindeki tepsiyi devirir.herkes büyük bi şaşkınlık içinde kalmıştır ve atatürk'ün ne tepki vereceği beklenirken, atatürk ingiliz lorduna dönerek:
"HALKIM HERŞEYİ BECERİYOR DA Bİ TEK UŞAKLIĞI BECEREMİYOR
www.envarencok.com
Lider dediğin...
ATATÜRK gibi OLmaLı......OLdu mu VATAN....ÖLdü mü EFSANE

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
    • tubakan.blogcu.com
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #124 : Eylül 01, 2007, 16:35:13 »

BABA, BANA PARA VER.


Baba para versene
-Ne parası
-vallahi fark etmez Türk parası, amerikan parası, İngiliz parası olabilir.
-Yaaa sabır...>.<


-Baba para versene.
-ulan daha dün para vermedim mi ben sana. Napcan yine
-baba kontörüm bitti kontör alacam.
-Ulan senin hattın faturalı değil mi? Dün de faturamı yatıracam diye para aldın yimezler.
-Öyle mi dedim. Tüüühh.


-Baba bana para lazım?
-Nekadar lazım?
-200 ytl yeter.
-okadar mı? Dur askılıkta ceketimin cebinden alıp geleyim.
-Çaaaaat.
-tühhh ulan baba yine kaçtı? Bir haftadır aynı numara.


-Baba para versene biraz.
-ulan artık elin ekmek tutsun çalışta kazan lan
-Nedemek yaa sen bana 18 yaşımı geçene kadar bakmakla yükümlüsün yasal olarak yani.
-uLan eeşşeşlo sen 18 yaşını geçeli 18 yıl oldu nerdeyse.
-hadi yaa okadar oldu mu?


-Baba biraz para versene.
-Lan ben senin yaşındayken eşek gibi çalışıp 4 nüfusu besliyodum. Bir gün yine çalışırken...
-Eywahh yine başladı. Tam 1 saat 20 dakika sürer bu nasihatnameyi okuması. Maçı kaçıracam. Keşke istemeseydim.


-Baba ...
-yinemi para istiyon
-yok baba. Para istemiyom.
-Aslan oğlum
-Baba süper bi iş kuruyom. Yalnız bu iş için annemin altınlarına ihtiyacım var baba. Köşeyi dönüyoruz yakında.
-siee git ulan bu kaçıncı.


-baba para...
-ahh kalbim ...
-baba tamam baba şaka yaptım.
-ohhhh.


-Baba paran var mı?
-Var ama vermem.
-Hönk


-Baba para versene .
-Napcan yine parayı
-baba selinin doğum günü hediye alcam
-Ulan bu selininde yılda 360 kere doğum günü oluyoo.
-yemedim ama neyse..



-Baba, bana para versene.
-Neden
-Diyalog gereği işte, ver bakalım bişiler olur belki..
Al, noldu?
-Zenginleşmiş bir diyaloğ oldu, daha ne?


baba para
lan bi kerede ağzından başka bişey çıksın
baba paya
ya sabır

baba para lazım
lan daha dün vermedim mi
verdiiiiin
eee
ama baba dün dündür bugün bugün !


babacım, canım bu kravat çok yakışmış sana
ne kadar istiyorsun
50 ytl yeter


emrah: baba para lazım
iç ses: olum seni baban kim yau


+ babaaa..
- daha dün verdim harcamasaydın hepsini..
+ bi isteseydim..

-benim yakışıklı babam, aslan babam, canım babam...
-söyle ne kadar istiyon?
-çok anlayışlı bu adam ya
_________________
hala onbaşıyım :(

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: AB+
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #125 : Eylül 01, 2007, 17:00:09 »
Tuba Hanım Teşekkürler Çok güzeldi
2001 ToYoTa CoRoLLa 1.4 vvt-i 97 HP  >> BeYaZ FaRe <<

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #126 : Eylül 01, 2007, 23:56:50 »
Osmanlı'da İnternet

internet :allame-i ulu arz

görev çubuğu : deynek ul vazife

çift tıklama : tıkırtı el tekerrür

administratör : sahib-ul edevat

software : edevat-ul yumuşak

hard disk : edevat-ul civanmert

mouse : zındık faresi

klavye : taht ul hurufat

anti spayware: mudafa ul hafiye

power supply : kuvvet macunu

my documents : hazine-i evrak

google : kaşif ul âli

denetim masası: sehpa-i saltanat

cd-rom : pervane-ul hafıza

ekran : perde ul temaşa

kasa : kaide

enter : duhul

virüs : deyyus

anti virüs : akıncı

msn : elçi

hacker : deyyus-ul ekber

hata roporu : malumat-ul kabahat

mail server : divaun-ul mektubat

messenger : havadisci

chat : muhabbet ul zabi

ctrl alt del : has tımar zeamet
 

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #127 : Eylül 02, 2007, 00:07:59 »
Bilgisayarı Bozma Teknikleri

Bilgisayarınızı, direkt güneş ışığı alabilecek bir yerde kullanın. Yakınlarda kalorifer veya benzeri bir ısıtma cihazı da bulunursa iyi olur. Ortamın nemli olması, olaya ayrı bir anlam katacaktır.
Bilgisayarınız kilitlendiği zaman, ''reset'' tuşuyla filan uğraşmayın. Power tuşuyla kapatın ve birkaç saniye bile geçmeden hemen açın.
Elektrikler kesildiğinde, bilgisayarınızı kapatmayın. Elektrik geldiğinde yaşanacak ani voltaj değişiminin, monitörünüzde oluşturacağı görüntü ile sabit diskinizden gelecek garip seslerin senfonik uyumu size ilginç bile gelebilir.
Bilgisayar masanızı sabitlemeyin. Böylece her tuşa bastığınızda sallanan bilgisayar, size ''interaktif'' bir his verecektir.
Bilgisayarınızın kasasını, havalandırma delikleri kapanacak şekilde bir duvara yaslayın. Böylece işlemcinizin soğuması için gereken hava dolaşımını ve ısı kaybını önleyebilir, bilgisayarınızla ''sıcak'' ilişkiler kurabilirsiniz.
Bilgisayar monitörünüzde sabit bir görüntüyü saatlerce tutun. Böylece, monitörünüzün fosfor tabakasında oluşacak zedelenme sonucu, monitörünüz kapalı iken bile o görüntünün siluetini görebilirsiniz.

Bilgisayarınızın fişini topraksız bir prize takın. Aynı prizden diğer elektronik cihazların da güç sağlaması, bilgisayarınıza giden akımda hoş değişiklikler yapacaktır. Küçük kardeşinizin veya çocuğunuzun bilgisayarınızın disket sürücüsüne bozuk para ve benzeri şeyleri sokmasına aldırmayın. Bilgisayarınızın içinde birikecek bozuk paralar, ona tasarruf alışkanlığı, bilgisayar tamircinize de para kazandıracaktır.
Eğer modem kartı, ses kartı ve benzeri kartları çok sık takıp çıkartıyorsanız, her seferinde bilgisayarınızın kasasındaki o vidaları açmak büyük dert haline gelebilir. Hele bir de yıldız tornavidanız yoksa, bu iş bir eziyet halini alabilir. Bu kadar uğraşacağınıza, bırakın bilgisayarınızın kasası sürekli açık kalsın. Annenize de söyleyin, sehpanın tozunu alırken bilgisayarınızın devrelerine de bir el atsın.

Tüm bunları yaptığınız halde, bilgisayarınız hala çalışmakta ısrar ediyorsa, en etkili ve son çare olarak kaldırıp pencereden atabilirsiniz.
 


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
    • tubakan.blogcu.com
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #128 : Eylül 03, 2007, 14:37:07 »
Alıntı yapılan: cem_acar
Tuba Hanım Teşekkürler Çok güzeldi
[/quote]
 ben teşekkür ederim. ne demek  

yasemin hn. osmanlıda internet çok hoştu. kızım da çok güldü. paylaşım için teşekkürler.
hala onbaşıyım :(

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #129 : Eylül 03, 2007, 22:56:39 »
Rica ederim Tuba Hanım, benim için bir zevkti  

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #130 : Eylül 23, 2007, 00:28:46 »
Anne ve babaların saçları bundan beyazlıyor  

Büyük şirketlerden birinin patronu, bilgisayar sistemleriyle ilgili önemli bir arızanın acilen giderilmesi için bilgisayar mühendislerinden birinin evine telefon eder. Karşı taraftan fısıldayan bir çocuk sesi ;

- "Alo" der.



Patron sorar :
- "Baban evde mi?



Çocuk fısıldayarak cevap verir ,
- "Evet"



Patron sorar :
- "Onunla konuşabilir miyim?"



Çocuk fısıldayarak cevap verir ,
- "Hayır"



Patron şaşırır,
- "Peki annen evde mi?"



Çocuk fısıldayarak ,
- "Evet"



Patron ,
- "Peki onunla konuşabilir miyim?"



Çocuk yine fısıldayarak ,
- "Hayır"



Patron şaşkın ,
- "Orada başka kimse var mi?"



- "Evet" der çocuk , fısıldayarak, "Bir polis memuru var"



Mühendislerinden birinin evinde polisin ne işi olduğuna anlam veremeyen adam sorar ;
- "Memur beyle konuşabilir miyim?"



- "Hayır !" der ufaklık , "şu anda meşgul"



İyice meraklanan patron:
- "Neyle meşgul?"



Çocuk fısıldayarak cevaplar ;
- " Annem , babam ve itfaiyeci amcalarla konuşuyor"



Meraki iyice artan ve endişelenen patron, telefondan gittikçe artan bir gürültü duyar,
- "Bu ses de ne?.." diye sorar.



- "Helikopter" der çocuk, hala fısıldayarak.



Panikleyen patron ;
- "Neler oluyor orada ?" diye sorar.



Çocuk hala fısıldayarak:
- "Arama kurtarma timi geldi"



Patron endişeli ve neler olduğunu bilememenin kızgınlığı içinde:
- "İyi de , neyi arıyorlar...?"
Küçük çocuk, hala fısıldayarak ve kıkırdayarak cevap verir...

- "BENİ..."

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Mercedes CLA 180d AMG
    • Kendi Sitem
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 100000
  • Model Yılı: '14
  • 2 kere teşekkür edildi
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #131 : Eylül 24, 2007, 20:45:30 »
Alıntı yapılan: Yasemin Güven
Bilgisayarı Bozma Teknikleri

Bilgisayarınızı, direkt güneş ışığı alabilecek bir yerde kullanın. Yakınlarda kalorifer veya benzeri bir ısıtma cihazı da bulunursa iyi olur. Ortamın nemli olması, olaya ayrı bir anlam katacaktır.
Bilgisayarınız kilitlendiği zaman, ''reset'' tuşuyla filan uğraşmayın. Power tuşuyla kapatın ve birkaç saniye bile geçmeden hemen açın.
Elektrikler kesildiğinde, bilgisayarınızı kapatmayın. Elektrik geldiğinde yaşanacak ani voltaj değişiminin, monitörünüzde oluşturacağı görüntü ile sabit diskinizden gelecek garip seslerin senfonik uyumu size ilginç bile gelebilir.
Bilgisayar masanızı sabitlemeyin. Böylece her tuşa bastığınızda sallanan bilgisayar, size ''interaktif'' bir his verecektir.
Bilgisayarınızın kasasını, havalandırma delikleri kapanacak şekilde bir duvara yaslayın. Böylece işlemcinizin soğuması için gereken hava dolaşımını ve ısı kaybını önleyebilir, bilgisayarınızla ''sıcak'' ilişkiler kurabilirsiniz.
Bilgisayar monitörünüzde sabit bir görüntüyü saatlerce tutun. Böylece, monitörünüzün fosfor tabakasında oluşacak zedelenme sonucu, monitörünüz kapalı iken bile o görüntünün siluetini görebilirsiniz.

Bilgisayarınızın fişini topraksız bir prize takın. Aynı prizden diğer elektronik cihazların da güç sağlaması, bilgisayarınıza giden akımda hoş değişiklikler yapacaktır. Küçük kardeşinizin veya çocuğunuzun bilgisayarınızın disket sürücüsüne bozuk para ve benzeri şeyleri sokmasına aldırmayın. Bilgisayarınızın içinde birikecek bozuk paralar, ona tasarruf alışkanlığı, bilgisayar tamircinize de para kazandıracaktır.
Eğer modem kartı, ses kartı ve benzeri kartları çok sık takıp çıkartıyorsanız, her seferinde bilgisayarınızın kasasındaki o vidaları açmak büyük dert haline gelebilir. Hele bir de yıldız tornavidanız yoksa, bu iş bir eziyet halini alabilir. Bu kadar uğraşacağınıza, bırakın bilgisayarınızın kasası sürekli açık kalsın. Annenize de söyleyin, sehpanın tozunu alırken bilgisayarınızın devrelerine de bir el atsın.

Tüm bunları yaptığınız halde, bilgisayarınız hala çalışmakta ısrar ediyorsa, en etkili ve son çare olarak kaldırıp pencereden atabilirsiniz.


[/quote]

 

bu yazıyı şirketteki kullanıcalara veridim ve gerçekten bir çoğunun burada yazanları uyguladığını gördüm

 

 

hee bu arada yasemin hanım çok teşekkürler

www.envarencok.com
Lider dediğin...
ATATÜRK gibi OLmaLı......OLdu mu VATAN....ÖLdü mü EFSANE

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #132 : Eylül 24, 2007, 23:54:11 »
Rica ederim Erdem Bey, Ben teşekkür ederim  

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Kan Grubu: B+
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #133 : Eylül 28, 2007, 17:42:33 »
temel yeni bir ayakkabı alır.ayakkabıcı ilk hafta ayağınızı sıkabilir der.bunun üzerine temel ayakkabıyı 1 hafta giymez.
318

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Siftahı Yapmış Toyotacı
  • *
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: AB+
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #134 : Eylül 29, 2007, 23:25:51 »
herkese teşekkürler paylaşım için

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Resim gençliğimden (42 yaşımdayken)
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: B+
  • 15 kere teşekkür etti
  • 84 kere teşekkür edildi
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #135 : Ekim 06, 2007, 03:59:21 »
Yaşlı bir
>>kadın kedi maması almak için markete gider. Üç kutu
>>alıp kasaya götürür. Kasadaki kız ;" Üzgünüm bayan ama bunları
>>alabilmeniz için kediniz olduğunu kanıtlamanız gerekir. Bir çok yaşlı
>>insan bunları kendileri yemek için aldıklarından kediniz olduğuna
>>inanmadan size bunları satma yetkimiz yok." der. Bunun üzerine yaşlı
>>bayan eve gidip kedisini alır ve markete getirir. Market bunun üzerine
>>kadına kedi
>>mamasını satar.
>>Ertesi gün yine yaşlı kadın üç kutu köpek maması almaya
>>kalkar. Kasiyer yine kadından köpeği olduğuna dair bir kanıt ister.
Çünkü
>>yaşlı insanlar bazen de köpek maması yemektedirler. Bunun üzerine kadın
>>yine evine döner köpeğini alıp markete gelir ve mamaları alır. Ertesi gün
>>yine yaşlı bayan markete gelir bu sefer elinde bir kutu vardır. Kasiyere
>>gider ve elini içine sokmasını söyler. Kasiyer korkarak; " Hayır, içinde
>>beni ısıracak bir yılan olabilir." Yaşlı kadın;" İnanın, kutunun içinde
>>size zarar verebilecek hiç bişi yok. Lütfen elinizi kutunun içine sokun.".
>>Bunun üzerine kasiyer elini kutuya sokar ve sonra elini koklayarak ; "Bu
>>şey sanki b.k gibi kokuyo." der Yaşlı kadın devam eder;" Evet ööle.
Şimdi lütfen üç rulo tuvalet kağıdı alabilir miyim?"

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Site Başçavuşu
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 52 kere teşekkür edildi
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #136 : Ekim 06, 2007, 04:04:45 »
Güzeldi velhasıl fıkralar konusuna taşıyorum bunu

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Mercedes CLA 180d AMG
    • Kendi Sitem
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 100000
  • Model Yılı: '14
  • 2 kere teşekkür edildi
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #137 : Ekim 06, 2007, 11:22:48 »
Söz
Zenginin biri ölümüne yakın, biri doktor,
biri papaz,diğeri avukat üç yakın arkadaşını
çağırmış yanına. Bir ricada bulunmuş:

- "300 bin dolarlık tasarrufum var, demiş,
bunu yanımda öteki dünyaya götürmek istiyorum.
Ama kimseye de güvenemiyorum. Size simdi 100'er
bin dolar vereceğim. Bu paraları ne olur ben
gömülürken kefenimin iç cebine koyuverin..."

Adam olmuş. Üç arkadaş verdikleri sözü yerine
getirmişler. Bir süre sonra doktor vicdan
azabına yakalanmış. Diğer iki arkadaşını
çağırarak onlara itirafta bulunmuş:

Doktor:

-"Hastanenin çok acil ihtiyacı vardı, demiş,
onun için 100 bin doların 20 bin dolarını
hastaneye sarfettim, kefene 80 bin koydum."

Papaz: - "Maalesef ben de aynı günahı işledim,
demis,paranın yarısını kilisenin inşaatina ayırdım.

Kefenin cebine 50 bin dolar koydum."

Avukat : -"Ben sözümü aynen yerine getirdim,
demiş,kefenin cebine 100 bin dolarlık çek koydum."

www.envarencok.com
Lider dediğin...
ATATÜRK gibi OLmaLı......OLdu mu VATAN....ÖLdü mü EFSANE

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Resim gençliğimden (42 yaşımdayken)
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: B+
  • 15 kere teşekkür etti
  • 84 kere teşekkür edildi
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #138 : Ekim 08, 2007, 02:38:18 »
mühiş valla nerden buluyorsunuz bunları

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Site Başçavuşu
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 52 kere teşekkür edildi
Tüm fıkralar buraya..
« Yanıtla #139 : Ekim 14, 2007, 21:24:44 »
-Moldavyalı-

Babamla annem atışıyorlar.
Annem- Bir gün ölüp gideceğim, kalacaksınız böyle birbirinizle.(Beni göstererek)Hadi bu birini bulur da sen ne yapacaksın?Bu yaştan sonra kimse almaz seni.
Babam- Beş Moldavyalı alırım bu eve be, (Bana dönerek)değil mi oğlum güzel olmaz mı?
Ben-

 Moldavyalı yalnız.Moldovalı değil