-
-
24 Saat
Doktor hastasina o güne degin yapilan tahlillerin sonuçlarini açiklamaktadir;
-Size bir kötü, bir de daha kötü haberim var... Önce kötü haberi vereyim. Test
sonuçlarina göre 24 saatlik ömrünüz kalmis.
Adam yikilir ve doktora dönüp :
"Hayir olamaz. Buna inanamiyorum. Fakat, fakat bundan daha kötü bir haber
olamaz ki?
Doktorun yaniti kisa olur :
-Dünden beri size ulasmaya çalisiyorum...
Ne Olucak Halimiz?
Hans ve Peter merak içerisindeymisler,
- Bizim birahanelerdeki insanlar öyle koyu muhabbete dalmaz. Halbuki beyaz
içki içen Türkler in uzun uzun çene çalinan meyhaneleri var.
Denemek için raki içmisler, birinci dubleden sonra Hans arkadasina dönmüs,
- N olucak bu Almanya nin hali?..
Apandist Yeri
Iki sevgili bir agacin gölgesinde oturuyorlardi. Delikanlinin tatli sözleri arasinda
bir ara kiz, sevgilisinin kulagina egilip,
- Sevgilim sana apandist ameliyati oldugum yeri göstermemi ister misin?
Delikanlinin gözleri parladi,
- Göster canim göster tabii...
Kiz eliyle uzak bir yeri göstererek,
- Bak su ilerde görünen sari bina var ya, onun üçüncü kati...
Lamba Cini
Kadinin biri temizlik yaparken bir lamba bulmus. Bunun tozunu alirken icinden bir
Cin çikmis ve "Dile benden ne dilersen..." demis. "Ama sakin unutma, benden
sadece üç dilek dileme hakkin var ve de her isteginin iki katini kocana verecegim"
demis. Kadinda "Tamam" demis. Ve ilk dilegi "Beni dünyanin en guzel kadini yap"
olmus. Cin, "Bak ama kocan iki kat daha yakisikli olacak" demis. Kadin "Sorun degil."
demis. Ikinci dilegini, dünyanin en zengin kadini olmak olmus. Cin kadini yine
uyarmis... "Bak kocan senin iki katin kadar zengin olacak" demis... Kadin yine
"Sorun degil." demis... Sira üçüncü ve sonuncu dilege gelmis ve kadin gülerek;
"Simdide beni öldurmeyecek hafiflikte bir kalp krizi geçirmemi sagla..." demis.
Pazarlik Payi
Küçük Kayseriliye hocasi sormus :
- Alti kere alti?
- Otuz dokuz.
- Otur, sifir.
Arkadasi sorar :
- Bildigin halde neden otuz dokuz dedin?
- Pazarlik edecektim, anlamadi...
Yalan
Küçük çocuk okula yeni baslamisti. O aksam okuldan döndükten sonra yüzünü
burusturarak söylendi :
- Annecigim okulda bile yalan söylüyorlar...
- O da ne demek oluyor yavrum? Olur mu öyle sey?
- Inanmazsan git de bak. Bizim sinifin kapisinda birinci sinif" yaziyor. Halbuki
oturacak yerler hep tahtadan...
-
-
-
-
-----------------------------------------------------------
Kayseri'de bir çocuk el arabasında çok ağır bir yükle yokuşa doğru gitmektedir. Tam arabayla yokuşu çıkacakken yanına 40 yaşlarında bi adam gelmiş ve arabayı çocuktan alıp kendi çıkarmaya başlamış. Adam bi yandan arabayı çıkarırken aralarında şöyle bir diyalog geçmiş.
-Ah evladım sana kim verdi bu kadar yükü? Sen bu halinle bunları nasıl taşıyacaksın?
-Ben dükkanda çırak olarak çalışıyorum. Ustam da benden bunları götürmemi istedi.
-Ne vicdansız adammış. O öyle hadi normal yolda taşırsın da yokuşu çıkramayacağını hiç akıl edemedi mi?
-Ben de aynısını söyledim. Sen yokuşa kadar götür. Yokuşa gelince enayinin biri sana yardım eder dedi.
----------------------------------------------------------
Oğlu, Kayseriliden para ister.
-Baba 500 bin lira verir misin? Kayserili :
-Neee 400 bin mi? Naapcan lan 300 bini. 200 bin neyine yetmiyor. Al sana 100 bin yeter. der ve çıkartıp 50 bin lira verir.
Bunun üzerine oğlu pişkin pişkin güler:
-Baba bana zaten 50 bin lira lazımdı. Kayserili :
-Bak sen şu kosnüğe, sahte para vermesem kazıklayacaktı beni..
-----------------------------------------------------------
Öğretmeni Kayserili çocuğa sorar.
-Söyle bakalım iki kere iki kaç eder?
-Öğretmenin alırken 3 satarken 5 eder.
----------------------------------------------------------
-
-
Bi tane daha geldi aklıma.
Bi gün Kayserili bi köye gider. Köyün girişinde bi atlıyla karşılaşır. Nerden geliyosun nereye gidiyosun muhabbetinden sonra atlı bizimkinin Kayserili olduğunu öğrenir ve hemen
-Siz Kayserililerin akıllı adamlar olduğunu söylerler. çok merak ettiğim bi şey var. Acaba Allah şu anda ne yapıyor? der. Kayserili de:
-Bu soruya cevap veririm ama senin atına binmem lazım. Çünkü böyle yüksek bi suale ancak yükseklerden cevap verilebilir. der ve atlıyı atından indirip kendi biner. Atlı merak içinde:
-E şimdi söyle artık Allah şu anda ne yapıyor diyince Kayserili lafı yapıştırır:
-Ne yapacak atı senin gibi enayinin elinden alıp benim gibi akıllıya veriyor. der ve dört nala kaybolur.
-
-
Kayserilileri kızdiımak için, eşek etinden pastırma yaptıklarını her fırsatta soyleyen biri yine bir Kayseriliye bunu sormuş :
-Sizde eşek etinden pastırma yaparlarmış doğru mu?
Kayserili adamı rahatlatmış :
-Kayseri`ye gidecek misin?
-Yok, gitmeyecegim!
-O halde merak etme!
Kayserili tras olacakti. Berber buyurun deyip döner koltugu gösterince koltugu cevirdi, sirti aynaya gelecek sekilde oturdu. Berber sasirdi:
- Beyefendi, neden ters oturdunuz?
Kayserili, telassiz:
- Sabah sabah, dedi, Gayserili yüzü görmek istemem de...
-
-
Nebraska da yaşlı bir adam yaşardı...
patates ekimi için bahçeyi bellemesi
gerekiyordu , lakin bu çok zor bir işti..
Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi
ama oda hapisteydi. Yaşlı adam oğluna bir mektup yazarak
sorununu açıkladı..
Sevigili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden
kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi
kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım.
Burada olsan bütün derdim bitecekti.
Biliyorum ki sen bahçeyi benim için
hallederdin.
Sevgiler Baban..
Birkaç gün sonra oğlundan bir mektup alır.
Babacığım,
Allah aşkına bahçeyi kazma. Ben oraya
cesetleri gömmüştüm.
Sevgiler David.
Ertesi gün sabaha karşı FBI ve yerel polis
çıkagelir ve tüm sahayı kazar lakin hiçbir
cesede rastlamazlar. Yaşlı adamdan özür
dileyerek giderler. Aynı gün yaşlı adam
oğlundan bir mektup daha alır.
Babacığım,
Şimdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda
yapabileceğimin en iyisini yaptım.
Sevgiler David
-
-
Kizilderinin teki bizonlarini otlatiyormus.Derken bir
> > kovboy gelmis ve sormus
> >
> > "- Bu kopek senin mi..??
> >
> > "- O kopek benim olmak
> >
> > "- Onunla konusabilir miyim
> >
> > "- Kopek konusamamak .." kovboy kopege yaklasir.
> >
> > "- Nasilsin..??
> >
> > "- Fena degil!..." Kizilderili saskin..
> >
> > "- Bu kizilderili senin sahibin mi
> >
> > "- Evet.
> >
> > "- Sana iyi davraniyor mu
> >
> > "- Evet,cok iyi. Gunde iki kez tuvalet icin
> > dolastiriyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor..." .
> > Kizilderili bu arada kafayi yemektedir
> >
> > Kovboy kizilderiliye sorar.
> >
> > "- Bu at senin atin mi
> >
> > "- O at benim olmak
> >
> > "- Onunla konusabilir miyim
> >
> > "- At konusamamak..." Kovboy ata yaklasir.
> >
> > "- Nasilsin
> >
> > "- Fena degil!...." Kizilderili daha da saskin.
> >
> > "- Bu kizilderili senin sahibin mi
> >
> > "- Evet.
> >
> > "- Sana nasil davraniyor
> >
> > "- Iyi. Bana hergun gerekli yurususleri yaptiriyor,
> > fazla yuk bindirmiyor,gunde 2 kere ve her terlememden sonra
> > terimi siliyor, ve icinde yiyecek ve yataklik olan ufak bir ahir
>insa
> > ediyor...."
> > Kizilderili ne gozlerine ne de kulaklarina inanmaktadir
> >
> > Kovboy tekrar kizilderilinin yanina gelir.
> >
> > - Bu Disi Essek senin mi
> >
> > - Essek benim olmak, konusmak ama cok yalan soylemek
Adamcağız hayli alkollü ve de bitkin üstelik
gecenin üçünde evine gelir. Karısı ise
son derece zinde, duruma kesinlikle hakim,
kocasını sorgulamaya başlar.
- Söyle bakalım Süpermeeen. Neler yaptın bu akşam?
- Valla karıcım, patronla beraber müşterileri
yemeğe çıkarttık.
- Eeee, sonra ne yaptınız süpermen?
- Oradan striptize gittiiik... Ben sadece seyrettim.
- Yani sen birşeyler yapmadın degil mi, süpermen ??!!!
- Ben hiç bişicikler yapmadım, ama sen niye bana
ikide bir süpermen diyorsun?
- Valla, ben bir seni bir de süpermeni gördüm donunu
pantolonunun üstüne giyen !!
-
-
2 kekeme bahse girmişler kim daha kısa sürede girip sigara alacak diye.Birinci bakkala girmiş.
-Bii bi bi mmm mal maaal malboro
bakkal malborayı vermiş,bu çıkmış zaman tutmuşlar 5 saniye...
İkinci girmiş.
- Mmm ma maal malboro
- Light mı normal mi?
- Eeeeee eebbee ebbenin...
-
-
-
-
TELEKIZ 18+
Bir gün adamin biri telekiz ile bes yüz dolara anlasir.Ve geceyi beraber geçirirler.
Ancak sabah olup sira parayi ödemeye gelince, adam cebinde yeteri kadar para olmadigini anlar.
Tele kiza parasi olmadigini,isyerine vardiktan sonra parayi zarfla gönderecegini söyler. Kiz da kabul eder.
Adam zarfin üzerine daire kirasi yazacagini söyler. Adam isyerine vardiktan sonra parayi hazirlarken
aslinda gecenin o kadar da iyi geçmedigini, bekledigi kadarda eglenmedigini düsünür.Ve kadina besyüz dolar yerine ikiyüzelli dolar göndermeye karar verir Zarfin üzerine daire kirasi oldugunu belirttikten sonra içine de böyle bir not ilistirir.
"Hanimefendi size besyüz yerine ikiyüzelli dolar yolluyorum. Çünkü ben; dairenizin daha önce hiç
kullanilmamis oldugunu düsünmüstüm ve dairenizin daha küçük oldugunu saniyordum...
Ayrica dairenizin isitma sistemini de hiç begenmedim.Daha sicak olmasini bekliyordum" yazar
Ve zarfi kurye ile yollar.
Kadin zarfi açt?iginda paranin eksik oldugunu ve yanina da bir not ilistirilmis oldugunu görür.
Beyefendi böylesi güzel bir dairenin daha önce kullanilmamis olabilecegini nasil düsünürsünüz.
Aslinda daire hiç de büyük degil. Sizin dairenin içini dolduracak kadar esyaniz olmadigi için size büyük gözükmüs olabilir. Ayrica isitma sistemi de iyidir ancak siz ateslemeyi beceremediyseniz ben
ne yapabilirim.
-
-
Otomobil ile ilgili bildiğiniz, duyduğunuz fıkraları anlatırsanız ilginç olacak, ilki benden... Arabalarla ilgili araştırmalar yapan bir heyet, Amerikada Genaral Motors tesislerini geziyormuş; kafesler içerisinde canlı kediler görmüşler ve ne olduğunu sormuşlar, yetkili bir görevli açıklamış:
"Bu kedileri araçların izolasyon testlerinde kullanıyoruz" demiş
"Araba banttan çıktıktan sonra, içine bir kedi koyup, kapıları camları, havalandırma kanallarını falan tamamen kapatıyoruz; ertesi gün geldiğimizde kedi ölmüşse izolasyonda sorun yok demektir......."
Bir süre sonra aynı heyet Rusya'da Lada fabrikasını gezerken oradada kafesler içinde canlı kediler görmüşler ve çok şaşırmışlar; "vay canına ruslar bu kadar ilerledimi, olabilirmi acaba" diye düşünmüşler ve sormuşlar; yetkili bir teknisyen açıklamış:
"Bu kedileri araçların izolasyon testlerinde kullanıyoruz" demiş
"Araba banttan çıktıktan sonra, içine bir kedi koyup, kapıları camları, havalandırma kanallarını falan tamamen kapatıyoruz; ertesi gün geldiğimizde kedi kaçmamışsa izolasyonda sorun yok demektir......."
Not: Ladası olan arkadaşlar, bağışlayın...
Yaşlı adam , pet shop'a girer ve kendisini yanlızlıktan kurtaracak bir evcil hayvan almak istediğini söyler 5 bin lirası vardır. Uzun bir uğraş ve pazarlıktan sonra 5 bin liraya bir papağan alır. dışarı çıktığında yeni dostuyla dertleşmeye başlar
---eee, dostum, bana yanlızlığımda arkadaş olasın diye aldım seni, bütün paramıda harcadım, şimdi eve nasıl gideceğiz, yürüyelim desen, dizlerimde derman yok, otobüse binelim desen para yok, şimdi bana bir akıl ver ne yapalım?
papağan cevap vermiş
----Ceketi okut, taksi tutalım.
Otoban kıyısında bir adam otostop yapıyor ama yanında birde ineği var, yeni model havalı bir araba duruyor, genç bir sürücüsü var, merakla soruyor, "Amca" diyor "seni alayım ama inek ne olacak?"
---sen onu merak etme arkamızdan gelir, diyor adam
Yola çıkıyorlar, inekte arkalarından koşmaya başlıyor, şoför bastıkça inek te hızlanıyor, arabanın arkasından ayrılmıyor bir türlü, sonunda son hızına çıkıyor, bir taraftanda gözü dikiz aynasında...
---"amca bak senin inek kesildi galiba , dili sarkmış" diyor sürücü.
ineğin sahibi arkaya dönüp baktıktan sonra cevap veriyor
---" yok evlat, o yorulmaz, canı sıkılmış, diliyle sinyal veriyor, seni sollayacak".....
Alamanyada yaşayan bir LAZ köşeyi iyice döndükten sonra lüx ve hızlı bir araba almış, arabasına her türlü donanımıda taktırmış, telsizi bile varmış, bir gün bir otobanda son sürat giderken polis telsizinden şöyle bir anons duymuş "bütün ekipler dikkat, otobanda bir araba ters yönde son hızla gidiyor......"Bizimki hemen kendi telsizine sarılmış; "Ula bir tanesi değil, hepsi ters yönde gidiyy, hepsi...."
ortalık kar, buz, kıyamet; yollar donmuş, insanlar kayıp kayıp düşüyor.. karadenizli vatandaş ta köşede durmuş düşenleri seyrediyor...
Güzel bir kız geçerken ayağı kayıyor, kızcağız akrobatik hareketler falan yaparak durumu kurtarıyor, düşmüyor, ama bu arada orası burası birazcık açılıyor...
Kızcağız köşede kendisini izleyen vatandaşı görünce, frikik verdiği için hayli utanıyor ve durumu kurtarmak için "gördünüzmü refleximi" der,
Bizimkide şaşkınlıkla "uyyy sizin buralarda ona reflex mi diyorlar".........
Temel bir gün kahveye girmiş.Üstü başı yırtıkmış. Ne oldu diye sormuslar. Temel: "Kaynanamı gomduk."diye cevap vermiş. Kahvedekiler: "İyi de bu halin ne?" Temel: "Biraz direndi de."
Cennetin kapısında görevli melek yeni vefat etmiş adama: - "Üzgünüm ama seni içeri alabilmem için bana hayattayken yaptığın iyi bir şeyi anlatmalısın." Adam biraz düşünmüş ve: - "Bir grup serserinin yaşlı bir kadının çantasını almak istediklerini gördüm. Ben de kadını kurtarmak için yanlarına gittim. Başlarındaki çocuğun motorunu devirip, çocuğun yüzüne tükürdüm. Yanındakilere de yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu söyledim." - "Ya bu ne zaman olmuştu?" - "Yaklaşık üç dakika önce.."
Üstü açık , şık bir otomobildeki genç, bir eli direksiyonda, diger eli yanındaki sarışının omuzunda, keyfle giderken, polis çevirir, kızgın bir ifadeyle şöföre; "iki elini de kullansan nasıl olur" diyor, çocuğun cevabı; "bende sabahtan beri aynı şeyi söylüyorum memur bey, ama şu yanımdaki aptal sarışın, olmaz öyle şey, sonra arabayı kim kullanır diye kabul etmiyor
ARABA SATIŞI
Banu Alkan, eski arabasini satisa çikarmis. Araba piyasasi zaten durgun. 250 bin kilometredeki külüstüre tek talip bile çikmamis..Savas Ay'a yalvarmis yakarmis, "Bana yardim et, ne olur" diye
Dayananamis Savas, "Sanayide su adrese git. Orda Ahmet ustaya benim selamimi söyle.. O bu isleri bilir. Kilometre saatini 10 bin kilometreye ayarlar."
Banu gitmis Sanayi Çarsisi'na.. Ahmet Usta'yi bulmus. Al takke ver külah, anlasmislar. Ahmet Usta, saati 10 bine ayarlamis. Aradan bir hafta geçmis.. Savas Ay, rastlamis Banu'ya Akmerkez otoparkinda.. Bakmis ayni külüstürden iniyor. "Ne o hala satamadin mi?" diye sormus. "Deli misin sen?" diye cevap vermis Banu..
"Daha 10 bin kilometredeki arabami satar miyim ben?."
BMW
Temel BMW almış ve on saatte Trabzon`a varmış. Dönüşte, BMW ile geri geleceğim karşılayın diye İstanbul`a telgraf çekmiş. Temel 40 saat sonra varmış, merakla sebebi sorulunca :
-Pu BMW`lerin ileri pes vitesi, ceride ise sadece pi vitesi var.
hidayet omru boyunca soforluk yapmis ve olmus, cennete gitmistir...
hıdayet cennetın kapısında kuyruga gırer.hemen önünde
bekleyen adam bır papazdır.kapıda bır melek beklemektedır
melek pedere sorar ; -
-hıç günahın var mı ? peder ;
-azız melek ben rahıptım , tüm hayatım boyunca tanrıma dua
ettım, karıma ve çocuklarıma sadık kaldım, ınsanlara ve hayvanlara hep yardım ettım.
melek;
-çok ıyı bunları bılıyorduk zaten al sana cennetın gümüs
anahtarı.. der
ve sonra hıdayet'e döner ;
-senın hıç günahın var mı hıdayet ?
hıdayet;
-ben de her zaman hayvanlara ve ınsanlara ıyılık
yapardım, tanrıya çok dua etmedım açıkçası, ınancım da zayıftı ve bır de günahım vardı, çok sert ve hızlı otobüs kullanırdım melek hıdayet 'e döner ve ;
-bunu da bılıyoruz . çok ıyı al sana cennetın altın anahtarı..
peder bu olaya sınırlenır;
-ben hayatımı tanrıya adamısım sız de gıdıp bu adamı
cennette benden üstün tutuyorsunuz, haksızlık degıl mı?
melek gülerek ;
-oglum , sen vaaz verırken herkes uyuyordu , ama hıdayet
otobüs kullanırken herkes dua edıyordu...skor farklı..
---Allah kahretsin yine benzine zam gelmiş
---Hayrola arabamı aldın?
---Yok be ne arabası, Yeni bir zippo çakmak aldımda...
Adam bardan içeri girer "hey barmen herkese içki ver, sen de iç" der, tabi herkes ısmarlanan içkileri içer ama sıra hesabı ödemeye geldiğinde adam parası olmadığını söyler; barmen adamı adamakıllı döver ve tekme dokat dışarı atar.
Aynı adam ertesi gün tekrar gelir "hey barmen burdaki herkese benden içki ver" der ve ekler "ama sana yok, sen içince sapıtıyorsun"
Sünnetçinin Vitrini
Adam sünnetçi dükkanının vitrinine çalar saat koymuş biri de merak etmiş :
-Yahu sünnetçi vitrininde çalar saatin işi ne? Sünnetçi fena fena bakmış :
-Yani vitrine ne koyaydım
Sineğinizin Nesi Var?
Adamın biri eczanaye gidip :
-Lütfen bana sinek ilacı verir misiniz?, demiş. Eczacıda :
-Sineğinizin nesi var?, demiş.
-
-
Salaklığın Kitabı...
• 1964'te Pepsinin reklam ajansının 'Canlanın Siz Pepsi Kusağındasınız’ sloganı, tercümanların beceriksizliği yüzünden Almanca’ya ‘Mezarınızdan diri diri çıkın’a, Çince’ye ise ‘Pepsi atalarınızı mezardan çıkarır’ olarak çevrilmişti.
• ABD’li bir inşaat işçisi Arkansas’taki bir marketi soyduktan sonra kısa bir süre içinde yakalandı. Çünkü adam soygun sırasında, önünde ismi yazan bir şapka takmıştı..
• Arizonalı bir adam kelepçelerle oynarken kendini kelepçeledi ve anahtarı bulamadı. Kendisini kurtarmak için çilingir çağırmak yerine polisi arayınca başı belaya girdi. Onu kelepçeden kurtaran polisler, ödenmemiş bir kefalet borcu olduğunu belirleyince yeniden kelepçeleri taktılar.
• Florida’da bir soyguncu parmak izlerinden yakalanınca şaşırdı..
Çünkü her soygununa özellikle dikkat ediyor... Titizlikle eldivenini bile takıyordu, yalnız ufak bir ayrıntı dışında. Taktığı eldiven golfcülerin kullandığı yarım parmaklı golf eldiveni idi...
• 1932'de Los Angeles Olimpiyatları sırasında Fransız atlet Jules Noel’in disk atmada kırdığı olimpiyat rekoru sayılmadı. Çünkü atışı izlemesi gereken bütün hakemler, sırıkla yüksek atlama yarışmasını izlemek üzere arkalarını dönmüşlerdi..
• Gillette şirketi 1902’de güvenli jilet satmaya başladığında yüzlerce erkek onlardan aldı. Sonrada bu jiletlerin sakalları kesmediğini söyleyerek onları çöpe attılar. Gillette yetkilileri, mutsuz müşterilerin tıraş olmadan önce, jiletin sarıldığı kağıdı çıkarmadıklarını fark etti.
• Clinton-Levinsky skandalından sonra Madam Tussaud balmumu müzesinin yetkilileri, Clinton'un balmumu heykeli yüzünden sıkıntılı anlar yasadilar. Çünkü ziyaretçiler Clinton'un balmumu heykelinin fermuarını açıp duruyorlardı. Müze yetkilileri, fermuarı mühürleyip kapatmak zorunda kaldılar.
• 1985’te New Orneaslı cankurtaranlar o yıl şehrin havuzlarında kimsenin boğulmamasını kutlamak üzere bir parti verdiler. Partide konuklardan biri boğuldu..
• Chevrolet yeni model arabası için "Nova" ismini buldu ama sonra arabayı Latin Amerika’da satamayacaklarını anladılar... Çünkü “Nova” ismi ‹spanyolcada "Gitmez" anlamına geliyordu......
• 1975'te ingiliz evli bir çift televziyonda en sevdikleri programi izlerken erkek yarım saat süren bir gülme krizi sonucu kalp krizi geçirip öldü... Eşi cenazeden sonra programın yapımcılarına mektup yazarak, kocasının hayatının son dakikalarında bu kadar mutlu ettikleri için teşekkür etti.
• Ünlü ‹ngiliz avukat F.E Smith, bir otobüs kazasında kolu yaralandığı için dava açan ve kolunu sadece omuz mesafesine kadar kaldırabildiğini belirten bir dolandırıcıya, "Kazadan önce kolunu ne kadar yükseğe kaldırabildiğini" sordu. Adam kolunu başının üzerine doğru kaldırarak gösterince DAVAYI KAYBETTİ
• 1983'te mağazada hırsızlık yaparken yakalanan San Diego'lu bir kadın, polislere eğer onu bırakmazlarsa morarana kadar nefesini tutacağını söyledi. Polislerde kadını bırakmadılar. O da gerçekten ölünceye kadar nefesini tuttu.
• 16'inci yy. da bir müzisyen kedi orgunu icad etti. Seslerine göre seçilip kediler rezosanslı bir kutuya konuluyordu. Kuyrukları ise kutunun altındaki bir delikten dışarı çıkarılıyordu. Sonra müzisyen kuyrukları çekerek orgu çalıyordu.
• 1962'de Marine-1 adlı füze rotayı belirleyen bilgisayar programinda bir "-" işaretinin yanlış yere konulması yüzünden rotasından çıkınca Dünya'ya çarpmaması için havada imha edildi. Bu operasyon 18,5 milyon dolara mal oldu..
• Exxon'a ait bir petrol tankeri Kanada açıklarında battıktan sonra, iki tane deniz ayısı 80.000 dolar harcanarak temizlenmiş ve büyük bir törenle denize bırakılmışlar. Tam 2 dakika sonra herkesin gözleri önünde bir mavi balina deniz ayılarını yemiş.
• New York'ta yaşayan bir psikoloji öğrencisi kız, boş odasını bir marangoza kiralar. Amacı onunla konuşup, adamın davranışlarını incelemek. Ama iki hafta sonra marangoz kızı bir balta ile parçalar. • Bonn’da iki gösterici, domuzların kesimevi’ne barbarca götürülüp orada kesilmelerini protesto ederken, domuzların bulunduğu yerin kapıları kırılır ve 2000 domuz kaçışırken, iki göstericiyi ezerek öldürürler.
• Amerika'da kadının biri evine gelir ve kocasını mutfakta titrerken görür. Belinden su kaynatıcıya doğru bir kablo gitmektedir. Kadın hemen kalın bir tahta parçası bulur ve adamın koluna vurarak onu elektrik şokundan ayırmaya çalışır. Adamın kolu iki yerinden kırılır. Sonradan anlaşılır ki, kocası orada mutlu bir şekilde walkman dinliyordur.
• Iraklı bir terörist postaya bombalı-mektup verir. Posta ücreti eksik ödendiği için mektup kendisine geri postalanır. Her şeyi unutan terörist mektubu açınca parçalanarak ölür.
BOB FENSTER'iN "SALAKLIĞIN TARİHİ" ADLI KİTABINDAN ALINTIDIR..
-
-
Profesör ve Seyis
Profesör konferans salonuna gelmiş. Ön sırada oturan bir seyis dışında başka kimse yokmuş. Sunusunu aktarma konusunda bocalamış ve seyise sormuş:
-Buradaki tek kişi sizsiniz. Size göre konuşmalı mı, yoksa konuşmamalı mıyım?"
Seyis cevap vermiş:
-"Hocam ben basit bir insanım, bu konulardan çok fazla anlamam. Fakat ahıra gelseydim ve bütün atların kaçıp bir tanesinin kaldığını görseydim, yine de onu beslerdim."
Bu sözlerden pek etkilenen Profesör konferansa başlamış. İki saatin üzerinde konuşmuş durmuş. Konferanstan sonra kendini mutlu hissetmiş. Dinleyicisinin de konferansın çok iyi olduğunu onaylayacağını düşünerek:
-"Konuşmayı nasıl buldun?" diye sormuş.
Seyis cevap vermiş: "Hocam sana daha önce basit bir adam olduğumu ve bu konulardan pek anlamadığımı söylemiştim. Gene de eğer ahıra gelip biri dışında tüm atların kaçtığını görseydim, onu beslerdim, ama elimdeki tüm yemi ona verip hayvanı çatlatmazdım."
-
-
Temel ile Dursun hararetli bir şekilde iddialaşırlar.
Temel: - "Ula Dursun ha pen pu pinanun çatusundan pi pardak suya paluklama dalarum daa." Dursun:
-"Nah dalarsun ula imkanu yoktur"
Vardır yoktur bir milyarına iddiaya girer kafadarlar. Temel gider bir bardak su getirir ve kaldırıma koyar.
-"Iyi izle ula" der "Nasul dalacam hamsi cibi"
Dursun ise hala Temel'i umursamamakta, dalgasını geçmektedir. Temel catıya çıkar Dursun'a seslenir:
-"Ula Dursun iyi izleyesun ha celeyrum!" ve kendini boşluğa bırakır. Tam yere üç beş metre kala Dursun yerdeki bardağa bir tekme sallar:
"Geber ula ..pne Temel"
-
-
KARADENİZLİ VE COCA COLA
Aldığı 2 litrelik Coca Cola'nın kapağında "Tekrar deneyiniz" yazısını gören Karadenizli, önce denemeleriyle, sonra da açtığı davayla gündeme oturdu...
Konuyla ilgili açıklama yapan davacının avukatı İdris Karadeniz "Müvekkilim marketten aldığı 2 Lt.lik kampanyalı coca-cola ürününün kapağını açtığında hediye çıkmadığını ve tekrar deneyiniz yazısını görmüş. Bunun üzerine kapağı kapatıp tekrar açmış ancak yine aynı şey. Bunun üzerine tam 4246 defa deneme yapmasına rağmen hediye çıkmamıştır. Coca-Cola şirketinin tüketiciyi dolandırdığını düşünen müvekkilim şirkete dava açmaya karar vermiştir. Biz de bugün gelerek dava dilekçemizi adliyeye teslim ettik. 10 bin YTL. maddi tazminat talep etmekteyiz" dedi.
Davadan haberdar olan Coca-Cola yönetimi adına açıklama yapan bir şirket yetkilisi olayın çok komik olduğunu ve artık Karadeniz bölgesine gönderilen ürünlerin kapağına "Başka Şişede İnşallah" yazmayı düşündüklerini söyledi.
Alıntıdır, kaynak belirsiz ...
-
-
Komik ama gerçek bir olay...
WordPerfect'in yardım hattında banda alınmış bir telefon
konuşması. Bu konuşma sonrası Helpdesk (= yardım masası) elemanı işinden kovuluyor. Kovulduktan sonra da şirketi kendisini
"gerekçesiz" işten çıkardığı için mahkemeye veriyor.
İşte Telefon Konuşması :
- Yardım hattı, buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?
- Bir sorunum var.
- Nasıl bir sorun?
- Yazı yazıyordum, birden bütün kelimeler gitti?
- Gitti mi?
- Yok oldu!
- Ekranda şu anda ne görüyorsunuz?
- Hiç bir şey.
- Hiç bir şey mi?
- Yazdığım hiç bir şey ekrana çıkmıyor.
- Hala Wordperfect programında mısınız yoksa
programdan çıktınız mı?
- Bunu nereden bileyim?
- Ekranda bir "C" harfi görüyor musunuz?
- Bir "hece" mi...
- Boşverin. Ekranda yanıp sönen bir çizgi var mı?
- Söyledim ya hiç bir şey yazmıyor.
- Monitör üstünde yanan bir lamba var mı?
- Monitör ne?
- Ekranı olan yer, televizyon gibi... Çalıştığını
gösteren küçük bir lamba var mı?
- Bilmiyorum.
- Monitörün arkasına bakın, oraya bir elektrik kablosu
giriyor olması lazım. Görebiliyor musunuz?
- Evet.
- Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektriğe bağlı
mı bana söyleyin.
- Bağlı
- Harika. Monitörün arkasına bakınca bağlı olan tek
kablo mu gördünüz, yoksa iki tane mi?
- Görmedim.
- Tekrar bakar mısınız, ikinci bir kablonun da bağlı
olması lazım.
- Evet buldum.
- Tamam, şimdi onu takip edin bilgisayara bağlı mı
diye bakın.
- Kabloya ulaşamıyorum.
- Ulaşmayın, bağlı mı diye bakabilir misiniz?
- Olmuyor.
- Bir şeyden destek alıp eğilip bilgisayarın arkasına
baksanız....
- Eğilmek dert değil, karanlık olduğu için
bakamıyorum.
- Karanlık?
- Ofisin ışıkları kapalı, pencereden gelen ışık
yetmiyor.
- Ofisin ışıklarını yakın.
- Yanmaz.
- Neden?
- Elektrikler kesik.
- Elektrikler mi kesik. Tanrım...!(kısa bir sessizlik)
Bilgisayarın kutusu, kitapları herşeyi duruyor mu?
- Evet dolapta.
- Simdi bilgisayarı sökün , aynen aldığınızdaki gibi
paketleyin ve aldığınız dükkana iade edin.
- Durum bu kadar kötü mü?
- Korkarım öyle!
- Peki tamam. Onlara ne diyeceğim?
- "Ben bilgisayar kullanamayacak kadar aptalım"
diyeceksiniz...
arkadaşlar alıntıdır benim acayip hoşuma gitti bu
-
-
Bizim Temel kamyon şöförlüğü yapıyor.
Birgün kamyonu yüklüyor ve yola çıkıyor.
Rampa aşağı giderken freni patlıyor.
Kamyon iyice hızlanmadan biryere çarparak durdurayım diyor kendi kendine.
Yolun sağına bakıyor mahalle pazarı kurulmuş yüzlerce insan var.
Yolun sol tarafına bakıyor küçük bir çocuk kaldırımda tek başına yürüyor.
En iyisi ben çocuğun olduğu tarafa doğru yoldan çıkarak arabayı devireyim diyor.
.........
Temel ertesi gün gözünü hastanede açıyor.
Başındaki polis memuru Temel'e soruyor;
- Kardeşim neden sol tarafta bomboş kaldırım dururken pazarın içine girdin. Bu faciayı nasıl açıklayacaksın?
Temel cevap veriyor;
- Vallahi benim bir suçum yoktur memur bey. Herşey küçük çocuğun beni farkedip pazara doğru kaçmasından dolayı oldu.
-
-
Erkekler evlenmeye nasıl karar verir?
Genç bir erkeğin dört kız arkadaşı vardı ve bir türlü hangisiyle
evleneceğine karar veremiyordu. En sonunda doğru kararı verebilmek için
bir test yapmaya karar verdi. Her birine 1000$ verdi ve "bu parayı
istediğiniz gibi harcayın" dedi..
Birinci kız arkadaşı kendisine yeni elbiseler ve ayakkabılar aldı, kuaföre
ve güzellik
salonlarına gitti. Genç erkeğe geri geldiğinde söyle dedi: Senin için en
güzeli ben olmak istiyorum,
çünkü seni seviyorum!"
İkinci kız arkadaşı ise genç erkeğin tuttuğu takımın iki
kombine biletini,en sevdiği türden bir suru video CD ve bir ay
yetecek bira ile geri geldi ve söyle dedi: "Bunlar senin için aldığım
hediyeler, eminim seni mutlu edecektir, senin mutlu olmanla
bende mutlu olacak."
Uçuncu kız arkadaşı ise bu parayla iyi bir yatırım yaptı ve kısa bir sure
içersinde para kendini ikiye katladı ve bu parayida çeşitli
yatırım alanlarında kullandı. Genç adama geri gelerek söyle dedi:"Bana
verdiğin
parayı birlikte yaşayacağımız mutlu bir gelecek için çoğalttım, çünkü seni
seviyorum!"
Dördüncü kız arkadaşı ise bu paranın bir kısmıyla bir suru kitap
aldı, kalan kısmıyla ise fakirlere yemek dağıttı. Genç adama geri
gelerek söyle dedi: "Verdiğin paranın bir kısmıyla sana layık
olabilmek için bir suru
kitap aldım diğer kısmıyla ise senin adına fakirlere yemek dağıttım."
Genç erkek dört kız arkadaşının yaptıklarından çok
etkilenmişti. Karar vermek için epey bir sure düşündü ..... düşündü.....
düşündü.....
ve sonunda büyük memeli olanla evlenmeye karar verdi...
Anonim
Netten...
-
-
DAKİKA 1 GOL 1:
-
-
Ferrari:
Çocuk babasina sorar:
- Baba,Ferrari ati olan kirmizi bir araba mi?
- Evet aferin oglum,ama simdi bunu neden sordun ki?
- Sanirim bir tanesi bizi sagdan sollayacakta.....
