Anket

Özel aracınız ile son aylarda yaptığınız kilometre ne yönde değişti.

Daha çok kilometre yapıyorum
Daha az kilometre yapıyorum
Değişmedi
Aracı artık çoğunlukla kullanmıyorum

Gönderen Konu: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji  (Okunma sayısı 20212 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Dinozor
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 56100
  • Model Yılı: '16
  • 215 kere teşekkür etti
  • 1349 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #20 : Ekim 20, 2020, 20:45:40 »
Tarım ve hayvancılık meşakkatli iştir,fedakarlık ister ve genelde belli mevsimler haricinde sınırlı gelirler elde edilir,eğer dolu,sel,yangın,hortum vs gibi doğal afetler ile salgın hastalıklar,vahşi hayvan saldırıları dolayısıyla her an  beklenmedik ve onarılmaz zararlar oluşur,sigorta kapsamında olsa bile zararların tamamını karşılamak mümkün olmaz,bu nedenle de üreticilerin fazla para kazanmaları ve birikim yapmaları esastır,çiftçilerin gündeminde borçların ertelenmesi,desteklerin arttırılması ve ürüne verilmesi ile girdilerin altından kalkılabilir bir düzeyde olması vardır.Büyükbabalarımız,babalarımız ve var olan 70 lik ihtiyar delikanlıların yaptığı bu uğraşı artık kimse yapmak istememektedir,hele z kuşağından her hangi bir şey beklemek imkansızdır.Peki ne olacak?herkes şehre göç eder,varoşta yaşar,bir fabrikada iş bulup sefalet ücreti ile yaşamayı,hatta sigortasız işe razı olduğunu görüyorsak bu milleti kim besleyecektir?yarın paranız olmazsa kimse size besin vermez,toplum aç kalır veya gerekli proteini,karbonhidratı ve bakliyatı,sebzeyi meyvayı yeterince yiyemeyen Türk insanı nasıl yaşar?,kadim ülkesini savunacak,siha ,korvet,denizaltı,top,tüfek yapacak gücü nasıl kendisinde bulur,1980 li yıllara kadar atak olan  tarım ve hayvancılık,daha sonra dış önerilerin etkileriyle gerilemeye başladı,sektörün gayri safi milli hasıladaki payı % 6 lara kadar düştü,öncesinde % 40 lar düzeyindeydi,ihracaat payıda 75 lerden 7 lere kadar geriledi,imf,dünya bankası önerileri ile tütün yasası çıktı,ekimi yasaklandı,şimdi tütün ithal ediyoruz,ebedi düşmanımız yunanistandan pamuk ithal ediyoruz,sonuç;istersek hemen eski düzeye sorunlarımız çözerek ve tercihlerimizi gözden geçirerek çıkabilir,ihracatımızı arttırız,Türk insanını layık olduğu şekilde doyururuz.
Tokay Ceritoğlu

Toyota Club Türkiye

Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #20 : Ekim 20, 2020, 20:45:40 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '15
  • 65 kere teşekkür etti
  • 127 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #21 : Ekim 21, 2020, 09:20:17 »
"Buğday , arpa ve mısır ithalatında gümrük vergisi sıfırlandı" efendim.(Bu günkü gazeteler) Gördüğümüz üzere çiftçi ile mücadelede savaştan galip çıkmak üzereyiz.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #22 : Kasım 11, 2020, 17:43:11 »
Yabancı menşeli bazı otomobil üreticilerinin Türkiye'de yapmayı düşündükleri (en azından bazen) kimi yatırımların tartışıldığı konuda gelinen noktaya istinaden ve günümüz gelişmelerini ile de ilgili olarak bazı tarihsel yaşanmışlıkları paylaşmak faydalı olacaktır. Tarihte yaşanan bu olaylar üzerine görüşler de oluşacağını düşünüyorum. Ayrıca bu yazılar daha derinlemesine araştırılabilir.

"Düyun-u Umumiye (Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Varidat-ı Muhassasa İdaresi), 1881-1939 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun iç ve dış borçlarını denetleyen kurumdur.

II. Abdülhamit döneminde kurulmuştur. Sözcük, "Genel Borçlar" anlamına gelir. Düyun-u Umumiye kurulduğu yıldan itibaren, Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik ve mali yaşamı üzerinde etkili bir rol oynamıştır.

Osmanlı İmparatorluğu 1854 yılında dış borçlanmalara başlamış ve 1874 yılına kadar 15 ayrı dış borçlanma yapılmıştır. Bu dönem içinde 239 milyon lira borçlanıldığı halde, hükümetin eline yalnızca 127 milyon lira geçmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu, ilk dış borçlanmasını, Kırım Savaşı sırasında, savaş maliyetlerini karşılamak için gerçekleştirdi. Ancak mali durumu düzelmeyen devlet, savaştan sonra da borç almayı sürdürdü. Bundan sonra da borçlanmayı neredeyse alışkanlık haline getiren Osmanlı İmparatorluğu, yaşadığı her ekonomik sıkıntıda dış borç almaya başladı. Bu borçların verimli kullanılamaması sonucu, kısa sürede, değil borçlar, faizleri bile ödenemez hale gelindi. 1874'te devlet mali iflasın eşiğine geldi ve bir kararname çıkardı. Bu kararnamede, Osmanlı İmparatorluğu vadesi gelen borç taksitinin ancak yarısını ödeyeceğini açıklıyordu. Ancak açıklanan bu söz de yerine getirilemedi. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Osmanlı yönetimi yeni bir mali bunalıma sürüklendi ve Osmanlı Bankası ile Galata Bankerleri'nden almış olduğu iç borçlarını da ödeyemeyeceğini açıkladı."

Osmanlı Bankası
"Bank-ı Osmanî-i Şahane, uzun yıllar Osmanlı İmparatorluğu'nun resmî bankası ve hazinedarı olarak görev yaptı. İmparatorluk genelinde birçok altyapı yatırımını destekleyen Banka, yaygın şube ağı sayesinde piyasa ile ilişkilerini artırarak ticarî bankacılıkta kendisine önemli bir yer edindi.

Para sisteminin sağlıklı hale getirilmesi ve Bank-ı Osmanî Şahane'nin kurulması, Tanzimat Fermanı'nın maliye alanındaki icraatlarının başında yer alıyordu. Banka, Osmanlı İmparatorluğu'na borç kaynağı yaratacak, borçlanmalarda aracı rolü üstlenecek ve devlet bankalarının en önemli imtiyazlarından biri olan para basma hakkını kullanacaktı. 17 Şubat 1875'te imzalanan yeni bir sözleşme ile banka, imparatorluğun hazinedarı konumuna getirildi. Böylece, artan malî desteğine karşılık, bütçenin hazırlanmasında ve uygulamasında söz sahibi olarak, hazine işlemlerinde de tekel durumuna geldi."

Alıntı kaynakları : https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%BCy%C3%BBn-%C4%B1_Um%C3%BBmiye
https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_Bankas%C4%B1

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Moderatör
  • *****
    • XenForo Destek Forumu
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 95000
  • Model Yılı: '21
  • 763 kere teşekkür etti
  • 798 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #23 : Kasım 29, 2020, 19:31:25 »
Yeni çağ gazetesinin haberine göre;
2 aralıkta açıklanacak yeni yasaklar;
Cumartesi-pazar full sokağa çıkma yasağı
Berberler,gıda sektörü (paketlerde dahil) tamamen kapanıyor.
16 şehire ise Seyehat yasağı

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Dinozor
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 56100
  • Model Yılı: '16
  • 215 kere teşekkür etti
  • 1349 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #24 : Kasım 29, 2020, 21:36:31 »
Tüfek çıktı mertlik bozuldu' devrine kadar ecdadımız bir şekilde futuhatla ve ganimet geliri ile bütçelerini denkleştiriyor,ekip biçiyor,tarım hayvancılıkla kendine yetecek şekilde ayağını yorganına göre uzatarak yaşamını sürdürüyordu,rivayete göre ingilizler osmanlı-rus savaşına girmemiz için ikna ettiler ve o tarihe kadar başa baş olan hazineye savaş yapabilmek için uzun vadeli altın üzerinden borç aldık,borçlandırdık,98 harbi denilen bu savaşı kaybedince olanlar oldu ve borcu borçla çevirmeye başladık doğal olarak matbaayı 200 yıl geç alıp teknolojide çağı yakalayamayınca ipin ucu kaçtı,yatırım yok,üretim yok,tasarruf yok ve dış borç almak olağan hale geldi.Üstelik bu gün 2 tarla patates satıp,1 cep telefonu alamıyorsak,binlerce ton domates gönderip bir füze sistemini alamıyorsak ve bunlar için borçlanıyorsak sıkıntı devam edecek demektir,asgari ücretle çalışan bir vatandaşımız 10.000 tl olan telefonu almak için kredi kartlarına aşırı yükleniyorsa değişen bir şey yok,teknolojik üretim gerçekleştirememişiz ve aynı şekilde yürüyoruz demektir.Yatırım için öz sermayenin olması bunun çok dikkatlice kullanılması gerekir,har vurup harman savurmakla olmaz,ucuz kredi bulan tüccar işletme sermayesi yapacağına itibar için alman arabası almaya bakıyor,yatırım sermayesi daralıyor zaten üretim her zaman sıkıntılı,ar-ge için yeterli destek yok,biz de 30-40 yıllık sermaye birikimi olsa bile usa,ab de 300-400 yıllık birikim var ve baş edemiyoruz,eliza test kitini yerli yapalım diye yola çıktık,bilimsel çalışmalarda belli noktaya geldik,kanaat oluştu ancak her şey devlet desteğine dayanıyor,ticari kredi alırsanız ilk günden batmayı kabul etme durumunda olunuyor ve tabii ki tercih edilemez maliyetler yüksek,dış dünya ile rekabet çok zor.Sonuç devlet desteği ile elde edilebilir,girişimcilerimizin önünün açılması şart.
Tokay Ceritoğlu

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 84000
  • Model Yılı: '07
  • 425 kere teşekkür etti
  • 307 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #25 : Kasım 29, 2020, 21:46:22 »
Yeni çağ gazetesinin haberine göre;
2 aralıkta açıklanacak yeni yasaklar;
Cumartesi-pazar full sokağa çıkma yasağı
Berberler,gıda sektörü (paketlerde dahil) tamamen kapanıyor.
16 şehire ise Seyehat yasağı

dün emniyet genel müdürlüğü açıklama yaptı. bu liste yalandır diye.. ama bence bunlar olmalı...hafta içi kısıtlı sokağa çıkma yasağı da yazıyordu bu listede..
E 12 corolla2007
Xp9 yaris2 2007

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '15
  • 65 kere teşekkür etti
  • 127 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #26 : Kasım 30, 2020, 08:41:52 »
Aslında bu ülkede 5 milyon kişi çalışıyor , geri kalanı yiyici , olmasalar hiç kimse fark etmez. Bu işe yaramayan kısma sokağa çıkma yasağı getirilse hızlıca toparlanır gibi geliyor bana.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #27 : Kasım 30, 2020, 17:47:44 »
"Almanya 1923
Günlük enflasyon oranı: %21"
Kaynak : BBC https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45341271
Verilerden görüldüğü gibi bir hiperenflasyon durumu vardı.

Türkiye Cumhuriyeti'mizin ilk yılları;
"Atatürk ve Cumhuriyetin kurucuları, 1919'da Osmanlı imparatorluğundan altın ve yabancı paralar karşısında değeri kuşkulu 158.518.138,60 Türk Lirası
kâğıt para devralmıştır. Atatürk para değerinin istikrarlı kalmasına çok fazla önem vermiş, bunu bir prestij göstergesi saymış ve istiklal Savaşı içinde bile savaş ihtiyaçlarını para basmak suretiyle karşılanmasına izin vermemiştir. Kaldı ki savaş dönemlerinde savaşı finanse etmenin en kolay ve ucuz yolu, para arzını arttırarak oluşturulacak enflasyon ile savaşın finanse edilmesidir (Çolak 1998:223). Atatürk birçok devlet liderinin tercih ettiği bu yöntemi tercih etmemiştir. Ayrıca, tahrip olmuş bir ülkenin yeniden yapılanması ve birçok yabancı şirkete ait kuruluşların millileştirilmesi uğraşlar büyük harcamalar gerektirdiği halde ve bu dönemde Düyun-u Umumiye borç taksitlerinin ödenmeye bağlanmasına ve tarım sektöründen vergilerin kaldırılmasına rağmen, Atatürk denk bütçe politikasından taviz vermeden oldukça istikrarlı bir sıkı para politikası uygulamıştır (Eren 2002:212-213).

Fiyatlar genel düzeyi, 1923-30 yılları arasında ortalama olarak yılda % 4, 1930-38 yılları arasında ise % 2 gerileme göstermiştir (Eren 2001:20)."

Bu bilgilerden çıkarılacak en önemli sonuçlardan birisi, doğruları yaparsanız ekonomi bunun karşılığını size olumlu yönde verir. Diğer durumda, bunun tersi!.

Düzenleme : Cümle tamamlama, imla.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Moderatör
  • *****
    • XenForo Destek Forumu
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 95000
  • Model Yılı: '21
  • 763 kere teşekkür etti
  • 798 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #28 : Mart 29, 2021, 22:08:52 »
Ayçiçek yağına vergi düzenlemesi

Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Cumhurbaşkanı Kararı ile, Bazı yağlı tohum ve yağlardan 30 Haziran'a kadar gümrük vergisi alınmayacak

Temel gıdalarda arz güvenliği ve fiyat istikrarının sağlanması amacıyla bazı yağlı tohumlar ve yağlardan 30 Haziran'a kadar gümrük vergisi alınmayacak.

İthalat Rejimi Kararında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, dünya genelinde yaşanılan Kovid-19 salgını kapsamında temel gıdalarda arz güvenliği ve fiyat istikrarının sağlanması amacıyla bazı yağlı tohumlar ve yağlardaki gümrük vergisi oranları 30 Haziran 2021'e kadar geçici olarak yüzde sıfır olarak uygulanacak.

kaynak: aksam.com.tr

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #29 : Mart 30, 2021, 18:37:57 »
Peki bununla ilgili yorumlarınız nelerdir?

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Moderatör
  • *****
    • XenForo Destek Forumu
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 95000
  • Model Yılı: '21
  • 763 kere teşekkür etti
  • 798 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #30 : Mart 31, 2021, 02:33:17 »
Deutsche Bank: Yabancılar geçen hafta Türkiye piyasalarından 1.75 milyar dolar çıkardı

Deutsche Bank, yabancıların geçen hafta Türkiye'den 750 ila 1 milyar dolar tutarında hisse senedi çıkardığını açıkladı.

Deutsche Bank, geçen hafta yabancıların Türkiye piyasalarından 750 milyon ila 1 milyar dolar hisse senedi sattığı tahmininde bulundu.

Yayınlanan tahminlere göre ayrıca, tahvil piyasasından ise 500 ila 750 milyon dolar seviyesinde bir çıkış yaşandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta Naci Ağbal’ı Merkez Bankası başkanlığı görevinden alarak yerine Şahap Kavcıoğlu’nu atamasının ardından borsa yüzde 10 gerilemiş, tahvil faizleri ise 4 puanın üzerinde yükselmişti.


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Dinozor
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 56100
  • Model Yılı: '16
  • 215 kere teşekkür etti
  • 1349 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #31 : Mart 31, 2021, 16:45:28 »
Yabancı kuruluşlar doların 9.20 leri görebileceğini öngörünce otomotivciler hemen artan dolar miktarlarının fiyatlara kademe kademe yansıtılacağından bahsettiler,nelerden kaynaklandığını görebiliyoruz,çiftçimizin ekim dikim ve halkımızın beslenmesindeki temel gıda maddelerinden olan ayçiçek yağı ithalatı için gümrük vergileri sıfırlanması,olmayacak denilen hayvan ithalatının gündeme gelmesi gibi konular küskünlüğe ve iş bırakmalarına sebep oluyor ve tarım ile hayvancılıkla uğraşan kesim kente göç ediyor,nitekim artık 600.000 civarında insana kadar düşüş gösterdiğini istatistikler söylüyor,bırakan kişilerin eğer çocuğu bu işleri yapmaz ise geriye dönüşü de yok,ithalata devam,sürekli yükselen fiyatlar,eksik beslenen hatta yetersiz beslenen Türk insanı; bunların çözümünü yazmışızdır,eskiden olduğu gibi,toprak mahsulleri ofisi,et -balık ,fiskobirlik,marmara birlik gibi devlet kurumlarının üretimin % 75 ini alması ,geri kalanın ister devlete ister tüccara serbest fiyatla satışı yoluyla çözümü yapılır,önceden nerede ne ekileceğine il-ilçe tarım hayvancılık müdürlüğü ile karar verilebilir,zaten gelenekler ortadadır,sözleşmeli çiftçiye önceden ön ödeme yapılabilir,hasat zamanı çiftçiler ve devlet birlikte dönem mazot,gübre,ilaç,hekim,mühendis giderlerini birlikte hesap ederler üzerine makul bir kar oranı konur ve çiftçilerin işine devam etmesine,Türk ulusunun bitkisel ve hayvansal proteini tam almış olarak beslenmesine fırsat verilir,devlet tüketiciye ulaşmakta yüksek gelen fiyatlamada subvansion hakkını kullanır,zaman zaman yapılan desteklemeler yeterli olmuyor ve hızlı olamayabiliyor,anladığım kadarıyla bunlara tarım,maliye ve ticaret bakanlığı ortak karar veriyor,yetki tamamen Tarım bakanlığında olmalı sonuçta muhatap o dur.İthalat zaman zaman Türk devletleri,Balkan ülkeleri ve Afrika ülkelerinden hatır alımları şeklinde olabilir,destek,uygun fiyat,re-export için neden olmasın? Corona dan sonra daha nelerle karşılaşacağımızı bir Allah bilir ! Bakınız bu günlerde tek doz aşıya ulaşamayan ülkeler ve insanlar var,aşı üretebilen ülkeler aşı milliyetçiliği denilen  tavırla hemen kendi ırkdaşlarını topluluklarını korumaya aldılar,bünyelerinden olmayan aşı ile aşılanan insanları ülkeler topluluğuna sokmayacaklar ve yalvar yakar alınacak aşılar için diğer ülkeler milyarlarca dolar para ödeseler bile keyfi uygulamalara tabi oluyorlar,bizim alt yapımız var idi ve hala var ve de bu işlerde para var,dolar var euro var,yatırımı yaparsan karşılığını misliyle alırsın maddi ve manevi itibarın olur,Pasteur'ün kuduz aşısını yapmak için zamanında padişahtan maddi destek aldığını ve bu sayede insanlığın çözüme ulaştığını unutmayalım,çip konusu da bunlardan biridir;biz istersek nelere muktediriz..
Tokay Ceritoğlu

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
    • Sadece Toyota
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 6500
  • Model Yılı: '20
  • 1130 kere teşekkür etti
  • 2372 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #32 : Mart 31, 2021, 16:53:51 »
Yabancı kuruluşlar doların 9.20 leri görebileceğini öngörünce otomotivciler hemen artan dolar miktarlarının fiyatlara kademe kademe yansıtılacağından bahsettiler,nelerden kaynaklandığını görebiliyoruz,çiftçimizin ekim dikim ve halkımızın beslenmesindeki temel gıda maddelerinden olan ayçiçek yağı ithalatı için gümrük vergileri sıfırlanması,olmayacak denilen hayvan ithalatının gündeme gelmesi gibi konular küskünlüğe ve iş bırakmalarına sebep oluyor ve tarım ile hayvancılıkla uğraşan kesim kente göç ediyor,nitekim artık 600.000 civarında insana kadar düşüş gösterdiğini istatistikler söylüyor,bırakan kişilerin eğer çocuğu bu işleri yapmaz ise geriye dönüşü de yok,ithalata devam,sürekli yükselen fiyatlar,eksik beslenen hatta yetersiz beslenen Türk insanı; bunların çözümünü yazmışızdır,eskiden olduğu gibi,toprak mahsulleri ofisi,et -balık ,fiskobirlik,marmara birlik gibi devlet kurumlarının üretimin % 75 ini alması ,geri kalanın ister devlete ister tüccara serbest fiyatla satışı yoluyla çözümü yapılır,önceden nerede ne ekileceğine il-ilçe tarım hayvancılık müdürlüğü ile karar verilebilir,zaten gelenekler ortadadır,sözleşmeli çiftçiye önceden ön ödeme yapılabilir,hasat zamanı çiftçiler ve devlet birlikte dönem mazot,gübre,ilaç,hekim,mühendis giderlerini birlikte hesap ederler üzerine makul bir kar oranı konur ve çiftçilerin işine devam etmesine,Türk ulusunun bitkisel ve hayvansal proteini tam almış olarak beslenmesine fırsat verilir,devlet tüketiciye ulaşmakta yüksek gelen fiyatlamada subvansion hakkını kullanır,zaman zaman yapılan desteklemeler yeterli olmuyor ve hızlı olamayabiliyor,anladığım kadarıyla bunlara tarım,maliye ve ticaret bakanlığı ortak karar veriyor,yetki tamamen Tarım bakanlığında olmalı sonuçta muhatap o dur.İthalat zaman zaman Türk devletleri,Balkan ülkeleri ve Afrika ülkelerinden hatır alımları şeklinde olabilir,destek,uygun fiyat,re-export için neden olmasın? Corona dan sonra daha nelerle karşılaşacağımızı bir Allah bilir ! Bakınız bu günlerde tek doz aşıya ulaşamayan ülkeler ve insanlar var,aşı üretebilen ülkeler aşı milliyetçiliği denilen  tavırla hemen kendi ırkdaşlarını topluluklarını korumaya aldılar,bünyelerinden olmayan aşı ile aşılanan insanları ülkeler topluluğuna sokmayacaklar ve yalvar yakar alınacak aşılar için diğer ülkeler milyarlarca dolar para ödeseler bile keyfi uygulamalara tabi oluyorlar,bizim alt yapımız var idi ve hala var ve de bu işlerde para var,dolar var euro var,yatırımı yaparsan karşılığını misliyle alırsın maddi ve manevi itibarın olur,Pasteur'ün kuduz aşısını yapmak için zamanında padişahtan maddi destek aldığını ve bu sayede insanlığın çözüme ulaştığını unutmayalım,çip konusu da bunlardan biridir;biz istersek nelere muktediriz..

Uzun uzadıya yazmak istemedim, bu video güzel bir özet,


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #33 : Mart 31, 2021, 18:11:25 »
Vayy vayy, rakamlar gerçekten çok ilginç Ufuk, sorular, sorular...

Paylaşacağım çalışma hem başka başlıklarımızı ilgilendiriyor, hem de bu başlığımızı. Araştırmaların devamını okumak isteyenler için kaynakları da aşağıda paylaşıyorum. Bu çalışmaları yapan ve bizlere sunanlara da buradan teşekkürlerimi sunarım.

"Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
İmparatorluk döneminde monarğinin özellikleri saßlık politikası ve uygulamalarına da yansımığtır. Saßlık hizmetleri daha çok saraya ve orduya yönelik olarak yürütülmüğtür. Devletin tek resmi saßlık örgütü, sarayda yer alan Hekimbağılık kurumudur. Padiğahın ve ailesinin saßlıßından sorumlu olan hekimbağı aynı zamanda devletin saßlık iğlerini düzenlemekle görevlidir. ðdari geliğmeler sonucunda hekimbağılık 1850 yılında kaldırılmığ ve bu görevde bulunanlar Sertabip adıyla saray çevresinin saßlık iğleriyle ilgilenmiğlerdir. Bunun yanında, kimsesiz ve yoksul kiğiler için, padiğah ve yakınlarının, bazı vakıfların kurdußu hastane ve ğifa evleri saßlık hizmeti sunmuğtur. Bu hizmetler büyük kentlerle sınırlı kalmığtır. 19. yüzyıl bağlarında batı ile kurulan yeni iliğkiler sonucunda, devletin saßlık hizmetlerine olan ilgisi artmığtır. Bu doßrultuda, 1827 yılında askeri tıp okulu açılmığ, 1838 yılında Karantina Örgütü ve ilk saßlık mevzuatı olan “Karantina Talimatnamesi” yürürlüße girmiğtir. Bu talimatname doßrultusunda salgın hastalıkların batı ülkelerine tağınmasını önlemek amacı ile yabancı ülke temsilcilerinin ve hekimbağının içinde bulundußu kurumsal bir yapı oluğturulmuğtur. Bu uygulama Osmanlı Devleti’nin kıyı ve limanlarındaki ticaret ve denizcilik faaliyetlerinin denetlenmesine dönüğerek bir kapitülasyon unsuru haline gelmiğtir. ðki Türk üye ve on dört yabancı üyenin yer aldıßı Karantina Örgütü, Lozan Barığ Anlağmasının 114. maddesi ile kaldırılmığtır."

 Cumhuriyet Dönemi
Türkiye Cumhuriyeti saßlık politikalarının geliğimi, politikaların özellikleri dikkate alınarak, genellikle dört dönem halinde incelenmektedir.
Bu dönemler;
1) 1920 – 1945,
2) 1945 – 1960,
3) 1960 – 1980,
4) 1980 ve sonrası yılları kapsamaktadır. Bu çalığmada 1920 – 1945 yılları “Atatürk Dönemi” olarak ele alınmığtır.
2.1 Mustafa Kemal Atatürk Dönemi
Cumhuriyetin ilk yıllarında, dißer alanlarda oldußu gibi saßlık alanında da çok olumlu bir politikanın var oldußu görülmektedir. Bugün saßlık uygulamalarının temelini oluğturan yasalar 1928, 1930 ve 1933 tarihinde yürürlüße girmiğtir."

" Dünya Saßlık Örgütü’nce (DSÖ) 1940’lı yıllarda saßlık, “yalnızca hastalık ve sakatlıßın olmayığı deßil, insanların bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tanımlanmığtır. Bu durum, Atatürk’ün sosyal geliğme ile saßlıßın iliğkisini DSÖ’den yıllar önce ortaya koydußunu göstermektedir. Bakanlıßın kurulmasını savunan milletvekilleri ise, saßlık olmadan iç iğlerinin, milli mücadelenin, ziraatın, ticaretin yürütülemeyeceßini, ibadetin bile yapılamayacaßını ve hastalıklar nedeniyle milletin varlıßını devam ettirmenin tehlikeye gireceßini, bu nedenle ayrı bir bakanlıßın gerekli oldußunu savunmuğlardır."

"Hükümet koruyucu hekimlik hizmetlerini, özellikle salgın hastalıklar ile savağ için kurdußu örgütleri genel bütçeden finanse etmiğtir. Bu amaçla yurt
çapında sıtma savağ teğkilatı, trahom ve frenginin yaygın oldußu bölgelerde trahom savağ ve frengi savağ örgütleri kurulmuğtur. Ankara’da Hıfzıssıhha
Enstitüsü kurularak bulağıcı hastalıklar ile mücadele için laboratuvar hizmetleri, ağı ve serum üretilmesi saßlanmığtır."


Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/20495

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 190000
  • Model Yılı: '13
  • 227 kere teşekkür etti
  • 187 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #34 : Mart 31, 2021, 20:06:27 »
Tarım, enerji ve savunma sanayinde yerlilik yoksa bağımsız değilsinizdir. Geçmişte aşı üretirken bugün bir aşı için bile başka ülkelere bağlımlı kalmak çok kötü bir olaydır. Halkının sağlığı ve yaşaması başka ülkenin bakanının iki dudağının arasında.

Aynı durum enerji ve tarım için de geçerli. Kurtuluş savaşı zamanında kabul etmediğimiz ve şiddetle karşı çıktığımız manda yönetimini bugün tam anlamıyla kabul etmiş durumdayız.

Tarımı, çiftçiyi bitirirseniz yarın bir tas yemek için başka ülkelerin ağzına bakarız. Bir avuç buğday için yapmayacağımız iş kalmaz. Bugün ben bu halimle bunları düşünürken devleti yönetenlerin düşünmemesi, düşündüğü halde bunu düzeltmek için çabalamaması vatana ihanetten başka birşey değildir.

Bu durum sadece bugünkü yönetim değil 1950'lerden sonra ki kurulan tüm hükümetlerin sorumluluğudur. Fabrikalar kurulup üretime ağırlık verileceğine, çiftçiler desteklenip doğru politikalarla doğru ürünlerin yetiştirilmesi sağlanacağına başka ülkeleri memnun etmek için ithalat yoluna gitmişiz. Hayvancılık ölmüş, tarım ölmüş, tarım arazileri imara açılmış. Buna engel olan kimse kalmamış.

Bugün savunma sanayinde yerlilik adına bazı adımlar atılıyor. Ancak bunun tarım ve enerji alanında da olması gerekiyor. Bunun da elbirliği ile olması lazım. İthal her türlü tarım ürününe ağır vergiler gelirken yerli üretim desteklenmeli. Yerli tohum, ilaç ve gübreye ağırlık verilmelidir. Bununla ilgili altyapımız var. Yeterki devlet istesin ve desteklesin. Herşey kısa sürede başarıya ulaşır. Yol, köprü havaalanı da lazım ama aç insanı hangi uçakla uçuracaksın. Üretmediğin ve yüksek paralara ithal ettiğin aracı kime satıp da yolları kullanacaksın. Önce karnımız doyacak, sonra barınma ve ısınma olacak ondan sonra yol, köprü gelir.

Son söz bağımsızlığımız ve kurtuluşumuz için yerli üretim odaklı yönetim şart.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '15
  • 65 kere teşekkür etti
  • 127 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #35 : Nisan 01, 2021, 09:15:42 »
Ümit arkadaşımızın gelip aslında tarımda ne kadar ileri ve ne kadar teknolojik olduğumuzu size anlatmasını bekliyorum.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #36 : Eylül 07, 2021, 17:57:15 »
Geçmiş yıllardan sonraki yıllara ait (2021 dahil) bazı öngörüler, yorumlarınıza açık. Tahminler ve gerçekleşmeler yönünde dikkatli incelenmeli.




Kaynak: https://www.haberturk.com/yep-te-dolar-kuru-tahmini-5-60-tl-2149414-ekonomi
             https://www.mahfiegilmez.com/2021/04/imfnin-2021-dunya-ve-turkiye-tahminleri.html
             https://ugurses.net/tag/ovp/

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
    • Sadece Toyota
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 6500
  • Model Yılı: '20
  • 1130 kere teşekkür etti
  • 2372 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #37 : Eylül 07, 2021, 18:11:00 »
Geçmiş yıllardan sonraki yıllara ait (2021 dahil) bazı öngörüler, yorumlarınıza açık. Tahminler ve gerçekleşmeler yönünde dikkatli incelenmeli.

Küçük bir yatırımcı olarak hemen her gün bu tabloları, gelen yurt içi ve yurt dışı verileri vs. takip ediyorum, benim için en doğru tablo "halkın alım gücü" gerisi kağıt üzerindeki değerlerden öte değil benim için...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #38 : Eylül 07, 2021, 18:50:52 »
Küçük bir yatırımcı olarak hemen her gün bu tabloları, gelen yurt içi ve yurt dışı verileri vs. takip ediyorum, benim için en doğru tablo "halkın alım gücü" gerisi kağıt üzerindeki değerlerden öte değil benim için...
İstatistikte çok temel bir deyiş vardır, istatistik yalan söylemez, istatistikçi ise söyleyebilir.
BU çalışmalar bazı kaygılarla değil, gerçekten ekonomi düşünülerek yapıldığında gerçekten çok önemlidir insanların önünü görebilmesi açısından.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Ekonomi, Yatırım, Sanayi, Strateji
« Yanıtla #39 : Ekim 14, 2021, 18:29:01 »
İzmir İktisat Kongresi'nde alınan bazı kararlar;
Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir. El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir.

Hatırlanması ve hatırlanması ve hatırlanması ve dahası hatırlatılması gereken ilk oturum kararları;
Madde-1: Türkiye, milli hudutları dahilinde, lekesiz bir istiklal ile, dünyanın sulh ve terakki unsurlarından biridir.
Madde-2: Türkiye halkı hakimiyetine, kanı ve canı pahasına elde ettiğinden, hiçbir şeye feda etmez;ve milli hakimiyete müstenit olan meclis ve hükümetine daima zahirdir.
Madde-3: Türkiye halkı, tahribat yapmaz; imar eder. Bütün mesai iktisaden memleketi yükseltmek gayesine matuftur.
Madde-4: Türkiye halkı, sarf ettiği eşyayı mümkün mertebe kendi yetiştirir. Çok çalışır, vakitte, servette ve ithalatta israftan kaçar. Milli istihsali temin için icabında geceli gündüzlü çalışmak şiardır.
Madde-5: Türkiye halkı, servet itibarı ile bir altın hazinesi üzerinde oturduğuna vakıftır. Ormanlarını evladı gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar; yeniden orman yetiştirir. Madenleri kendi milli, istihsali için işletir ve servetlerini herkesten fazla tanımaya çalışır.
Madde-6: Hırsızlık, yalancılık, riya ve tembellik en büyük düşmanımız; taasubdan (bağnazlık, uzak dindarene bir selabet (ağlamlık) her şeyde esasımızdır. Her zaman fa ideli yenilikleri severek alırız. Türkiye halkı mukaddesatına, topraklarına, şahıslarına ve mallarına karşı yapılan düşman fesat propagandalarından nefret eder ve daima bunlarla mücadeleyi bir vazife bilir.
Madde-7: Türkler, irfan ve marifet aşığıdır. Türk, her yerde hayatını kazanabilecek şekilde yetişir; fakat her şeyden evvel memleketinin malıdır. Maarife verdiği kutsiyet dolayısıyla (Mevlûdu şerif) Kandil günü, aynı zamanda bir kitap bayramı olarak tes'id eder.
Madde-8: Birçok harpler ve zaruretten dolayı eksilen nüfusumuzun fazlalaşması ile beraber sıhhatlerimizin, hayatlarımızın korunması en birinci emelimizdir. Türk mikroptan, pis havadan, salgından ve pislikten çekinir, bol ve saf hava, bol güneş ve temizliği sever. Ecdat mirası olan binicilik, nişancılık, avcılık, denizcilik gibi bedeni terbiyenin yayılmasına çalışır. Hayvanlarına da aynı dikkat ve himmeti göstermekle beraber cinslerini düzeltir ve miktarlarını çoğaltır.
Madde-9: Türk, dinine, milliyetine, toprağına, hayatına ve müessesatına (kurum ve kuruluş) düşman olmayan milletlere daima dosttur; ecnebi sermayesine aleyhtar değildir. Ancak kendi yurduna kendi lisanına ve kanununa uymayan müesseselerle münasebette bulunmaz. Türk, ilim ve sanat yeniliklerini nerede olursa olsun doğrudan doğruya alır ve her türlü münasebette fazla mutavassıt istemez.
Madde-10: Türk, açık alın ile serbestçe çalışmayı sever; işlerde inhisar (tekel, tek başına sahip olma) istemez.
Madde-11: Türkler, hangi sınıf ve meslekte olurlarsa olsunlar, candan çalışırlar.
Madde-12: Türk kadını ve kocası, çocuklarını iktisadi misaka göre yetiştirir.