0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
O e-posta çok meşhurdu Türkay. Ben de hatırladım. Maalesef Türkçe kelime haznesi yönünden biraz zayıf olduğu için tarih boyunca önce Farsça ve Arapça, sonra da Fransızca ve İngilizce'nin istilasına uğramış durumda. Ben kökeni bu dillerden gelen ve Türkçemize iyice yerleşmiş olan kelimelerin yerine zorlama Türkçe kelimeler türetilmeye çalışılmasına pek fazla sıcak bakmıyorum. Evet, çok başarılı örnekler var ama ben yine de yeri geldiğinde özellikle Arapça kelime kullanmaktan çekinmiyorum. Fakat öz Türkçe olmasa bile Türkçe'de yerleşmiş karşılığı olan kelimelerin yerine özellikle İngilizce karşılıklarının kullanılması, İngilizce ünlemlerin veya İngilizce özentili kelimelerin konuşmalarımıza ve yazılarımıza sakız olması dilimiz adına çok vahim bir durum. Ayrıca düşük anlamlı cümlelerden de çok rahatsız oluyorum. İnsanın okuma iştahını kapatıyor.
Blaupunkt Hugo Boss zaten yabancı markalar kardeşlerim.. Bizim kendi markalarımız neden ingilizce, fransızca italyanca ?? Neden yabancı dil isim bulamayınca bile firmalara, kulağa yabancı gibi gelen isimler buluyoruz?Çünkü öyle olmayınca satmıyor.Neden satmıyor? Çünkü yerli üretim çok kalitesiz. Gurur duyabileceğimiz kaliteli sanayi ürünümüz yok. (arçelik ve demirdöküm gibi türkçe isimli istisna markaları kutlamak gerek bu arada) Neden yok? Çünkü Türkiye'de zenginler, yaptıkları işe sevdalı değiller. Sadece zengin olmaya sevdalılar.Bu kadar basit. Çetin Altan'ın dediğine varıyor herşey. Mesleksiz bir toplumuz.
Yabancı kökenli kelimeler ile yabancı kelimeleri birbirinden ayırmamız gerek diye düşünüyorum. Bizim peşinde olduğumuz ölçüde arılaşma hangi dilde var ki? Arapça'da Sümerce, Asurca, İbranice kelimeler yok mu? İngilizce'de Latince, Keltce kelimeler yok mu? Diller birbirlerinden kelime alıp verirler. Bu o kadar önemli değil. Masa kelimesi Farsi kökenli, Türkçe değil mi şimdi masa? Bizim ülke olarak yapmamız gereken1- Türkçe'nin gramerini gerçek kökenine bağlı kalarak belgelemek, yazılı hale getirmek. Okulda okuttuğumuz gramer kuralları maalesef Türkçe'nin gerçek grameri değil. Latin gramerinin Türkçe'ye uyarlanmış hali. Ayrıca sözdizim-semantik (Türkçesini bilmiyorum) ayrımını yapamadık. Gramer konusunda saçma bir durumdayız haberiniz olsun. Türkçenin grameri henüz gerçekçi bir biçimde ortaya konulamadı. 2- Türkçenin tüm lehçelerini kapsayan doğru düzgün sözlük, yazım kılavuzu, değimler sözlüğü etimolojik sözlük yok.3- Türkçe ile ilgili çalışmalarımıza Türki Devletleri dahil etmemiz lazım. Diller evrim geçirir. Türkçe lehçelerinin birbirinden uzaklaşacak şekilde değil aynı noktada buluşacak şekilde evrim geçirmesini sağlamamız lazım.4- Türk dil kurumunun zaten Türkçesi olan kavramlar için sözcük türetmek gibi tuhaf uygulamalarını durdurması lazım (Gerçek kalbinizi çıkartalım yerine plastik bi tane takalım bu sabotaj demektir) "ortak" diye bir sözcük varsa "paydaş" diye bir sözcük türetmek gereksizdir. (Ayrıca işteşlik eki yanlış kullanılmış çünkü pay tanımı gereği kişiseldir, paylaşılmaz)5- Bazı sözcükler Türkçe kökenli oldukları halde, yabancı kökenli sanılarak telaffuzları deforme edilmektedir (örn: kamu, Irak). Dilimizi ve kültürümüzü daha iyi tanımalıyız ve çok okumalıyız. Millet olarak çok okumalıyız.