Gönderen Konu: 2018 MTV :(  (Okunma sayısı 6032 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Auris
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 10000
  • Model Yılı: '16
  • 6 kere teşekkür etti
  • 29 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #40 : Ocak 04, 2018, 23:09:26 »
Dünyanın her yerinde yatlara ucuz mazot olsa bile bu Türkiye'de savunulacak bir olgu olamaz. Limonata%10 ÖTV pirlantaya %0 ÖTV savunulamaz. Mustafa bey çok okuduğunuzu söylemişsiniz doğrudur. Ama sanki biraz kaynak değişikliği sizin ufkunuzu daha da açar gibi geldi.

Toyota Club Türkiye

Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #40 : Ocak 04, 2018, 23:09:26 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 149000
  • Model Yılı: '09
  • 341 kere teşekkür etti
  • 233 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #41 : Ocak 04, 2018, 23:19:56 »
Mustafa bey, keşke gerisini de okusaydınız. Belki bir iki kelime öğrenmiş olurdunuz.

Yat karayolunda gitmediği için mazotu 1,5 liradan aldığını düşünüyorsanız size diyecek bir şey bulamıyorum. Siz bütün ülkelerde yatlara ucuz mazot verildiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bir çok ülkede yatlara ucuz mazot satılmadığı gibi araçlara da bu kadar pahalı akaryakıt satılmıyor. En basitinden Kıbrıs'ta bile benzin ve mazot fiyatı Türkiye'nin neredeyse yarı fiyatına satılıyor. Benzin ve mazotu bizden almalarına rağmen.  Çiftçinin traktörünün de karayolunda gitmediğini, sadece tarlayı sürmek için kullanılabileceğini bilmeliydiniz. Buradan da anlaşılıyor ki pek de dediğiniz gibi raştırmıyorsunuz. Ufacık bir araştırma yapsaydınız bunu bilirdiniz.

Siz siz olun 15 yaşındaki bir gencin bilgisi ile size posta koyabileceğini düşünmeyin. Maalesef 15 yaşındaki gençlerimiz yaşları gereği bilmeleri gereken bilgiye bile sahip değiller. Bunu PİSA sınavları gösterdi. Siz de 15 yaşındaki bir genç tarafında posta konulacak bilgi seviyesindeyseniz hiç tartışmayalım zaten.

Her şey sizin dediğiniz gibi internetten öğrenilmez. İnternette ulaşabileceğiniz bilgilerin büyük çoğunluğu eksik ve yalan. Öyle olsaydı interneti kuran Amerika eğitimde dünya birincisi olurdu. Bütün Amerikalılar Nobel alırdı.

Yaş mevzusuna gelince; yaşın önemi maalesef sizin yazdıklarınızla bir kez daha kanıtlanmış oluyor.

Sizli bizli konuşma ise size karşı saygılı olmak istememizden kaynaklanıyor. Yoksa sizin de ima etmeye çalıştığınız gibi bir ayrım yapmak için değildi. Bunu bile anlamıyorsanız diyecek bir şey kalmıyor.
2009, Lacivert, Jeep Cherokee 2.8 CRD Limited, A/T, C/C,

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 51 kere teşekkür etti
  • 152 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #42 : Ocak 05, 2018, 01:28:03 »
Seyit Bey İhale edilen mal orta ve yüksek teknoloji ürünleri arasında ise yerli malı teklif eden lehine %15 fiyat avantajı uygulanması zorunludur(http://www.kik.gov.tr/Duyuru/173/orta_ve_yuksek_teknolojili_sanayi_urunleri_listesi.html)
ayrıca kamuya araç kiralamaların da yanlış hatırlamıyorsam % 50 yerli olma zorunluluğu vardır yani Toyota ve Egea (Düzeltme : Renault oranı 2017 de %49 a düşmüş) (https://sgm.sanayi.gov.tr/DokumanGetHandler.ashx?dokumanId=eb6fd63e-ef31-4d85-8d9b-337addeb0b8d) dışında araç kiralayamıyorsunuz. Kamuda görmüş olduğunuz o Alman araçlar aslında yoktur.(http://www.diken.com.tr/tasarruf-tedbirine-bakanlik-cingozlugu-yerli-makam-araci-ihalesiyle-yabanci-arac/)


Saygılar...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Artık O Bir Çinli
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 22000
  • Model Yılı: '23
  • 278 kere teşekkür etti
  • 474 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #43 : Ocak 05, 2018, 10:35:14 »
Konunun şekli olabildiğince değişmişken bir rüzgarda ben estireyim nereye esecek bakalım. :)

Ben bu konuda araştırmacı biri değilim, yalnızca bir psikolog olarak, kamu kurumunda çalışarak ve bir memur maaşıyla geçimini sağlan 3 çocuklu bir ailenin evladı olarak gözlemlerimi yazıyorum.

1-Babam tek maaşla 3 çocuğunu okuttu evini ve arabasını aldı dahada biriktirdi, kenara ayırdıklarıyla zamanında arsa almış vs vs.

Peki ya ben? Ben ve eşim 6 yıllık memuruz. Güncel olarak elimize ortalama 6-6.500 lira para geçiyor. Peki ben neye sahibim? Düğünümü babamın sayesinde yaptım. Takılan takıların desteğiyle İyi kötü bir arabam oldu, 250 binliralık bir ev aldım 150 binlirasını babam kendi birikimiyle aldığı arsayı satarak destek verdi geri kalan 100 binlirayı ben 5-6 sene daha ödeyerek ev sahibi olacağım nasip olursa. Yani babamın desteği olmasa ben evimi emekli olana kadar anca alabilirdim. Bundan şunu çıkarıyorum. Hani diyorsunuz ya galerilerde araba kalmıyor diye. Emin olun ki sıfır araba alanların bir çoğu ya atadan deden bir evi vardır yada ek bir desteği vardır ki araba almaya cesaret edip yıllarca kredi ödüyor. Geriye kalan azınlık(belkide çoğunluktur) kendi imkanlarıyla ticari başarıyı yakalayan zengin insanlardır.

2- Kamu kurumunda çalışıyorum dedim. Ben Adalet bakanlığına bağlı bir ceza infaz kurumunda çalışıyorum. Şuan Türkiye genelinde 200bin civarı yatan mahkum var. Bu mahkumların yemekleri, hastane giderleri, elektrik vs. aklınıza ne geliyorsa bütün gelirleri devlet tarafından karşılanıyor. Her yere yeni yeni cezaevleri yapılıyor. Cezaevlerinin maliyetleri öyle ucuzda değildir kabul edersiniz ki. Ve bu yapılanların denetimi ne kadar doğru yapılıyor tartışılır. Bu kadar cezaevi yapılana kadar bu ödenekle gençlik merkezleri, eğitim merkezleri ve uyuşturucuyla mücadele için merkezler yapılsa bu kadar suç işlenmeyecek ve ceza yatan mahkum olmayacak.

3- Dedim ya ben bir psikologum. Cezaevlerinde yatan mahkumların 3te 2si madde bağımlısı ve bu maddenin krizlerini en aza indirgemek için ilaç kullanıyorlar. Peki ya bu ilaçlara mahkum para ile mi ulaşıyor? Hayır. Benden sağlık adında bir kesenek yapıldığı halde hastaneye gittiğimde para ile muayene oluyorum ilacı mı para ile alıyorum. Benden senden kesilen vergilerle burada ciğeri beş para etmez insanlara ilaç veriyoruz, ve bu sadece benim alanımla ilgili olan kısmı. Bunun aile hekimi var, diş hekimi var, tedavisi hastanede olması gerekeni var, dışarıya giden devletin aracıyla askeriyle memuruyla gidiyor.(gerçek manada sağlık ihtiyaçları olanları ayrı tutuyorum, ama ne yazık ki dışarıda tedavi olmayıp cezaevinde her türlü sağlık imkanını kullanan mahkumlar var.). Mahkumun canı sıkılır beni bu koğuştan alın şuraya verin vermezseniz kendimi keserim diyor ve dediğinide yapıyor. Ama korkmayın öyle kendini öldürmek için değil ha sadece dediğini yaptırabilmek amacı ile kendince çok küçük bir kesik yapıyor ve kan akıtıyor. Sonra ne oluyor benim devletimin ambulansı içinde sağlık ekibiyle birlikte geliyor ve buna müdahale ediyor.

Sonuç olarak devlet bizden vergi alacak tabi ki, buna amenna, ama bunun nerelerde harcandığını gördükçe gerçekten içim el vermiyor. Alınan vergiden çok bazı durumlardan kısmaya çalışsalar, denetimleri daha sağlıklı yapsalar daha olumlu belkide daha da büyük bir açığı kapatacak ve benim gibi ve benden daha da zor şartlarda geçim sıkıntısı çekenler isyan noktasına varmayacak. Yoksa rızkı veren Allahtır, Allah bu günümüzü aratmasın. Ama daha iyisinin olabilecek yolları varken kimse zor durumda yaşamak istemez.
2002 E11 Corolla----2006 Corolla HB----2006 Focus Sedan----2004 Honda Accord----98'Palio--99'Astra----2016 Astra J----2017 Clio----2020 Corsa----2012 Honda ACCORD----2011 Honda CR-V----2020 Corolla son olarak 2023 Chery Omoda5

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Auris
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: '15
  • 59 kere teşekkür etti
  • 86 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #44 : Ocak 05, 2018, 12:30:03 »
http://www.haberturk.com/ekonomi/is-yasam/haber/1305219-turkiye-ekonomisinde-son-15-yil-boyle-gecti/12

Grafik okumayı bilenler inceleyebilir.
2001- nüfus 64 milyon
2018 - nüfus 80 milyon + 4 milyon misafirimiz var.
Burası basra değil izmit körfezi :)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 140000
  • Model Yılı: '06
  • 51 kere teşekkür etti
  • 57 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #45 : Ocak 05, 2018, 13:54:38 »
Konunun şekli olabildiğince değişmişken bir rüzgarda ben estireyim nereye esecek bakalım. :)

Ben bu konuda araştırmacı biri değilim, yalnızca bir psikolog olarak, kamu kurumunda çalışarak ve bir memur maaşıyla geçimini sağlan 3 çocuklu bir ailenin evladı olarak gözlemlerimi yazıyorum.

1-Babam tek maaşla 3 çocuğunu okuttu evini ve arabasını aldı dahada biriktirdi, kenara ayırdıklarıyla zamanında arsa almış vs vs.

Peki ya ben? Ben ve eşim 6 yıllık memuruz. Güncel olarak elimize ortalama 6-6.500 lira para geçiyor. Peki ben neye sahibim? Düğünümü babamın sayesinde yaptım. Takılan takıların desteğiyle İyi kötü bir arabam oldu, 250 binliralık bir ev aldım 150 binlirasını babam kendi birikimiyle aldığı arsayı satarak destek verdi geri kalan 100 binlirayı ben 5-6 sene daha ödeyerek ev sahibi olacağım nasip olursa. Yani babamın desteği olmasa ben evimi emekli olana kadar anca alabilirdim. Bundan şunu çıkarıyorum. Hani diyorsunuz ya galerilerde araba kalmıyor diye. Emin olun ki sıfır araba alanların bir çoğu ya atadan deden bir evi vardır yada ek bir desteği vardır ki araba almaya cesaret edip yıllarca kredi ödüyor. Geriye kalan azınlık(belkide çoğunluktur) kendi imkanlarıyla ticari başarıyı yakalayan zengin insanlardır.

2- Kamu kurumunda çalışıyorum dedim. Ben Adalet bakanlığına bağlı bir ceza infaz kurumunda çalışıyorum. Şuan Türkiye genelinde 200bin civarı yatan mahkum var. Bu mahkumların yemekleri, hastane giderleri, elektrik vs. aklınıza ne geliyorsa bütün gelirleri devlet tarafından karşılanıyor. Her yere yeni yeni cezaevleri yapılıyor. Cezaevlerinin maliyetleri öyle ucuzda değildir kabul edersiniz ki. Ve bu yapılanların denetimi ne kadar doğru yapılıyor tartışılır. Bu kadar cezaevi yapılana kadar bu ödenekle gençlik merkezleri, eğitim merkezleri ve uyuşturucuyla mücadele için merkezler yapılsa bu kadar suç işlenmeyecek ve ceza yatan mahkum olmayacak.

3- Dedim ya ben bir psikologum. Cezaevlerinde yatan mahkumların 3te 2si madde bağımlısı ve bu maddenin krizlerini en aza indirgemek için ilaç kullanıyorlar. Peki ya bu ilaçlara mahkum para ile mi ulaşıyor? Hayır. Benden sağlık adında bir kesenek yapıldığı halde hastaneye gittiğimde para ile muayene oluyorum ilacı mı para ile alıyorum. Benden senden kesilen vergilerle burada ciğeri beş para etmez insanlara ilaç veriyoruz, ve bu sadece benim alanımla ilgili olan kısmı. Bunun aile hekimi var, diş hekimi var, tedavisi hastanede olması gerekeni var, dışarıya giden devletin aracıyla askeriyle memuruyla gidiyor.(gerçek manada sağlık ihtiyaçları olanları ayrı tutuyorum, ama ne yazık ki dışarıda tedavi olmayıp cezaevinde her türlü sağlık imkanını kullanan mahkumlar var.). Mahkumun canı sıkılır beni bu koğuştan alın şuraya verin vermezseniz kendimi keserim diyor ve dediğinide yapıyor. Ama korkmayın öyle kendini öldürmek için değil ha sadece dediğini yaptırabilmek amacı ile kendince çok küçük bir kesik yapıyor ve kan akıtıyor. Sonra ne oluyor benim devletimin ambulansı içinde sağlık ekibiyle birlikte geliyor ve buna müdahale ediyor.

Sonuç olarak devlet bizden vergi alacak tabi ki, buna amenna, ama bunun nerelerde harcandığını gördükçe gerçekten içim el vermiyor. Alınan vergiden çok bazı durumlardan kısmaya çalışsalar, denetimleri daha sağlıklı yapsalar daha olumlu belkide daha da büyük bir açığı kapatacak ve benim gibi ve benden daha da zor şartlarda geçim sıkıntısı çekenler isyan noktasına varmayacak. Yoksa rızkı veren Allahtır, Allah bu günümüzü aratmasın. Ama daha iyisinin olabilecek yolları varken kimse zor durumda yaşamak istemez.

Sayın YALÇIN,

Paylaşımınızın noktasına kadar sizinle aynı fikirdeyim.

Hem mesleki gözlem hem kendi yaşamış olduğunuz tecrübelere dayanarak birçok Dostumuzun yaptığı gibi seviyeli, düzeyli, fevri olmayan, harika bir üslup ile anlatımınızdan dolayı sizi kendi adıma kutluyorum.
 

Konuya Katkı açısından Büyüklerimizin eskiden ve hala kullanılan sözleri vardır "TOK, AÇIN HALİNDEN ANLAMAZ","BANA EŞEKTEN DÜŞMÜŞ BİRİNİ GETİRİN, HALİMİ ANLARSA O ANLAR".
Ayrıca her kişinin hayatı parmak izi gibidir asla bir birini tutmaz ve her kişi kendi yaşadıkları ile müstesnadır.
Kimi Zenginlik üstüne doğar, Kimi yoksulluk üstüne doğar, kimi daha küçük yaşta öksüz, yetim kalır hayat mücadelesinde asli gücünü kaybeder.

Ancak nedense bu siyasi olumsuzluklar hakkında konuşulurken bir çoğumuz bunlar yokmuş gibi, sanki tek düze yaşam var mutlu, mesut herkes onu yaşıyor düşüncesindeler.

Birde toplumun çoğunda şöyle bir durum var, hep bir kıyas içindeyiz (bu sözlerim bir parti veya bir kişi için değil, genelleme içindir.) eskiler naptı, eskiler yemedi mi, eskiden ekmek şu kadardı şimdi bu kadar, Haline şükret bak başka ülke ne halde,
gibi kıyaslamaları anlayamıyorum.
Neden benden daha kötü ile kıyas yapıyorlarda daha iyi ile kıyas yapmak akıllarına gelmiyor veya akıllarına geliyorda dile mi gelemiyor anlamış değilim.
Yapılanlar zaten olması gerekenler, Seçtigimiz yöneticiye Hiç bir sorumluluğu olmadan, Devlet bütcesini yönetecek, yasalar çıkaracak, dış politikamızı belirleyecek güç ve yetki veriyoruz.   
Tabiki olumsuzluklar konuşulacak adamın canı yanıyorki konuşuyor, yani herşey onun için mükemmel harika, zevkine internete girimde canım yanıyormuş gibi yapayım derdinde değil.



Gelelim Vergilerin artışına kendilerince sebep bulan Dostlarımıza,

Vergileri yükselterek hazineye daha çok para gireceğini düşünenler büyük yalnış içinde olurlar,
Vergileri ne kadar yükseltirseniz insanları kayıt dışı ekonomiye, Vergi ödememek adına yeni yollar bulmalarına zorlarsınız,
Büyük işletmeler, para babaları, herzamanki gibi az vergi ödemenin bir yolunu bulacak, peki olan kime olacak? tabiki maaşı daha cebine girmeden vergisi kesilen çalışana olacak ve zaten var olan vergi adaletsizliği malesef daha derinleşmiş olacak.


Sürç-i Lisan Ettiysem lütfen bağışlayınız.


Saygı ve sevgilerimle.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Artık O Bir Çinli
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 22000
  • Model Yılı: '23
  • 278 kere teşekkür etti
  • 474 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #46 : Ocak 05, 2018, 14:43:36 »
@Bülent ÖZKAN (42652) Bey övgüleriniz için teşekkür ederim.  :saygi:
2002 E11 Corolla----2006 Corolla HB----2006 Focus Sedan----2004 Honda Accord----98'Palio--99'Astra----2016 Astra J----2017 Clio----2020 Corsa----2012 Honda ACCORD----2011 Honda CR-V----2020 Corolla son olarak 2023 Chery Omoda5

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 93000
  • Model Yılı: '12
  • 563 kere teşekkür etti
  • 298 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #47 : Ocak 05, 2018, 17:32:02 »
işin özeti eskiden 1 kişi çalışır 4 kişilik aileye bakardı,şimdi 4 kişi çalışıyor kendine yetmeye çalışıyor :)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Moderatör
  • *****
  • Scientia Dux Vitae Certissimus
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 38000
  • Model Yılı: '21
  • 2116 kere teşekkür etti
  • 3162 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #48 : Ocak 05, 2018, 18:39:14 »
Saçma sapan eşyalaröa hesaplanan enflasyon 2 hanenin altında kalacak deyip %12 çıkması, ve bu nedenle asgari ücrete olmayacak kadar fazla bir oran olan %14 lik bir artış yapılması bile ekonominin güllük gülistanlık pespembe olmadığını gösteriyorken ekonomi güzel diyenler bence de tuzu kurulardır.

Çaykur rize çayı ülkede 20 25 TL, almanyada aynısı ithal ediliyor orda 2.5 euro. 10 tl. Nasıl söğüşlendiğimizi gösteriyor.
Dacia Duster 1.3 TCE EDC Comfort 2021 model (2023-...) 38bin km- ...
Dacia Sandero Stepway 0.9 TCE Easy-R 2017 model (2021-2023) 32bin km-56bin km
Toyota Corolla 1.6 Multidrive S 2019 model (2019-2021) 0 km-23bin km.
Mazda 3 1.6 Touring 2010 model (2015-2019) 96bin km-171bin km Toyota Yaris 1.3 Terra 2007 model (2013-2015) 55bin-91bin km.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 149000
  • Model Yılı: '09
  • 341 kere teşekkür etti
  • 233 kere teşekkür edildi
Ynt: 2018 MTV :(
« Yanıtla #49 : Ocak 05, 2018, 18:42:13 »
Bülent bey, dediklerinize katılmamak elde değil. Yaş ve hayat tecrübesi bu olsa gerek. Vergileri artırırken bunu milli güvenliğe bağlarsanız size sadece gülerler.  Akılları sıra alkol kullanımını aaltmak için alkollü ürünlerin vergilerine zam yapıyorlar. Sonuç ne oluyor? Elbette insanlar içki kaçakçılığını patlatıyor, sahte içki üretimini artırıyor. Ayn ı zamanda dışarıdan gelen turistlerin ayağını kesiyor. Şimdi bazıları alkol kullanan turist gelmesin diyebilir. Anak kazın ayağı öyle olmuyor. Turizm dibe çakılıyor. Sigaraya vergi koyuyorlar. Sonuç; maalesef Irak kuzeyindeki terör örgütünün ürettiği kaçak sigaraya hücum oluyor. Terör örgütünün sigara kaçakçılığından kazandığı parayı katlıyorlar. Doğu ve güneydoğu bölgelerine giden arkadaşlarım bilecektir. Her köşebaşında her çeşit kaçak sigara mevcut. Türkiyedeki satış fiyatının yarı fiyatına.
Maalesef bir çok kişi anlatılanları araştırmak yerine olduğu gibi kabul etmeyi uygun buluyor. Ekonomi ile ilgili istatistikleri inceleyecek olursak göreceğiz ki devletin dış borç açığı gayri safi milli hasılanın yani Türkiye Cumhuriyetinin yıllık gerilirin yarısını geçmiş. Yıllık GSMH 800 Milyar Dolar, açık 415 Milyar dolar. Devlet IMF ve Dünya Bankasından borç almıyor. (Bu gerçekten iyi bir şey) Peki nereden alıyor borcu ülke içindeki büyük finans kuruluşlarından alıyor. BU finans kuruluşları ülke dışından %4 gibi bir faizle aldıkları krediyi devlete %13-15 gibi bir faiz oranıyla veriyor. Dolayısı ile devletin görünürde dış borcu yok ama asıl borç yine dışarıdan geliyor. Kredi destekleme fonu ile küçük büyük bütün firmaların borçları devlet güvencesine alınmış oluyor.  Firma battığında borcunu devlet ödüyor.
Yapılan köprü, tünel, şehir hastaneleri, havaalanı gibi kuruluşlar kredi güvencesi devlet olan şirketlerce yapılıyor. Hepsine bir geçiş veya hasta garantisi veriliyor. Bu garantileri ödemek için devlet o tesisin yapımı için verilecek paradan daha fazlasını ilgili firmaya ödemek zorunda kalıyor. İnsanımız her söyleneni kabul etmek yerine biraz araştırsa bunları görebilecek ama maalesef Ulu Önder Atatürk'ün anlamlı sözünde dediklerini doğrulamaya çaba sarfediyor. (Türk; övün, çalış, güven)
Saygılarımla
2009, Lacivert, Jeep Cherokee 2.8 CRD Limited, A/T, C/C,