selam.
aracı ben kullanıyorum. ankara'dayım.
2005- 2.0 otomatik, extra model(deri döşeme, koltuk ısıtma, sunroof, cruise, digital klima, sisfarı vs.) var. gri.
LPG de bağlı.
son derece memnunum. bir kere zaten
toyota olduğu için sanırım, aşırı dayanıklı, nazar değmesin. ilk toyotam. vw, bmw, peugeot kullandım hiçbirinde bu sağlamlığı görmedim.....
110.000km'de almıştım. şu an 176.000'de.
periyodik bakımları asla aksatmıyorum. katalogdaki parça/yağ değişim sürelerini asla aksatmıyorum. yağını-filtresini-kayışını-balatasını değiştirip sorunsuz kullanabiliyorsun. daha anahtar değmedi benim araca. normalde bir arabanın en sıkıntılı dönemleri; yani 150binden sonrası özellikle. ama ne bir yağ kaçırma/yakma, su kaynatma, hararet , mekanik arıza, ses, gürültü, patırtı, aksama, tekleme ... .en ufak bir sorun yaşamadım. bugüne kadar kullandığım en dayanıklı ve problemsiz araç diyebilirim... benden önce tek sahibi vardı, ben ikinci sahibiyim. bilmiyorum belki ondandır. belli bir istikrarı var sonucta aracın.. maşallah diyeyim de şimdi aksi gibi bunu yazdıktan sonra yolda kalırım çünkü kesin

)
LPG bağlatılması ile ilgili tamamen şans olabilecek durumlar söz konusu.. benimki saat gibi çalışıyor. bana satarken LPG taktırıp satmışlardı.
kitMTM var. güzel kaliteli bir sistem. piyasadaki en iyisi diyorlar zaten.. bir kez bakıma soktum LPG'yi. o da yolum düştü diye..LPG filtresi falan değişti...
TOYAN servisteki bir abimiz, "yüksek km'lerde (250-300 bin km) sıkıntı çıkarabilir" dedi. "pistonlarda erime olabilir" dedi. "bize bu şikayetle bir kaç tane arac geldi" dedi.... bilemiyorum. henüz bir emaresini görmedim ben.. olursa da artık yapacak bir şey yok. çünkü ben gerçekten ömrüm yettiğince ve aracın ömrü yettiğince bu araca binmek isterim. 300-400-500 km allah ne verdiyse. çok memnunum. LPG, performansı da çok kötü etkilemiyor. ancak çok yüksek devirde 5000 devirde falan araba gitmem diye ıkınabiliyor LPG'de iken.
kullanımı çok keyiflidir. asla savrulma, kayma, kopma yaşamazsınız anormal hareketler peşinde değilseniz.. bu sefer kopacak galiba dediğim çoğu yerde kopmadı araç...sadece ıslak zeminde koparabiliyorum arabayı. kuru zeminde kopması çok zor... psikopat gibi drift yapcam yanlıcam derdinde değilseniz kolay kolay yoldan çıkmazsınız. kopacak olursa da hemen ESP devreye girer zaten. 70bin km'ye yakın aktif kullanımda toplasan 3-4 kere ESP ışığı yakmışımdır. ki dinamik kullanan birisiyim aracı. ilk ESP yandığında şaşırmıştım. oha ESP varmış arabada diye.. onca zaman yanmadı yani... Fakat araba yoldan koptuğu zaman, önden/arkadan her türlü kopuyor. 4 çeker yüzünden galiba. koptu mu tam kopuyor yani

onun dışında neredeyse bir binek araç kadar güvenli yol tutuyor..hatta belki birçok binekten daha sağlam tutuyordur... performans da çok kötü değil. yani ben şehir içi yollarda ancak bmw, mercedesi audi , vw'nin güçlü sınıfındaki tarzda araçlara bir de transporter, doblo falan gibi aşırı güçlü ticari arabalara yol vermek zorunda kalıyorum.. onun dışında sağa çekilmemi gerektiren çok fazla araç olmuyor gti falan tarzı araçlar haricinde. şehir dışı zaten yasal hız sınırlarının çok da üstüne çıkamıyor kolay kolay. otobanda yasal limitin 40-50 üstüne çıkabilir en kabadayı.. yokuş yukarı da o/d off düğmesine basarak gayet canavar gibi çıkabiliyorum yokuşları. yokuş yukarı nenehatun'da, iran caddesi'nde, cinnah'ta falan genelde yol isteyen önünün açılması gereken araçlardan biri oluyorum... asla yığılmıyorum yokuşta... atak bir araba bence... hızlanması falan da çok iyi. 2000-4000 devir arasını dolu dolu yaşatmaya çalışıyor kendince... ama 4000 devirden sonrası fos. kuru gürültü... böyle anlatayım dedim performans kriterini

yani 2,0 motor 150beygir araba!! var ya ne biçim gidiyordur falan gibi yanılgılara düşmeyin. birinicisi atmosferik motor turbo yok. ikincisi çok ağır bir araç tam 1500kg ağırlığında...o 2,0 litre motor anca yürütüyor bu arabayı. 4 ileri vites. uzun yolda belki bazen 5'inci vites olsa diyorsunuz. ama şehir içi falan asla aramazsınız.
gerçi bu kullanıma da bağlı. aynı arabaya sahip bir abimiz var. "
basıyorum basıyorum gitmiyor" diyor. ama hep otomatik vitesi arabaya göre kullanıyor. pedal tokatlamadan, vites düşürmeden, boğuk boğuk kullanıyor sonra araba gitmiyo diyor. amca gibi kullanınca gitmiyor tabi... ben tam tersi yüksek devir kullanıyorum hep. fazla da yormadan... ve diyorum ya arkamdan selektör atabilen çok az şehir içinde!!! şehir dışında iş değişiyor araba diğer insanlar gibi 200-240 hızlara ulaşabilemediği için, tercih genelde orta şerit

)
sürekli 4 çekerdir. daha doğrusu kalkıştan itibaren ön ve arka tekerler arası güç dağılımı sürekli değişiyor. kalkışta yüzde 50/50 çekiyor. sonra işte 40km hızdan sonra 70/30 gibi bir çekiş dağılımı oluyor araçta falan . abartmıyorum , ben daha bir kez bile patinaja düşmedim. ki ne kalkışlar yaptım neler ettim... ancak kar yağdığında patinaja düştüğünü gördüm arabanın. gözlerim yaşardı... bir de gizli buzlanma olan gecelerde ani kalkınca pati çekti. o da bir zahmet yani... lastiklerim çok dandik olduğu için bence. düzgün lastikle onu da yapmaz..
yükseklik olarak mükemmel ölçüde.. ben ne badireler atlattım, ne yollardan geçtim daha altını vurmadım. bir kez bile gırç diye alt vurma/sürtme sesi gelmedi. tam vurdum dediğimde bile vurmadı.. yükseklik süper.
frenlemesi standart tatmin verir. lastikleriniz iyiyse durursunuz. bende bir takım arazi lastiği var. kalın dişlilerden. onunlayken mesela abs hemen devreye giriyor. güven vermiyor. ama adam gibi 4 lastik ile gayet canavar gibi fren performansı verir. toyota normlarında bir fren sistemi var. aşırı süper değil. ama kötü de değil. normal adama yetiyor.
beğenmediğim yanları, yalıtımı... içeriye çok ses giriyor. rüzgar sesi, motor sesi, yol sesi, şerit boyası sesi... ne varsa içeride.. kronik toyota problemi işte. yani makam aracı veya üst sınıf araç gibi bir sessizlik asla bulamazsınız. süspansiyon cok konforlu değildir. langır lungur girersiniz çukurlara... yolu yaşarsınız... bende ayrıca iş için
peugeot partner var 2005 model.. o neredeyse daha az ses alıyor içeri bile diyebilirim.

) ama rav4ün hakkını yiyemem. hiçbir trim sesi yapmıyor. katırtı, tukurtu, döşeme gıcırdaması, kapı zangırdaması falan.. asla ses yapmaz. pejo aynı km'de aynı model, pejonun içerisi torna tezgahı gibi her yerden farklı ses geliyor

)
bir diğer beğenmediğim yanı yükleme kapasitesi. bende LPG olduğu için bagaj hacmim çok küçüldü. ve memnun değilim. arka koltuklar yatıyor, veya komple çıkıyor aslında ama kim uğraşacak.. o cüssede bir aracın daha ergonomik yüklemesi olmalıydı... arka koltuk diz mesafesi canavar gibi yetiyor. tavan zaten yüksek. 4 kişi hatta 5 kişi sıkılmadan bunalmadan yolculuk yapabiliyorsunuz.. arka koltuklarda ileri geri mesafe ayarı var. ama arka kol dayaması yok bu arada.. sadece koltuk.
bir diğer ve en önemli eksisi, yakıt tüketimi... 40 kuruş yakar şehir içinde en az.. affetmez. fazlasını da yakar. atmosferik 2000 motor , tonajı fazla, 4 çeker olunca yakıyor işte... eski teknoloji... ortalama 10lt yakarsınız şehirde.. şehir dışı yolda ise 6-7 arası yakar.. ister benzinde ister lpg'de yol bilgisayarını şehir içinde 10lt altına düşüremiyorum ben. 12 falan ortalama.. uzun yola çıkınca da 7 gösteriyor ortalama.. daha altlara inmek nasib olmadı... şöyle de diyebiliriz, 45lt LPG ile 300 km falan gidiyrum ben şehir içi.. bazen 250km... 300 üstüne çıkabilene aşkolsun.
bir diğer eksi sadece CD çalabiliyor olması mesela... 2005 model tabi, mp3 sd kart falan yok o dönemler... park sensörü diye bir şey yok.. alışması zaman alıyor. arkada stepne olduğu için bir 15 cm çıkıntı oluyor arkada. ama şu an gözüm kapalı en ince deliğe bile park edebiliyorum. o stepne çıkıntısına alışıyor insan... bagaj yana doğru açılması bazen sıkınıtı yaratabiliyor. tam park ediyorsun. haydaa bagaj açılmıyor ki. parktan çıkıp bagajdaki işi halledip bir daha park etmeniz gerekiyor

bir de eski araç tabi, kapılar, bagaj falan langur lungur kapanıyor pat diye. öyle konforlu bir şey beklememek lazım.
kaporta sağlam bence. ben daha hiç büyük kaza yapmadım çok şükür. ama ufak tefek tıklamalar yaşandı tabi. geçen adamın biri bam diye girdi ön çamurluktan. izi bile kalmadı arabada. pasta cila bile istemedi. yani o sarsıntıya ben sandım çamurluk yere düştü herhalde

bir şey olmamış. fakat bir kez de kadının biri arka kapıdan minicik tıklamıştı. yani hissedilmez derecede minik. ama kapının alt boş köşeye geldiği için göçük olmuştu. yan bantların, çamurluk köşelerinin, tamponların olduğu bölge falan çok sağlam... aşırı sağlam. ama boş kaporta sacı için aynı şeyi diyemem sanırım..
uzun-kısa farları çok dandik. önünü bile göremiyor insan. o dönem xenon falan olmadığı için tabi. ben memnun değilim. elimden gelse değiştiririm. değiştirenler çok. iç aydınlatma da dandik... led yapanlar var o zaman adam gibi oluyor... arka havalandırma yok. arka tarafın ısınması, soğuması çok zaman alıyor. ama ön taraf canavar gibi. sürücü için bardak gözleri, kol dayama ve iç dolap, far altı çekmece, kapı içi saklama alanları, tepede gözlüklük, evrak yerleri, kumanda gözü falan gibi zibilyon tane göz var. çok tatminkar. torpido küçücük hiçbir işe yaramaz. koltuklar elektrikli değil manuel. yükseklik ayarı falan var ama.
direksiyon ve tepkilerinden aşırı memnunum. yeni nesil elektrikli direksiyon hafifliği asla yok. ama sert de değil. tam anlamıyla yolu yaşatan bir direksiyonu var. aşırı hızlarda fazla yumuşamıyor.
aksesuar olarak cok seceneği yok... yan krom basamak, ön tampon koruma demiri, arka tampon koruma demiri taktıranlar var... ben basamakları sevmiyorum. çünkü aracın yüksek arac olmasının esprisi kalmıyor o zaman. ben bazen binek aracın inip çıkamadığı yerlere davranıyorum. o basamak olsa inip çıkamam oralardan mesela.. alan kısıtlıyor.. ön arka koruma güzel ama. fırsat olursa taktırmak istiyorum... far yıkama bağlatıp mercekli xenon taktıranlar da gördüm. güzel olabilir... bir de arka spoiler gibi bir çıkıntı takıyorlar. bana hoş gelmiyor...
benim model extra olduğu için koltuklar full deri döşeme. fakat gözenekli derilerden. yazın asla pişik yapmıyor. hava alıyor gözenekler çünkü... kışın ise koltuk ısıtma olduğu için deri döşemelerdeki klasik üşütme olayı olmuyor.. gayet kararında bir döşeme..
şanzımanı ve diferansiyeli sağlam olması çok önemli. alırken ustaya baktırın. test sürüşü yaptırın. ötme , uğuldama, vuruntu, geri kaçırma falan varsa bence daha iyisine bakın. bu arabanın can damarı şanzıman ve diferansiyeli. lifte kaldırıp sızıntı var mı, kalıntı var mı iyice baktırın... ve diğer rutin kontroller... onun dışında zaten çakal çukal, serseri veya kadın kullanmadıysa böyle sağlam aracı zor pert eder.. .bulduğunuz araç büyük ihtimal alınabilir bir arac olacaktır. anormal kullanılmadıysa...
şu an yazabileceklerim bu kadar. daha da ne yazayım bilemedim

) soru varsa alabilirim:)
özet geçmem gerekiyorsa, yakıttan yana sakıncanız yoksa alabilirsiniz. LPG de olsa yine çok yakıyor. malesef. milletin 100 tl ye gittiği yolu siz 150 tlye gidiyorsunuz.... ama yakıt haricinde parasını hak ediyor. hele emsallerine göre misli misli hak ediyor... benim tüm ön yargılarımı kırmış bir araçtır... ne jip kadar gereksiz büyük, ne binek kadar küçük. bir arabanın tam olması gerektiği boyutlarda bence... bu altın oran gibi bir şey benim gözümde. ideal boyut...
tekrar ediyorum yakıt çok yakıyor gibi gözükebilir. fakat bu standartta bir araba için gayet normal değerler... fazla yakıyor olması arabanın 2000 motor-150hp, sürekli 4x4, otomatik vites ve 1500 kilo olmasından kaynaklanıyor. aynı standarrtta daha az yakan arac ben görmedim.
Düzenleme: Trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım.