Gönderen Konu: Çocuklarımızı Tv'deki Yetişkin Programlarından ve Şiddet İçeren Çizgi Kanal  (Okunma sayısı 2682 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Trafik medeniyettir, buna uyan medeni kişidir...
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 254 kere teşekkür etti
  • 303 kere teşekkür edildi
Televizyonlar çocuklarımız için saatli bomba. Biz eşimle akşamları tv izlememeyi göze alıp kapatıyoruz. İstisnalar hariç maç vs. Birkaç tane çizgi film kanalı hariç çizgi film kanalı da izlemesine müsaade etmiyoruz. Bunun yanı sıra pedegoglar tarafından kontrol edildiği belirtilen trt çocuk gibi kanalları da kontrollü izletmeye çalışıyoruz.

Dün kızımı işyerime getirdim. Benden oyun oynamak itediğini söyledi.  4 yaş ve üstü için popüler olan giydirme oyunları sayfasını açtım. Altta ne göreyim. Asansörde öpüşme oyunu. İnsaf yahu. Küçücük çocuğa bu olur mu ? Bu yaşta çocuğa böyle şeyler işlenir mi. Cinsellik tamam tabu olmasın ancak herşeyin de bir zamanı var :kötü:


Can Dündar'ın yıllar önce yazdığı yazıyı paylaşmak istiyorum. Lütfen üşenmeden okuyunuz.

Son zamanlarda bir lise mezuniyet balosunda bulundunuz mu hiç? Gitseniz, gördüğünüz ağır makyajlı, cesur dekolteli, yüksek topuklu, cep telefonlu kızların 16 - 17 yaşında olduğuna inanabilir miydiniz acaba?

Levent'te bir estetik kliniğinde görevli bir uzmanla görüştüm. Dinlediklerime inanamadım 14 - 15 yaşında kızlar, ana babalarından habersiz gelip kaşlarını kaldırmak, fazla yağlarını aldırmak, ...selülit tedavisi yaptırmak istiyor"muş.

Geçenlerde bir kız elinde Angelina Jolie'nin fotoğrafıyla gelmiş ve "Bununki gibi dudak istiyorum" demiş 18'lik bir kiz da göğüslerini büyütmesi için yalvarmış. "En büyük istekleri" neymiş biliyor musunuz? Zara'nın ya da Diesel'in 34 bedenine sığmak...

Bunun için yarışıyorlarmış: "Çünkü televizyon da gördükleri mankenler 34 beden giyiyor. Onu giyebilmek için 44 kilo kalmaları lazım. Bunun için resmen aç geziyorlar. Gün boyu yedikleri, bir kase yoğurt, iki tas salata, sigara, kahve ve kola... 500 kaloriyle yaşamaya çalışıyorlar. O yüzden vücutlarında demir, sodyum eksikliği var. Yanlış beslendikleri için vücutları hızla deforme oluyor, müdahale için de bize geliyorlar." Uzman, bunun son 3 yılda gözlenen bir "patlama" olduğunu söylüyor: "Ben de anneyim, 18'lik 'lipolu' (yağ aldırmış) kızları görünce dehşete kapılıyorum. Biriktirdiği 300 - 500 milyonla gelip 'Dudağımızı şişir' diyenleri 'Bırakın dudağınızı da gidin kafanızı şişirin' diye geri yolluyorum."

Genelde üst gelir grubundan hastaları bulunan bir jinekoloğun gözlemleri daha da çarpıcı: Genç nüfusta müthiş bir uyanma var" diyor. 17 - 18 yaşlarında lise öğrencilerinin kürtaj için başvurduğunu söylüyor ve bazı gözlemlerini aktarıyor: Batı'da ergenlik yaşı 16 - 17'den 11 - 12'ye geriledi. Amerika'da 10 yaşa kadar düştü. Genç kızlar annelerinden çok daha erken adet görüyor artık... Bunun, iklimden beslenmeye kadar pek çok nedeni olabilir ama en önemli nedenlerinden biri "psiko - seksüel uyarımın artması"... Yani, okulda, çevrede ve özellikle de medyada cinsel teşhirin yaygınlaşması...

Baştan çıkarıcı klipler, uyarıcı filmler, cinsellik yüklü diziler, çıplaklığa çağıran reklamlar, beyinde ergenliği erken uyandırıyor, cinselliğin keşfini hızlandırıyor. Özellikle varlıklı kesimden gençler, lise çağında, özentiyle büyük ve seksi görünme derdine düşüyor. Karşı cinsi de sadece bir seks nesnesi olarak görüyor. Anneleri mi? Onlar da kızlarının ponponlu çorapları ve lastik ayakkabılarıyla genç görünme çabasında... Küçükler büyük, büyükler küçük görünmek için yarışıyor adeta...

Kimseyi suçlamayalım; bu tablo bizim eserimiz: İyi bir kalça sahibi olmanın, iyi bir kafa sahibi olmaktan daha fazla prim yaptığı bir ülkeden ne bekliyordunuz ki? Kafasını çalıştıranların kafasını koparırken, kalçasını çalıştıranları baş tacı eden bir toplumda nasıl çocuklara "Göğsünü değil, kütüphaneni büyüt" öğüdü verebiliriz ki? Yasak çare değil... Beyin faaliyetine itibar kazandırmaya ve öncelikler konusunda topyekün bir hesaplaşmaya ihtiyacımız var.

1)  1994 Tempra SX A Beyaz    2) 1997 Mazda 323 Yeşil  3) 2005 Honda Civic Vtec Bej   4) 2011 Toyota Avensis Elegant Extra Beyaz
5)  2005 Honda Jazz Elite Cvt Kırmızı 6)  2011 Honda Civic A/T Elegance Füme
7)  2012 Honda CR-V Executive Beyaz 8) 2011 Kia Picanto Hiper A/T
9)  2012 Honda Jazz Fun Cvt Beyaz  10) 2016 Honda CR-V Executive 1.6 Zf A/T 11) 2017 Civic Eco Elegance

Toyota Club Türkiye


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Doya doya Toyota
  • Araç: Auris
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 13000
  • Model Yılı: '14
  • 183 kere teşekkür etti
  • 73 kere teşekkür edildi
Ynt: Çocuklarımızı Tv'deki Yetişkin Programlarından ve ...
« Yanıtla #1 : Temmuz 17, 2014, 11:12:35 »
O bir şey değil... Ülkemizde makyaj yapma ilkokula kadar inmiş durumda. Bakın; bir olay anlatayım:

Okulumuzda bir öğretmen velî toplantısı yapıyor ve sınıfındaki bazı çocukların okula oje sürüp geldiğinden yakınıyor. Velîlerden biri aynen şu cümleyi kuruyor: "Hocam evde mi kalsınlar yani?" İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'ne göre öğrencinin (ilkokuldan lise sona kadar) makyaj yapması, mücevher takması, vücut hatlarını belli edecek giysiler giymesi yasaktır ama bu ne kadar uygulanıyor acaba?

Bir olay daha: Bir lisede bir erkek ve bir kız öğrenci ilişki halinde yakalanıyorlar (cesarete ve terbiyesizliğe bakın). Velîler okula çağrılıyor. Erkeğin babası çocuğuna haddini bildiriyor ve adamı zor tutuyorlar. Kızın annesi ise şöyle diyor: "Niye büyütüyorsunuz canım, çocuklar hayatı tanıyorlar."

Son bir hadise daha: Bir kız öğrenci okuldan çıkıp eve giderken sürekli olarak eteklerini kıvırıp mini etek haline getiriyor. Belli ki bir taraflarını sergilemek istiyor. Öğretmeni, çocuğun velîsini durumdan haberdar edince "Sizi ilgilendirmez, ne de olsa okul dışı böyle yapıyor." cevabını alıyor.

Şimdi bütün bunları neden anlattım? Eğitim (öğretim değil eğitim yani terbiye) ailede başlar, okulda devam eder. Eğer aile yapması gerekenleri yapmıyorsa okulun yapabileceklerinin etkisi büyük oranda azalır. Aslında toplum olarak, başta ahlâk bakımından, büyük bir bocalama içerisindeyiz. Bu duruma devlet ve millî eğitim el atmalı ama bu ne zaman olacak, o da merak konusu...

Peki öğretmenlerin hepsi sütten çıkma ak kaşık mı? Bir öğretmen olarak söylüyorum ki değil... Bu kez kendi yaşadığım bir olayı anlatayım: Vakt-i zamanında okulun bando takımını çalıştırıyorum. Bandoyu sıraya sokarken bir baktım ki kız öğrencilerin çoğunda ruj var... Sordum "Bu nedir kızlar?" Cevap olarak "Öğretmenim ..... öğretmen izin verdi." karşılığını aldım. Tabi hemen duruma el koyup dudaklarını temizlettim. Şimdi ruja izin veren öğretmenin yönetmelikten haberi yok mu? Eğer yoksa durum vahim, varsa daha da vahim demektir...

Kız öğrencilerin adet görme yaşları 10-11'e geriliyor ve bunun temel nedeni makyaj malzemelerindeki hormonları faaliyete geçiren maddeler. Bazı velîler bunu erken gelişme olarak algılayıp seviniyorlar. Ama unuttukları bir nokta var: Erken gelişmenin sonucu erken kanser ve erken ölümdür...
2014 Yeni Auris 1.6 Advance Multidrive S
CVT

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Trafik medeniyettir, buna uyan medeni kişidir...
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 254 kere teşekkür etti
  • 303 kere teşekkür edildi
Hocam eşim öğretmen olduğu için benzer şeyleri kendisinden duyuyorum maalesef. İnanın henüz 4 yaşındaki kızım için kaygılanıyorum. Onun içindir ki özellikle kıyafetleri konusunda şimdiden temkinli davranıyoruz. Tv'den internetten alıkoymanız şu zamanda mümkün değil ancak mümkün olduğunca kontrol altına almaya çalışıyoruz. Ancak siz ne kadar yaparsanız yapın çevre bazı şeylere müsaade etmiyor. Bunun yanı sıra dini eğitim ahlak konusunda çok önemli. Tabi ailede verdiği eğitim destekler tarzda hareket etmeli.

Dün kızımı işyerime getirdim. Bilgisayarda oyun oynamak istedi. Giydirme oyunlarını bu yaş çocukları çok seviyorlar. İnanın gördüğüm karşısında şok oldum. Mübağala  yapmıyorum oyunun adı "asansörde öpüşme oyunu" ve kullanılan resimde bir kızla erkeğin öpüşme figürü. Hadi buyrun işin içinden çıkın.  Küçücük çocuklarımızı daha çookk erken yaşta aşılıyorlar.

Maksatları belli aslında. Dünyanın en iyi pazarlama stratejisi cinsellik. O algıyı erken yaşta yaratıyorlarki malları kapışla satılsın. Daha fazla kar etsinler. Mesele bundan ibaret. Ve maalesef okuyan araştıran değil tembel bananeci miskin bir toplum haline geliyoruz. Sadece biz değil dünya da böyle.
1)  1994 Tempra SX A Beyaz    2) 1997 Mazda 323 Yeşil  3) 2005 Honda Civic Vtec Bej   4) 2011 Toyota Avensis Elegant Extra Beyaz
5)  2005 Honda Jazz Elite Cvt Kırmızı 6)  2011 Honda Civic A/T Elegance Füme
7)  2012 Honda CR-V Executive Beyaz 8) 2011 Kia Picanto Hiper A/T
9)  2012 Honda Jazz Fun Cvt Beyaz  10) 2016 Honda CR-V Executive 1.6 Zf A/T 11) 2017 Civic Eco Elegance

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Doya doya Toyota
  • Araç: Auris
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 13000
  • Model Yılı: '14
  • 183 kere teşekkür etti
  • 73 kere teşekkür edildi
Dünya vahşi kapitalizmle yönetilmeye devam ettikçe bütün bunlar devam edecektir. Eski Türk kültürü ile ilgili bir kitap okurken yazarın bir sosyologdan şöyle bir alıntı yaptığını gördüm: "Milletlerin karakterlerini içinde bulundukları ekonomik sistem belirler."

Bu cümleyi kendimize uygulayalım. Türkler göçebelik dönemlerinde çoban kültürünü yaşarken çok ahlâklı insanlardı ki bunu özellikle yabancı kaynaklar teyit eder. Selçuklu ve Osmanlı zamanında yerleşik kültüre, ticarete yönelince bu ahlâk değişime uğramaya başladı. 12 Eylül'den sonra girdiğimiz liberalizm, kapitalizm yolunda ise zıvanadan çıktılar. Şimdi artık her şey alınıp satılma özelliğine göre, paraya göre değerlendiriliyor.

Son bir söz: Hepimiz biliriz ki bütün peygamberler çobanlık yapmıştır... Çoban deyip, çobanlık deyip, çoban kültürü deyip geçmeyelim...
2014 Yeni Auris 1.6 Advance Multidrive S
CVT

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Auris
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 51000
  • Model Yılı: '08
  • 277 kere teşekkür etti
  • 67 kere teşekkür edildi
malesef ki tespitler çok doğru...

piyasa da kozmetik ürünler pazarlayan satış temsilcileri her mahallede aile içlerine kadar girmiş,

vahim durumsa bu gibi firmaların çoçuk rujlarını pazarlatıyor olması yada ailelerin sevinsin anlamında çoçuğun kullanacağı kibar testerları almaya devam etmeleri...

denk geldiğim bir ailenin ebeveynlerinin cevabı ise çok ilginç oluyor; bu kız büyüyünce çok süslü olacak, aynı anası, aynı halası vb.... uzuyor

sen bekleki halası yada anası gibi olsun...



 

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • "Edeb Ya Hu"
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 218000
  • Model Yılı: '02
  • 58 kere teşekkür etti
  • 55 kere teşekkür edildi
Öncelikle Teşekkürler Can Dündar'ın o yazısını yıllar önce okumuştum.

Ne çocuklar için bilgisayar oyunları ne de çizgi film kanalları çok masum değiller maalesef. Yaklaşık dört yıldır evimizdeki tüm çizgi film kanalları silik. Çizgi film kanallarını -ki muhafazakar dediğimiz kanallar genellikle izleniyordu Yumurcak TRT Çocuk gibi- kaldırma kararımız yaşadığımız bir olaydan sonra oldu. Konya'da Mevlana türbesini ziyaretimiz sırasında kızım türbenin kubbesine ve etrafındaki bacaları görünce aynen şu cümleyi kurmuştu: "Vaayy şato'ya bak!!!" ve ben o gün hem kendimden, hem kültürümden, hem de kubbelerini şatoya çevirdiğimiz Mevlana dan utandım. Çünkü şato, cadı, tanrı gibi kavramları çizgi filmlerde farkına varmadan alıyor ve bilinçaltına işliyor. İleriki zamanlarda çok kolay bir şekilde inançlarından taviz vermesine de sebep oluyor.

Ayrıca bizde bilgisayar oyunları da yok, yine yaşadığım bir şeyden dolayı, Şu Barbie giydirme oyunları var. Kızım onlardan oynarken kızımın yanından kısa bir süreliğine ayrıldım. (Bu arada kızım 4 yaşında ancak vardı) Döndüğümde kızımın kahkahalar attığını gördüm. Ekrana baktığımda iki çizgi karakter kavga ediyor, yenen yenilenin ağzına -affedersiniz- büyük abdestini yapıyor. Dehşet içinde kaldım. O gün bügündür oyunlar da yok. Bakalım nereye kadar...

Ayrıca öğrenci ve eğitime gelince "bindik bir alamete gidiyoz kıyamete..."
"Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyız
Âlâlara âlâlanırız pest ile pestiz."
                                                Bağdatlı Ruhi

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • ゴールドメンバ
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 26000
  • Model Yılı: '22
  • 1214 kere teşekkür etti
  • 2229 kere teşekkür edildi
Dünya vahşi kapitalizmle yönetilmeye devam ettikçe bütün bunlar devam edecektir. Eski Türk kültürü ile ilgili bir kitap okurken yazarın bir sosyologdan şöyle bir alıntı yaptığını gördüm: "Milletlerin karakterlerini içinde bulundukları ekonomik sistem belirler."

Bu cümleyi kendimize uygulayalım. Türkler göçebelik dönemlerinde çoban kültürünü yaşarken çok ahlâklı insanlardı ki bunu özellikle yabancı kaynaklar teyit eder. Selçuklu ve Osmanlı zamanında yerleşik kültüre, ticarete yönelince bu ahlâk değişime uğramaya başladı. 12 Eylül'den sonra girdiğimiz liberalizm, kapitalizm yolunda ise zıvanadan çıktılar. Şimdi artık her şey alınıp satılma özelliğine göre, paraya göre değerlendiriliyor.

Son bir söz: Hepimiz biliriz ki bütün peygamberler çobanlık yapmıştır... Çoban deyip, çobanlık deyip, çoban kültürü deyip geçmeyelim...

Katılmamak mümkün değil..
Emniyet kemeri sizi sevdiklerinize bağlar.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Trafik medeniyettir, buna uyan medeni kişidir...
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 254 kere teşekkür etti
  • 303 kere teşekkür edildi
Öncelikle Teşekkürler Can Dündar'ın o yazısını yıllar önce okumuştum.

Ne çocuklar için bilgisayar oyunları ne de çizgi film kanalları çok masum değiller maalesef. Yaklaşık dört yıldır evimizdeki tüm çizgi film kanalları silik. Çizgi film kanallarını -ki muhafazakar dediğimiz kanallar genellikle izleniyordu Yumurcak TRT Çocuk gibi- kaldırma kararımız yaşadığımız bir olaydan sonra oldu. Konya'da Mevlana türbesini ziyaretimiz sırasında kızım türbenin kubbesine ve etrafındaki bacaları görünce aynen şu cümleyi kurmuştu: "Vaayy şato'ya bak!!!" ve ben o gün hem kendimden, hem kültürümden, hem de kubbelerini şatoya çevirdiğimiz Mevlana dan utandım. Çünkü şato, cadı, tanrı gibi kavramları çizgi filmlerde farkına varmadan alıyor ve bilinçaltına işliyor. İleriki zamanlarda çok kolay bir şekilde inançlarından taviz vermesine de sebep oluyor.

Ayrıca bizde bilgisayar oyunları da yok, yine yaşadığım bir şeyden dolayı, Şu Barbie giydirme oyunları var. Kızım onlardan oynarken kızımın yanından kısa bir süreliğine ayrıldım. (Bu arada kızım 4 yaşında ancak vardı) Döndüğümde kızımın kahkahalar attığını gördüm. Ekrana baktığımda iki çizgi karakter kavga ediyor, yenen yenilenin ağzına -affedersiniz- büyük abdestini yapıyor. Dehşet içinde kaldım. O gün bügündür oyunlar da yok. Bakalım nereye kadar...

Ayrıca öğrenci ve eğitime gelince "bindik bir alamete gidiyoz kıyamete..."

Rica ederim. Evet epey eski bir yazı ancak maalesef güncel de bir yazı

Peki çocuğunuza bilgisayar ve tv'yi yasak ettikten sonra nasıl vakit geçiriyorsunuz. Bu büyük sıkıntı.  Hangi aktivitelerde bulunuyorsunuz ? Bizde isterik ancak bu sefer hem dışarıda arıyor hemde bir ikinci çocuk olunca ebeveynlerin işi zorlaşıyor.
1)  1994 Tempra SX A Beyaz    2) 1997 Mazda 323 Yeşil  3) 2005 Honda Civic Vtec Bej   4) 2011 Toyota Avensis Elegant Extra Beyaz
5)  2005 Honda Jazz Elite Cvt Kırmızı 6)  2011 Honda Civic A/T Elegance Füme
7)  2012 Honda CR-V Executive Beyaz 8) 2011 Kia Picanto Hiper A/T
9)  2012 Honda Jazz Fun Cvt Beyaz  10) 2016 Honda CR-V Executive 1.6 Zf A/T 11) 2017 Civic Eco Elegance

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 52000
  • Model Yılı: '16
  • 281 kere teşekkür etti
  • 530 kere teşekkür edildi
Ynt: Çocuklarımızı Tv'deki Yetişkin Programlarından ve ...
« Yanıtla #8 : Temmuz 17, 2014, 13:44:45 »
Şimdi bütün bunları neden anlattım? Eğitim (öğretim değil eğitim yani terbiye) ailede başlar, okulda devam eder. Eğer aile yapması gerekenleri yapmıyorsa okulun yapabileceklerinin etkisi büyük oranda azalır. Aslında toplum olarak, başta ahlâk bakımından, büyük bir bocalama içerisindeyiz. Bu duruma devlet ve millî eğitim el atmalı ama bu ne zaman olacak, o da merak konusu...

Kıymetli Hocam, çok güzel örnekler vermişsiniz, belirttiklerinize aynen katılıyor ve teşekkür ediyorum. Fakat devlet bu konuya el atmalı, atmalı ama bunun sonucunda da çok çeşitli tartışmalar olacağı kanısındayım. Tıpkı yukarıdaki örnekte belirttiğiniz gibi. Erkek babası çocuğuna haddini bildiriyor ama kız annesi hayatı tanıyor diyorsa bu kız annesi kendi hayatlarına karışılması olarak algılayıp özgürlükten dem vuracaktır. Bu yüzdendir ki devletin bu tip konulara karışması çok ince çizgileri barındıran bir durum. Devlet yönetmelikleri belirler, yasaları çıkartır peki örnekteki anne gibi bir insan çıkıp ne karışıyorsun okulda çocuğuma istediği gibi giysi giyer, makyaj yapar burası İran mı? Derse işte bu sefer de hükümetler zor durumda kalabilir. Burada devletin kültürümüzü, görgü ve göreneklerimizi, ananelerimizi çok iyi bir şekilde işlemesi gerektiğine inanıyorum. Bunu gerek televizyonlar vasıtasıyla yapabilir, gerek RTÜK vasıtasıyla gerekse Diyanet vb. kurumlar vasıtasıyla yapılabilir, yapılıyor, bana göre her alanda bu faaliyetler dallandırılmalıdır.

Ancak şunu belirtmekte fayda var. Özellikle bir dönem ülkemizde öyle bir nesil yetiştirildi ki kendi öz kültürünü aşağı hor gören, köylü diyerek geçen, batılılaşmayı sadece üst baş ve giyip kuşam, konuşma tarzı olarak algılayan bir nesil var. Yaşadığı toprakları kendisine canları pahasına hediye eden şehitlerin mezarlarında bırakın İslami görgüyü genel görgü kurallarına bile uymayanlar var. Kendi ecdadından olan padişahlara bile magazinel yaklaşan bir çok insan var.

Konu o kadar kapsamlıki çok uzun satırlar yazılabilir ancak özetlemek gerekirse her bir Türk evladı kendisini, ailesini ve çevresini korumalı, değişime ilkönce kendisinden başlamalıdır.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Sayfada bir çok doğru tespit var bence de, baştaki ve sonraki yorumlarda.

 Açıkçası ben bile çoğu yetişkin! programından uzak durmaya çalılıyorum. Bazıları zaten zekayı zorlar nitelikte.

 Bu arada toplumun bir çok kesiminde şiddetin ne kadar yaygınlaştığına da dikkat çekmek .sterim. Bu da irdelenmeli bence.


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • E12 HB Corolla D-Sport 2.0 D4D (Tek Kapı)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 332000
  • Model Yılı: '02
  • 208 kere teşekkür etti
  • 421 kere teşekkür edildi
Ah o tvler... Ah biz...  TVler kadar ebeveynlerde bitiyor olay artık malesef hepimiz çocuk oyalansından ne ile oyalanırsa oyalansın modundayız...

Okulun son haftası nöbetçi olduğum katta 1. sınıftan  6,5 yaşında ki kızlar çocukları koşarak yanıma geldiler;
- öğretmeniiim Ali bizi öpüyor! Hemde ağzımızdan! 

Hemen Aliyi alıp sınıf öğretmeni il birlikte müsait bi odaya geçtik ancak ne çare,
-yavrucum kızları neden öpüyorsun?
-Öğretmenim çok güzeller ama!
-Ali olurmu öyle şey ayıp bir daha yapma nereden öğreniyorsun bunları!
-(Ali ağlamaklı)Televizyonda gördüm öğretmenim
-Alicim böyle şeyler izlememeliyiz ama.
-Ama öğretmenim annemde babamı böyle öpüyor!

Ve işin garibi burası il merkezinden uzak hepimiz için (eskiden) saflığın temizliğin simgesi olan bir KÖY okulu.

Buyur burdan yak... Hadi tvler bizi yozlaştırdı bizi bizden aldı, dinimizi dilimizi özümüzü aldı... Peki biz neler yapıyoruz?

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • "Edeb Ya Hu"
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 218000
  • Model Yılı: '02
  • 58 kere teşekkür etti
  • 55 kere teşekkür edildi
Rica ederim. Evet epey eski bir yazı ancak maalesef güncel de bir yazı

Peki çocuğunuza bilgisayar ve tv'yi yasak ettikten sonra nasıl vakit geçiriyorsunuz. Bu büyük sıkıntı.  Hangi aktivitelerde bulunuyorsunuz ? Bizde isterik ancak bu sefer hem dışarıda arıyor hemde bir ikinci çocuk olunca ebeveynlerin işi zorlaşıyor.

Gündüz çocuk okulda oluyor. Akşam da aile olarak birbirimizle ilgileniyoruz. Kitap okuma saatimiz var. 3 yaşındaki oğlumun eline de veriyoruz bir kitap- darmadağın etse de, elimizdekileri alsa da- kafasına göre takılıyor. kitap okuma saati bitince onların uyku saati geliyor.Ancak yazın biraz zorlanıyorum. Yine de mümkün mertebe çok fazla zaman ayırarak ve muhabbet ederek bağları güçlendirmeye çalışıyoruz. Ayrıca bilgisayar tamamen yasak değil araştırma için kullanıyoruz. Kendimize işler çıkarıyoruz, mesela dünkü araştırma konumuz "sineklerin bir faydası var mı?" kızım sordu sonra beraber araştırdık. sadece küçük bir örnek...
"Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyız
Âlâlara âlâlanırız pest ile pestiz."
                                                Bağdatlı Ruhi

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Doya doya Toyota
  • Araç: Auris
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 13000
  • Model Yılı: '14
  • 183 kere teşekkür etti
  • 73 kere teşekkür edildi
Gündüz çocuk okulda oluyor. Akşam da aile olarak birbirimizle ilgileniyoruz. Kitap okuma saatimiz var. 3 yaşındaki oğlumun eline de veriyoruz bir kitap- darmadağın etse de, elimizdekileri alsa da- kafasına göre takılıyor. kitap okuma saati bitince onların uyku saati geliyor.Ancak yazın biraz zorlanıyorum. Yine de mümkün mertebe çok fazla zaman ayırarak ve muhabbet ederek bağları güçlendirmeye çalışıyoruz. Ayrıca bilgisayar tamamen yasak değil araştırma için kullanıyoruz. Kendimize işler çıkarıyoruz, mesela dünkü araştırma konumuz "sineklerin bir faydası var mı?" kızım sordu sonra beraber araştırdık. sadece küçük bir örnek...

Sedat bey işte siz bir velînin yapması gerekenleri yapıyorsunuz; herkes sizin gibi davransa bir şeylerin önüne geçebiliriz...

Önemli olan çocukla ilgilenmektir, o anda yapılan faaliyetin niteliği değil. Ebeveynler çocukla ilgilenmeyi genellikle derslerine yardımcı olmak olarak algılarlar. İşte bu yanlış. Çocuğun -birtakım problemleri yoksa- dersleriyle ilgilenilmesine fazla ihtiyacı yoktur (dersleriyle hiç ilgilenilmesin demek istemiyorum). Öğretmen okulda dersleriyle zaten ilgilenir ve gereken kısımlarda ebeveyni bilgilendirir. Bizim yapmamız gerek onlara zaman ayırmak, onları adam yerine koyduğumuzu kendilerine hissettirip zamanımızı ve ilgimizi onlarla paylaşmaktır.

Bir gün sınıfta yaramazlığı ileri götüren bir öğrencime (2. sınıf öğrencisi), "Böyle davranmayı tekrar edersen yaptıklarından babanı haberdar etmek zorunda kalacağım." dedim. Çocuk cevap olarak "Olsun, babam bana hiç karışmaz ki; eve gelir televizyonu açıp uyuyuncaya kadar seyreder." cevabını verdi.

Maalesef bazı velîler bu durumda... Ama bazı velîler de oldukça bilinçli...
2014 Yeni Auris 1.6 Advance Multidrive S
CVT

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • "Edeb Ya Hu"
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 218000
  • Model Yılı: '02
  • 58 kere teşekkür etti
  • 55 kere teşekkür edildi
Sedat bey işte siz bir velînin yapması gerekenleri yapıyorsunuz; herkes sizin gibi davransa bir şeylerin önüne geçebiliriz...

Önemli olan çocukla ilgilenmektir, o anda yapılan faaliyetin niteliği değil. Ebeveynler çocukla ilgilenmeyi genellikle derslerine yardımcı olmak olarak algılarlar. İşte bu yanlış. Çocuğun -birtakım problemleri yoksa- dersleriyle ilgilenilmesine fazla ihtiyacı yoktur (dersleriyle hiç ilgilenilmesin demek istemiyorum). Öğretmen okulda dersleriyle zaten ilgilenir ve gereken kısımlarda ebeveyni bilgilendirir. Bizim yapmamız gerek onlara zaman ayırmak, onları adam yerine koyduğumuzu kendilerine hissettirip zamanımızı ve ilgimizi onlarla paylaşmaktır.

Bir gün sınıfta yaramazlığı ileri götüren bir öğrencime (2. sınıf öğrencisi), "Böyle davranmayı tekrar edersen yaptıklarından babanı haberdar etmek zorunda kalacağım." dedim. Çocuk cevap olarak "Olsun, babam bana hiç karışmaz ki; eve gelir televizyonu açıp uyuyuncaya kadar seyreder." cevabını verdi.
Maalesef bazı velîler bu durumda... Ama bazı velîler de oldukça bilinçli...

Ancak bizde de işler her zaman süt liman değil... Hele şu ramazanda bazen öyle yapıyorlar ki canımıza okuyorlar. Geçen gün enerjilerini boşaltsınlar ve farklılık olsun diye camiye götürdüm. minber, mihrap, tesbih, mahvil... her tarafı turladılar biraz da serin olduğu için ben de biraz nefes aldım. Ancak garip bir durum... İmam rahatsız oldu, çocuklara kaş-gözle... Bunu niye anlattım aslında manevi değerlerimizden uzaklaştıkça yukarıda zikredilen bir nesil ortaya çıkmış oluyor.

Öğrencilerden dikkatimi çeken bir şey var ki hiçbir zaman sorumlulukları kendilerinde görmezler. Çocuk bir sorunla karşılaştığında hep başkasını suçluyor. Mesela derslerine çalışmadığında anne babasına suçu atıyor eve gidince de suçu öğretmenlerine atıyor. 14 dersten 12 tanesi zayıftır çok rahat bir şekilde "öğretmenlerim bana kafayı takmış ondan dolayı bana zayıf veriyorlar" diyor. işin garibi aile de inanmak için dünden hazır.

Mesaj Birleştirildi: Temmuz 17, 2014, 17:30:10
Hem çocuklar hem de yetişkinler için subliminal mesajlar almış başını gidiyor. Korku filmi izleyeyim diyorsun filmin sonunda şehevi duygularının arttığını fark ediyorsun...

aşağıdaki fotoğraf günlük muhafazakar(!) bir diziden... Varın gerisini siz düşünün :argh:

"Bu âlem-i fânîde ne mîr ü ne gedâyız
Âlâlara âlâlanırız pest ile pestiz."
                                                Bağdatlı Ruhi

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 160
  • Model Yılı: '05
  • 2 kere teşekkür edildi
Fotoyu anlamadım

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 2928 kere teşekkür etti
  • 2553 kere teşekkür edildi
Daire içerisinde SEX yazıyor  :tamam:
THE END

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • E12 HB Corolla D-Sport 2.0 D4D (Tek Kapı)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 332000
  • Model Yılı: '02
  • 208 kere teşekkür etti
  • 421 kere teşekkür edildi
Daire içerisinde SEX yazıyor  :tamam:

Ben bile bu fesat halimle görememiştim :( Subliminal mesaj işine girersek bu konu karışır  abi ya malesef neler neler var...  Kurtlar vadisinde ezanın tersten okutulup müzik yapılmasından en meshur cizgi filmlerde cinsel organlara kadar....

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 277 kere teşekkür etti
  • 406 kere teşekkür edildi
Daire içerisinde SEX yazıyor  :tamam:
Kurcalasak kim bilir ne kadar subliminal mesaj çıkar.

İyiki hiç takip ettiğim dizi yok. [emoji4]

Ayna, Zor Yollar tarzı belgeseller bulursam onları takip ediyorum. Bir de otomobil- motorsporları programları ve Off-Road yarışlarını seyrederim. Onun dışında Tv ile hiç aram yok.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: B+
  • Kilometre: 29000
  • Model Yılı: '15
  • 17 kere teşekkür etti
  • 5 kere teşekkür edildi
Daire içerisinde SEX yazıyor  :tamam:
Allah kahretsin bu bizim çocukların ingilizce de bildiği tek kelime  :D

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 160
  • Model Yılı: '05
  • 2 kere teşekkür edildi
Bi kere görünce eskisini göremez oldum.