Gönderen Konu: Fıkralar & Karikatürler 3  (Okunma sayısı 42897 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Seni unutmayacağız Burak TOLGA
    • www.IMAN ILE TOYOTA'NIN KIMDE OLDUGU BELLI OLMAZ.com.tr
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 109000
  • Model Yılı: '12
  • 536 kere teşekkür etti
  • 508 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #300 : Şubat 17, 2011, 17:05:30 »
Karı koca kahvaltısı:)
Kari koca kahvalti yaparken kadin bi anda elindeki tavayi ...kocasinin kafasina gec...irir. Ne oldugunu... anlamayan kocasi saskinlikla durumu sorar.
Kadin: dün pantalonunu yikarken icinde üstünde Cigdem yazan bir kagit buldum.
Bunun üzerine kocasi karicim o gecen gün üzerine bahis oynadigimiz atin ismiydi der.
Bu aciklamayi yeterli bulan kadin pürnese icinde kahvaltisina devam eder.
iki gün sonra yine kahvaltida bu sefer daha büyük bir tava ile kocasinin kafasina öyle bir vurur ki koca bir kac dakika
kendini bilmeden masa üstünde yatakalmistir.
Ayilinca karisina yine durumu sorar ve kadin cevap verir.

Dün senin at aradi ... :)
Yalan doğrudan, karanlık aydınlıktan kaçar
Güneş yalnızdır ama, etrafına ışık saçar
Üzülme, doğruların kaderidir bu yalnızlık
KARGALAR SÜRÜYLE,KARTALLAR YALNIZ UÇAR

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 257500
  • Model Yılı: '01
  • 395 kere teşekkür etti
  • 376 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #301 : Şubat 17, 2011, 20:58:19 »
Bir gün tavşan ormanda koşu yapıyormuş. Yolda esrar içen zürafaya rastlamış.
-Zürafa kardeş bırak böy...le şeyleri gel koşup sağlıklı yaşayalım demiş,
ve koşmaya başlamışlar. İleride kokain çeken file rastlamışlar.
-Fil kardeş bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım sağlıklı kalalım demişler,
...başlamışlar 3ü koşmaya. Az ileride eroin vuran aslana rastlamışlar,
tavşan: -aslan kardeş bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım demiş.
Aslan gerinmiş tavşana bir yumruk patlatmış..
zürafa sormuş: -aslan kardeş niye vurdun tavşana?
Aslan cevap vermiş: -bu manyak ne zaman extasy içse bütün ormanı peşine takıp koşturuyor :D

:rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl::rofl:
Toyota Corolla 2001 1.6vvt-i sol special 110+ bilmem kaç tane hp  BENZİNLİYDİ  Artık Prins Technomaxlı :rofl:

Simota Short Air İntake, 1.8 vvt-i İntake Manifold, 1.8 vvt-i Throttle Body, 1.8 vvt-i fuel injectors 51 mm straight pipe & sport muffler, Raizin Voltage Stabilizer, Greddy Oil Cacht Tank, Eibach pro kit 35 mm springs
Swimming coach :)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Captiva 2,0A/T High 7k / Hyundai i20A/T
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 130000
  • Model Yılı: '10
  • 167 kere teşekkür etti
  • 38 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #302 : Şubat 18, 2011, 08:08:45 »
Ahanda kara mizah...
halimizi anlayın diye...

ALINTIDIR...
Sağlık bakanlığı ve SGK nın halkımızın sevgili ve saygın kocaman bir bölümünü de arkasına alarak tüm silahlarıyla yerden göğe kadar haklı olarak saldırdığı ve yok etmeye çalıştığı, bir zamanlar tabip, hekim, doktor gibi hiç hakkı olmayan mübalağalı sıfatlarla anılan bir sefil, gözünü para hırsı bürümüş işe yaramaz, ne idüği belli olmayan bir meslek grubunun üyeleri olarak, sevgili halkımız ve yüce meclisimize maruzatımızdır ki,  Bundan sonra, bugüne dek hizmet sanarak yaptığımız o yararsız işlerden hiçbir ücret talep etmiyoruz. Biz bu yüce halkın köleleri olmaktan şeref duyarız. Biz kimiz ki, bir avukat, bir mimar, bir mühendis, bir muhasebeci, bir marangoz, bir berber, bir bakkal, bir elektrikçi, bir sıhhi tesisatçı,  bir emlak komisyoncusu, bir köşe yazarı, bir pavyon sahibi, bir müteahhit, bir galerici sanıp kendimizi,  mesleğimizi serbestçe  icra etme, bir de terbiyesizce emeğimizin karşılığını talep etme cüretini gösterelim. Pardon az daha dünyanın en önemli mesleğini icra edip ve -helal olsun- sevgili halkımızın her yıl on milyon TL sini bi-hakkın alıp çocuklarımızı ilim irfan sahibi yapan dershane sahiplerini unutuyordum az kalsın. Tabii ya, eğitim, sağlık kadar ucuz bir hizmet mi ki bedava olmasını bekleyelim. Saygın sağlık bakanımız ve sgk mız yerden göğe kadar haklıdır, muayenehaneleri kapatma ve hastanelerdeki meslektaşlarımızı da kendi yüce takdirleriyle tesbit ettikleri ücretleri kabule zorlama savaşında. Ve yine pek tabiidir ki, Yüce Yargımız da haklıdır, bir meslektaşımızdan, karaciğer naklini veya kanser tedavisini yaptığı bir hastada  en ufak bir yan etki çıktığında, o takdir edilen ücretlerin 1000 katını söke söke almakta…Nedir ki efendim, bir kalp nakli, nedir ki bir kanseri tedavi etmek? Ne gerek var eğitim, ihtisas, mecburi hizmet diye 15 yıl dirsek çürütmeye, kafa patlatmaya? Hem yaptıysak ta yaptık. Siz mi yap dediniz? Değil mi ama? Evet bundan kelli Yüce Halkımız karşısında aczimizi idrak ettik ve ne sizden ne de Yüce Devletimizden beş kuruş talep etmiyoruz . Yalnız bu aciz kullarınızın, ne denli yüksek adalet duygusuna sahip olduğunuzun bilinci içinde, -hani nasıl desek,  izin bile almadan bir cahillik, çoluk çocuk sahibi olduk ya, artık onların hatırına sayın-sizlerden bir ufacık ricası olacak; -Aslında ricaya bile gerek yok ama, gönüllüce yaparsınız nasıl olsa-, yurdumuzun yukarıda saydığımız ve sayamadığımız gerçek meslek sahibi saygın vatandaşları da bu kullarına artık eti, sütü, yumurtayı, kitabı, sinema, uçak biletini, evleri, mobilyaları, beyaz eşyaları, arabayı, benzini ,çocuklarımızın okulunu,- ne bileyim ağanın eli tutulmaz artık- her türlü emek isteyen hizmeti bizlere ücretsiz vereceğine yürekten inanıyoruz. Haa, olmaz ya, diyelim ki bir hataları bir eksikleri oldu verirken bu hizmetleri , avukatlarımızın bizi ücretsiz temsil edeceği mahkemelerde, savcılarımızın hakimlerimizin haklarımızı yürekten koruyup, tazminatlarımızı bi-hakkın tesbit ve tahsil edeceğinden zaten eminiz.
İş bu  sefil mesleğin temsilcisi olan bizler kendimizi Türk Halkı’ na emanet ediyoruz…
İlk hamlede piyon deyip geçilenler oyunun sonlarında şahı sıkıştıran kahramanlardır...
Güvendiğim iki şey;aynaya baktığımda gördüğüm ve yukarı baktığımda göremediğimdir...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #303 : Şubat 18, 2011, 08:48:26 »
Durum o kadar vahim mi Serdar Bey  :wacko:
Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 99 Avensis 2.0 Manuel L/B idi...
    • 2011 1.6 comfort corolla...
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #304 : Şubat 18, 2011, 09:28:54 »
serdar bey,
alıntı yapıp paylaştığınıza göre ve aksine bir ibare göremediğim için bu yazıya katıldığınızı düşünüyorum. yanlış düşünüyorsam lütfen mesajın devamını okumayın.

o doktora sormak istiyorum, o küçümsediği diğer meslek dalları olmasa, ultrason, mr, bt. ekg v.b. doktorun eli ayağı gözü kulağı olan tıbbi cihazları kim üretecek ve doktor bu cihazlar olmadan nasıl teşhiz koyacak, tedavi yapacak, ameliyat yapacak. eczacılar, kimyagerler olmasa hangi ilaçla hangi hastalığı tedavi edebilir. en basiti bi elektrik mühendisi olmasa ve evine hastenesine nasıl geldiğini bilmediği için çok basit sandığı elektrik olmasa gözünün önünü nasıl görür, bırakın doktorluk yapmayı nasıl yaşar. sokağında 3 gün çöp toplanmasa camını veya kapısını açabilir mi kokudan...

yanlış anlaşılmasın, doktorluk çok kutsal bir meslek ve sağlıklı yaşıyorsak doktorlarımız sayesinde. doktorlar hakkını alabiliyor da demiyorum ama hak arama yöntemi bu değil. dünyada sadece biz varız diyerek hak aranmaz. biz bu toplumun çok önemli bireyleriyiz diyerek hak aranır.

bu yazıyı lokmanhekim yazmış olsaydı anlardım ama onun haricinde anlayamam, kimsede bana anlatamaz...
Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa...
Rabbine dönüp "Benim büyük bir derdim var." deme.
Derdine dönüp "Benim çok büyük bir rabbim Var.' De....
Mevlâna                                                                                                                                                                                                        2011 1.6 comfort corolla...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Captiva 2,0A/T High 7k / Hyundai i20A/T
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 130000
  • Model Yılı: '10
  • 167 kere teşekkür etti
  • 38 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #305 : Şubat 18, 2011, 10:01:52 »
dostlar 16 küsür yıllık bir uzman hekim olarak izmir gibi bi yerde biz huzursuzsak varın gerisini siz düşünün diğerleri küçümsenmiyor bizim meslek ayaklar altında
3-5 kişi yüzünden hepimiz trilyoner sayılıyoruz yunanistandaki gibi olmadan düzelmiyecez
İlk hamlede piyon deyip geçilenler oyunun sonlarında şahı sıkıştıran kahramanlardır...
Güvendiğim iki şey;aynaya baktığımda gördüğüm ve yukarı baktığımda göremediğimdir...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 99 Avensis 2.0 Manuel L/B idi...
    • 2011 1.6 comfort corolla...
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #306 : Şubat 18, 2011, 11:26:28 »
Bir Rus Yahudi'si İsrail'e göç müsaadesi alır.

Çıkışta Ruslar bagajını kontrol ederken elbiseleri arasında Lenin in büstünü bulurlar, sorarlar:

 

-Bu nedir?

 

Yahudi:

Bu nedir değil, bu kimdir diye sormanız gerekirdi... Bu ulu önder Lenin'dir, sosyalizmin temellerini atan, rus halkına iyilikler getiren... Bende bunu bereketli günlerin hatırası için yanıma aldım.

 

-Tamam, Ruslar bırakır ve geçer.

 

Tel Aviv havaalanında gümrük memurları büstü görür ve sorar:

 

-Bu nedir?

Yahudi: Bu nedir değil, bu kimdir diye sormanız gerekirdi... Bu Lenin'dir. Bu deli cani yüzünden Rusya'yı terk etmek zorunda kaldım! Yanıma aldım ki her gün bakıp lanet okuyayım!


-Tamam, bırakırlar ve geçer...

 

Adam evine gider, büstü büfenin üstüne koyar, gelişi sebebiyle akrabalarına davet verir.

 

Yeğenlerden biri sorar:

 

-Bu kimdir?

 

Yahudi cevap verir:

 

-Bu kimdir değil, bu nedir diye sorman gerekirdi... Cevap da, on kilogram yirmi dört ayar altın, vergisiz, gümrüksüz, KDV'siz...

Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa...
Rabbine dönüp "Benim büyük bir derdim var." deme.
Derdine dönüp "Benim çok büyük bir rabbim Var.' De....
Mevlâna                                                                                                                                                                                                        2011 1.6 comfort corolla...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #307 : Şubat 18, 2011, 11:29:35 »
Harika fıkra Murat Hocam :rofl:
Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 99 Avensis 2.0 Manuel L/B idi...
    • 2011 1.6 comfort corolla...
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #308 : Şubat 18, 2011, 11:34:10 »
ÜÇ BARDAK İÇKİ

 

Adam bara girer ve üç bardak bira ister.

Barmen üç bardak birayı verir, gülerek şöyle der:

—Her defasında bir bardak isteseniz, diğerlerini ısınmadan içebilirsiniz…

Adam:

—Biliyorum, der ve devam eder, Biz üç kardeşiz, birisi Amerika’da diğeri Avustralya’da, ayrılırken geçmiş günlerin anısına gittiğimiz barda böyle içmek için karar verdik. Yani diğer iki bardak kardeşlerim için.

—Ne hoş…

Aradan aylar geçer. Adam barın müdavimi olur. Bir akşam yine bara gelir, iki bardak bira ister. Barmen üzgün üzgün bakar.

—Başınız sağ olsun, der.

Adam gülerek cevap verir:

—Yok, düşündüğünüz gibi değil. Ben din değiştirip içkiyi bıraktım, bu iki bardak kardeşlerim için.

         …

Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa...
Rabbine dönüp "Benim büyük bir derdim var." deme.
Derdine dönüp "Benim çok büyük bir rabbim Var.' De....
Mevlâna                                                                                                                                                                                                        2011 1.6 comfort corolla...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Rav 4
  • Kan Grubu: A-
  • Kilometre: 125000
  • Model Yılı: '14
  • 3 kere teşekkür etti
  • 28 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #309 : Şubat 18, 2011, 15:08:47 »
İLMİ SİYASET


Eski günlerin birinde, çok meşhur bir hoca varmış. Bilgisiyle, tecrübesiyle, yetiştirdiği kişiler ile ülkede bilmiyeni yokmuş. Yükselmek, büyük adam olmak isteyen herkes muhakkak bu meşhur hocaya gelip ondan ders alırmış. Onun ilminden yararlanırmış.


Devlet adamı olup büyük mevkilere gelmek isteyen bir genç köy delikanlısı bu hocanın ismini duymuş. Onun ilmninden faydalanmak, ondan ders alabilmek için köyünü terk etmiş. Düşmüş yollara. Aylar sonra hocaya ulaşmış.


'Hocam ne olur beni kabul edin. Beni yetiştirin' demiş. Hoca 'İlmi diyanet mi, yoksa ilmi siyaset mi öğrenmek istersin' diye sormuş. Genç köylü. 'Bana ilmi diyanet öğretin hocam' demiş. Eğitim başlamış...


Aylar geçmiş. Genç köylü ilmi diyanet konusunda iyice yetişmiş, pişmiş. Hocası 'Artık tamamsın. Şimdi de ilmi siyaset öğrenmek istermisin' diye sormuş. Köylü, 'Hocam, ilmi diyanet bana yeter. Ben köyüme dönmek istiyorum' demiş.


Genç köyüne dönmüş. Akrabaları kendisini büyük bir ilgiyle karşılamış. Diyanet konusunda çok derin bilgi sahibi olduğu için, köyün camisine gidip hocanın vaazlerini dinlemek istemiş. Camiye gitmiş. Hocayı dinlemiş. Duyduklarına inanamamış. Hocanın söylediklerinden hiç memnun olmamış. Tam tersine, hocanın söylediği yanlış, uydurma şeyler nedeniyle sinirlenmiş. Bir ara kendini tutamayıp cemaatin içinden yüksek sesle bağırmaya başlamış. 'Söylediklerinin hepsi yanlış. Uydurma. Ne biçim hocasın. İnsanları kandırıyorsun'. İşte bu sözler üzerine camide bir sessizlik olmuş. Herkes dönüp bu cümlenin geldiği yere bakmış. Hoca da gence dönüp kaşlarını çatmış. İtibarı zedelenmesin diye bu sesi susturmak için hoca cemaate dönüp bağırmış


'Ey cemaat, işte size bahsettiğim münafıklardan bir tanesi de burada, aramızda. Allaha inanmayan, camiye hakeret eden, hocaya baş kaldıran cehennemlik bir kafir içimizde oturuyor. Tutun onu. Gereken dersi verin. Atın dışarı' demiş...


Cemaat genci yakalamış. Tekme tokat ve küfürlerle caminin dışına atmışlar. Her yeri yara bere içinde kalan genç inliye inliye evine dönmüş.


Aradan birkaç hafta geçtikten sonra genç köylü karar vermiş. Meşhur hocaya geri gidip 'ilmi siyaset' öğrenmek gerektiğine inanmış. Yeniden yollara düşmüş. Meşhur hocaya ulaşmış. 'Hocam, ben geri geldim. Şimdi bana ilmi siyaset öğretmenizi istiyorum' demiş.


Aylar geçmiş. Gencin ilmi siyaset eğitimi tamamlanmış. Genç, hocasının elini öpüp köyüne geri dönmüş. Hemen eskiden dayak yediği camiye gitmiş. Aynı hoca duruyormuş. Eski tas, eski hamam. Aynı hoca yine saçma sapan şeyler söylemiş. Cemaati yanıltan, kandıran ifadeler kullanmış.


İlmi diyanet'ten sonra ilmi siyaset eğitimini de almış genç köylü, cemaat içinde ayağa kalkmış. Hoca kaşlarını yine çatıp gence bakmış. Cemaat kafalarını çevirip ayaktaki gence dönmüş. Sessizlik olmuş. Genç köylü yüksek sesle cemmate seslenmiş: 'Ey cemaat. Bu Hoca efedi çok doğru söylüyor. Bu Hoca efendi ne mübarek bir hocadır. Ne yüce bir hocadır. Ey cemaat, her kim ki bu hoca efendinin bir kılını kopara ve ala, o kişi hiç şüphe yoktur ki cennetin kapısını aralaya.... '


İşte bu sözlerden sonra cemaat bir anda ayağa kalkıp, hoca efendinin üstüne çullanmış. Hocadan bir kıl koparmak isteyen onlarca insanın altında kalan hoca, bir daha o köyde hocalık yapamayacak hale gelmiş. Genç köylü de, ilmi siyasetin ne kadar güçlü bir silah olduğunu anlamış....


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 99 Avensis 2.0 Manuel L/B idi...
    • 2011 1.6 comfort corolla...
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #310 : Şubat 18, 2011, 17:04:21 »
Karınca ile Aslan

Küçük bir karınca, her sabah erkenden işine gelir ve neşe içinde çalışmaya başlardı…
Çok çalışır… Çok üretir… Ve bunları keyif içinde yapardı.

Patronu Aslan, Karınca’nın başında yöneticisi olmadan kendiliğinden bu kadar hevesle çalışmasına çok şaşırırdı.
Bir gün kârı ve verimliliği arttırmak için aklına parlak bir fikir geldi; eğer Karınca, başında bir yönetici bile olmadan bu kadar üretken olabiliyorsa, bir de başarılı bir yöneticisi olsa neler yapardı?

Bunun üzerine, müthiş bir yöneticilik kariyeri olan ve yazdığı raporlarla ünlü Hamamböceği’ni işe aldı.
Hamamböceği işe öncelikle bir saat alarak başladı. Böylece Karınca’nın çalıştığı saatleri tam olarak ölçebilecekti. İş saatlerinde gevşekliğe müsaade etmeyecekti. Elbette raporlarını düzenleyecek bir sekretere de ihtiyacı olacaktı. Bu nedenle hem telefon trafiğini yönetmek ve hem de arşiv işleri için Örümcek’i işe aldı.

Aslan, gelişmelerden çok memnundu. Hamamböceği’nin hazırladığı raporlar gerçekten harikaydı. Hatta ondan üretim hızını ölçen ve kârlılığı analiz eden renkli grafikler de hazırlamasını istedi. Böylece bu raporları ortaklarına sunum yaparken kullanabilecekti.
Hamamböceği, bu raporları üretebilmek için yeni bir bilgisayara ve donanıma ihtiyaç duydu. Artan ekipmanlar için de artık bir bilgi işlem departmanı oluşturmanın zamanı gelmişti. Bu işleri idare etmek için Sinek’i işe aldı.
Bir zamanlar mutlu, üretken ve rahat olan Karınca, bu yeni toplantı düzeninden ve evrak işlerinden yılmıştı. Zamanın büyük bir kısmını sorulan soruları cevaplamak ve evrak işleri yapmakla geçiyordu.

Aslan, Karınca’nın bölümünün giderek büyümesinden memnundu. Bölümü daha da büyütmek üzere bir üst yöneticiye ihtiyaç olduğunu düşündü ve bölüm başkanı olarak başarıları ile ünlü Ağustosböceği’ni işe aldı.

Kendi rahatına ve keyfine düşkün Ağustosböceği’nin ilk icraatı ofisi rahat edebileceği yeni mobilyalarla döşemek oldu. Tabi ki kendisinin yeni bir bilgisayara, bütçe kontrol ve stratejik verimlilik planı hazırlanması için kişisel bir yardımcıya ihtiyacı vardı. Bunun üzerine eski işyerindeki yardımcısı Tavuskuşu’nu işe aldı.

Karınca’nın çalıştığı yer giderek kimsenin gülmediği, neşesiz ve mutsuz bir mekana dönüşmüştü.
Ağustosböceği, patronu Aslan’ı ortamın ruh halini değiştirecek bir çalışma yapılması gerektiğine ikna etti.

Bunun üzerine, Karınca’nın bölümünde olup bitenleri gözden geçiren Aslan, üretimin ve kârlılığın dramatik bir şekilde düştüğünü fark etti. Hemen, son derece itibarlı ve iyi tanınmış bir Danışman olan Baykuş’u sorunu çözmesi için işe aldı.
Baykuş, Karınca’nın departmanında üç ay geçirdi. Bu hummalı çalışmanın ardından ciltlerce süren muhteşem bir rapor yazdı. Raporun sonucu şuydu: “Departmanda aşırı istihdam vardı”.

Aslan, raporu inceledikten sonra dramatik bir karar verdi ve elbette, ilk olarak negatif tavırlarıyla dikkat çeken, mutsuz ve çalışma isteğini kaybetmiş olan Karınca’yı işten çıkardı.

Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa...
Rabbine dönüp "Benim büyük bir derdim var." deme.
Derdine dönüp "Benim çok büyük bir rabbim Var.' De....
Mevlâna                                                                                                                                                                                                        2011 1.6 comfort corolla...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 257500
  • Model Yılı: '01
  • 395 kere teşekkür etti
  • 376 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #311 : Şubat 18, 2011, 17:09:21 »
Dursun bir kıza aşık olmuş.
Aşkındanda şiir yazmış:

Sabahları yemek yiyemiyorum; çünkü seni düşünüyorum,
Öğlenleri yemek yiyemiyorum; çünkü seni düşünüyorum,
Akşamları yemek yiyemiyorum;çünkü seni düşünüyorum,

Geceleri uyuyamıyorum; Çünkü AÇIM...
 :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl:
Toyota Corolla 2001 1.6vvt-i sol special 110+ bilmem kaç tane hp  BENZİNLİYDİ  Artık Prins Technomaxlı :rofl:

Simota Short Air İntake, 1.8 vvt-i İntake Manifold, 1.8 vvt-i Throttle Body, 1.8 vvt-i fuel injectors 51 mm straight pipe & sport muffler, Raizin Voltage Stabilizer, Greddy Oil Cacht Tank, Eibach pro kit 35 mm springs
Swimming coach :)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 99 Avensis 2.0 Manuel L/B idi...
    • 2011 1.6 comfort corolla...
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #312 : Şubat 18, 2011, 17:29:03 »

İSTANBUL’U  SEYREDİYORUM ...
 
İstanbul’u seyrediyorum, gözlerim faltaşı;
Önce bir miktar çember sakallıyla, muhtelif magandalar
Aniden korkunç biçimde artıyor sayıları
Sokaklarda, resmi dairelerde ve hemen her yerde
Cami çıkışlarında, üniversite önlerinde
Sıkmabaşların hiç dinmeyen isterik çığlıkları.

İstanbul’u seyrediyorum, gözlerim faltaşı...
Ne idüğü belirsiz çok adam, akıyor devamlı
Dağlardan, zirvelerden, sürü sürü, öbek öbek
Denizi kirletiyor, sintineler boşalırken
Bir zontanın suya soktuğu ayakları.
 

İstanbul’u seyrediyorum, gözlerim faltaşı...
Gaspcıların kol gezdiği Kapalıçarşı
Uğul, uğul Sultanbeyli, devletin giremediği Armutlu
Köktendincilerle dolu avlular, meydanlar
Tekbir naraları duyuluyor her yandan
Bahar ortasında lağım, mevsim yaz ise çöp kokuları.


İstanbul’u seyrediyorum, gözlerim faltaşı...
Aklımda, gelecek daha beter günlerin korkusu
Metruk binalarla giderek  yalnızlaşan bir sokak
Bütün daireleri doldurmuş, tinercilerle ayaktakımı.


İstanbul’u seyrediyorum, gözlerim faltaşı...
Telefonlu kırolar yürüyor cadde ortasından
Terbiyesizce laf atmalar, küfürler, kin dolu bakışlar
Bir şey atıyor içlerinden biri, gizlice yere
Az önce aşırıp boşaltdığı, bir emeklinin cüzdanı olmalı.


İstanbul’u seyrediyorum, gözlerim faltaşı...
Gerçek İstanbul'lular çırpınıyor evlerinde
Sular akacak mı, elektrik kesilecek mi bilmiyorum
Sokak gene kazılıp, öyle bırakılacak mı bilmiyorum
Yıldızlar, hatta ay bile görünmüyor biçimsiz yükseklikler arkasından
Bu kirli havayı solumaktan boğuluyorum,
İstanbul’u seyrediyorum...

Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa...
Rabbine dönüp "Benim büyük bir derdim var." deme.
Derdine dönüp "Benim çok büyük bir rabbim Var.' De....
Mevlâna                                                                                                                                                                                                        2011 1.6 comfort corolla...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 99 Avensis 2.0 Manuel L/B idi...
    • 2011 1.6 comfort corolla...
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #313 : Şubat 18, 2011, 17:33:51 »
Üç Hikaye - Üç Ders
         

YAŞAMIN FISILTISINI DİNLE...

Zengin bir adam mersedes arabası ile şehirdeki dar bir yoldan geçiyordu. Birden,  yoluna aniden fırlayarak elindeki taşı arabasına atan bir çocuk gördü.

Kapısına çarpan taşın sesi ile ani fren yapınca,  arabası kaldırım taşına çarparak durabildi.

Adam öfke ile arabadan fırlayıp, taş atan çocuğu kolundan tutarak sarsmaya  ve “Sen ne yapıyorsun serseri, bak arabamı ne hale getirdin” diyerek bağırmaya başladı.
                 
Üzgün ve suçlu tavır içindeki çocuk “Amca lütfen kızma, sizden önce geçen arabalara durmaları için işaret ettim, arabaların hiç biri durmayınca, sizin arabaya taş attım” dedi.

Ve, gözyaşları içinde, kenarda devrilmiş duran bir tekerlekli özürlü arabasını ve o arabadan düşerek yerde yatan birisini  göstererek  “Ağabeyim yürüyemiyor, onu tekerlekli arabası ile gezdirirken,  kayıp devrildi. Ağabeyim   yere düştü, kaldırmaya gücüm yetmedi, gelen geçen kimse de yok, siz onu yerden kaldırıp tekerlekli arabasına tekrar oturtmama yardım edermisiniz” dedi..
                 
Zengin adam, ne diyeceğini bilemeden, boğazındaki düğümden yutkunarak kurtulmaya çalışarak, yerde yatan çocuğun yanına gitti, onu kaldırıp tekerlekli arabasına oturttu ve cebinden temiz bir mendil çıkararak bacağındaki kanları sildi.
                   
Küçük çocuk abisini tekerlekli arabasıyla alıp giderken, hiçbir şey söyleyemeden  arkalarından bakakaldı.
                   
Arabasına döndüğünde, çocuğun attığı taşın, arabasının kapısında bıraktığı oyuk şeklindeki  DERİN  İZİ  gördü.
                   
Ve zengin adam, bu derin taş izini hiçbir zaman tamir ettirmedi.
                   
Arabadaki bu taş izini şu mesajı hiç unutmamak için sakladı:
 
Hiçbir zaman, yaşamın içinden,  birilerinin seni durdurmak ve dikkatini çekmek için TAŞ  ATMAYA  mecbur kalacağı kadar HIZLI geçme.
                       
Tanrı, ruhumuza fısıldar ve kalbimize konuşur.
                       
O sesi dinlemek için vaktimiz olmadığında ise, bize TAŞ FIRLATMAK zorunda kalır.
                         
İster fısıltıyı dinle, ister taşı bekle...                         
Seçim senin...
 
                     
Yaşamın içinden son hızla geçerken,  bir an durup, kendi hayatımızda da bize bazı şeyleri hatırlatmak için atılan TAŞLAR olup olmadığını bir düşünelim...

------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --

Üç Altın Heykel,
 
                         
Bir zamanlar, iki komşu ülkenin hükümdarı, birbirlerini sürekli imtihan eder, zeka gösterilerinde bulunurlarmış.
                           
Bir gün bu hükümdarlardan birisi, diğer hükümdara yeni bir zeka gösterisinde bulunmak istemiş ve çağırdığı heykeltraşa birbirinin tamamen aynı olan, altından üç tane adam heykeli yaptırmış.
                           
Görünüşte tamamen aynı olan bu üç heykelin arasındaki farkı ise yalnız ikisi biliyorlarmış.
 
                           
Heykeli yaptıran hükümdar bunu diğer ülkenin hükümdarına hediye olarak yollamış ve şöyle yazmış:
 
                           
“Bu üç heykel birbirinin tamamen aynısıdır ama, bir tanesi ötekilerden daha değerlidir. Onu bulursan bana haber ver” demiş.
 
                         
Hediyeyi alan hükümdar, önce heykelleri tarttırmış, gramına kadar aynı olduğunu görmüş. Ülkede bulunan bütün bilginler gelip bakmışlar ama arada hiçbir fark görememişler.
         
                         
Sonra, zindanda bulunan fakat çevrede zekası ile tanınan bir mahkum bu bilmeceyi çözmeye talip olmuş.
         
                         
Mahkum önce heykelleri çok iyi incelemiş, sonra çok ince bir tel istemiş.
                         
Teli birinci heykelin kulağından sokmuş, tel ağzından çıkmış,
                           
Aynı şey ikinci heykel içinde olmuş, onun da kulağından giren tel diğer kulağından  çıkmış.
                         
Üçüncü heykelde ile tel kulaktan girmiş ama hiçbir yerden çıkmamış. Bu kulaktan giren tel, heykelin içinde kalbe kadar gitmiş ve orada kalmış.
 
Hükümdar bunun üzerine şu cevabı yollamış:
                       
“Kulağından gireni ağzından çıkaran insan makbul değildir.
                         
Bir kulağından giren öbür kulağından çıkıyorsa, yine makbul değildir.
                       
En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır.
                       
Bu değerli hediye için teşekkür ederim.” Demiş.

------------ --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --------- --
Küçük Şeyler,
                   
İkiz kulelere saldırı sonrasında , binadaki firmalardan birinde hayatta kalanlarla yapılan sabah toplantısında, o toplantıya katılanlar, 11 Eylül sabahı İŞE NİÇİN GEÇ KALDIKLARINI anlatmışlar.
                 
O sabah,
 
-Bir firma müdürü o gün oğlu ana okuluna başladığı için İŞE GEÇ KALMIŞ...
-Birinin o gün ofiste kahvaltıda  yenecek olan poğaçaları  alma sırasıymış.
-Bayan elemanlardan birinin çalar saati o sabah çalmamış.
-Birisi kaza yüzünden trafiğe takılmış, geç kalmış.
-Biri otobüsü kaçırmış.
-Birinin kıyafeti lekelenmiş, üstünü değiştirmek vakit almış, geç kalmış.
-Birinin arabası çalışmamış.
-Biri telefonu cevaplamak için geri dönmüş, servisi kaçırmış.
-Biri huysuzluk yapan çocuğunu giydirirken geç kalmış.
-Biri taksi bulamamış, geç kalmış........ .
 
           
Ama en etkileyici olanı, birisi,  o gün yeni aldığı ayakkabıları giymiş, ayakkabılar ayağına vurmuş ve bir eczaneye uğramış, YARA BANTI ALMAK için......... ....Bu gün hayatta kalma sebebi olan YARA BANTINI almak için.........”
 
 
           
Şu anda,  trafikte sıkıştığınızda, asansörü kaçırdığınızda, tam çıkarken çalan bir telefona cevap vermeniz  gerektiğinde, yani sizi  rahatsız eden KÜÇÜK ŞEYLER olduğunda, Tanrının sizin  o an orada olmanızı  istediğini düşünün.
                 
             
Bir dahaki sefere sabahınız tersliklerle başladığında, çocuklarınız giyinmek istemediğinde, arabanın anahtarını bulamadığınızda, bütün trafik ışıklarına takıldığınızda HUZURSUZ olmayın, SİNİRLENMEYİN.
 
                   
Tanrının o an sizi gözetlediğini ve koruduğunu düşünün.
 
                   
Bu küçük terslikler,  belki de Tanrı’nın  bizi o anda koruduğu için yaşanıyordur ve biz , umarım, küçük sıkıntılı  anlarda bunun olası nedenlerini hatırlarız.
 
 
 
Kuyunun dibindeki kurbağa gökyüzünü
kuyunun ağzı kadar sanırmış
 
Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa...
Rabbine dönüp "Benim büyük bir derdim var." deme.
Derdine dönüp "Benim çok büyük bir rabbim Var.' De....
Mevlâna                                                                                                                                                                                                        2011 1.6 comfort corolla...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 99 Avensis 2.0 Manuel L/B idi...
    • 2011 1.6 comfort corolla...
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #314 : Şubat 18, 2011, 17:35:39 »
Iki satirlik bir telgrafin yarattigi bilim  adami
Ord.Prof.Dr. Sadi Irmak'in anisi
"Istanbul Universitesi'nde ogrenci  oldugum siralar, okul duvarinda bir ilan gordum:
"Avrupa'ya talebe yollanacaktir. "
Allah  Allah, dedim! Ulke yikik dokuk, her yer virane, Lozan yeni imzalanmis, bu durumda Avrupa'ya talebe... Luks  gibi gelen bir sey...
Ama bir sansimi denemek istedim. 150 kisi  icinden 11 kisi secilmisiz. Benim ismimin yanina Ataturk, "Berlin Universitesi'ne gitsin." diye yazmis.
Vakit geldi, Sirkeci Gari 'ndayim;ama  kafam cok karisik.
Gitsem mi, kalsam mi? Beni orada  unuturlar mi? Para yollarlar mi?
Tam gitmemeye karar  verdigim, geri dondugum sirada bir post muvezzi ismimi cagirdi.
"Mahmut Sadi!  Mahmut Sadi! Bir telgrafin  var."
"Benim" dedim.
Telgrafi actim, aynen sunlar yaziyordu:
"Sizleri bir kivilcim olarak yolluyorum, alevler olarak geri donmelisiniz."
Imza Mustafa Kemal
Okuyunca dusunduklerimden olaganustu utandim. "Simdi gel de gitme, git de calisma, don de bu  ulke icin canini verme" dedim."
"Dusunun 1923'te o kadar isinin arasinda 11 ogrencinin nerde, ne zaman, ne hissettigini sezebilen, ona gore telgraf ceken bir liderin  onderliginde bu ulke icin can verilmez mi?"
Cok basarili oldum. Ulkeme alev olarak dondum. Once Istanbul Universitesi Genel ve Beseri Fizyoloji  Enstitusu'nu kurdum. Kursu baskani oldum. Daha  sonra ulkemin basbakanligini yaptim. Ben kim miyim?
Ben sadece iki satirlik bir telgrafin yarattigi bilim adami   Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak'im."
Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa...
Rabbine dönüp "Benim büyük bir derdim var." deme.
Derdine dönüp "Benim çok büyük bir rabbim Var.' De....
Mevlâna                                                                                                                                                                                                        2011 1.6 comfort corolla...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 158000
  • Model Yılı: '08
  • 5 kere teşekkür etti
  • 24 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #315 : Şubat 19, 2011, 01:11:48 »
çok güzel kızıl saclı bir bayan doktorun muayenehanesine girer ve her yerinin çok ağrıdığını söyler.

- doktor,'imkansız insanın her yeri ağrımaz, lütfen ağrıyan yerlerinizi gösterin bana'.

kızıl saçlı bayan işaret parmağını uzatır sol göğsüne bastırır ve çığlık atar, sonra dirseğine bastırır bu sefer daha fazla acıyla bağırır. dizine bastırır ve çığlık atar, ayak bileğine bastırır aynı şekilde. neresine dokunsa çığlık atmaktadır.

- doktor, 'gerçek kızıl değilsiniz değil mi?

- bayan 'evet, kızıl değilim, aslında sarışınım'

- doktor 'tahmin etmiştim zaten, sadece işaret parmağınız kırık'
''Çocukları, yasaların ulaşamayacağı yerlerde saklayınız."

 dissapointment=expectations/reality

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: B-
  • Kilometre: 210000
  • Model Yılı: '08
  • 6 kere teşekkür etti
  • 12 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #316 : Şubat 19, 2011, 01:18:19 »
:islik: :islik: :D
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
'98 Toyota Corolla 1.6 XLi Gümüş Gri (2008-2014) (Satıldı)'05 Honda Civic LS Füme (2014-2015) (Satıldı)
'94 Mercedes Benz C180 Elegance Siyah (2015-2018) (Satıldı)
Now / '08 Megane 1.5 dCi AT Plat. Gri (2018-.)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 257500
  • Model Yılı: '01
  • 395 kere teşekkür etti
  • 376 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #317 : Şubat 20, 2011, 20:33:20 »
‎4 katlı bir binada 1. katta polis , 2. katta postacı , 3 . katta bir kör
ve 4. katta da yanlız yaşayan bir bayan oturmaktadır . Birgün kadın tam
banyoya girecekken kapı çalar , kadın güvenlik kamersaından kapının
önüne bakar gelen polistir hemen bornozu üzerine geçirerek kapıyı açar .
Polis müjde hanfendi bugün birsürü kapkaççı yakaladım der . Kadın
tebrikler der ve polis gider . Kadın yine tam soyunur banyoya girecek
yine zil basar . Kadın bakar kameradan postacı . Hemen bornozu tekrar
giyerek kapıyı açar . Postacı müjde hanımfendi bugün mektup dağıtmada
rekor kırdım der . Kadın tebrikler diyerek onuda gönderir . Tam soyunur
yine kapı çalar , yine bakar gelen kör komşusudur . Bornozu giymeye
gerek görmeden çıplak vaziyette kapıyı açar . Kör müjde hanfendi bugün
gözlerim açıldı …
 :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl: :rofl:
Toyota Corolla 2001 1.6vvt-i sol special 110+ bilmem kaç tane hp  BENZİNLİYDİ  Artık Prins Technomaxlı :rofl:

Simota Short Air İntake, 1.8 vvt-i İntake Manifold, 1.8 vvt-i Throttle Body, 1.8 vvt-i fuel injectors 51 mm straight pipe & sport muffler, Raizin Voltage Stabilizer, Greddy Oil Cacht Tank, Eibach pro kit 35 mm springs
Swimming coach :)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Toyotasız, Araçsız, Yaya :)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 4 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #318 : Şubat 21, 2011, 15:51:13 »
Şarap fabrikasının emektar çeşnicisi ölür.Yenisi için ilan verirler.
Derken perişan kılıklı belli ki ayyaş birisi başvurur.
Fabrika müdürü biraz da bu ayyaşı başından savmak düşüncesi ile test için ona bir kadeh şarap verir.Adam şarabı içer ve ;
“Kırmızı bir Muscatel, 3 yıllık, kuzey yamaçta yetişmiş, çelik varillerde yıllanmış “ cevabın...ı verir.Müdür şaşkınlıkla “doğru” der.
Bir başka şarabı tattırrır Kırmızı, Cabarnet, 8 yıllık, güneybatı yamaç mahsulü ve meşe fıçılarda yıllanmış”
doğru cevabı üzerine iyice şaşıran müdür beyimiz,sekreterinin yanına gider ve ona bir bardak suya biraz idrarından karıştırarak getirmesini söyler ve adama bunu beyaz şarap niyetine içirir.Adamın yanıtı:
“Sarışın, 26 yaşında, 3 aylık hamile, eğer beni işe... almazsan babasını da söylerim..


:D :D :D :lol:

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • ***AVENSIS***
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 110000
  • Model Yılı: '13
  • 3 kere teşekkür etti
  • 6 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler 3
« Yanıtla #319 : Şubat 22, 2011, 21:54:30 »
Hande Abla bu foto senin için gelsin. MOdifiye olmuş artık terlikler. :)



2013 Avensis 1.6 Elegant Extra