0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Ben ticari araç üreten yerli bir firmada çalışıyorum. Yaptığımız iş aracın tasarımını yapıp, parçaları montajlayıp müşteriye vermek. Ama bu nasıl oluyor?Öncelikle normları belirliyorsunuz. Aracın gireceği pazara göre genel hatlar ortaya çıkıyor. Şase, gövde karkası, ön ve arka FRP(compozit) yüzeyler, tavan tasarlanıyor.Otomotivde tecrübeli ve belli komponentleri yapabilen çok firma var. Bu yüzden siz örneğin "elektrikli kapı" çalışmıyorsunuz, aracın çizim datasını, istediğiniz spekleri verip tedarikçiyi çalıştırıyorsunuz. Tedarikçi size sistemi öneriyor, Arge test ediyor, onaylanırsa devam ediyorsunuz. Özellikle ön gögüs(dashboard) poliüretan olduğundan kalıpları çok pahalıdır. Bu ve buna benzer kalıp yatırımları, parça maliyetleri, tasarım maliyetleri ve ilaveten test maliyetlerini de hesaba katarsanız 3 milyonu bulur.Tabi bu para devede kulak, fabrikasını kurup seri üretime almak, pazarı oluşturmak, servis ağını yaymak vs. ve diri kalmak için bence en az 2 milyar TL ye ihtiyaç var. Bu yüzden kimse elini taşın altına sokmuyor.
Mehmet Bey doğru bir özet yapmış. Kendi tasarım motorunu yapmak, üretmek, test etmek bile tek başına çok maliyetli bir iş. Plastik aksam için kalıp yapmak, plastik enjeksiyon vs işleri ile uğraşanlar daha iyi bilir, çok pahalı. O kadar para akıtmışlar diye söylenenleri anlamakta çok güçlük çekiyorum. Bugün herhangi bir çizim yazılımı kaç para bilmiyorlar mı? Çizimi, testi yapacak ekibin maliyetini görmüyorlar mı? Döküm yaptırmak aslında çok ucuz da ben mi bilmiyorum? Adamlar bir otomobili otomobil yapan parçaları öncelikli olarak tasarlamak için nisbeten ayrıntı olanları sonraya bırakmış. (Kalite ayrıntılardadır doğru) Harcanan para tasarım için çok değil. Eleştiriye herşey açıktır ama eleştirilecek konuyu da az buçuk bilmek gerekir. Sonuçta adamlar corolla'ya bunu rakip yaptık demiyorlar, daha başlangıç aşamasındalar. Tasarıma o kadar para harcamışlar, çıkan bu mu diye sormak gerçekten çok insafsızca, hele otomotiv firmalarının tasarım ve ar-ge'ye harcadığı paraların, çalışan sayılarının konuşulduğu bu forumda.Fiyatını pahalı bulan arkadaşlar haklılar, ancak hedef kitlenin içinde muhtemelen değiller . Firmanın amacı bu satışları şirketin çarkını döndürmeye yardımcı olması. Alacak kişiler de muhtemelen zaten zengin olan, bu yerli girişimi desteklemek isteyen kişiler olur diye tahmin ediyorum.Tipi hiç olmamış. Buna katılmamak mümkün değil. Sanki şasi başka arabanın, kasa başka arabanın gibi duruyor. Estetik olarak göreceli kavram denir de bunun bildiğin elbisesi iki beden bol olmuş.Saygılar efendim.
Bende bir olumsuz yorum yapacağım. Tasarımı beğenmedim o ayrı konu ama bence bir Türk arabası tasarlıyorsanız çoğu vatandaşımızın alabileceği bir fiyatta olmalı idi. Ferrarimsi bir araç tasarlamak yerine 20.000 - 25.000 civarı insanların ayağını kesecek bir model üretmeliydik. İşte o zaman vatandaşımız alırdı bu aracı. Şimdi bu arabaya da Devrim gibi yazık olacak. Bu sefer 70.000 i buna vereceğime gider Volkswagen alırım diyecek millet. Unutmamak lazım ki bir zamanlar tasarımını beğenmediğimiz ucuz markalar (Kia,Hyundai,Tata vs..) şimdi dünya devi oldular. Büyükten başlamak yerine ufaktan başlanmalı bence...
herşey iyi güzel de, motoru kim yapmış ben onu merak ettim...ayrıca şu Türklerin de yerli araba yapma hevesi iyi güzel de, neden yerli spor arabaya yöneliyorlar herseferinde ben onu anlamam...böyle bir sınıfta rakipler karşısında adını duyurması imkansız...onun yerine şöyle daha basit yaklaşsalar olaya, tamamen Türk üretimi, sıradan aile arabası yapsalar, ucuz olsa daha başarılı olmaz mıydı...şöyle sıfırı 20-25bine mütevazı bir araç üretsek, piyasada ne albea kalır ne symbol, bence işe buradan başlamalı...Rıdvan abi şimdi gördüm mesajını, aşağı yukarı aynı şeylerden bahsetmişiz...
Rıdvan beye katılıyorum burada asıl amaç Erişebilirlik olmalı. Madem kendi aracımızı yapıyoruz hızlı büyümek için erişebilirliği yüksek olmalı.
sevgili arkadaşlar kardeşler, ben 1960 lı yıllarda hem üniversiteye giderdim hemde taksi arabamla evin nafakasını çıkarırdım. o zamanlar paramın az olduğu zaman gerektiğinde japon parçası alıp chevroletime takardım, fakat o parçalar o kadar adiydiki çok çabuk bozulurlardı, mafsal istavrozları çat diye kırılırdı.aradan uzun yıllar geçti, komşumun biri toyota corolla sıfır 1994 xe garbüratörlü aldı ben ayıp olmasın diye, bu japon arabasını nereden buldun demedim, ama içimden adama acıdım. aradan bir süre geçti komşumun hanımı corollayı sitede başka bir yere park etmemi rica etti. o arabayı kullandığım zaman eşekten düşmüş gibi oldum, o ne muhteşem bir şeydi, benim citroen visa super E bir anda gözümden düştü ve ben bir ay sonra efsanemi kapıma çektim. uzun lafın kısası biz millet olarak sabırsızız, futbol kulüplerimiz hoca alır futbolcu alır hemen başarı bekleriz , başarı gelmezse hocayı yeniköy kasabı olarak suçlar kovarız adam bir ülkenin milli takımının başına geçer dünya şampiyonu yapar, futbolcu daha küçük bir takıma sepetlenir, orada harikalar yaratır tekrar alabilmek için dünyanın parasını veririz. adam bir tasarım yapmış 80 bin demiş, bırakın üretsin, bırakın yapsın, o fiata satabilirse satsın, satamazsa ki satamaz o zaman fiatını düşüre düşüre bizim alabileceğimiz fiatlara arz ve talep koşullarında GELECEK. fiatı piyasa belirler, bizde bir ata sözü vardır isteyene değil verene bak diye.