Konu: Trafik Kazalarını ve Etkilerini Önleme Yolları?!

[(Gizli Üye)]

  Selam.
 Hepimizin dert yandığı ve yakın zamanda da bunun acısını hepimizin yüreğinde hissettiği ancak elle tutulur, somut birşeyler yapma konsuunda pek ilerleme sağlayamadığımız Trafik Kazaları ve Trafik Kazalarının Olumsuz Etkilerini Önleme konusunda ortaya birşeyler koymanın zamanının çoktan geçtiğini düşünüyorum. Bu konuda hepimizin, trafiği paylaşanlar olarak fikir üretmesi ve sorumluluk alması bence şart. Bu aslında tek ana konu gibi görünse de altında bir çok alt başlık barındıran bir olgu.
 Şöyleki;
 bu konuda otomobil üreticileri ne yapabilir,
 trafiği denetlemekle yükümlü birimler ne yapabilir,
 trafiği ve karayollarını düzenlemekle yükümlü kurumlar neler yapabilir,
 sürücüler ve yayalar neler yapabilir (şu anda en azından bu konuda bizler bir çalışma ortaya koyabiliriz)?

 Aklınızdaki olası soruları ve muhtemel çözümleri, herhangi bir çekince duymadan, tüm açıklığı ile ortaya koymak ve sonunda elle tutulur, işe yarar bir sonuç ortaya çıkarmak buradaki amacımız.

 Şu şekilde başlayabilirim;
 Örneğin otomobil üreticileri, kazayı belli seviyelerde (sensörler ile) direk bölgesel sağlık ve ilk yardım kuruluşlarına bildiren bir sistem geliştirebilirler, alarmdan ve navigasyondan çok da zahmetli olmasa gerek.
 Güvenlik yönünden eski teknoloji denebilecek duruma düşmüş araçları trafikten çekmek için, siyasal otoriteler tarafından cazip politikalar izlenebilir.
 Karayollarını, bağımsız bir şekilde satıh, tabela ve ışıklandırma vs. yönleri ile denetleyecek bağımsız kuruluşlar oluşturulabilinir.

[(Gizli Üye)]

bu konu bence direk olarak kişinin kendisinde bitiyor..ben şu siteye ilk üye olduğumda (2 yıl önce) çok saçma hızlı ve çok aşırı tehlikeli araç kullanıyordum..
okuldan çok fazla arkadaşımı, bu siteden 2 kardeşimizi kaybettim, imzamda tuttuğum videoyu izlediğimde duvara çarpmış etkisi yaptı, bu sitedeki abilerimin bıkmadan ve nazikçe bilinçlendirici uyarılarıyla vs hepsi toparlanınca ben de kendimi toparladım biraz..
hala daha tam anlamıyla çok temkinli ve sakin bir sürücü değilim ancak artık eskisi gibi aptal cesaretine sahip bir sürücü de değilim.

bu trafik kazalarını azaltacak tek şey benim gözümde bireylerin bilinçlendirilmesidir..ilkokuldan itibaren her yıl bu bilinçlendirme alttan alttan verilmeli, sadece öğrencilere değil, velilere de ayda bir gibi belirli bir periyotta bu dersler verilmelidir..
bu derslerde sınav, not gibi şeyler olmamalı ki öğrenci zevkle dinlesin katılsın, işin içine not için belli bir şey yapmak girmesin..
aileleri işin içine katmamın nedeni ise çocuğun öğrendiğini babanın bozmaması.çocuk okulda bilinçlenip eve gittiğinde babası tam tersi bir davranış sergiliyorsa o eğitimin hiç bir anlamı olmaz.
mevcut trafik dersinden de ben memnun değilim; ortaokulda 3 yıl trafik dersi aldık, 7. ve 8. sınıflarda bu dersi ben anlattım..evet şaka değil hem öğrenci hem öğretmendim, çünkü okulda bu dersi verecek öğretmen yoktu ve branşı fizik olan bir öğretmen verdi bu dersi..içeriğinin tamamen değiştirilip, öğretmek değil bilinçlendirmek amacıyla gösterilen bir ders haline getirildiği takdirde kazaları çok büyük bir şekilde önleyecektir.

tamamı benim görüşümdür..

[(Gizli Üye)]

Turkay'in da dedigi gibi okullarda trafik dersi ciddiyetle verilecek, hatta araba kullanmak lisede derslerde ogretilecek.

Ehliyet almak formalite+para seklinde olmayacak.Ciddi teorik+pratik egitim verilecek.Surucu kurslari bastan asagiya silkelenip duzene sokulacak.

Altyapi, yollar kazalara sebep olacak durumdan cikarilip rehabilite edilecek.Bir tamirat, insaat varsa yol/trafik duzeni yeterli isaretlerle/engellerle olusturulacak.Guvenli olmayan yollar, guvenli hale getirilene kadar trafige kapatilacak.
 
Cezalar artacak, sadece para olarak degil.Alkollu arac kullananlarin ehliyetine el konulacak.Iki ya da uc defa hiz sinirini asanlarin ehliyetine el konulacak.Trafik 'kaza'sinda hayatini kaybedenler cinayete kurban gitmis gibi muamele gorecek, sebep olanlar cinayet islemis gibi (gibisi fazla) ceza gorecek.

Ondan sonra bak bakalim nasil dusuyor 'kaza' sayisi...

[(Gizli Üye)]

bence arkadaşların dediği gibi, bu eğitim en iyi evde verilir. bir çocuk(mesela dayımın küçük oğlu) hangi arabanın daha iyi olduğunu anlamak için kadranın sonunda yazan rakamları karşılaştırıyorsa, yol ve şart ne olursa olsun, babasının diğer arabayı geçmesiyle gurur duyup övünüyorsa, o çocuktan ilerleyen yaşlarında çok bişey beklememeli bence. şanslıysa ilerde bir gün böyle bir formla tanışır ve doğruları görür belki.

öncelikle hareketle başlar eğitim. çocuğu olanlar bilir, siz direksiyonu nasıl tutuyorsanız çocuğunuzda o şekilde tutar.

elinde sigarayla "sigara sağlığa zararlı" demek ne kadar inandırıcıysa, direksiyonda canavarlaşarak, "hız felakettir" öğüdü vermek o kadar inandırıcı olur...

herkes öncelikle kendi kapısının önünü süpürsün, herkes kendi çocuğunu böyle büyütürse, gün gelir bilinçli bir nesil oluşur.

bunun yanında, bu virajları görerek umursamamak, "ben kaza yapmadımya umrumda değil" gibi düşünmek insanlık ayıbıdır. mesela öncelikle şu 159 a ihbarla başlayalım işe. gördüğümüz her şeyi ihbar edelim. ne kaybederiz, ne kazanırız...

[(Gizli Üye)]

murat abi inanılmaz güzel yakalamışsın...ben hep arabaların devir saatlerini, hız saatlerini karşılaştırırdım..direksiyonu dayım nasıl tutuyorsa aynen öyle tutuyorum (babam gibi değil babam çok yavaş kullanıyor sıkılıyorum onun arabada) dayımın dedemin direksiyonda canavarlaşmasıyla övünen bir çocukluğum var.şaka gibi ama şu an kullandığım arabada dedem kadranın sonunu gördü, gururla anlattığım bir geçmişim var..ben bu forumdan sonra bir nebze akıllandım..evet farkındayım hala süper bilinçli değilim ancak doğruyu, doğrunun nasıl olması gerektiğini öğrendim..

yine de bir arşivim var, kullandığım arabalar, yaptığım en yüksek hızda resim çekerim, hangi arabayı kullanırsam..o arşivimi açıp hala gurur duyarım..bilmiyorum eziklik mi dersiniz adına, ne dersiniz, küçükken çocuk, büyüklerinden nasıl görürse öyle oluyor ilerde..dayım ve dedemin karışımı bir bireyim, çocuğumu (nasipse) benim gibi yetiştirmicem..(inşallah)

[(Gizli Üye)]

murat abi inanılmaz güzel yakalamışsın...ben hep arabaların devir saatlerini, hız saatlerini karşılaştırırdım..direksiyonu dayım nasıl tutuyorsa aynen öyle tutuyorum (babam gibi değil babam çok yavaş kullanıyor sıkılıyorum onun arabada) dayımın dedemin direksiyonda canavarlaşmasıyla övünen bir çocukluğum var.şaka gibi ama şu an kullandığım arabada dedem kadranın sonunu gördü, gururla anlattığım bir geçmişim var..ben bu forumdan sonra bir nebze akıllandım..evet farkındayım hala süper bilinçli değilim ancak doğruyu, doğrunun nasıl olması gerektiğini öğrendim..

yine de bir arşivim var, kullandığım arabalar, yaptığım en yüksek hızda resim çekerim, hangi arabayı kullanırsam..o arşivimi açıp hala gurur duyarım..bilmiyorum eziklik mi dersiniz adına, ne dersiniz, küçükken çocuk, büyüklerinden nasıl görürse öyle oluyor ilerde..dayım ve dedemin karışımı bir bireyim, çocuğumu (nasipse) benim gibi yetiştirmicem..(inşallah)

Kanında var kanında.. Ben çocuğuna anlatcam senin gençliğini

[(Gizli Üye)]

Kanında var kanında.. Ben çocuğuna anlatcam senin gençliğini

al işte ben böyle olmasın diyorum senin yaptığına bak

[(Gizli Üye)]

ben 2 sefer kaza yaptım 2side hep hızdan kaynaklandı babam benden aracı hızlı kullanan kişidir. Fakat! yolun en boş anında otoban gibi olduğunda biner. öyle makasmış falan yapmaz bir sürer benim ağzım açık kalır.rahmetli dedem babamın anlattığı kadarı ile babamdanda hızlı sürermiş gençliğinde.rahmetli 4 ay kullanabildi efsaneyi ama 4000den aşağı vites atmazdı.Şuan bile araca lpg takılalı 2 ay oldu, babam benzinde ben lpg de biniyorum neymiş gaza bastınmı burnunu tam kaldırmıyormuş lpg de Bizim aileden gelen birşey.. meslekte nakliyecilik olunca.. Ehliyeti alalı 1 yıl olacak 40 ceza puanım var hep radar bunu övgü olarak demiyorum yanlış anlaşılmasın baba babam hiç ses etmedi o da basar yavas gitmeme kızar uzun yolda ama tek dediği şey vardır aklı başında sür bilinçli ol evladım

[(Gizli Üye)]

Şu ana kadar bu başlık altında yazılanların hepside çok güzel tepitler içeriyor. Özellikle Türkay Bey'in kendini eleştiren yaklaşımı, bence hepimizin yapması gereken bir tavır. Türkay Bey kendi hatalarını görebiliyor ve bunları düzeltmek için bence çok önemli adımlar atmış, en azından hatalarının farkına vararak.
Hepimiz ufak tefekte olsa mutlaka bir kaç kaza yapmışızdır. Bu kazaları forumda anlatmaya kalksak hepimizde kendimizi bu kazalarda kusursuz, karşı tarafı ise tamamen kusurlu ilan ederiz. Peki karşı tarafın kusurlu olduğu bir kazada dahi bizim kusurumuz yokmudur gerçekten. Veya bu yaşananlardan kendimize bir ders çıkartabildikmi?

[(Gizli Üye)]

hakan başkan güzel bir konu açmışsınız elinize sağlık.ben konuya şöyle bakıyorum arkadaşlar, öncelikle şunu demek istiyorum trafik cezaları ne kadar caydırıcı olursa olsun bizim insanımıza işlemez ya haberi yoktur yada mutlaka cepten arayacağı dayısı vardır bide delikanlılık vardırki o en tehlikelisi ben 40 yaşındayım 25 yıldır araç kullanırım iki kez kaza yaptım biri 16 yaşındaydım yaptığım kaza küçüktü tarsus jandarma karakolunun bölük komutanının "nam-ı diğer Murat 124" muratının sol tarafını biçmiştim o gün sağlam bir dayak yedim sağlam diyorum çünkü hala unutamadım nezarete atıldım sonra babam ve ustam geldi beni nezaretten çıkardı sona komutanın elini öptürdüler bana neyse benim diyeceğim bu türlü kazaların önlenmesi için her delikanlının küçük bir kaza yapıp dayak yemesi lazım yoksa içindeki ateşi söndüremiyorsun 16 yıl kuş serisi araçları kullandım sonra toyotayla tanıştım aracıma çocuğum gibi bakarım ama toyotama binince içimdeki ateş ne olyorsa o yediğim dayağı unutuyorum benim aracımda küçük bir sorun var 95  100 arası direksiyon sallanıyor balans ayarı yapmam gerekiyor sanayide olduğumuz için bizim için sorun değil böyle şeyler ama yaptırmak istemiyorum sadece 95 km geçmeyim diye ama araç ta bana bildiği bütün kötü duaları okuyor 95te süreceksen neden beni aldın diye bilmediğinede amin diyor.biz kaderci bir milletiz olacaksa önüne geçemeyiz dememek lazım önlemi elimizden bırakmamalıyız...tamamen kendimi kasmadan paylaştığım bu yazımda sizleri sıkmadım umarım.allah hiç birimize kaza bela vermesin...selamlar.

[(Gizli Üye)]

  Bence buradaki en olumlu gelişme, özeleştiri yapabilmemiz. Önce neyin doğru olduğunu farkedip, sonra yanlışlarımızı doğruya çevirmemiz gerekiyor ki bunun ilk adımı burada sağlanmış gibi görünüyor.
 Genelde yüksek hız konuşulmuş ancak bence yerine göre 50Km/s. de yüksek hız olabilir. Yani yolun durumuna göre hız olmalıdır bana kalırsa fakat diğer yandan insanın da kendine hakim olması şarttır, bu yetinin bir şekilde geliştirilmesi gerekir içimizde. Tabi yolun durumunu sürücüye önceden ve açık şekilde ileten uyarı levhalarını koymakda kendi başına, bu işten sorumlu insanların görevidir. Bu tabelalar, o güzergahı bilenin bilinci düşünülerek değil, orayı hiç bilmeyen bir sürücü ve bu sürücünün de hata yapma ihtimali düşünülerek yerleştirilmelidir. Tabelalar Açık, Net ve Kolay Anlaşılır olmalıdır.
 Genel olarak insanlarda rekabete değil, kendi olmaya ve belli erdemlere (sabır, saygı, hoşgörü) yönlendirilmelidir daha ilk okul çağından başlayarak. Trafik ve Sağlık eğitimleri ise bence daha o çağlarda, çocukken geleceğin büyüklerinin zihnine verilmesi gereken en temel bilgilerdir.

[(Gizli Üye)]

sitemiz sakinleriyle bir kere daha gurur duydum bugün.önce hakan bey'e konuyu açtığı için teşekkür ederim.Canım oğlum burak'ımı kaybettim ama bu vesileyle birçok oğlumu,kardeşimi,dostumu kurtarabiliriz bu sayede.sık sık bu konuya vurgu yapalım.hız felakettir.bu dürtümüzü törpülemek için hep birbirimizi uyaralım.aman daima kemerlerimizi takalım.yavaş gidelim.canımız zamandan daha kıymetlidir unutmayalım.unutturmayalım.giden ne acıki geri gelmiyor.ama ya bıraktığı acı....o hiç gitmiyor.

[(Gizli Üye)]

oğuz abi tekrar başınız sağolsun allah başka acı vermesin,sizin sık sık burada yazacağınız kıymetli yazılarda bizlerin kulağına küpe olacaktır,,selamlar..

[(Gizli Üye)]

  Ben teşekkür ederim, hep birlikte dahada etkili adımlar atacağımıza inanıyorum.
 Yine trafik konusunda çalışma içinde olan bir Vakfın da internet adresini veriyorum: http://www.tutev.org/anasayfa.asp

 Şimdi altta alıntı ile önemli bir bilgiyi aktaracağım. Bildiğiniz gibi yüzey kaplama materyali, fren mesafesi üzerinde etkilidir, fakat yüzeylerin yanında birde alt kaplamalar mevcuttur. Bunlar ise o yolu kullanacak araçların "muhterem aks kafasi" tonajına göre imal edilir ve belli maliyetler içerirler. İdealden daha yüksek tonajdaki araçların o yüzeyde yaratacağı en belirgin etki; enine yol dalgalanmalarıdır ve böyle yüzeylerde otomobil benzeri küçük araçlar ya zıplama yaşar, ya da frenaj sorunu. Yani birileri 3-5Kr. daha fazla kazanmaya çalışırken, diğer taraftan arkalarından gelenlerin hakkını yemektedir.

 Bu da diğerleri gibi sadece dikkat edilmesi gereken noktalardan birtanesi, önemli olan sonuçta elle tutulur bir veri alt yapısı hazırlayabilmekdir.

 Karayolları Trafik Yönetmeliği 128. maddesi:
Araçların Ölçü ve Ağırlıkları :
Madde 128 - Karayolunda trafiğe çıkarılacak araçlarda yüklü ve yüksüz olarak uyulacak boyutlar ve karayolu yapısına zarar vermeden güvenle seyredebilecek ağırlıklar şunlardır;
Araçların boyutları ve ağırlıkları
a- Azami genişlik .................................................................................. : 2.55 metre,
Frigorifik araçlarda yalnız frigorifik yapı genişliği ............................ : 2.60 metre,
b-Azami yükseklik ................................................................................... : 4.00 metre,
c- Azami uzunluklar
-Otobüs dışındaki diğer motorlu araçlarda: 12.00 m. -Römorklarda : 12.00 m.
-İki dingilli otobüslerde : 13.50 m. -İkiden çok dingilli otobüslerde:15.00 m.
-Yarı römorklu araçlarda: 16.50 m. -Mafsallı (Körüklü) otobüslerde: 18.75 m.
-Römorklu otobüslerde : 18.75 m. -Römorklu araçlarda : 18.75 m.
geçemez.
d-Azami ağırlıklar :
1-Tek dingilde en çok;
-Tahriksiz tek dingilde ..................................................................................... : 10 ton,
-Tahrikli tek dingilde .................................................................................... : 11.5 ton,
2-İki dingilli aks grubu ağırlığı en çok ;
-Motorlu araçlarda aks grubu ağırlığı ;
-Dingiller arası mesafe 1 m’ den az ise (1m < d) ......................................... : 11,5 ton,
-Dingiller arası mesafe 1 m ile 1.3 m arası ise (1m ≤ d < 1.3 m) ................. : 16 ton,
-Dingiller arası mesafe 1.3 m ile 1.8 m arasında ise (1.3 m ≤ d < 1.8m) ...... : 18 ton,
-Dingiller arası mesafe 1.3 m ile 1.8 m arası ise (TOY’ deki şartlarla) ( “ ). : 19 ton,
-Römork ve yarı römorklarda aks grubu ağırlığı en çok ;
-Dingiller arası mesafe 1 m ‘den az ise (d < 1 m) .......................................... : 11 ton,
-Dingiller arası mesafe 1 m ile 1.3 m arası ise (1m ≤ d < 1.3m)...................... : 16 ton,
-Dingiller arası mesafe 1.3 m ile 1.8 m arası ise (1.3m ≤ d < 1.8m) .............. : 18 ton,
-Dingiller arası mesafe 1.8 m ‘den büyük ise (1.8 m ≤ d ) ............................. : 20 ton,
-Üç dingilli aks grubu ağırlığı en çok ;
-Dingiller arası mesafe 1 m veya daha az ise ( d ≤ 1.3 m) ........................ : 21 ton,
-Dingiller arası mesafe 1.3 m ile 1.4 m arasında ise (1.3 m < d ≤ 1.4 m) ... : 24 ton,
3-Toplam ağırlıklar en çok ;
-İki dingilli motorlu araçlarda ve römorklarda .............................................. : 18 ton,
-Üç dingilli motorlu araçlarda ...................................................................... : 25 ton,
-Üç dingilli motorlu araçlarda (TOY ’deki şartlarla *) ................................. : 26 ton,
-Üç dingilli yarı römorklu araçlarla,mafsallı otobüs ..................................... : 28 ton,
-Dört dingilli motorlu araçlarda ................................................................. : 32 ton,
-Dört dingilli yarı römorklu araçlarda ........................................................ : 36 ton,
-Dört dingilli yarı römorklu araçlarda,
yarı römork "muhterem aks kafasi" grubu ağırlığı 20 ton olan araçlar ................................. : 38 ton,
-Beş veya daha çok dingilli yarı römorklu
veya römorklu katarlarda ......................................................................... : 40 ton,
-Konteyner taşıyan yarı römorklu araçlarda (ISO Konteynerli 3 - S 2 / 3) .. : 44 ton,
Karayollarında yapılacak sabit veya seyyar ağırlık kontrolü esnasında, aracın azami toplam ağırlığının en çok %2’si kadar tartı toleransı tanınır. Ancak,ocaklardan çıkarılan ve ocak sahasının içinde tartılamayan madenlerin,paketlenmemiş veya herhangi bir şekilde seçilecek stok sahalarına depolanması, zirai ürünlerin üretildiği arazi parçasından stoklama alanlarına yapılacak seri taşıma amaçlı depolamalar sırasında , her türlü karayolu üzerinde 1 kilometreye kadar yakın mesafeli taşımalarda , taşıtların hızı 60 km/s’i geçmemek kaydı ile istiap hadlerini % 15 oranında aşabilmeleri mümkündür.
Araçların imal tarihine bakılmaksızın yukarıda belirtilen boyutlar ve ağırlıklar uygulanır.
(*) Tahrikli "muhterem aks kafasi" çift lastik ile donatılmış ve havalı süspansiyon sistemine sahip ise veya her bir tahrikli "muhterem aks kafasi" çift lastikli ve her bir dingilin azami yükü 9.5 tonu aşmaz ise.
3) Azami ağırlıkların tetkikinde, araçların imal ve monte edilmiş oldukları fabrikasınca verilen orijinal teknik kapasite değerleri esas alınır. Bu maddede belirtilen istisnalar hariç azami ağırlık sınırlarının üzerinde kapasiteye sahip araçlar için karayolu uygunluk belgesi verilemez ve bu gibi araçlar için karayolu uygunluk belgesi verilemez ve bu gibi araçlar tescil edilemez.
4) Çekici araçlarda "muhterem aks kafasi" kapasiteleri,azami "muhterem aks kafasi" ağırlıklarından en çok %20 (dahil) daha fazla, kurtarıcı, seyyar tamir ve bakım, beton karıştırma ve pompalama makine ve aksamlarının monte edilmiş olduğu araçlar ile benzeri özel amaçlı ve özel techizatlı araçlarda "muhterem aks kafasi" kapasiteleri, azami "muhterem aks kafasi" ağırlıklarından en çok %50 (dahil) daha fazla olabilir.
Ancak,bu araçlar karayolunda seyrederken azami "muhterem aks kafasi" ağırlıkları ile azami toplam ağırlık değerleri aşılamaz.
Bu araçların; tescillerinden sonra yapılacak herhangi bir tadilat ile toleransa neden olan nitelikleri değiştirildiğinde, bu hüküm kapsamı dışında kalacağından daha önce verilmiş olan karayolu uygunluk belgesi geçersiz sayılır, tescil işlemi iptal edilerek ilgili diğer hükümler uygulanır.
Bu hususlar verilecek karayolu uygunluk belgesine işlenir. Çekici araçlar için bu maddenin ( j ) bendi hükümleri saklıdır.
e)Yukarıdaki (a), (c) ve (d) bentlerinde belirtilen ölçü ve ağırlıklara uygun olan araçlar, bu Yönetmelik ve ilgili yönetmeliklerde belirtilen diğer şartlara da uygun olması halinde, normal tescil işlemine tabi tutulur ve sınırlar dahilinde yüklü veya yüksüz olarak karayoluna çıkabilir.
f) Özellikle tarım işlerinde kullanılmak için imal edilmiş araçlar ile yol bakım araçları, kurtarıcı araçlar ve itfaiye araçlarında azami genişlik 3.05 metre olabilir. Bu araçların 2.55 metreden fazla genişlikte olanlarına karayolu uygunluk belgesi verilmez ve trafik tescil kuruluşlarında tescil işlemine tabi tutulamaz. Bu araçların tescilleri ilgili kuruluşlarınca yapılır.
Ancak tarım işlerinde kullanılmak üzere imal edilmiş ve genişliği 2.55 metre ile 3.05 metre arasında olan araçlar günün kararmasından itibaren gün aydınlanıncaya kadar karayolunda trafiğe çıkarılamaz.
g) Karayolundan başka bir ulaşım imkanının olmadığı, zorunlu ve istisnai hallerde; bölünemeyen özel yüklerin taşınması aşağıdaki şartlarla mümkündür.
Yükü taşıyacak aracın seçiminde, bu maddenin (a), (b), (c) ve (d) bendi hükümlerine uygunluğunun sağlanması imkanı aranır. Bu imkanın bulunup bulunmadığı Karayolları Genel Müdürlüğünce takdir olunur.
Bu imkan bulunmadığı takdirde ağırlık veya boyutları bakımından bu maddenin (a),(b),(c) ve (d) bentlerinden en az birine uymayan bölünemeyen özel yüklerin taşınması, yol ve köprülerin durumu göz önünde tutulmak, trafik güvenliğini tehlikeye düşürmemek ve gösterilecek güzergah üzerinde, istenecek gerekli güvenlik tedbirlerini almak kaydıyla mümkündür.
Ancak bunun için Karayolları Genel Müdürlüğünden,
1) Karayollarında trafiğe çıkışın devamlı olarak yapılmasının gerekli görülmesi
halinde, bu işe ayrılacak her bir araç, yarı römorklu araç veya katar için güzergah ve taşıma şartları ile süre belirtilerek süreli,
2) Karayollarında trafiğe çıkışın münferit olarak yapılması halinde, bu işe ayrılacak
araç, yarı römorklu araç veya katar için güzergah ve taşıma şartları ile taşıma zamanı belirtilerek, her çıkış için ayrı,
bir Özel Yük Taşıma İzin Belgesi alınması mecburidir.
h) Tescilli veya tescilsiz olup, bu maddenin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinden en az birine
uymayan araç, yarı römorklu araç, katar, iş makineleri ile benzerlerinin yüksüz olarak karayollarında trafiğe çıkışı için Karayolları Genel Müdürlüğünden bu maddenin (g) bendinde belirtilen esaslara göre özel izin belgesi alınması mecburidir. Bu maddenin (e) ve (f) bentleri bu hükmün dışındadır.
i)Askeri maksatlarla kullanılan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait araçlar için bu maddenin
(g) ve (h) bentlerine göre Karayolları Genel Müdürlüğünden izin alınması gerekli değildir.
Ancak bunlar hakkında aynı nitelikteki tedbirlerin askeri makamlarca alınması
mecburidir.
j) Bu maddenin (a), (b), (c) ve (d) bendi hükümlerinden en az birine uymayan ancak bu maddenin (g) bendine göre özel yük taşıma izin belgesi alarak taşıma yapabilecek araç, yarı römork ve römorkların tescillerinde , bunların yüklü veya yüksüz olarak trafiğe her çıkışlarında Karayolları Genel Müdürlüğünden özel yük taşıma izin belgesi veya özel izin belgesi alınması mecburiyeti karayolu uygunluk belgesine ve trafik belgesine işlenir.
k) Özel izin belgesi veya özel yük taşıma izin belgesi ile trafiğe çıkacak araçlar üzerinde, izin belgelerinde gösterilen özel işaretlerin sürekli olarak bulundurulması ve özel şartların sağlanması mecburidir.
Özel izin belgesi veya özel yük taşıma izin belgesi alınması gereken araçlar,izin alınmadan veya izin şartlarına uymadan karayoluna çıkarıldığında trafikten men edilir.
l) “ Karayoluyla Uluslararası Eşya ve Yolcu Taşıma Esasları “ hükümleri saklıdır.
m) Karayolu güzergahları üzerinde kış hizmetleri amacı ile seyreden, yolun yapım ve bakımından sorumlu kuruma ait araçlara; hizmetin gereği beraber veya ayrı ayrı çalıştırdıkları tuz serici, ön-yan kar bıçağı, kar rotatifi ve benzeri ataşmanlarla birlikte saatte 60 km/s hızı geçmemeleri kaydıyla azami toplam ağırlıklarının üzerinde yükleme yapılabilir.

 Alıntı adresi: http://www.kgm.gov.tr/SiteCollectionDocuments/KGMdocuments/Trafik/KanunYonetmelik/128MaddeDegisiklik.pdf

[(Gizli Üye)]

Abi her şeyin başı eğitim, ama biz eğitimi okuldaki ders olarak algıladığımız sürece yapabileceğimiz şeyler çok kısıtlı. Bir sene trafik dersine ücretli öğretmen olarak girmiştim ve en dikkatimi çeken şey ben derste ne anlatırsam anlatayım babası veya bir abisinin sokakta ballandıra ballandıra nasıl trafik canavarlığı yaptığını anlatmasının etkisini silemiyorsun. Eğitimin  ev, aile kısmını bir şekilde halletmek en öncelikli kısmını oluşturuyor.

 

[(Gizli Üye)]

  İşte o macera ruhununda bir şekilde tatmin edilmesi lazım, bunun içinde gerekli güvenlik önlemleri alınmış araçlar ile ve trafiğe kapalı, bu organizasyonlara uygun pistlerde bu hislerin doyurulması. Sonuçta sürekli aynı yemeği yemekde insanlar için sıkıcı olabiliyor.
 Söylediğinde çok doğru Alper, malesef toplumda değişmesi gereken ve bence hatalı olan değer yargıları mevcut. Zaten gelişmişlik ile geri kalmayı birbirinden ayıran en önemli etmenlerden birisi ve gelişmenin önündeki duvar da bu bence.
 Trafik eğitimi insanlara küçükken, uygulamalı araçlar ile ve kuralları ile verilmeli. Babanın kucağında ya da kendinden büyüklerinin anlattığı ve içi abartıda dolu yol hikayeleri ile öğrenmemeli.!

[(Gizli Üye)]

bilgiler için teşekkürler hakan usta, türkiye'de sistem yanlış, avrupa ülkelerinde mesafeye ücret vardır, yani yük ne olursa olsun km başı ücret verilir. onun için kamyon ve tırcılar istiap haddinden gram fazla yük atmazlar, hatta az atmak için uğraşırlar, ama türkiye'de malesef tonaja ücret uygulaması var, dediğin gibi fazla para için fazla yük atıyorlar, sınırların üzerinde yük taşıyan araçlar kısa vadede duramayarak birilerini, bişeyleri eziyor, evlere giriyor, uzun vadede de yolları kullanılamaz hale getirerek yüzlerce binlerce kişinin ölümüne sebep olabiliyor.

Arkadaşlar unutmayalım ki, dinimizce isteyerek veya istemeden tedbirsizlikle bir kişinin ölümüne sebebiyet vermek kadar büyük günah yoktur. lütfen tedbirimizi alalım, trafik kuralarının dışına çıkmayalım, araçlarımızı olması gereken donanımla, olması gerektiği gibi kullanalım ve en önemlisi o direksiyona alkollü veya uykusuz geçmeyelim.

bence;
far ayarı bozuk, bir başkasının gözünü alan, görüşünü engelleyen araçla trafiğe çıkmak bile cinayete tam teşebbüstür.

[(Gizli Üye)]

  Ben teşekkür ederim Murat.
 Zaten taşımacılığın büyük oranda karayollarından demiryoluna geçirilmesi şart. Hem yük, hem yolcu taşımacılığında.
 Çok doğru söylemişsin Murat, malesef ekleyebileceğim bir nokta da burada sadece yüke göre ücret değil, artı zamana görede ücret veriliyor, gerisini düşünün artık.

[(Gizli Üye)]

Bu trafik olayı tamamen zihniyet ile alakalı, bireyler olarak kurallara uymaktan geçiyor..Ama ben şunu önerebilirim.. Toplu taşımacılık ve nakliye işleri tamamen demir yolları ile yapılsın..Şehirler arası otobüs işletmeciliği gibi ulaşım araçları son bulsun..Benim avrupada gördüğüm izlenimler bu şekilde.. Tabii burada devlete büyük bir iş düşecek, o da: demir yolu ağının şu ankinden en az 10 kat daha fazlaya çıkarılması.. Başta maliyetler yüksek olabilir ama sistem kendini amorti eder ve de en önemlisi ülkemizdeki trafik yükü azalacağından kazalardan doğabilecek ölümlerin önüne geçilebilir....

[(Gizli Üye)]

  Zaten en son hatırladığım istatistiklere göre; AB deki kadar kamyon Türkiye'de var ve AB'deki otobüs sayısının %40'ı kadar yine Türkiye'de mevcut.