Konu: Turkuaz (İç Me Yin)!

[(Gizli Üye)]

bu arada 22 mart dünya su günüydü...
[/quote]

Türkiye'de akarsu, göller ve yer altında bulunan su kaynaklarının kullanılmadığı takdirde boşa harcandığı düşünülüyor. Ancak, suyun herhangi bir mühendislik düzenleme olmaksızın sağladığı ekolojik, iklimsel ve ekonomik faydalar paha biçilmez.

[(Gizli Üye)]

merhaba arkadaşlar benim bir sorunum var yardımcı olursanız sevinirim bende 1190 model corona ....

Mesajın devamı tarafımdan silinmiştir.

Yıldıray bey, bir sorunuz olduğu zaman forum ekranının üst kısmında bulunan Yeni Konu düğmesini kullanarak konu açabilirsiniz. Şu anda yapmış olduğunuz gibi bir konunun altına, konu ile alakasız bir soru sorarsanız bir çözüme ulaşmanız zorlaşacaktır.

[(Gizli Üye)]

Arkadaşlar su sorununuz varsda buyurun Karadenize. Hangi taşın altını baksanız su çıkar. Sodalı yoğun demir içerikli aktığı yerler pas tutan buz gibi sular, 40 dereceye kadar sıcaklıkları ulaşan kaplıcalar, gürül gürül akan dereler hepsi karadenizde. Zaten ülkenin en çık yağış alan bölgesi.

Su konusunda size bi tavsiyem var. Ayder su. Ben reklem olsun diye söylemiyorum. Trabzonluyum ama bu bahsettiğim su fabrikası Rize'de ve çok daha ucuz ve çık daha sağlıklı.

 Öncelikle dolum tesislerine gelen suyun kaynağı belli. İçine köy kasaba pisliği felan karışmayan tertemiz su. Yani deresine kafanızı daldırıp içebilirsiniz. Üstüne üstlük bu su işlenip petleniyor.

Öyle turkuaz vs hikaye. Arıtma cihazları deniz suyunu bile arıtır. Nerden ne doldurduklarını nerden bileceksiniz. Ama bizzat bilinen bi tane biliyorum. Ve tavsiye ediyorum. Dersine kaynak sularıda karışıyo ki Ayder Kaplıcaları Karadenizin ünlü kaplıcalarıdır ve isminide tesis burda almaktadır. bu yüzden su minerallari açısından da zengin bi su.

Bana güvenin gerisini merak etmeyin

Yasemin hanımada teşekkürler.

Ayrıca meyve sularını almaktansa meyveleri alıp kendiniz sıkın, için. En sağlıklısı.

[(Gizli Üye)]

İsmail Bey, sizin taraftan İstanbul'a doğru bir kanal yapalım  Buralarda bu gidişle yakında su sıkıntısı ortaya çıkacak gibi.

[(Gizli Üye)]

Valla Günal bey o konuda sana katılıyorum. Bu kadar doğalgaz, petrol hattı çekene kadar, bide su hattı çekseler hiç fena olmaz bencede. Ama Allah'ın suyunun maliyeti kaç kata çıkar onu bilemem.  Allah büyük şehirlerde yaşayanlara kolaylık versin. Ben bazen gidiyorum Ankara, İstanbul, İzmir vs şaşırıp musluktan dolduruyorum bardağı. Araca koyduğunuz yakıt masrafı kadar suyada para ödüyosunuz oda içmek için değil. Benim en son su faturasını yazsam gülersiniz!

[(Gizli Üye)]

Valla Günal bey o konuda sana katılıyorum. Bu kadar doğalgaz, petrol hattı çekene kadar, bide su hattı çekseler hiç fena olmaz bencede. Ama Allah'ın suyunun maliyeti kaç kata çıkar onu bilemem.  Allah büyük şehirlerde yaşayanlara kolaylık versin. Ben bazen gidiyorum Ankara, İstanbul, İzmir vs şaşırıp musluktan dolduruyorum bardağı. Araca koyduğunuz yakıt masrafı kadar suyada para ödüyosunuz oda içmek için değil. Benim en son su faturasını yazsam gülersiniz!
[/quote]
 Hiç sorma İsmail bey, ev hadi gene neyse, işyerine gelen faturaları görsen, bir süre kendimi hamam işletiyor sanıyorum.

[(Gizli Üye)]

Arkadaşlar su sorununuz varsda buyurun Karadenize. Hangi taşın altını baksanız su çıkar. Sodalı yoğun demir içerikli aktığı yerler pas tutan buz gibi sular, 40 dereceye kadar sıcaklıkları ulaşan kaplıcalar, gürül gürül akan dereler hepsi karadenizde. Zaten ülkenin en çık yağış alan bölgesi.

Su konusunda size bi tavsiyem var. Ayder su. Ben reklem olsun diye söylemiyorum. Trabzonluyum ama bu bahsettiğim su fabrikası Rize'de ve çok daha ucuz ve çık daha sağlıklı.

 Öncelikle dolum tesislerine gelen suyun kaynağı belli. İçine köy kasaba pisliği felan karışmayan tertemiz su. Yani deresine kafanızı daldırıp içebilirsiniz. Üstüne üstlük bu su işlenip petleniyor.

Öyle turkuaz vs hikaye. Arıtma cihazları deniz suyunu bile arıtır. Nerden ne doldurduklarını nerden bileceksiniz. Ama bizzat bilinen bi tane biliyorum. Ve tavsiye ediyorum. Dersine kaynak sularıda karışıyo ki Ayder Kaplıcaları Karadenizin ünlü kaplıcalarıdır ve isminide tesis burda almaktadır. bu yüzden su minerallari açısından da zengin bi su.

Bana güvenin gerisini merak etmeyin

Yasemin hanımada teşekkürler.

Ayrıca meyve sularını almaktansa meyveleri alıp kendiniz sıkın, için. En sağlıklısı.
[/quote]
ismail bey sonuna kadar size katılıyorum ama şu bir gerçekki gün geçtik çe karadenizdede sular kuruyor bunun nedeni yetersiz yağmur ormanların kesilip talan edilmesi ve bilinçsiz su kullanımıdır ben aslen giresunda otruyorum yaylalara çıktım temiz hava ciğerlerime temiz su ise kanıma akar ve yaylalarda yetiştirilen her türlü meyve veya sebze daha sağlıklı ve daha tatlıdır keşke zamanımız olsada devam lı o yaylara çıkabilsek ama maalesef olmuyor kısaca zehirleniyoruz yavaş yavaş

[(Gizli Üye)]

Valla Günal bey o konuda sana katılıyorum. Bu kadar doğalgaz, petrol hattı çekene kadar, bide su hattı çekseler hiç fena olmaz bencede. Ama Allah'ın suyunun maliyeti kaç kata çıkar onu bilemem.  Allah büyük şehirlerde yaşayanlara kolaylık versin. Ben bazen gidiyorum Ankara, İstanbul, İzmir vs şaşırıp musluktan dolduruyorum bardağı. Araca koyduğunuz yakıt masrafı kadar suyada para ödüyosunuz oda içmek için değil. Benim en son su faturasını yazsam gülersiniz!
[/quote]

İsmail Bey, Şimdi sizin oralardan getirip suyu İstanbul'un göbeğinde şişelere doldurup doldurup satasım geldi.!  Acaba su işine mi girsek çok para var gibi gözüküyor nedersiniz? İstanbul'da en ucuz kaynak suyu
19lt'si 3 ytl 50ykr. Ben Buzdağı Sakarya kaynak suyu kullanıyorum. Hem içimi güzel hem de parası. Kışın haftada 1 yazın 2 bilemedin 3 damacana su içildiğini varsayarak (ki kalabalık ailelerde bu 2 mislidir) varın siz hesab edin. Ha ben illa marka içerim derseniz, mesela: Pınar, Erikli, Hamidiye, Hayat, Kardelen gibi suların fiyatı ise 6 ytl ile 7 ytl arasında değişiyor. Öyle musluktan bardağa doldurup içmeyeli çok zamanlar oldu. Allah'ın çayını bile satın aldığımız sularla yapmak, yemeklere bu sudan eklemek zorundayız. Oralardaki yaşam her yönden ucuz ve kalitelidir. Burada en yakın mesafe minibüs fiyatı 1 ytl 50 ykr. Düşünün 2 hat ta 3 vesaitle gidilip geri dönüldüğünü. İstanbul'da yaşam çok ama çok pahalı. Hele hele insanların can güvenliği diye bir şey de yok. Hasbel kader yaşıyoruz işte! Paranız yoksa bir dert varsa yine bir dert! Hırsızlık, yankesicilik, gasp diz boyu. Kırmızı ışıkta durmaya, saati, yolu soranlara korku duymaya başlıyorsunuz.
Her an her şey olabilir diye yaşamak insanları gerginleştiriyor. Kimin ne olduğunu anlamak mümkün bile değil. Nedir, ne değildir bilemiyorsunuz, güvenmek istiyor, güvenemiyorsunuz??? Daha neler neler...