Gönderen Konu: Türkçemize Sahip Çıkalım  (Okunma sayısı 4196 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Türkçemize Sahip Çıkalım
« : Eylül 06, 2009, 01:39:51 »
Bir milletin geleceği o milletin diliyle birlekte şekillenir. Dilini kaybeden milletler herşeyini kaybetmeye mahkumdur. Aşağıda sayın hocam Prof. Oktay Sinanoğlu'nun değindiği bir konuyu özellikle dil konusunda yapılan hatalar ve bu hataları düzeltmeye çalışan arkadaşlarımızın notları üzerinde sizlerle paylaşmaya karar verdim. Umarım beğenerek okursunuz

----------------------------

Kişinin mesleğine göre değişen, ona göre gereken bir yabancı dili, o mesleğe yetecek tarzda öğrenmesi çok faydalıdır. Peki, böyle bir yabancı dili öğrenmenin en kestirme, en iktisadi, en doğru yolu nedir?

Kendi aklının kedisi sahibi olan, yani Uganda, Filipinler gibi sömürgeleşmemiş tüm dünya ülkelerinde yabancı diller gece veya yaz kurslarında, görsel-işitsel dil labaratuvarlarında, okullarda ayrı yabancı dil derslerinde öğretilir, ve gayet iyi sonuç alınır.

Avrupası olsun, Asyası, Güney Amerikası olsun, yabancıların oyunlarına gelmemiş hiçbir ülkede yabancı dil öğretiyoruz diye ülkenin dilini kaldırıp atıp da okullarda çeşitli dersleri yabancı bir dilde yapmak şeklinde bir yabancı dil öğretme yöntemi yoktur. Her yerde bu yabancı dil eğitimi yerine yabancı dille eğitim bir ülkeye, bir ulusa yapılabilecek en büyük hainlik, en büyük alçaklık ve bir insanlık suçu olan "kültürel soykırım" sayılır. Dolayısıyla her bağımsız, her şerefli ülkede yabancı dille eğitim o ülkenin anayasasına aykırıdır, bu konuda hiçbir taviz verilmez.

Türkiye'de 1954'e kadar İngilizce ile eğitim yapan hiçbir Türk okulu yoktu. Zaten bu her devirdeki anayasalarımıza, Atatürk'ün "tevhid-i tedrisat" kanununa, Lozan'a tamamiyle aykırıydı; hâlen de öyledir. Atatürk eğitim dilinin tümüyle Türkçe olması üzerinde ısrarla durmuş, eğitimin "milli eğitim" olmasının baş şartını buna bağlamıştır. (Bkz: O. Sinanoğlu, Bilim ve Teknik, Sayı 59, Ekim- 1972) Atatürk milli bir eğitim içinde yabancı dil nasıl öğretilir örnek olsun diye 1930'larda Türk Eğitim Derneği'ni kurmuş, onun özel okulu Ankara Yenişehir Lisesi'nde haftada 10 saat yabancı dil dersi konmuş (bugün takviyeli yabancı dil denen düzen), ama bütün dersler güzel bir Türkçe ile verilmiştir. 1954'te ne yazık ki benim bu şahane okuluma yabancı çengeli atılmış, Atatürk'ün örnek okulu İngilizce ile eğitime geçen ilk Türk okulu oluvermiştir. Birkaç yıl sonra da "Anadolu Liseleri" aldı yürüdü. Arkasından Orta Doğu, sonra alıştıra alıştıra Boğaziçi, derken Bilkent, sonra sayısız özel okullar vb. vb.. Kimse bu gidişin tesadüfen veya cahillikten veya talepten olduğunu sanmasın. Bu 2000 yıl önce Romalıların Keltlere, 1890'da İngilizlerin zorla İrlandalılara yaptığı tarihten silme oyununun aynısıdır. Tarihteki acı misaller gösteriyor ki, bir ülkede eğitim dilini yabancı dile çevirmek oyunu anaokullarına kadar indikten bir buçuk nesil sonra o ülkenin kendi dili kayboluyor, ana babalar kendi çocukları ile kendi dillerinden konuşamaz oluyorlar, az sonra da o ülkenin, o ulusun adı bile tarihten siliniyor. O halklar bir köle kalabalığından ibadet kalıyorlar. O ülkelerde artık asırlarca ne bir yaratıcılık, ne bir ilerleme görülebiliyor.

İşte Türkiye'ye biçilen kaftan, daha doğrusu kefen budur. Türk dili bitince (ki hızla bitiyor!) ne Türkiye Cumhuriyeti kalır, ne tarihteki on bin yıllık Türk varlığı ve adı.

Yabancı dille eğitimi Türkiye'den tümüyle silip atmak bu ülkedeki her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, her gerçek Atatürkçünün, her gerçek milliyetçinin, her gerçek solcunun, her gerçek din ve gönül ehlinin, her gerçek hümanistin, her gerçek laik ve çağdaşın, her gerçek bilimcinin, her gerçek eğitimcinin, her şerefli basın-yayın mensubunun, her gerçek dünya vatandaşı eğiliminin, her Türk gencinin birinci davası olmalıdır.

Çünkü


Bu ülkenin bütünlüğü, bu ülkenin dünya yüzündeki haysiyeti, şerefi, itibarı, dünya ülkeleri arasındaki eşitliği Türkçenin varlığına bağlıdır.
Atatürkçü olmanın temel şartı Türk diline, Atatürk'ün "Türk kültürü içinde çağdaşlaşmak" ana ilkesine sahip çıkmaktır.
Kimliğine, kültürüne tarihine sahip çıkmak anlamına gelen milliyetçilik, dilinden, geçmişinden, töresinden kuvet alarak bilimi ile tekniği ileriye yürütmek demektir. Türkçeyi yoketmek gayreti içinde olup da milliyetçiyim diyen Türk milliyetçisi değil, olsa olsa İngiliz/Amerikan, yâni Anglosakson milliyetçisidir; amacı olsa olsa Türkiye Cumhuriyeti halkını Anglosaksonlara ilelebet köle etmektir.
Solcular "emperyalizm"e, yani sömürgeciliğe karşı olduklarını söylerlerdi. En korkunç sömürgecilik "eğitim kapitulasyonları" yoluyla beyinlerin sömürgeleştirilmesidir. İktisadi, siyasi vb. sömürgeleştirme hemen arkadan gelir ve uzun vadeli yerleşme ortamını bulur. Okul ders kitapları bile İngiltere'den direkt ithal edilir oldu. Yabancı okullar Lozan'a aykırı olduğu halde yenileri açılıyor, bazıları örtünüp Türk okulu diye yutturuluyor. Kimse buna "ilericilik", "Türkiye'yi 21. yüzyıla taşımak", "Türkiye'yi dünyaya taşımak" diyerek ahlaksızca halkı uyutmaya çalışmasın. Hiçbir ileri ülke yabancı dille eğitim yoluyla ilerlemedi. Oynanan oyun Türkiye'yi hızla ancak Uganda, Filipin düzeyine taşımaktadır. Yabancı dille eğitim ve eğitim kapitülasyonlarını savunmak ve bu en büyük insanlık suçüuna hizmet etmek ilericilik değil, en büyük gericiliktir; Türkiye'yi 100 yıl önceki en bariz Batı sömürgeleri çağına, çok gerilere taşımaktır. Türkiye, sömürgelere umit veren, örnek olan Kurtuluş Savaşını bu günlere gelelim diye mi verdi?
Yabancı dille eğitim Türkiye'ye Hristiyan misyoner okulları ile girmiştir. Yabancı dille eğitim yapan devlet veya müslüman cemaat okulları İngiliz Hristiyan misyonerliğine taşaronluk etmiş oluyorlar. Bunu bilmeden yapmış olduklarını iddia edecekler varsa işte şimdi artık biliyorlar; şerden hayra dönmeleri zamanı gelmiştir. Bütün bu İngiliz misyoner tipi okullar derhal gerçek Türk okullarına dönüştürülmeli. İmtiyazlı taraflarını takviyeli yabancı dil dersleri vermekle koruyabilirler, ama bütün diğer derselri Türkçe dolmalıdır ki öğrenciler gerçekten birşey öğrenebilsinler, ezbercilikten kurtulsunlar, kendine güvenle düqşünebilir, sorgulayabilir duruma gelsinler.
Nerde görülmüş ki hoca öğrenciye öğrenmekte olduğu bir yabancı dilde mesela derin bir fizik kavramını anlatıyor. Yahı insaf! Bari çocuklarınıza acıyın. Çocuk, o kelime İngilizce ne demekti? Sıfat mıydı, neydi? Onu mu düşünsün, yoksa kendi ana dilinde bile anlamakta zorlanacağı derin fizik kavramını mı düşünsün. Bu yolla ne yabancı dil, ne fizik öğrenilir. Üstelik anadil de unutulur. İşte onun için hiçbir aklı başında ülkede yabancı dille eitim yapılmaz, yaptırılmaz. Demek ki başkalarında olmayan dehşet bir yabancı dil öğretme yöntemini Türkiye bulmuş, O halde ya Türkiyeliler dünyanın en akıllı halkı, ya da Aziz Nesin eksik söylemiş.
Çeşitli dillerin, kültürlerin varoluşu bütün insanlığın zenginliğidir. Herbiri korunmalı, yaşatılmalı. Ben buna 1971'den beri "Kültürel Çevrecilik" diyor, çeşitli ülkelerde anlatıyorum. Bir dili yoketmenin kestirme yolu eğitim dilini yabancı dille dönüştürmektir. Yabancı dille eğitim. "kültürel soykırım" dan başka birşey değildir. Yabancı dille eğitimi desteklemek, dolaylı ve dolaysız yollardan sağlamak yalnız o ulusa karşı değil, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Herkes ona göre davransın.
Öğretmenler! Atatürk size güvenmedi mi? Neredesiniz? Hangi kuvvet, hangi ücret iszi bir Türk çocuğuna ders verirken, yabancı dil dersi dışında, İngilizce konuşturmaya zorlayabilir, teşvik edebilir? Derslerinizi Türkçe veriniz ki çocuklar konuyu iyi öğrensin. Onların kafasına hergün vurur gibi aşağılık duygusu, ulusal kimliksizlik aşılamayı kabul etmeyiniz.

Öğrenciler, gençler! Atatürk'ün gençliğe hiitabesi işte bu günler için yazılmıştı. Siz sömürge evlatları olmayacaksınız. Atatürk'ün ümidini boşa çıkartmıyacaksınız. Yabancı dilleri de, ama önce kendi dilinizi, edebiyatınızı, tarihinizi iyi öğreneceksiniz. Bilim, matematik derslerinizi ortaokul ve lisede Türkçe anlattırınız, bu dersleri Türkçe kitaplardan çalışınız. Meseleler çözmeğe, düşünmeğe alışınız. Fen ve matematiği böylece iyi öğrenirsiniz; ezbersiz. Sonra bildiğiniz konunun İngilizce, Almanca, Rusça her ne yabancı dilse, terimlerini öğrenmek birkaç günlük işten ibaret kalacaktır.

Türkiye'nin resmi dili çoğunluğun ana dili olan Türkçe'dir. Türkiye'nin bölünmezliğinin, ilelebet varlığının harcı Türkçedir. Yabancı dille gerekene öğretmek yerine eğitim dilini İngilizce kılmak Türkçeyi yoketmek, Türkiye'yi parçalamak, Türk Dünyası'nda dil ve kültür birliğinin yeniden gelişmesini önlemek, Türk adını tarihten silmek, Türk gençlerini câhil, ezberci, acenta ve kalıp kafalı ve sömürge ruhlu etmek içindir. Tarihin en korkunç ve haince oyunlarından bu oyuna âlet olanlar iyi düşünsünler.

Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu - Amerika Bilim ve Sanat Akademisi Üyesi, Yale Üniversitesi, A.B.D.; Yıldız Teknik Üniv., İstanbul; H. A. Yesevi Türk-Kazak Üniv., Kazakistan/Türkistan - Mayıs 2000
Denizlerin deryaların benki taşkın delisi
Ehli gönül muhabbetin benki şaşkın delisi
Benki kelamın yolcusu benki aşkın delisi
Beni benden alan almış kula mihnet eylemem

Toyota Club Türkiye

Türkçemize Sahip Çıkalım
« : Eylül 06, 2009, 01:39:51 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #1 : Eylül 06, 2009, 02:21:48 »
Çok faydalı bir paylaşım, teşekkürler Mehmet hocam. Üniversiteler ayrı bir konu ama ben de Anadolu Lisesi mezunuyum ve matematik ve fen derslerini İngilizce olarak öğrenmek, İngilizcem çok iyi olmasına rağmen beni de çok üzerdi. Aslında her şeyden önemlisi ne biliyor musun, Türkçe'yi çok iyi bilen ve çok iyi öğretecek öğretmenlerin yetişmesi. Anadolu Lisesi'nin Ortaokul kısmında 3 yıl boyunca Türkçe öğretmenimiz aynı idi. Kendisini gerçekten minnettarım çünkü bizlere öyle bir eğitim verdi ki, o gün bugündür konuşurken ve yazarken çok dikkat ederim.
Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 1 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #2 : Eylül 06, 2009, 02:48:40 »
Aslında günün şartları doğrultusunda yabancı dil öğrenmek bir lüksden, bir ihtiyaçtan ziyade bir zorunluluktur. Dün İngilizce'ydi, bugün Çince yarın başka bir dil. Fakat sizlerinde söylediği gibi yabancı dil, şayet eğitim dili olmuşsa korkarım orada güneş batmaktadır. Batılı ülkelere baktığımızda yabancı dil eğitiminin 2-4 ayda tammlandığı görülmektedir. Bizim ülkemizde ise Anadolu ön adlı liselerde (gerek Anadolu Lisesi gerekse Anadolu Meslek, Ticaret, Endüstri, v.s.) en az koca bir yıl heba edilmektedir. Ayrıca yabancı dilde eğitimin TED Koleji, ODTÜ, İ.Ü gibi bir fraksiyonun, bir düşüncenin göz bebeği, temsilcisi gibi görülen bu okullarda başlaması da düşündürücü ve tartışılması gereken bir hususdur. Konuyla ilgili olarak vereceğim adreslerde tehlikenin boyutunu görmemize yarayabilir diye düşünüyorum. Saygılar.

http://www.odatv.com/Kültür-Sanat/neden_israrla_ceo-16041.html
http://www.odatv.com/Kültür-Sanat/ya_paraya_avru_diyelim_ya_da_kitaya_avropa-16246.html
http://www.odatv.com/Kültür-Sanat/dil_devrimine_ne_gerek_vardi-16564.html
Hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Ya üç buçuk üç buçuk yaşarsın ya da dört dörtlük.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Resim gençliğimden (42 yaşımdayken)
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: B+
  • 15 kere teşekkür etti
  • 84 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #3 : Eylül 06, 2009, 04:13:58 »
tamam haklısınız ama ingilizce bilmeyen artık iş bulamıyor

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • EY ÖZENTİ GENÇLİK! TİTRE VE KENDİNE GEL!
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: B+
  • 6 kere teşekkür etti
  • 6 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #4 : Eylül 06, 2009, 04:32:15 »
herkez haklı ama Türkçe olması gereken bir çok şey erezyona uğramış neredeyse dukkan adı çilek olcana chilek olmuş biraz saçma ve sinir bozucu geliyo bana bu tarz şeyler caddede gezerken acayip bir görüntü oluşuyo fast food, kebap house, store, shop felan derken Türkçe bişi kalmıyo ortada ^^
Erdinç AKIN
2002 Toyota Corolla 1.4 vvt-i
B Rh+

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 1 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #5 : Eylül 06, 2009, 05:27:25 »
tamam haklısınız ama ingilizce bilmeyen artık iş bulamıyor

Zaten İngilizce öğrenilmesin denilmiyor ki. Anlatılmak istenen ihtiyaca yetecek kadar yabancı dilin yeterli olduğu. Kendi dilimize yabancılaştıracak kadar yabancı dil eğitimi yarar sağlamaz bilakis çöküşe davetiye çıkarır. Kaldı ki; bir kebapçının adı İngilizce olmuş, arabalarımızın arkasına İngilizce yazılar yazmışız kime ne fayda? Saygılar.
Hayat üç buçuk ile dört arasındadır. Ya üç buçuk üç buçuk yaşarsın ya da dört dörtlük.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 30000
  • Model Yılı: '16
  • 2 kere teşekkür etti
  • 8 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #6 : Eylül 06, 2009, 10:47:41 »
Paylaşım için teşekkürler Mehmet Hocam...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #7 : Eylül 06, 2009, 11:10:17 »
tamam haklısınız ama ingilizce bilmeyen artık iş bulamıyor

Kemal hocam ben İngilizce öğrenmeyelim demiyorum. Ancak bunu öğrenmenin yolu farklıdır; İktisat mezunuyum ve ingilizce olarak eğitim aldık; ben "Gross National Product"ın ne olduğunu öğrendikten bir ay sonra bunun Türkçesinin "Gayrisafi Milli Hasıla" olduğunu öğrenebildim. Özellikle teknik kelimerin çoğu benim için bir kabustu. Ayrıca Türkiye'de iş bulmak da çok ilginç bir şey; bundan yaklaşık 5 -6 yıl önce sırf İngilizce bildiğim için bir işe alındım, onlara göre beni seçmelerinin nedeni bu imiş, ancak oradan ayrılana kadar yabancı dile gereksinimim neredeyse hiç olmadı :D, o zaman niye yabancı dil şart diyorsun :D

Benim sitemim; hiç ihtiyaç olmadığı halde kullanılan İngilizce kelimeler (mesela işyerleri; kebap house), ya da Türkçemizin içersine zorla sokulmaya çalışılan yabancı kelimeler, günlük konuşmalarda yarı Türkçe yarı İngilizce kullanılmaya başlaması, kısacası dil ile birlikte kültürün kaybedilmesine karşıyım.
Denizlerin deryaların benki taşkın delisi
Ehli gönül muhabbetin benki şaşkın delisi
Benki kelamın yolcusu benki aşkın delisi
Beni benden alan almış kula mihnet eylemem

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #8 : Eylül 06, 2009, 11:12:44 »
Okuma zahmetinde bulunup, yorumlarını yazan tüm arkadaşlara "ben teşekkür ederim."
Denizlerin deryaların benki taşkın delisi
Ehli gönül muhabbetin benki şaşkın delisi
Benki kelamın yolcusu benki aşkın delisi
Beni benden alan almış kula mihnet eylemem

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • 3 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #9 : Eylül 06, 2009, 16:40:46 »
Güzel bir paylaşım.Bence herkes okuma zahmetinde bulunmalı ve Türkçenin parçalanmaması için gayret sarfetmelidir.
98 Corolla 1.6 GLI Special


Düşüncelerle karşılaşınca,zayıflar korkar,aptallar karşı gelir,akıllılar karar verir,ustalar da yönetir.
''Mme Jeanne Roland''

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #10 : Eylül 06, 2009, 17:20:14 »
  Çok faydalı bir paylaşım Mehmet.
 Farklı ve anlamsız şekillerde yabancı kelimeler kullanma isteğini ben ''ben bilgiliyim'' imajı yaratma çabası olarak görüyorum. Halbuki bu bilgiden farklı birşeydir. Türkçe çok eski, geniş ve köklü bir dildir. Farklı diller bilmek güzeldir. Diğer yönden bakarsak bir ülkede insanların aynı dili kullanması ve birbiri ile anlaşması (insanlar konuşarak anlaşır) da gerçekten çok güzel birşeydir.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Türkçemize sahip çıkalım....
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #11 : Eylül 06, 2009, 18:14:37 »
Dil, bir milletin bağıdır. Bağ bağlayandır, geçmişle günümüzü bu günle yarınımızı bağlar. Eğer bu bağ bir koparsa önce kimliğimiz sonra kendimizi kaybederiz. Emperyalist güçlerin yapmak istedikleride bu değil midir? Pek tabi ki ben de yabancı dil öğrenilmesine karşı değilim ama yabancı dilde eğitime karşıyım.  Eğitim ana dilde verilmelidir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin resmi dili Türkçedir, eğitim dilimiz de Türkçe olmalıdır. Sen istersen bir kaç yabancı dil öğren buna kimse karşı gelmez. (Ben bilmiyorum keşke bilseydim)

Fakat beni asıl üzen, resmi dilimiz olan Türkçeyi doğru kullanamayan bir çok imla hatasıyla dolu yazıları özellikle gençlerin yazmasıdır. Anlatım bozukluğu, doğru kurulamayan cümleler ve imla hataları özellikle de bilgisayar Türkçesi dedikleri ne olduğunu anlayamadığım lisanla yazımlar. Oysa Atatürk bu ülkeyi gençlere emanet etmişti. Önce gençler sonra da hepimiz dilimize sahip çıkmalıyız. Pek tabiki hatalarımız olabilir ama düzeltebiliriz/düzeltmeliyiz.

Bu sitede Türkçe öğretmeni olduğunu söyleyip yazdığı yazılarda ki imla hatalarını, bozuk Türkçesini görüp düzeltmemek bana çok ağır geliyor. Ama sonra dönüp sanane kardeşim demesi bana çok daha ağır gelir. Bu tür hataları görüp düzeltmek önce site yöneticilerinin sonrada bizlerin misyonu olmalı. Bize ne dememeli ve unutmamalı ki; Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır, bir at bir komutan kurtarır, bir komutan bir ordu kurtarır, bir ordu bir milleti kurtarır.    

Dikkat ederseniz bu siteye üye olduğumdan beridir fotoğrafımın altında; Türkçemize sahip çıkalım.. demişim, hatta imza kısmında şahsım adına misyonumu belirtmişim. Türkçemiz, parmak izi gibidir. Bizimle büyür bizimle ölür. O'nu korumazsak, yıpranır, yozlaşır ve bir MİLLET yok olur.

Herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca bu konuyu açma cesareti gösteren Mehmet KAN kardeşime özellikle teşekkür ediyorum.
Türkçemiz, parmak izi gibidir. Bizimle büyür bizimle ölür. O'nu korumazsak, yıpranır, yozlaşır ve bir MİLLET yok olur.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • ***AVENSIS***
  • Araç: Avensis
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 110000
  • Model Yılı: '13
  • 3 kere teşekkür etti
  • 6 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #12 : Eylül 07, 2009, 00:22:22 »
Birkaç gündür ben de böyle bir konu açmak istiyordum. Çok iyi olmuş Mehmet.
Çevreme baktığımda dikkat ediyorum neredeyse Türkçe konuşan yok. SEbebi konuştukları çoğu kelime Türkçe değil alıntı kendilerince Türkçeleştirmişler. Tabi bunu yapanlar da genelde gençler diyebilirim. Türkçeye saygılı olanları tenzih ederim.

Ben ilkokuldan bu yana Türkçeye çok ilgiliyimdir. Yanlış kullanılan kelimeler dikkatimi hemen çeker.
Yöresel konuşmalar oraların kelimeleri ayrıca çok hoşuma gider. Oralarda kullanılan kelimelerin çoğu gerçekten Türkçe çoğumuz duyduğumuzda yadırgarız. Ama Türkçe kurallarına uyan kelimelerdir çoğu. Hatta ben bazen bizim köyde konuşulan kelimeleri özellikle kullanırım konuşmalarımda ayrı bir güzelliği var çünkü bana göre.

Şimdi gelelim kullanılan yabancı kelimelere işin ilginci   "coltukchu" yazmış biri mağazasının reklamına ya da Ziya Gökalp caddesinde mağazanın ismi "Dery" ayakkabı satıyor. Bunu çoğumuz deri diye okuduğu için yadırgamıyoruz ama bir yabancı gelip okursa o kelimenin anlamını düşünecektir. İngilizce de coltukchu diye bir kelime olduğunu zannetmiyorum.
Hakan abi senin dediğin gibi bazı insanlar çok bilmiş görünmek için yabancı kavramlar kullanmayı çok seviyor maksat bu adam bilgili dedirtmek. Acıyorum sadece onlara.
Doktor bir tanıdığım var o kadar dikkat ediyor ki Türkçe kelime kullanmaya. e-mail demez kesiznlikle elektronik posta yı kullanır mesela.
Türkçeye biz sahip çıkmazsak başkaları hiç sahip çıkmaz.
2013 Avensis 1.6 Elegant Extra

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #13 : Eylül 07, 2009, 00:34:02 »
Hazım, açık konuşmak gerekirse "ben sadece sizin düşündüklerinize tercüman oldum". Zaten böyle bir konu açmamın en büyük sebebi de senin gibi, benim gibi kısaca bizler gibi düşünen arkadaşlarımızın zaman zaman burada bu konu ile ilgili uyarılarda bulunması, ve bunca uyarılara rağmen tekrarlanan hatalar içindi. Bu hataları yapan arkadaşlarımızın, kardeşlerimizin art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Sadece konunun bilincinde değiller. Bizim amacımızda bu arkadaşlara konunun ne kadar ciddi olduğunu göstermekti. Sn. Sinanoğlununda makalesi ise konu ile birebir örtüşmekteydi. Umarım bu sayede arkadaşlarımız konunun ciddiyetini anlayacaktır.
Denizlerin deryaların benki taşkın delisi
Ehli gönül muhabbetin benki şaşkın delisi
Benki kelamın yolcusu benki aşkın delisi
Beni benden alan almış kula mihnet eylemem

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #14 : Eylül 07, 2009, 03:11:34 »
Kemal, Hakan ve Bigihan abilerim, ayrıca Hazım kardeşim, yorumlarınızdan dolayı ben teşekkür ederim.
Denizlerin deryaların benki taşkın delisi
Ehli gönül muhabbetin benki şaşkın delisi
Benki kelamın yolcusu benki aşkın delisi
Beni benden alan almış kula mihnet eylemem

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0-
  • Kilometre: 317000
  • Model Yılı: '94
  • 14 kere teşekkür etti
  • 33 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #15 : Eylül 07, 2009, 03:44:11 »
1996 yiliydi yanlis hatirlamiyorsam, Kadikoy'de bir doviz bufesinde Oktay Sinanoglu ile karsilastik. Dersten cikmistik. Tanistiktan sonra hatira olsun diye bir imzasini alayim istedim, elimdeki ekonomi kitabindan baska bir sey yoktu. Uzattim kendisine. Soyle bir bakti...Bir iki satir yazip imzaladiktan sonra yabanci dilde egitimin sakincalarindan bahsetmeye basladi. Kitap Ingilizce'ydi.  Goruslerini biliyordum, kendisiyle ayni fikirde oldugumu soyledim.Ayakustu konusmamiz sonunda basarilar diledi, ayrildik :)

Bu makale bana bunu hatirlatti :)
Fe... :-)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Lazy Black Sheep
    • www.toyotaclubtr.com
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 55000
  • Model Yılı: '08
  • 96 kere teşekkür etti
  • 126 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #16 : Eylül 07, 2009, 16:12:09 »
Sinanoglu'nun fikirleri bence cok teorik; pratikte ne kadar uygulanabilir konusunda bence ortada.
Ingilizce dili ile egitim konusunda ben daha pragmatik düsünüyorum.
Yabanci dilde egitim gören (ki ingilizce gibi ortak bir dilde), bilimsel arastirmadan tutun, dergi, makale okuma konusunda bir adim önde oluyor. Simdi bu neden önemli? Türkiye'de ne kadar ar&ge yapildigina bakalim; ne kadar makale yazildigina bakalim. Ar&ge, makale demek maliyet demektir. Bu maliyeti nasil karsilayabiliriz?

Türkiye'deki akademik, bilim cevresi yeterli bir seviyeye gelmis olsa, Türkce egitime daha fazla agirlik verilebilir. Cünkü kendi kendine yeter bir topluluk olacaktir. Simdi o Ingilizce ile bile gelismeleri yarim yamalak takip edebiliyoruz. Halen birkac adim geriden gidiyoruz. Bu nedenle, fizik vs gibi konularda, hatta yönetim bilimlerinde bile disari bagimliyiz. Bu durumun ben diller  dille bir alakasi oldugunu düsünmüyorum. Bunun sebebi bana göre disiplin ve bütce eksikliginden kaynaklaniyor.

Onun disinda cok fazla ikilemlere sahip bir toplum oldugumuzu da hatirlatayim.
Egitim konusunda Ingilizce'yi begenmezken, Atatürk'ün zamaninda Türkce ezan okunmasi icin calistigini ve acikcasi basaramadigini da hatirlamamiz gerekir. Eger Türkce egitim, isimler, dükkanlar istiyorsak, ayni sekilde okundugu zaman anladigimiz bir dilde ibadet etmeliyiz. Ben orta okulda iken bize Arapca dua bile ezberlettiler. Hoca sözlüye aldirir, duayi okurdun. Ama o dua ile ne dersin, ne istersin bilinmezdi. Simdi de farkli oldugunu sanmiyorum. Tekerleme gibi ezberlerdik.

Sonucta dilimiz cok cok önemli. Bizi birbirimize baglayan yegane unsur. Onu korumamiz ve gelistirmemiz gerekiyor. Ama bu kendimizi disari kapatmak anlamina gelmemeli. Aradaki cizgiyi bulmamiz gerekiyor.
Ey Türk Gencligi, birinci vazifeni hic bir zaman unutma!

"The hottest places in hell are reserved for those who in times of great moral crises maintain their neutrality" Dante

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Türkçemize sahip çıkalım....
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #17 : Eylül 07, 2009, 17:23:06 »
Osmanlı hakimiyetinde yaklaşık 400-500 yıl kalan Balkanlar ve Arap Yarımadası son yüzyılda Avrupalıların eline geçtiğinde ilk yaptıkları dillerini değiştirmeleri ve kendi dillerini öğretmeleri olmuştur. Bu gün Mısır'da, Cezayir'de ya da bir başka Osmanlı hakimiyetinde olan hiç bir ülke Osmanlıca bilmezken 100 yılda sömürge ülkelerinin dillerini öğrenmiş/öğretilmiştir. Demek ki sömürgenin ilk yaptığı o ülkenin geçmişiyle bu günkü bağını koparmak. İşte bunu fark eden yeni Türkiye Cumhuriyeti resmi dilini Türkçe olarak kabul etmiş tüm kurum ve kuruluşlarda bu dilin kullanılmasını Anayasayla hüküm altına almıştır. Atatürk'te ivedilikle Türk Dil Kurumu'nu kurmuş mücadeleye başlamıştır. Dörtgen, beşgen, altıgen kelimeleri de Atatürk'e ait kalimelerdir. Yalnız köke bakarak kaçgen olduğunu anladığın kurallı türetilmiş kelimelerdir. Türkçe bu kadar güçlü bir dildir. Arapça daire, çember kelimeleri ise hala kullanılmakla birlikte bunların anlamını bir kez duymadan, ne anlama geldiğini bilemezsiniz.Tıpkı İngilizce gibi.

Yabancı dilde eğitimin olabilirliğini savunurken, ezan neden Türkçe okunmuyor demek biraz çelişki yaratıyor. Dini yada ruhani şeylerin dokunulmazlıkları vardır, yüzyıllardır böyle gelmiş böyle gidiyor doğru ya da yalnış bırakın öyle devam etsin. Melekler dişi mi yoksa erkek mi diye tartışdığımızda ileri değil geri gideriz, sonra da ilim ve fende bizlerden çok daha ileri olan avrupanın dilini kendi dilimize tercih ederiz. 

Doğanın kanunu herkes güçlü olanın yanında olur. Oktay Sinanoğlu kendi bulduğu beş teoreme kendi ismini verdi ve bütün dünya da teoremleri Türkçe olarak kabul etti. Maalesef ünüversitelerimiz siyaset yapıp orduyu göreve çağıracağına kendi üzerlerine düşen görevleri yapıp ilim ve fen üretsinler bizlerde gurur duyalım.
Türkçemiz, parmak izi gibidir. Bizimle büyür bizimle ölür. O'nu korumazsak, yıpranır, yozlaşır ve bir MİLLET yok olur.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Lazy Black Sheep
    • www.toyotaclubtr.com
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 55000
  • Model Yılı: '08
  • 96 kere teşekkür etti
  • 126 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #18 : Eylül 07, 2009, 17:38:22 »
Yabancı dilde eğitimin olabilirliğini savunurken, ezan neden Türkçe okunmuyor demek biraz çelişki yaratıyor. Dini yada ruhani şeylerin dokunulmazlıkları vardır, yüzyıllardır böyle gelmiş böyle gidiyor doğru ya da yalnış bırakın öyle devam etsin. Melekler dişi mi yoksa erkek mi diye tartışdığımızda ileri değil geri gideriz, sonra da ilim ve fende bizlerden çok daha ileri olan avrupanın dilini kendi dilimize tercih ederiz. 

1- Celiskiyi göstermek icin yazdigimi yanlis anlamissiniz.
2- Dokunulmazlik olayina katilmiyorum; bu yüzyillardir böyleydi diye yanlisi devam ettirmenin mantikli bir aciklamasi olamaz. Anlamadiginiz bir dilde ibadet etmenin tehlikelerini de iyi görmek gerekir. Kisi neye inandigini, neyle ibadet ettigini, ne icin dua ettigini bilmezse, hep din adamlarina muhtac olur. Islam dini insanin aklini kullanmasi icin hep destekleyicidir.

Bunun yaninda kimse bir ezani Türkce dinleyerek ve Türkce Kuran'i Kerim okuyarak melegin erkek mi, disi mi tartismasina girecegini sanmiyorum. Böyle bir örnegin konustugumuz konu ile alakasini göremedim ve avrupa dilleri ile baglantisini da anlayamadim.
Ey Türk Gencligi, birinci vazifeni hic bir zaman unutma!

"The hottest places in hell are reserved for those who in times of great moral crises maintain their neutrality" Dante

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • ゴールドメンバ
  • *****
  • Kişiselleştirmeyelim :)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 150
  • Model Yılı: '21
  • 119 kere teşekkür etti
  • 206 kere teşekkür edildi
Ynt: Türkçemize Sahip Çıkalım
« Yanıtla #19 : Eylül 07, 2009, 17:53:58 »
Güzel paylaşım için teşekkürler Mehmet.
Bir gün dünyaya ait büyük bir derdin olursa Rabbine dönüp, "Benim büyük bir derdim var" deme, derdine dönüp "benim büyük bir Rabbim var" de.
"Ey Toprak ! Rabbim Ben'den Razı Olmadan Bana Sarılma.." "Sövene dilsiz, vurana elsiz olmak gerek"
“Bir kişi Allah'tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa, Allah'da O'nu, başkasına muhtaç etmez!"