Bu güne kadar hakkımda yazılan hakaret içeren mesajları çok dikkatle izledim. Bana söz hakkı doğan konularda mecburen cevap verdim.Verdiğim cevaplar başka yönlere çekilip polemik yaratıldı. Kelimeler çarpıtıldı ve karşılıklı alay mevzuu oldu.Hiç bir şey söylemedim. Her konu açtığımda karşı çıkıldı ve bir neden arandı.Yazı ve söz hürriyetim hakaretlerle kısıtlandı.Ne kimseye hakaret ettim, ne de yazılarına müdahale ettim.Dün akşamdan beri hakkımda yazılanlara yeni polemik yaratmamak için cevap vermedim. Sitede kendini imtiyazlı zanneden 4-5 kişi huzur bozmak içi elinden gelen tahrik edici kelimeleri kullandı.Açtığım her konuya müdahale edildi ve altına hakaret cümleleri sıralandı.
Ahmet Can Dil, ''siteden atılmak için bu konuyu kapatmıyacağım ''dedi.Son yazdığım mesajı herhangi bir şahsı kasdetmediğim halde iğneleme var diyerek başkalarını da bana karşı kışkırttı.Siteyi tamamen internet cafe'ye çevirmek için ellerinden geleni yaptılar.
Ahmet Can Dil, Türkay Sarıkaya, Fatih Öztürk, Doğan Keleş, yeni olay geliştirmek için ellerinden geleni yaptılar.
Umut Çelikel, Ahmet Özkök,Özcan Musaoğlu arkadaşımızı da tesir altında bırakarak kendi saflarına çekmek istediler. Ne yazık ki Umut Çelikel arkadaşımız bu oyuna geldi.
Benim Umut Çelikel ile hiç bir tartışmam olmamıştır.Sadece Kemal bey'in yazmış olduğu mesajla ilgili fikir beyanı olmuştur. Bana normal gelen fikir Umut bey'e ters gelmiştir.Hepsi bu kadar.
Sonuç olarak; hiç bir yazışmamda şahıs adı beyan etmemişimdir ve genelde sosyal içerikli yazılar yazmışımdır.Buna herkes şahittir. Bana özel olarak atılan 17 kişinin mesajların da 4-5 kişinin bu sitenin huzurunu bozduğu ve o yüzden siteye üye oldukları halde aktif olmadıkları beyan edilmiştir.
Sanal yolla şeref ve havsiyetime dokunan sözler nedeniyle başta olayları başlatan ve ısrarla devam ettiren Ahmet Can Dil ve diğerleri hakkında işlemiş oldukları suçu devam ettirmeleri halinde avukatıma talimat verip ceza davası açacağımı bildirir, İyi akşamlar dilerim.
Maddeler: 125 - 131
2. Kitap, 2. Kısım, 8. Bölüm: Şerefe Karşı Suçlar
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Şerefe Karşı Suçlar
Hakaret
Madde 125 - (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
işlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, üçte biri oranında artırılır.
(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır.
Mağdurun belirlenmesi
Madde 126 - (1) Hakaret suçunun işlenmesinde mağdurun ismi açıkça belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
İsnadın ispatı
Madde 127 - (1) İsnat edilen ve suç oluşturan fiilin ispat edilmiş olması hâlinde kişiye ceza verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı verilmesi hâlinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun dışındaki hâllerde isnadın ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
(2) İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret edilmesi hâlinde, cezaya hükmedilir.
İddia ve savunma dokunulmazlığı
Madde 128 - (1) Yargı mercileri veya idarî makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında, kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunulması hâlinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı olması gerekir.
Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret
Madde 129 - (1) Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi hâlinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi hâlinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.
Kişinin hatırasına hakaret
Madde 130 - (1) Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilât ederek hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi hâlinde, altıda biri oranında artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Soruşturma ve kovuşturma koşulu
Madde 131 - (1) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikâyet etmeden önce ölürse, veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından şikâyette bulunulabilir.