Konu: 2020 Yılında En Çok Şiddet Yaşanan 10 Şehir

[(Gizli Üye)]

Türkiye, koronavirüs salgını nedeniyle neredeyse bir yıllık bir bölümü evde geçirdi.

Sosyal hayatın olabildiğince kısıtlandığı bu süre içinde, şiddet olaylarında azalma beklentisi boşa çıktı.

Şiddeti koronavirüs de durduramadı.

2015'ten bu yana yıl boyunca basına yansıyan silahlı şiddet olaylarını rapor haline getiren Umut Vakfı, 2020 yılının da verilerini paylaştı.

https://www.memurlar.net/common/news/documents/949825/siddet1.jpg


SAYILARIN EN YÜKSEK OLDUĞU 10 ŞEHİR

Buna göre, Türkiye'de 10 il, yüksek vaka sayıları ile silahlı şiddet olaylarında başı çekiyor.

En çok şiddet olayının yaşandığı il 441 olayla İstanbul olurken, sırasıyla en çok şiddet olayı yaşanan 10 il;

Samsun 187, Adana 182, İzmir 173, Bursa 153, Konya 139, Antalya 137, Kocaeli 123, Ankara 119, Sakarya 106 oldu.
 
Yorum: İstanbul'u anlarım da Samsun ve Adana her zamanki gibi ikincilik için yarışıyor, bu vakalar ve iki şehir için  sosyolojik araştırma şart!


Kaynak: https://www.memurlar.net/haber/949825/2020-de-en-cok-siddet-olayi-yasanan-10-il.html

[(Gizli Üye)]

Bu konuda yüzeysel geçilmemeli ve kenarda kalmamalı, önemli bir konu Kutay Bey, değinmeniz anlamlı olmuş.
Sosyolog, psikolog, Toplum Bilimci ve ilgili uzmanlar daha bilimsel yaklaşımlar sergileyeceklerdir.
Başlık ise düzenlenebilir, detaylı düşünülürse, asıl içeriği kapsamamaktadır. Sonuçta bu veriler Kayda Giren verilerden oluşuyordur.
Eskide de bir çok nokta eleştirilebilirdi ancak kıyasladığımızda, tv programlarında bile bilimsel tartışmalarda naiflik pek görememek üzücü ve düşündürücü.

[(Gizli Üye)]

Şiddet olayları maalesef ki toplumumuzun kanayan yarası, hele birde kadına/çocuğa şiddet azımsanamayacak kadar fazla. Yukarıda verilen tabloları tek başına incelemek bence yanlış olur. Bunun analizini yapabilmek için öncelikle tüm şiddet (darp, silahla/kesici aletle yaralama, gasp ve taciz) olaylarını değerlendirmek ve kadına şiddet olaylarını bu olaylara göre analiz etmek gerekir. Bunun yanında ilin nüfus, sosyoekonomik durumları da değerlendirilmelidir.

İstanbul 20 Milyon kişiye yakın nüfusu ile ülkemizin neredeyse dörtte birine tekabül ediyor. Samsun (genel olarak karadenizli) ve Adana illerini de (bu illerde yaşayan arkadaşlar kusuruma bakmasın) örgütlü suç, silah kullanma ve kavgacı kişilikleri ile de suça meyillerinin olduğu gözönünde bulundurulmalıdır. Ayrıca Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde bulunan illerimizde ki çoğu şiddet olaylarının güvenlik güçlerine intikal etmeden aile/aşiret içinde çözüldüğü de bir gerçektir.

Unutulmamalı li şiddet olaylarını önlemek aile içinde ki eğitimle başlar. Kanunlarla önlenir. Ancak verilen cezaların yetersizliği veya uygulanamaması gibi nedenlerden dolayı şiddet yapanın yanına kâr kalması diğer vatandaşların da kendi hakkını aramak veya kendini korumak için şiddete başvurmasına neden oluyor. Eğer şiddet uygulanan şahıs ölmediyse veya önemli birisi değilse veya basının dikkatini çekmediyse yargılama tutuksuz yapılıyor ve genelde verilen cezalar erteleniyor. Cezası olmayan bir suç yaygınlaşmaya mahkumdur.

Bununla birlikte bizim toplumumuzda maalesef ki ana/baba, çocuğunu; koca, karısını; abi, kardeşini döver ve bu durum yakın çevre tarafından normal karşılanır. Şiddeti ailesinde gören ve yaşayan çocuk zamanla karşılaştığı sorunları çözmek için şiddete başvurur. Uyguladığı şiddet karşılığında ceza almayınca da herkese şiddet uygulayabileceğini en güçlünün kendisi olduğunu düşünür ve kendisinden zayıf gördüğü herkese sözlü ve fiziki şiddet uygular. Bu durumu düzeltmek için hem aile içinde şiddetin olmaması ve aile içi eğitimin düzgün verilmesi gerekir.

[(Gizli Üye)]

Bahsedilen 10 kente baktığımızda her birinin metropol vasfında olduğu ve çok çeşitli illerden gelen kişilerle sosyopatik insanların olduğu kozmopolit bir yapı da olduğu hemen ortaya çıkıyor bunlara gen,ırk,iklim,ekonomik düşkünlük,kan davaları,tacizler,suç unsurlarının organize olmaları vesaire faktörler eklenince ok yaydan çıkıyor,suç işlenmeye sınırsız şekilde başlanıyor,sosyal medya baskısı olduğunda verilmeyen tutuklama kararları değişebiliyor,verilen cezaların yetersiz ,eğitici olmaktan çok uzak oluşu,içeri rastlantı sonucu düşenlerin tam bir suç makinesi olarak dışarı çıkışı da işin tuzu biberi oluyor.Göçlerin olmadığı kentlerde herkes birbirini tanıyor ve ulusal geleneklerimiz ve dini gerekçelerle insanlar kendilerini kontrol edebiliyorlardı,eğitim daha iyi idi,kadın cinayetleri insanlara ve hayvanlara taciz,rüşvet,irtikap gibi yüz kızartıcı suçlar toplumda nefretle karşılanıyordu,şimdilerde kimsenin umursadığı yok,aslında kadın cinayetleri ve nafaka ile ilgili bir başlık açılmasında fayda görüyorum.Bu işler eskiden bu kadar değildi herhalde sosyal medya ile haberdar olma fazlalaştı,son yıllardaki artışın önüne geçmek giderek zorlaşıyor,düzelmesi konusunda fazla ümitli değilim,ekonomik durumun düzelmesi,köklü liyakatli bir yapı,geleneklerimize dönüş çözüm olabilir ötesi tv filmlerindeki çeteler savaşına doğru gidebilir,bazı örnekleri akşam haberlerinde tv lerde görünüyor.

[(Gizli Üye)]

Bahsedilen 10 kente baktığımızda her birinin metropol vasfında olduğu ve çok çeşitli illerden gelen kişilerle sosyopatik insanların olduğu kozmopolit bir yapı da olduğu hemen ortaya çıkıyor bunlara gen,ırk,iklim,ekonomik düşkünlük,kan davaları,tacizler,suç unsurlarının organize olmaları vesaire faktörler eklenince ok yaydan çıkıyor,suç işlenmeye sınırsız şekilde başlanıyor,sosyal medya baskısı olduğunda verilmeyen tutuklama kararları değişebiliyor,verilen cezaların yetersiz ,eğitici olmaktan çok uzak oluşu,içeri rastlantı sonucu düşenlerin tam bir suç makinesi olarak dışarı çıkışı da işin tuzu biberi oluyor.Göçlerin olmadığı kentlerde herkes birbirini tanıyor ve ulusal geleneklerimiz ve dini gerekçelerle insanlar kendilerini kontrol edebiliyorlardı,eğitim daha iyi idi,kadın cinayetleri insanlara ve hayvanlara taciz,rüşvet,irtikap gibi yüz kızartıcı suçlar toplumda nefretle karşılanıyordu,şimdilerde kimsenin umursadığı yok,aslında kadın cinayetleri ve nafaka ile ilgili bir başlık açılmasında fayda görüyorum.Bu işler eskiden bu kadar değildi herhalde sosyal medya ile haberdar olma fazlalaştı,son yıllardaki artışın önüne geçmek giderek zorlaşıyor,düzelmesi konusunda fazla ümitli değilim,ekonomik durumun düzelmesi,köklü liyakatli bir yapı,geleneklerimize dönüş çözüm olabilir ötesi tv filmlerindeki çeteler savaşına doğru gidebilir,bazı örnekleri akşam haberlerinde tv lerde görünüyor.

Büyüksehirler de tabiki daha cok oldugu kesin. Aslinda kisi basina düsen vaka sayisina bakmak daha saglikli bir analiz olur.

[(Gizli Üye)]

2020 yılı kadın cinayetlerini illere göre gösteren bir tr haritası vardı,bulabilirsem değerlendirme daha doğru yapılabilir,umut vakfı araştırmalarına göre 2019 yılında istanbul 53,Adana -mersin 37,İzmir 29,Bursa 15,Antalya 13,Ankara 14,Konya 13,Kocaeli 12,Samsun 5,Diyarbakır 25 olan    ölüm sayıları ile başı çekiyorlar,2020 de bu rakamlar artış göstermiş,demek ki erkek tarafı şiddetin dozunu arttırmaya devam ediyor.Bunlar tabii resmi makamlara intikal edenler,kayıplar daha ortada yok,istatistiklere dahil değiller..

[(Gizli Üye)]

Büyüksehirler de tabiki daha cok oldugu kesin. Aslinda kisi basina düsen vaka sayisina bakmak daha saglikli bir analiz olur.

aynen katılıyorum. Bu istatikler genel olarak nüfus yoğunluğuyla ilgili.şehir olarak yazılınca pek şık olmuyor