İçgüdü'yü kısaca tarif edersek; bilindiği gibi her türlü düşünceden bağımsız, içten gelen bir dürtü ile kendi kendine yapılan hareketler diyebiliriz.
Yine bilinen bir gerçek; Hayvanların, insanlar gibi düşünemediği için, bütün hareketlerinin iç güdüler tarafından düzenlendiğidir.Hayvanlar bu görünüşleri ile, beyinleri gelişmediği için, insanlara göre bağımsızlıklarını kazanamamış varlıklara benzerler. İnsan düşüncesi ile vücuduna istediği hareketleri yaptırabilir; istediği anda yemek yer, istediği anda konuşur, istediği anda güler, düşüncelerini yazıya dökerek gelecek nesillere faydalı bilgiler bırakabilirken,hayvan düşünemediği için saydığımız bu şeyleri yapamaz.Etrafımızda gördüğümüz her türlü yapıt,eşya vs.insan düşüncesiyle meydana gelmiştir.
İnsanların da iç güdü ile hareket ettiği bir devre vardır. Örnek verirsek; yeni doğmuş veya henüz bir yaşında olan bir çocuk bakıma muhtaçtır, düşünemez, fakat birçok hareket yapar.Bu hareketler kendi arzusu dışındadır. Yine bu devre,doğduktan sonra beyninin gelişmiş hale gelinceye kadar olan devresidir.
Bunları neden yazdığımı merak ettiğinizi zannediyorum. Bir insanın iç güdü ile yapılan hareketlerden kurtulup, vücudunu kendi arzusu ile düşünerek kontrol altına alabilmesi için,vücudu ile beyninin beraber gelişmesi gerekmektedir.İşte, bu olmadığı zaman karşımıza iç güdü ile yaşayan ve düşünceden yoksun, hayvan vasıflı insanlar çıkar.
İlk insanların da bugünkülere oranla daha gelişmemiş bir beyine, bu nedenle daha az bir zekaya sahip olduklarını bildiğimize göre,bu insanların da yeni doğmuş bir çocuk ve tıpkı hayvan gibi iç güdülü idare ile yaşadıklarını kabul etmemiz gerekiyor.
Her zaman bizleri bekliyen gizli tehlikelerin planını bu zavallılar yapmıştır ve yapacaktır. İç güdü ile yapılan sapıklıklar, trafikte makas atan maganda dediğimiz, vücudu beyninden ayrı tipler, konuşmayı bilmediği ve öğrenemediği için tabancaya sarılıp hiç uğruna adam öldüren taş devri insanları,bir insanı öldürüp parçalara ayıracak kadar cani olanlar.
Bunlar görünüşte insana benzeyen, fakat beyni ve vücudu aynı anda gelişmediği için iç güdü ile hareket eden aramızda dolaşan mahluklar değilmi?
İşte; bu gibi insanlardan sakınmak, bunlara mahatap olmamak en büyük erkekliktir.