Hoşgeldiniz
Ziyaretçi
. Lütfen
giriş yapın
veya
kayıt olun
.
Aktivasyon eposta
nız mı yok?
Aralık 07, 2025, 23:27:04
Lütfen yeni üyeler
Tanışma
bölümünde kendilerini tanıtsınlar.
Ana Sayfa
Forum
Yardım
Giriş Yap
Kayıt Ol
Toyota Club Türkiye
»
Sosyal
»
Sohbet - Otomobil Dışı
»
Konu:
Çanakkale Geçilmez!!!!!
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Gönderen
Konu: Çanakkale Geçilmez!!!!! (Okunma sayısı 2400 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
(Gizli Üye)
Eski Toprak Toyotacı
Site Başçavuşu
Araç: Başka Marka
Kan Grubu: A+
Model Yılı: -
52 kere teşekkür edildi
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
:
Mart 18, 2006, 21:14:11 »
Çanakkale savaşları deyince akla ilk gelen ve bu savaşların simgesi olan kahraman Nusret Mayın gemisidir. 18 Mart Deniz Savaşı'nda Müttefik Donanmasını dağıtan, Müttefik Komutanlarını şaşkınlığa uğratan, Türk askerine moral, Türk Milleti'ne sevinç kaynağı olan 26 mayınla bir yazgının değişmesine sebep olan bir kahramanlık hikayesidir Nusret Mayın Gemisi.
Nusret Mayın Gemisi'nin başarısı o kadar büyümüştür ki destansı özellikler katılarak menkıbe kitaplarında baş köşeyi almıştır. Çoğu kaynakta "17 Mart'ı, 18 Mart'a bağlayan gece" diye başlar Nusret'in serüveni. Bu verilen tarih doğru olmamakla birlikte, olayın dramatik yanını artırması açısından kullanılmıştır. Nusret'in kahramanlık hikayesi çok önceden başlar; Nusret Mayın Gemisi Boğaz sularına 3 Eylül 1914'te geldi.
Almanya'da özel olarak inşa edilmiş bu tekne, dar alanlarda kolayca manevra yapabiliyor ve az su çektiğinden mayın alanları üzerinde güvenle dolaşabiliyordu.
Nusret Mayın Gemisi'nin künye bilgileri şöyledir :
Tipi Mayın Gemisi
İnşa Yeri Almanya
Tonajı 360T
Hizmete Girişi 1912
Boyu 40 m
Eni 7,4 m
Çektiği su 2 m
Silahları 1 adet 7,5/40 Top, 2 Adet 4,7 Top, 2 mk. 5b.
Sürat 15 mil
Hizmet Dışı 16.06.1957
ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
Seyit Onbaşı...Sırtındaki topun ağırlığı 278 kilogram...
Çanakkale’de yaşananların o günleri yaşamış düşman askerlerinin anlatımıyla:
“Bayraklar dalgalanıyor, borular öttürülüyor ve dalgalar halinde üzerimize geliyorlardı. Ben makinalı tüfeği sabitleştirdim ve oturduğum yerde namluyu öne ve arkaya çevirerek ateş ediyordum. Nişan almıyordum ama ıskalamak olanaksızdı. İki yüz metre bile yoktu aramızda. Çok kalabalıklar ve arazinin kayalık olması nedeniyle yayılamıyorlardı. Bir açıklıktan geliyorlardı üzerimize. Biz bu uçtaydık ve onlar da öteki uçtan geliyorlardı. Ben ateş ediyordum, iki numaram mermi şeridini tutuyor ve kutudan yeni şeritler çıkartıyordu. Diğerleri tüfekleriyle ateş ediyorlardı. Ateşin etkisini göremiyorduk, sanki büyük bir nesneye ateş eder gibiydik. Tek tek insanlar yoktu karşınızda. Her şey birden sona erdi ve birden önümüzde kimse kalmadı...”
General Tawshend
Anekdot: Er Joseph Clements
“Avrupa’da hiçbir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklerle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki, Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.”
“Türklerin içinde iriyarı biri vardı, neredeyse iki metrenin üstünde olmalıydı, bizimki de en az onun kadar iriydi. Sanırım prestij için iri adamlarını seçmişlerdi. İkisinde de beyaz bayraklar vardı. Ve ortada duruyorlardı.... Ben ölüleri gömenlerden biri değildim ama siperin kenarına oturdum ve bir süre sonra yanlarına gidip Türk’e sığır kavurması ikram ettim. Gülümsedi, çok sevinmiş göründü ve o da bana ipe dizilmiş incir verdi. Jacko adını verdiğimiz Türk askerlerinden ben de, bizimkilerin hepsi de pek hoşlanmıştık. Onun için kötü bir söz söylendiğini duymadım, temiz dövüşürlerdi ve dünyanın en cesur insanlarıydı. En yoğun ateş karşısında bile durmazlardı, adeta fanatik insanlardı. Onlarla ateşkeste karşılaştığımızda çok esaslı insanlar oldukları sonucuna vardık....”
Anekdot: Er Henry Barnes
Kaynak:
http://www.hho.edu.tr/gunisigi/canak.htm
Kayıtlı
Toyota Club Türkiye
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
:
Mart 18, 2006, 21:14:11 »
(Gizli Üye)
Hiperaktif Toyotacı
Araç: ---
Kan Grubu: ---
3 kere teşekkür edildi
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
Yanıtla #1 :
Mart 18, 2006, 21:21:19 »
Bu millet bu vatan kahraman evlatlarını hiçbir zaman unutmayacak ve yaşatacaktır.
Kayıtlı
2005 Corolla Terra
(Gizli Üye)
Eski Toprak Toyotacı
Site Başçavuşu
Araç: Başka Marka
Kan Grubu: A+
Model Yılı: -
52 kere teşekkür edildi
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
Yanıtla #2 :
Mart 18, 2006, 21:25:14 »
Geçen foruma da koymuştum...Bilmeyenler için...
Kayıtlı
(Gizli Üye)
Hiperaktif Toyotacı
Araç: ---
Kan Grubu: ---
3 kere teşekkür edildi
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
Yanıtla #3 :
Mart 18, 2006, 21:34:02 »
Bu resimi Levis,adidas ve abd ve ingiliz baykaklı tişört giyenler iyi bakmalı sözüm meclisten dışarı
Kayıtlı
2005 Corolla Terra
(Gizli Üye)
Eski Toprak Toyotacı
Site Başçavuşu
Araç: Başka Marka
Kan Grubu: A+
Model Yılı: -
52 kere teşekkür edildi
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
Yanıtla #4 :
Mart 18, 2006, 21:54:34 »
1.Dünya Savaşı'na katılmamızdan 10 gün sonra İngiltere Boğazlar
Meselesinin müttefiki olan Rusya'nın lehine halini kabul etti.
Üçlü İttifak Devletleri bu konuda anlaşmaya vardılar.
Merkezi devletler yanında savaşa giren Osmanlı Devletini saf dışı
bırakmak amacıyla İtilaf Devletleri tarafından düzenlenmiş olan
Çanakkale Harekatı, 1. Dünya Savaşı'nın en önemli askeri
faaliyetlerinden birini oluşturmaktaydı.
18 Mart 1915 sabahı Boğaza giren ve tabyaları topa tutan İngiliz ve
Fransız Filoları Çanakkale Boğazının iki yakasındaki mevzilerden
açılan yoğun ateş ve Karanlık Limana dökülen mayınların
etkisiyle, mevcutlarının % 35 ini kaybedip geri çekilmek zorunda
kaldılar.
18 mart bozgunu , İtilaf Devletlerine karadan destek olmaksızın
yalnız deniz kuvvetleriyle Boğazın geçilemeyeceğini
gösterdiğinden General Hamilton 'un emriyle bir Çıkarma ordusu
hazırlandı. Çıkarma Harekatı 25 nisan 1915 günü sabaha karşı
başladı. Sarp bir kıyı olan Arıburnu bölgesine çıkan düşman
kuvvetlerini 19. Tümen Kumandanı Mustafa Kemal karşıladı. Kıyıya
çıkan İngiliz ve Fransız kuvvetleri geri püskürtüldü. Bundan
sonra her iki cephede de siper savaşları sürdürülmüş özellikle
21 Haziran Kerevizdere, 28 Haziranda da Zığındere çarpışmaları
çok şiddetli geçmiştir. Bunun ardından İtilaf kuvvetleri kesin
bir sonuç almak amacıyla 6-7 Ağustos gecesi başlattıkları Harekat
dört gün sürdü. Bu kuvvetler Yarbay Mustafa Kemal tarafından
Conkbayırı'nda durduruldular. Böylece Birinci Anafartalar Zaferinden
sonra İtilaf kuvvetlerinin yaptığı bütün taarruzlar sonuçsuz
kaldı. Ancak 21 Ağustosta yeni bir saldırı başlattılar. İkinci
Anafartalar Muharebesi denilen bu Harekat da başarılı olamayınca
Muharebeler günlerce süren siper savaşlarına dönüştü. Bu
çarpışmalarda Türk askeri Çanakkale'nin geçilmez olduğunu
ispatladı. İtilaf kuvvetleri 19-20 Aralık gecesi Anafartalar ve
Arıburnu Cephesinden 8-9 Ocak 1916' da Seddülbahir'den çekildiler.
İtilaf Devletlerinin başarısızlığı ile sonuçlanan Çanakkale
Muharebeleri Birinci Dünya Savaşının seyrini değiştirip
uzamasına sebep olduğu gibi Çarlık Rusya'sının çöküşünü
hazırlamış ve İngiltere'de Hükümet değişikliğine yol
açmıştır.
Çanakkale Savaşları sonuçları sebebiyle dünyaya Türk'ün
yenilmezliğini, Mehmetçiğin azim ve iradesini ve de centilmenliğini
göstermiştir. Bununla birlikte bu savaşlar sırasında bir komutan
parlamıştır. Mustafa Kemal! Daha sonra milleti arkasına alıp
Türk'ün haklı davasını sürdürecek ve başarıya ulaşarak yeni
bir devlet kuracaktır. Ayrıca bütün dünya onun dehasını takdir
edecektir. Mustafa Kemal ise bir şeyin farkındadır.
Bağımsızlığı ve namusu söz konusu olunca Türk askerinin nasıl
ölüme koştuğunu bilmektedir. Yeter ki onu idare edecek dahi bir
komutan olsun. İşte o da Mustafa Kemal idi. Siz hiç ölmek için can
atan asker gördünüz mü? İşte Çanakkale Savaşlarında Türk
askeri!Atatürk'ün bu konudaki hatıralarından birine değinelim.
Bir buluşma esnasında Mısır Devlet Başkanı Atatürk'ü takdir
ettiğini söyler ve ekler;
-" Ekselans benim milletimin de sizin milletiniz gibi hürriyete ve
istiklale ihtiyacı var. Bunu nasıl temin edebiliriz? Tıpkı sizin
Çanakkale Boğaz Savaşında Düvel-i Muazzama Ordusuna karşı
kazandığınız zafer gibi bizim de böyle bir ordu ve stratejiye
ihtiyacımız var. Bize bu konuda yardım edebilir misiniz? " Sorusuna
Mustafa Kemal:
-" Vatanı için şehit olacak bir buçuk milyon Mısırlı genciniz
varsa bu işi yapabiliriz. Bunun haricinde olmaz! " deyince Mısır
Devlet Başkanı
-" Maalesef bizim öyle ölecek bir buçuk milyon Mısırlı gencimiz
yok." Der. Mustafa Kemal de:
-" O zaman sizin de hürriyet ve istiklale hakkınız olamaz."
Deyiverir.
İşte bu söz her şeyi açıklamıyor mu?...
MENKIBELERDE ÇANAKKALE ZAFERİ
Menkıbeler, birtakım mahalli adetlerin, insani birtakım
tasavvurların dini muhteva içinde hatıralardır. Bu bakımdan
karanlık devirleri aydınlatmada tarih kadar kıymetli belgelerdir.
Çanakkale Savaşları sırasında bir çok menkıbe yazılmıştır.
Bu menkıbeler, bize Türk milletinin zihninde Çanakkale
Savaşlarının ne kadar derin
izler bıraktığını göstermesi açısından önemlidir.
Çanakkale Savaşları etrafında teşekkül eden menkıbeleri şöyle
sıralayabiliriz.
Milletlerle olan savaşlarında Allah'ın Türkler'e yardım ettiğini
pek çok menkıbede görürüz. Bunlardan birisi de Mustafa kemal
hakkında anlatılanıdır
1) GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA:
Türkler'in başka. M. Kemal'in Omega saatinin parçalanması suretiyle
kendisine hiçbir şey olmamasıdır. Bu olay, Anadolu'nun pek çok
yerinde, farklı şekilde anlatılır. Bu olay' yazılı olarak en
güzel şekilde Ruşen Eşref Ünaydın'ın "Mustafa Kemal ile
Mülakat" adlı eserinde şöyle verilir:
"Buraya kadar muhaveremizi sakin bir vaziyette dinleyen Yüzbaşı
Cevat Bey, Paşa'nın yaveri, kalın, sertliği hoşa giden bir sesle:
_"Bu şarapnel parçasından biri Paşa'nın göğsünü
okşamıştır!"dedi.
_Nasıl? Dedim.
Paşa, tespihi ile oynuyordu. Cevat Bey, parlak çizmelerindeki
mahmuzları şıkırt yaparak, göğsünün sol tarafındaki nişan
kurdeleleri sırası ve ipek kordonu kabaresine şöyle anlatıyordu:
-Bulunduğumuz yer tamamen muhacimlerin arası idi.Paşa da ilerleyen
efradımızı seyrederken göğsüne bir şeyin kuvvetlice
çarptığını duymuştur.
-Evet sağ taraftan ceketimde bir kurşun yeri gördüm.Yanımda
bulunan zabit(Rahmetli Nuri Canker Bey)"Efendi,vuruldunuz" dedi.Ben
böyle bir söz şuyu bulursa askerimizin kuvve-i maneviyesi üzerinde
yapacağı tesiri düşündüm.
Elimle zabitin ağzını kapadım.
"Sus" dedim.
Cevat Bey devam ediyordu.
-"Bir şarapnel misketi,göğsünün sağ tarafını tamamen Omega
saatinin bulunduğu cebe isabet etmişti.Saat, parça parça oldu,
fakat o darbe,Paşanın göğsünde hafif bir leke bırakmaktan ileri
geçmemiştir."dedi.
-O saat sizin için tarihi bir saattir.Görebilir miyim efendim?dedim.
Paşa:
-"O saatin enkazını,bu muharebeden sonra Liman Paşa hatıra olarak
aldılar.Bana da kendilerinin aile-i asalet armasını havi bulunan
saatlerini verdiler.
Cevat Bey saati gösterdi.Omega markalı siyah bir saat.Arkasında bir
taç ve "L.2." markaları ve Paşanın kırılan saatide Mekteb-i
Harbiyeden beri sakladığı Omega markalı kuvvetli bir talebe saati
imiş.Cevat Bey Zenınnth marka bir bilezik saatini gösterdi ki onu
Mustafa Kemal Paşaya o kurşunun değdiği esnada yanında bulunan
genç Mülazım vermiş.
Askerin bu kadar yanında giden, onlara ön ayak olan bir Kumandana en
zorlu düşmanların bile dayanamayacağına aklım eriyordu.
Omega saati,Türk milleti için kendini feda etti,Komutan Mustafa
Kemal'i kurtardı. Türk ordusunun Kumandanını,Türk
milletini,Ortadoğu'yu, insanlığı kurtardı.
2)SEYİT ALİ ONBAŞI:
Çanakkale Savaşları'nda Deniz Savaşları sırasında Seddü'l-
bahir açıklarında bulunan düşman gemileri Morto Koyu ile Seddü'
l- bahir tepesini sürekli bombardıman altına almışlardı. Türk
mukavemeti gittikçe azalıyordu. Kendilerini Allah' ın
koruyuculuğuna bırakan Türk birlikleri şehitlik mertebesine
ulaşmayı arzu edercesine, kaçmak yerine son gayretleriyle mücadele
ediyorlardı.
Bu sırada bir İngiliz gemisinden atılan büyük bir bomba Morto Koyu
sırtlarındaki bir topçu birliğimizi toptan imha etti. İçlerinden
yalnızca Seyid Ali Çavuş kurtulmuştu. Çavuş etrafındaki manzara
karşısında duyduğu ızdırap ile dünyada eşine az rastlanacak bir
olay gerçekleştirdi.
Duyduğu acı ile normalde üç kişinin zor taşıdığı 257 kiloluk
bombayı yerinden tek başına kaldırdı, taşıdı, topun namlusuna
sürdü ve ateşledi. Bu mermi gideceği yeri de biliyordu. Queen
Elizabeth gemisinin bacasından içeri girdi ve gemi ortadan ikiye
ayrılarak battı.
Burada, 257 okkalık bir mermiyi kaldırarak olağanüstülük
gösteren Seyit Ali Onbaşı ile ilgili menkıbeyi Mehmet İhsan
GENİŞÇAN, eserinde şöyle anlatıyor:
" Ne hikmetse bataryada tek top ayakta kalabilmiş, fakat onun da vinci
kırılmış olduğundan mermileri namluya sürülemiyordu. Yüzbaşı
Hilmi Bey , etrafından birilerinden yardım alabilmek düşüncesiyle
bataryadan uzaklaştığı sırada Niğdeli Ali ile Koca Seyit ümitsiz
ve perişan ne yapacaklarını düşünüyorlardı.
" Ulu ve yüce Allah' tan başka hiçbir güç ve kuvvet yoktur. "
duası Seyit' in ağzından nûr tanesi gibi dökülmeye başladı.
Seyit Ali, bu duayı defalarca okudu. Bu yakarış şüphesiz hiç
kimseninkine benzemiyordu. Aşk ile kendinden geçmesi ve 257 okkalık
top mermisini kucaklayıp omzuna alması bir oldu. Demir basamakları
tam üç kez inip çıktı. Yanında bulunan Niğdeli Ali, Seyit ' in
göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret ve
dehşet içinde kalıyordu. Topun namlusuna sürülen üçüncü mermi
savaşın kaderini böylece değiştiren olayı yaratmış ve
İngilizler' e ait "Ocean" isimli zırhlı, bu merminin isabetiyle
korkunç yara almıştır.
Aynı gün geç saatlerde Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki
Kumandanı Cevat Paşa, ödül olarak Seyit' e onbaşılık rütbesini
verdi. Merminin bir defada kendi huzurunda kaldırılmasını istedi.
Bunun üzerine Seyit Onbaşı, Cevat Paşa' ya şu cevabı verdi:
" Ben bu mermileri kaldırırken gönlüm, Allah'ın feyziyle doldu.
Ancak bu kuvvetin sırrı o anda bana Allah' ın ihsan ettiği bir
vergi idi. Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir makam varmışsam bu
dua ve rıza ile olmuştur. Ancak şimdi kaldırmam mümkün değildir
kumandanım"
3)YAHYA ÇAVUŞ VE TAKIMI
Çanakkale Muharebelerinin en ateşli saldırıları sırasında Morto
Koyu' ndan çıkartma yapan bir İngiliz birliğine karşı Seddü' l-
bahir tepesinde bulunan Yahya Çavuş ve takımı (15 kişi) büyük
bir inançla engel olmaya çalışıyorlardı. Karşılarında bulunan
bir birliğe karşı 15 kişi gönülden savaşarak engel olmaya
çalıştılar. Tam üç gün ve üç gece bir birliğe bir takım
olarak karşı geldiler. Onları durdurdular. Gelibolu Yarımadası'
nın içlerine girmelerine 15 kişilik bir kuvvetle engel oldular.
Sonunda yardımcı kuvvetlerin gelmesine yakın hepsi Allah' ı arzu
ettiler. Şehitlik mertebesiyle Allah' a ulaştılar.
Bundan başka "Hasan ve Mevsuf", "Sıhhıye Başçavuşu Hüseyin
Hikmet Başaran", "Bayraklı Baba Menkıbesi" ve "Kaşıkçı Dede
Menkıbesi" hakkında anlatılan menkıbeler vardır.
Dinî ve Tarihî Şahsiyetler Etrafında Teşekkül Eden Menkıbeler
1)CONKBAYIRI ÜZERİNDEKİ BULUTLAR :
Çanakkale' de en çok anlatılan menkıbe şudur:
Conkbayırı' nda kara savaşları sırasında 57 tümen her gün
çamaşır değiştirir. Kirlilerini yıkar çalılara asar ve ertesi
gün için kurumuş. Sebebi ise eğer şehit olurlarsa Allah'a temiz
kıyafetlerle varmaktır. Savaşa çıkmadan önce namazlarını kılar
ve ibadet ettikten sonra savaşa başlarlarmış. Maneviyatı kuvvetli
bu insanlar Conkbayırı' ında düşman tarafından
kıstırıldıkları anda gökten beyaz-gri bir bulut kümesi 57.
Tümenin üzerine inmiş ve bulut yok olduğunda düşman askerleri ne
olup bittiğini anlayamamışlar. Zira ortada tek bir Türk askeri bile
yokmuş. Gemiden bu olayı seyreden İngiliz Amirali Hamilton daha
sonraki savaş anılarında da bu olayı anlatmaktadır.
2)BULUTUN KORUMASI
Menkıbelerde bir başka mucizevî yardım da bir İngiliz Alayının
bulutların içinde kayboluşu biçimindedir. Olay şu şekilde
anlatılmaktadır;
" O gün Kraliyet Alayı taze kuvvetlerle bu saldırıda görev aldı.
Sağ cenahta yer alan bu alay, daha az bir mukavemetle
karşılaştığı için hızla ilerlemeye başlamıştı. Alay, Azmak
Deresi' nin kuru yatağını geçmiş, Kayacık Ağrılı mevkiinden
Damakçı Bayırı'na doğru yürüyordu. Karşılarında küçük bir
tepe vardı. Tepenin üzerinde garip, soluk renkte bir bulut
durmaktaydı.alay, sol taraftaki Ağıl Dere' ye inmeden tepeye doğru
ilerledi ve bulutun içine girip kayboldular. Yâni alanda askerlerin
Mestan Tepe' den şaşkın bakışları arasında 7-8 değişik bulutla
daha birleşerek Trakya istikametine doğru uçup gittiler. Orada
bulunan 267 İngiliz askerinden hiçbirinin izine bir daha
rastlanamamıştır."
3)NUSRET MAYIN GEMİSİNİN MUTLAK YAKALANIŞTAN KURTULMASI
Nusret Mayın Gemisi Çanakkale savaşına noktayı koyacak olan
görevine çıktığı gece Karanlık Liman ile Seddülbahir
arasındaki mayınları toplayıp yerini değiştirirken O''nu koruyan
Anadolu Feneri de bir İngiliz Gemisi üzerine projektörleri dikmiş
ve gemiyi takibe almıştı. Fakat birden Anadolu Feneri arıza yaptı.
Nusret Mayın Gemisi telaşla ışıklarını söndürdü. İngiliz
gemisi bu sefer kendi projektörleriyle denizi taramaya başladı.
Geçen dakikalar içinde Nusret Mayın Gemisi tam yakalanacağı anda
birden Anadolu Feneri tekrar çalışmaya başladı. İngiliz gemisinin
projektörleri üzerine kendi projektörlerini dikti ve iki ışık
arasında kalan Nusret muhakkak bir hezimetten kurtuldu. Görevini
yerine getirip geri döndüğünde bu heyecana kalbi dayanamayan gemi
kaptanı ,Hakkı Bey' in naşını da karaya çıkardı. Anadolu
Feneri' nin hiçbir tamirat yapılmadan kendiliğinden
çalıştığını öğrenen gemi komutanı Nazmi Bey, bu olayın bir
mucize olduğunu daha sonraki günlerde yazdığı günlüğünde
bildirmektedir.
********
Çanakkale Zaferi öyle büyük bir zaferdir ki, halkın vicdanında
öyle derin izler bırakmıştır ki, pek çok şair tarafından -
halkın da hislerine tercüman olunarak- destanlar vücuda
getirilmiştir. Türk' ün bu zaferini en mükemmel şekilde Mehmet
Akif destanlaştırmıştır.
ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe!" desem, sığmazsın.
Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
Mehmet Akif ERSOY
Kayıtlı
(Gizli Üye)
Ziyaretçi
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
Yanıtla #5 :
Mart 18, 2006, 22:06:36 »
Tek dileğim,Türk bayrağının,bu topraklar üzerinde ilelebet dalgalanmasıdır...
Buna karşı olanların,öncelikle Çanakkale Destanı'nı ve Türk tarihini okumalarını isterim!!
Kayıtlı
(Gizli Üye)
Fanatik Toyotacı
Araç: Yaris
Kan Grubu: 0+
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
Yanıtla #6 :
Mart 19, 2006, 00:13:45 »
eline sağlık dağhan..
şu anda kendi vatanımız,kendi bayrağımız altında rahatça yaşıyorsak bu değerlere nasıl sahip olduğumuzu aklımızdan çıkarmamalıyız..
Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin
Kayıtlı
http://www.facebook.com/group.php?gid=5583467261
(Gizli Üye)
Fanatik Toyotacı
Araç: ---
Kan Grubu: ---
Model Yılı: -
3 kere teşekkür edildi
Çanakkale Geçilmez!!!!!
«
Yanıtla #7 :
Mart 19, 2006, 11:01:47 »
Eline sağlık Dağhan güzel bir çalışma olmuş...
Vatanı borçlu olduğumuz kişilere saygımız sevgimiz sonsuz.. Onların içimizdeki yeri ayrı.. Allah bütün şehitlerimize rahmet eylesin..Mehmetçiklerimizide kolaylık versin..
Seyit Onbaşının taşıdığı topları inceleyen varmı Çanakkale de?
Ben ağırlığını bizzat gördüm yan devrilmiş bir topu ancak 2 görevli dik konuma getirebilmişti..
Kayıtlı
D-4 vvt-i motor... 1AZ-FSE + T22 facelift
Today Toyota tomorrow Lexus...
Yazdır
Sayfa: [
1
]
Toyota Club Türkiye
»
Sosyal
»
Sohbet - Otomobil Dışı
»
Konu:
Çanakkale Geçilmez!!!!!