Gönderen Konu: Spor  (Okunma sayısı 10357 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Seni unutmayacağız Burak TOLGA
    • www.IMAN ILE TOYOTA'NIN KIMDE OLDUGU BELLI OLMAZ.com.tr
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 109000
  • Model Yılı: '12
  • 536 kere teşekkür etti
  • 508 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #80 : Mart 21, 2009, 00:20:52 »
Sende onlar kadar estetik olsan var ya 3 yaşında gözkürsün Özcan:))))
  Üzerime iltifat olarak alınıyorum....3 yasındaykende epey sevimli bir veletmişim
Yalan doğrudan, karanlık aydınlıktan kaçar
Güneş yalnızdır ama, etrafına ışık saçar
Üzülme, doğruların kaderidir bu yalnızlık
KARGALAR SÜRÜYLE,KARTALLAR YALNIZ UÇAR

Toyota Club Türkiye

Ynt: Spor
« Yanıtla #80 : Mart 21, 2009, 00:20:52 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #81 : Nisan 15, 2009, 09:11:39 »
  Bu günlerde 45. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu yapılmaktadır. İstanbul'dan başlayan yarış 1.212 Km. sonra Alanya'da sona erecek. 14 Nisan'da Kuşadası-Bodrum etabı tamamlandı.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • "ne alırsan al japondan vazgeçme"
  • Kan Grubu: A+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #82 : Nisan 15, 2009, 09:23:35 »
benim vazgeçilmezim halı saha maçları :-)
şuanki aracım "tabanvay"

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #83 : Nisan 15, 2009, 09:30:26 »
  Bu günlerde 45. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu yapılmaktadır. İstanbul'dan başlayan yarış 1.212 Km. sonra Alanya'da sona erecek. 14 Nisan'da Kuşadası-Bodrum etabı tamamlandı.

Aydın'dan Antalya izlenimlerini alırız artık :)
Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Gülümseyin...
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Model Yılı: -
  • 1 kere teşekkür etti
  • 18 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #84 : Nisan 15, 2009, 10:32:50 »
Aydın'dan Antalya izlenimlerini alırız artık :)
Vakit bulurda izleyebilirsem ;)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Gülümseyin...
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Model Yılı: -
  • 1 kere teşekkür etti
  • 18 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #85 : Nisan 15, 2009, 10:39:17 »
Arkadaşlar dün akşam Nefeslerin tutulduğu Şampiyonlar Ligi çeyrek final rövanşında; Chelsea ile Liverpool’un mücadelesi izleyeniniz varmı harika idi adamlar resmen top böyle oynanır diye son dakikaya kadar mücadele ederek gösterdiler.
Sonuç: 4-4
Videosunu burdan izleyebilirsiniz
http://videogaleri.hurriyet.com.tr/Video.aspx?s=2&vid=3291

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #86 : Nisan 15, 2009, 11:14:18 »
İnsana "Yok artık" dedirten bir maçtı. Ben de nefessiz izledim özellikle 2. yarısını.
Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Gülümseyin...
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Model Yılı: -
  • 1 kere teşekkür etti
  • 18 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #87 : Nisan 15, 2009, 11:24:14 »
bende 2.yarısının ortalarında başladım izlemeye süperdi ya gol üstüne gol geldi

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • pahalı zevklerim var, benzin gibi
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A-
  • 10 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #88 : Nisan 15, 2009, 11:36:33 »
ben gs-fb maçını daha çok sevdim, havada uçuşan yumruklar, ayağa giren oyuncular, boğaz sıkan oyuncular, uzaktan izleyen hakem, sahaya atlayan taraftar...bana amerikan güreşi izliyormuşum gibi hissettirdi (!)
ae101 4a-fe+ junyan angel eye+ 8000k xenon+ usdm oem stop+ racing stripes+ 16" astra H jant+ 195/45r16 continental sport contact2 ve michelin pilot sport+ sonax cam filmi+ ışıklı kapı eşiği+ ayak aydınlatması+ beyaz gösterge aydınlatması+ oem anatomik spoyler+ bagaj led aydınlatma+ e34 paspas+ alpine CDE-9873RB teyp+ alpine mrv-f450 amfi+ alpine MRP-M500 mono amfi+ jbl komponent+ fli

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #89 : Nisan 15, 2009, 11:41:59 »
ben gs-fb maçını daha çok sevdim, havada uçuşan yumruklar, ayağa giren oyuncular, boğaz sıkan oyuncular, uzaktan izleyen hakem, sahaya atlayan taraftar...bana amerikan güreşi izliyormuşum gibi hissettirdi (!)

Bana da K1 müsabakası gibi geldi :D
Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #90 : Nisan 15, 2009, 17:02:37 »
  Zaten fotbol dışında herşey vardı sanırım. Bu arada Muay Thai reklamı yapmış oldular sanırım. :)
 Akşam biraz işler vardı, onlarla uğraşırken arada bakıyordum ve durum 1-2 idi. O anda gol oldu ve maç 2-2 oldu. Sonra tekrar televizyona baktığımda durum 4-4 idi. :)

 Bu arada 15 Nisan 1989'de Hillsborough Stadında yaşanan facianın yıldönümü. O gün 96 seyirci hayatını kaybetmişti.  :(

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #91 : Mayıs 30, 2012, 14:00:14 »
Yüksek dağlarda yapay oksijen kullanımı



Yüksek dağlarda yapay oksijen kullanımı, oksijen tüpleri, çalışma prensipleri, tarihsel gelişimi, insanın üzerindeki olumlu ve olumsuz etkileri, etik değeri vb. konuları net olarak bir yazıda veya çalışmada bulmak çok zordu, özellikle bu makaleyi kaleme almaya karar verdiğimde internet üzerinden fazla bir kaynağa ulaşamadım. Zaten bu konuda Türkçe bir kaynak aramak çok yersiz olacaktı. Böyle bir çalışmayı ancak daha önce yüksek dağlara tırmanmış ve özellikle tırmanışlarında yapay oksijen solumuş tırmanıcılardan aldığım bilgilerle yapabilirdim.  Sevgili Tunç Fındık ve Serhan Poçan ile kısa bir röportaj yaparak, yüksek dağlarda oksijen kullanımıyla ilgili deneyimlerine ve bilgilerine başvurdum. Bu doğrultuda aşağıdaki yazıyı kaleme aldım. Umarım yararlı ve zevkle okunabilecek bir makale olur.
-O2-

İnsanoğlu yaşam alanı ve fiziksel yapısı gereği 8000 metre üzeri bir yükseklikte yaşayamaz, daha doğrusu hayatını sürdüremez. Temelde düşük hava basıncı ve buna dayalı olarak düşük oksijen oranı bunun en belirgin sebepleri olarak karşımıza çıkmaktadır.   

İlk olarak 1920’li yıllarda Everest Dağı’na tırmanma (fethetme) denemeleriyle yapay oksijen kullanımı ortaya çıkmıştır. Bu yıllarda gerçekleştirilen İngiliz Everest Ekspedisyonlarında ilk olarak yapay oksijen sistemleri kullanılmış hatta 1924 yılında Everest Dağı’nda kırılan yükseklik rekoru oksijen desteğiyle yapılmıştır. Fakat o dönemde kullanılan yapay soluma cihazları ve özellikle tüpler çok ağır ve hantaldı. Tüpler döküm çelikten üretiliyordu ve hantallığı ciddi boyuttaydı.
TUNÇ FINDIK

 
1-  Neden dağlarda yapay oksijen?


Dağlarda demek doğru olmaz,  sadece dünyanın en yüksek dağlarında demek daha doğru olur çünkü başka yerlerde bu gereç kullanılmıyor zaten. 5000 metre üzerinde kalıcı yaşam yok iken 8000 metre üzerindeki yüksekliklerde insan hayatını sürdürmek tamamen imkansızdır. Normal bir insanı deniz seviyesinden 8000 metreye çıkartırsanız yükseklik nedeniyle kısa sürede ölür. Bunun nedeni de çok düşük basınç ve havadaki çok düşük oksijen doymuşluğudur. Dolayısı ile yüksek dağlara yapılan tırmanışlarda yaşam desteği olarak yapay oksijen sistemleri kullanımına gidilmiştir. Ancak bu bir zorunluluk değildir. Oksijen desteği olmadan da dünyanın en yüksek dağlarına tırmanılabilmektedir. Ama yükseklik hastalığının en önemli sebebi olan düşük basınç yine aynıdır, bu değişmeyecektir, dolayısıyla oksijen kullanmak bir garanti olamaz.
2- Özellikle yüksek dağlara tırmanırken yapay oksijen kullanmanın sizce faydaları ve zararları nedir?

 

Oksijen kullanmanın çeşitli avantaj ve dezavantajları vardır. Her dağcı bunları ölçüp biçmeli ve kararını ortama göre verebilmelidir.
Dezavantajları: Her şeyden önce oksijen sistemleri çok ağır ve şekilsizdir. Everest gibi bir dağda kullanılacak 3-4 tüp oksijen, maske ve regülatör neredeyse 15 kilo ekstra yük ve hacim anlamına gelir. Sırtta oksijen tüpleriyle dolu çantayla hareket etmek ve tırmanmak, maske takılıyken önünü görmek zordur ve oksijen soğukta gözlük camına daima buğu yapar. Kısacası yüze takılan maskenin klostrofobikliği hoş bir his değildir. Ayrıca tüp beklendiğinden önce veya kazara biter veya valfi donar da çalışmazsa oksijensiz kalıp, alışık olmadığınız yükseklikte hayatınızı bir anda büyük tehlikeye sokabilirsiniz. Ayrıca oksijen sistemleri son derece pahalıdır. Kullanılan oksijen tüpleri, bitip taşınmayınca çevre kirliliği yaratabilmektedir ve yaratmıştır da (örnek: Everest Dağı 2000 yılı öncesi).
Avantajları: Oksijen sizi görece sıcak tutar veya ekstremitelerin (el ve ayak) donmasını büyük oranda engeller. Çünkü aşırı yükseklikte kanın dolaşımla oksijen taşıması ve dokuların oksijene olması çok çok azalır, bu da donuğun esas sebeplerinden biridir (sıvı kaybı ile beraber). Ayrıca beyniniz de oksijenle çalışır (yani oksijensiz çalışmaz!). Aşırı yükseklikte karar verme ve mantıklı davranmanın yolu sadece beynin yeterince oksijenlenmesinden geçer. Bunun yokluğu mantıksız karar ve hareketlere, reflekslerde azalma ve yavaşlığa, zihni bulanıklık ve halüsinasyona yol açar. Oksijen kullanımı bunları azaltır (yine de ortadan kaldırmaz). Oksijen kullanımı yüksekte iyi uyku kalitesi bulmaya ve fiziki dinlenmeye de yararlıdır. Yani zirve gününde fark yaratabilir. Zira oksijen olmadan 7600 metre üzerinde uyku yoktur ve tipik bir Everest tırmanışında 7500 metre üzerinde neredeyse 3 gün kalırsınız. Böyle bir tırmanışın en kritik 3 gününü tamamen uykusuz (ve çok aç) yaptığınızı farz edin!

3- Yapay oksijen kullanmak etik midir? Dünyada bunun etik değeri nasıl ölçülmektedir?

Etik konusu her tırmanıcıya göre değişir. 8000 metrelik bir dağa oksijen kullanmadan çıkmak tabii ki daha prestijlidir ve çok kişisel bir karardır, yapmadınız diye de kimse size kızmaz. Oksijen kullanmadan çıkmayı deneyip, kurtarılacak duruma düşüp diğer insanların başına dert açmak etik değildir mesela. Veya oksijensiz çıkış deneyip, yanındaki Sherpalara 5 tüp oksijeni taşıtıp, zorlanınca tüpe bağlanmak da hiç etik değildir. Etik, başkasına zarar vermemektir; sonuç sadece sizi ilgilendirecekse etiktir. Diğer yandan Everest’e oksijen kullanmadan çıkıp tüm el ve ayak parmaklarını kaybetmek değerli ve sonuçta etik midir? Yoksa salaklık mıdır? Bunlar ince hesaplardır. Şununla karşılaştırın: Paraşütçülükte paraşüt kullanmak etik midir?  Veya büyük kaya yüzlerini ipsiz serbest solo çıkan insanlar da var diye, ip ve teknik malzemeyi herkes bir yana bırakmalı mıdır? İşte ölçüt budur. İster kullan, ister kullanma, kendine, başkalarına ve çevreye zarar vermiyorsan işte o etiktir. Dağcılık bir spordur ve her dağcı sporun kendi fizyolojisi için gerektirdiğini yapmakla yükümlüdür…
Dünyada birçok 8000’lik dağda zaten oksijen kullanılmıyor. Genelde Everest gibi popüler dağlarda kullanılıyor ve 8500 m. üzerinde kalan K2, Kangchenjunga, Makalu, Lhotse gibi dağlarda da kullanıldığı görülüyor. Ticari ekspedisyonlar tabii ki oksijen kullanımını destekliyor çünkü bu tür ekspedisyonlarda çok daha deneyimsiz kişiler dağa çıkmayı deniyor. Bu tür oluşumlarda daha alçak 8000’liklerde de oksijen kullanımı öneriliyor.


devamı için: http://tirmanis.org/alpinizm/genel/yuksek_daglarda_yapay_oksijen_kullanimi.html

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Model Yılı: '11
  • 4 kere teşekkür etti
  • 164 kere teşekkür edildi
Ynt: Spor
« Yanıtla #92 : Mayıs 30, 2012, 22:27:15 »
daha önceki bir konuda da söylemiştim:)) yaz kış haftada 2000m yüzerim....sadece ramazdanda ara veriyorum onun dışında kesintisiz devam:)))