0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
İyi geldi. Ancak siz olayı tamamen nostalji gibi yansıtmışsınız ( en azından sizin için öyledir eminim ) Hala aynı şekilde yaşanan o kadar çok hayat var ki...
Beni ilkokul yıllarıma götüren sıcacık evdir sobalı ev, Pazar sabahı telaşlıdır, gece boyunca yanan soba sönmeye yüz tutmuş,Annem kışın ortasında pencereleri açmış, sobayı temizliyor, Ben yorganın altına biraz daha sokuluyorum dizlerimi çekerek, Babam kömür kovasını doldurmuş giriyor içeri, İnat ediyor soba, tutuşmamakta direniyor, tütüyor her bir yanından, Oda iyice buz kesmiş, Mücadeleye yenik düşüyor soba, odunların çatırdama sesleri duyulmaya başlıyor, Dumanlar terk ediyor odayı yavaş yavaş, sonra pencereler kapanıyor, Bir cenin misali yattığım yorganın içinden çıkıyorum, Kar yavaş yavaş düşmeye devam ediyor, Hafiften ısınmaya başlayan soba borusuna sarılıyorum sevgili misali, Annem kahvaltıyı hazırlamakla meşgul, babam her zamanki yerinde televizyon başındaSobaya ne çok yakın, ne de çok uzak,Ben ise buz kesen banyoda alelacele yüzümü yıkamış, sobanın tam arkasındaki mindere oturmuş bekliyorum,Derslerimi yine son güne bırakmıştım, ertesi gün okul var,Nefret ediyorum pazar günlerinden, Kahvaltı uzun sürer sobalı evde, sobanın verdiği sıcaklık mayıştırır herkesiÇaydanlık sobada ısınyor, demliğin ağzında sıçrayan su, önce cızırdayıp sonra yok olup gidiyor sobanın üzerindeBazen ben bir tükürük atıp, zevkle izliyorum zıplayarak yok olup gitmesini Sonra koca bir güğüm konuyor üzerine, yavaş yavaş ısınırken çıkardığı ses dolaşıyor tüm odadaSobada ısınan güğüm, birazdan banyo yapılacağının habercisidir benim için, Babamın gözleri ağırlaşmaya başlıyor yine, ha uyudu ha uyuyacak, Banyo buz gibi, hareketsiz durmak imkansız, annemin tepemden döktüğü suyla ısınıyorum, Bir an evvel bitsin istiyorum kendimi sobanın arkasına atmak için, Kovanın dibindeki son suyu boca ediyor annem kafamdan aşağı, Çok seviyorum bu anı, sırf bunun için katlanıyorum belki soğuk banyoya girmeye, o finali görmek içinÜzerime havluyu sarmakla bir koşarak atıyorum kendimi sıcacık odaya, kuruluyorum sobanın arkasındaki köşemeSobanın vurduğu sıcak işliyor tüm bünyeme, sobada ısıttığı atleti giydiriyor annem, Öylece mayışıyorum bir süre, uyku bastırıyor gözlerime, Birden soba borusuna takılı askıda siyah okul gömleğimi görüyorum asılı, Pazar tatilinin hızlıca tükendiğini anımsıyorum o an, moralim bozuluyor, Herkes odada, babam ara ara şekerleme yaparak kendine geliyor,"Cenk Koray'la Tele Kutu" başlıyor, pazar gününün sonlarına geldiğinin bir başka işareti benim için,Bir gözüm kitapta, bir gözüm televizyonda ders yapmaya çalışıyorum sobanın yanındaki sehpada,Kızıyor babam derslerimi son güne bıraktığım için, Ve akşam oluyor artık, babam spor programını seyrediyor, maçların özetleri benim için pazar gününün bitmesi demektir, Derslerimi zar zor bitirmeye çalışıyorum, yarın okula gidecek olmanın kasveti var içimde, Annem sobanın kapağını açıyor, gece için sobaya kömür dolduruyor, yatma vakti geldi, Yorganın içine sokuluyorum, babam ışığı söndürüp çıkıyor odadan, Soba iyice tutuşmaya başlıyor, kapağından süzülüp tavana vuran kızıl alevin gölgesini izliyorum bir süre, "Güp güp" eden alevlerin ritmik sesleriyle dalıveriyorum uykuya....