Merhaba arkadaşlar,
Bir Türk Halk Müziği tutkunu olarak, zaman zaman etrafımda duyduğum, genellikle de yeni nesil gençlerin alaylarına maruz kalan bazı türkü sözlerinin, aslında yörenin ağız/şive, yöresel söz öbekleri gibi farklılıklardan kaynaklandığını açıklamaya çalışacağım.
Bunun için hemen herkesin bildiği bir Kastamonu türküsü olan "Tiridine bandım" türküsünü örnek olarak alacağım.
Türkü şöyle başlıyor,
"Sabahleyin erken çifte giderken
Öküzüm torbadan düşmüş gördün mü"
Öküz torbadan düşer mi?
Olay şu; Bilirsiniz köylerde hayat erken başlar. Köylü çifte gitmek için öküzü arabaya bağlar. Fakat öküzün de karnı aç. Zaman kaybetmemek için öküzün ağzına bir torba bağlar ve içine de samanı doldurur. Öküz yolda giderken yem torbası yavaş yavaş boynuna doğru kaymaya başlar ve öküz yemi yiyemez. Buna yöre ağzında öküzün torbadan düşmesi denir. O an arabayı sürmekte olan Mehmet emmi bunu farkedemez ama yoldan birisi durumu görüp seslenir : " mehmet emmi, öküzün torbadan düşmüş, gördün mü?".
Daha sonra türkü şöyle devam eder,
"Manda yuva yapmış söğüt dalına
Yavrusunu sinek kapmış, gördün mü?"
İlk bakışta çok saçma göründüğünü kabul ediyorum. Ama durum şöyle: Söğüt ağacı dere kenarları gibi sulak yerlerde olur ve eğimli bir şekilde büyür. Dalları sulara değer. Manda da hem sulak hem de gölgelik olduğu için suya doğru eğilmiş bu söğüt dalının dibine konuşlanır. Yanındaki yavrusunu da sinek kapmıştır, yani sinek ısırmıştır. "kapmak" anadolunun birçok yerinde ısırmak anlamına gelir. At kaptı, köpek kaptı gibi. Yani sineğin manda yavrusunu alıp bir yerlere götürdüğü yok.
Ozan asıl meramını son mısralarda söylüyor,
"Aşağıdan gelir türkmen koyunu
Selviye benzettim yarin boyunu"
Tarlada, bahçede çalışırken sevdiceğin aniden görünmesiyle gelen coşku ve dizeler.
Türkünün bilinen ismi "tiridine bandım". Tirit bayat ekmekleri değerlendirmek için icat olunan çok eski bir yemek türüdür. "Banmak" kelimesini açıklamama gerek yok sanırım. Hangimiz kuru fasülyeye ekmek banmadık ki.
Evet arkadaşlar, durum böyle, yaşadığımız toplumun kültürel motiflerine vakıf bir neslin gelişmesi ümidiyle.