Uzun yıllarda dayanan bir savaştır kendisi.
Toplumda kanayan bir yara. Nice baba yiğitlerin sinir sistemini alt üst etmiştir.
Herşey, bir pastaneye veya tatlıcıya gidip, bir paket tatlı yaptırmayla başlar.
Sen paranı hazırlarken,tezgahın arkasında, kaşla göz arasında heryerinden bantlanmış paketin sana yaşatacaklarını tahmin edemezsin.
Pastanecinin "güle güle abi" derken yaptığı kavruk gülüşlerin sebebini evde anlıyorsun.
Geçen akşam bizim evin oradaki tatlıcıya uğrayıp yarım kilo tatlı alayım dedim
-Selamünaleyküm
-Aleykümselam abi buyur
-yarım kilo baklava verir misin?
-hemen abi
-Yalnız sizden ricam, kutuyu bantlama gözünü seveyim
-Dökülmesin diye bantlıyoruz abi
-Yahu boşver sen bantlama
-Abim dökülür ama,
-Yaa kardeşim sana ne, dökülürse dökülsün
-tamam, ön tarafına bir tane çekeyim sadece
-Lan oğlum..?
-Ne olur abi bir tane çekeyim ?
-tamam hadi çek bir tane
Adamlar bağımlı yemin ederim, o bantı illa ki yapıştıracak, neyse iyi tamam dedim.
Paketledi poşete koydu "afiyet olsun" deyip gülümseyerek beni yolcu etti.
Eve geldim, yemeği yedik, üstüne de şu tatlıyı gömeyim diye hayal ederken, ulan paketin heryerini bantlamış herif.
Öndekini çekiyorum paket açılmıyor, bakıyorum yanda bir tane daha var, onu çekiyorum gene açılmıyor
Deli olacağım, adam sanki bana bubi tuzağı kurmuş, arkamdan pis pis gülüşünden belliydi zaten.
Bir de bu bantlar dikkatli gözlerle bakmazsan asla görünmez,
En son çıldırma noktasına geldim, kapağını komple yırtıp sökeyim derken paket bir tarafa gitti, baklavalar bir tarafa.
Üşenmesem gidip herifi pataklıycam, ulan mahsus mu yapıyorsunuz bunu anlamadım gitti.
Neyse zaman geçti sakinleştim derken, hatun yanıma geldi:
-Yaa canım sen yaşlandıkça sinirli olmaya başladın" demez mi
Bir de ona gürledim, açtım ağzımı yumdum gözümü, bütün sinirimi attım yemin ederim.
Sonra kuş gibi hafifleyip Real Madrid - Wolfsburg maçını seyrettim.
Bu da böyle bir anım işte.