ben de istanbul'da her gün olmasa da araç kullanıyorum, sonuna kadar da manuel diyorum. ayrıca amerika'da insanlar nasıl büyük çoğunlukta otomatik kullanıyorsa avrupa'da da o kadar manuel şanzıman kullanan var. ben de v6 v8 motorlu gemi gibi araçlara binsem otomatik tercih ederim. orta sınıf araçlarda da mutlaka düşük donanımda bir adet manuel seçeneği bırakırlar. ayrıca ülkemizde satılan performanslı çoğu aracın bizde olmamasına rağmen amerika'da manuel şanzımanlısı vardır.
otomatik şanzımanın da dezavantajları vardır. %90'ından fazlasında eğim sensörü yoktur. bu da yokuş inişleri ve çıkışlarında aracın gereksiz vites değiştirmesine sebep olur. neticesinde varsa "manuel" moda ya da 3-2 gibi seçeneklere geçersiniz ki tehlikeli durumlarla karşılaşmayın. manuelci vatandaş da girdiği vites ve devirle yokuştan ayrılır.
diğer bir husus; hiç bilmediğiniz otomatik şanzımanlı araca binip rahatça kullanmaya başlamanız zaman alabilir. otomatik olup çok felâket şanzıman-motor kombinasyonlu araçlar var. ayrıca acil ve gerekli durumda kullanmanız icap ettiğinde kaza yapmanıza bile sebep olabilir. bazı araçlarda gaz pedalına basıyorsunuz, tepki yıllar sonra geliyor. hatta birden geliyor bu sefer gitmiyor diye daha çok bastığınız pedal birden algılamaya başlayınca ileri doğru hızla atılma yaşanıyor vb. geri manevralarda da sıkıntı çıkabiliyor. bu söylediklerim her araç için geçerli değil elbet. tork konvertörlü şanzımana sahip araçlar bu bakımdan biraz daha evrensel ve kararlı çalışıyor.
otomobil tutkusu insandan insana değişir. o yüzden iyi, göreli bir kavramdır.