Merhaba arkadaşlar,
Bu seneki yaz tatilimizi eşimle beraber 4 gün Kaş, 3 gün Dalyan olarak tamamladık. Çok güzel geçen tatilimizi, o taraflara gitmek isteyen arkadaşlarımıza da bir bilgi kaynağı olması açısından paylaşmak istedim. Tamamiyle kendi tecrübe ve gözlemlerimi sizlere aktarmaya çalışacağım. Yazı biraz detaylı ve uzun olabilir. Bilgilerinize.
1.GÜN :23 ağustos sabahı saat 8.00 de istanbuldan aracımızla Kaş'a doğru yola çıktık. Adapazarı'nda Bilecik sapağından ayrıldık ve karaçam mevkiinde İsmailin Yerinde kahvaltımızı yapıp biraz dinlendikten sonra yola tekrar bilecik yönüne doğru yola koyulduk. Bilecik-Bozüyük-Kütahya-Afyon istikametinde ilerledik ve Afyon Kolaylı tesislerinde 2.molamızı verdik. Bundan sonra istikamet Burdur üzerinden Fethiye-Kaş. Yalnız burada şöyle bir durum var. isterseniz Burduru çıktıktan sonra fethiye yönüne değil de, Korkuteli-elmalı üzerinden de kaş'a gidebilirsiniz. Ben otobüslerin de kullandığı fethiye yolunu tercih ettim. Çavdır da 3.molamızı verdikten sonra akşam 19.00 sularında nihayet Kaş'a vardık.
Şunu da belirteyim, ulaşım için otobüs kullanmak isteyenler, Kamil koç, pamukkale, ulusoy ve metro turizmi kullanabilirler. Uçakla gitmek isterseniz tavsiyem antalya değil dalamana inmeniz. Zira yol antalya havaalanından 5 saate yakın sürmekte iken, dalamandan 3,5 saatte kaş'a varabilirsiniz.
Kısa bir aramadan sonra kalacağımız Talay Otele vardık. Aslında otel değil pansiyon. Zaten kaş merkezde kalmak isterseniz konsept bu şekilde. Talay otel deniz manzaralı ön odaları, yine kahvaltıların yapıldığı harika deniz manzaralı terasıyla, heryerinden begonvillerin sarktığı tertemiz bir pansiyon. merkeze de 5 dk yürüme mesafesinde. İşletmecileri gayet ilgili ve güler yüzlü. Biz şahsen çok beğendik.
Otele yerleşmemizin ardından biraz turlamak ve yemek yemek için kaş meydana indik.
Kaş merkez, dünya şirini bir meydandan ve bu meydana çıkan arnavut kaldırımlı sokaklardan, ve bu çevrede konuşlanmış dükkanlardan oluşan çok güzel bir belde. Gelen turist profiline bakarsanız, sizi rahatsız edebilecek türden insanlar yok. Herkes kendi halinde.
Nerede yemek yiyeceğimiz konusunda biraz arama yaptık zira Kaş gerçekten pahalı bir yer. Mekanların fiyatları istanbuldaki lüks mekanların seviyesinde. Ama biraz arayınca meydanın hemen dışında esnaf lokantasını andıran biryer bulduk. Oldukça da kalabalıktı. Denemekten zarar gelmez dedik ve oturduk, gayette güzel olan yemekleri uygun fiyata yedik. Ve bundan sonra 1 gün hariç hergün akşam yemeğimizi burada yedik. O 1 günü de Bahçe-Balık restoranda rakı-balık yaptım. 180 tl hesap ödedim.
2.GÜN: Ertesi gün kahvaltımızın ardından arabamıza binerek 45 km uzaktaki Demre'ye gittik. Burada hristiyanlarca kutsal kabul edilen St.Nichola kilisesini ve Likya döneminin en önemli eserlerinden olan Myra antik kentini ziyarete gittik. Girişler ücretli. Müze kartınızı unutmayın. Öğleden sonra demreden çıkarak tekrar Kaşa döndük. artık denize girme zamanı gelmişti. Havlularımızı alıp Pansiyonun hemen karşısında bulunan Küçük Çakıl plajına gittik. Küçük Çakıl plajı adı gibi küçücük bir plaj. Oturma odanızdan biraz daha büyüktür ve gerçekten çakıllık ve etrafı kayalık. Plajın yanında iki adet beach var. Birisi Derya Beach diğeri Çınarlar Beach. Grişler ücretsiz. Şezlon-şemsiye ..vs parası yok. Boş bulduğunuz bir yere yerleşin. Sadece yiyip içtiğinizin parasını ödüyorsunuz ve fiyatlar ortalama. Denize kayalıklar üzerinde kurulmuş ahşap iskelelerden giriyorsunuz ve ilk atladığınız yer bile en az iki metre derinlikte. Biz Çınarlar'ı tercih ettik ve gayet memnun kaldık. Akşam otelimize dönüp duşumuzu aldıktan sonra dışarı çıkıp karnımızı doyurduk ve kendimizi cıvıl cıvıl Kaş meydanının kollarına bıraktık.
3.GÜN : pansiyonun yönlendirmesiyle Latebreaks adında bir acenteyle Kekova Tekne turuna katıldık. Kaşta aktiviteler biraz pahalı. Fethiye de 35-40 tl civarında olan tekne turları burada 60-70 tl. Ama şöyle bir durum var. Burada tekne turuna 150 kişilik mülteci teknesi gibi çıkmıyorsunuz. 35-40 kişilik, açık büfe yemeği olan, daha rahat, huzurlu, ve elit bir ortam var. İkinci bir hatırlatma da şu, tekene turuna kesinlikle Kaş limanından değil, Kekovadan hareket eden turlara katılın. Sizi araçlarla kekovaya (yeni adıyla Üçağız) götürüyorlar oradan tekneye biniyorsunuz. Limandan binerseniz gidiş ve dönüşte toplam 3 saat fazla seyir yaparsınız ki bu akşam dönüş esnasında işkenceye dönüşebilir.
Neyse, kekovadan tekneye bindik ve bir rehber eşliğinde pırıl pırıl mavi-lacivert denize doğru vira dedik. Birbirinden güzel koylarda doyasıya yüzdük. Su sıcaklığı biraz yüksek, ben soğuk denizi sevdiğim için benim açımdan küçük bir eksi. ama su pırıl pırıl. Öğlen civarlarında eski ismi Simena olan Kaleköye geldik. Burada çok tavsiye edilen el yapımı dondurmalar var. Ben yedim ama pek bir numarasını göremedim. Sonra bacaklara kuvvet diyerek, köyün en tepesindeki tarihi kaleye çıktık ve oradan tüm kekova körfezini kuş bakışı gören, hayatımda gördüğüm en olağanüstü manzarayla karşılaştım. Öyle bir yer ki, tarih, doğa, manzara...hepsi muhteşem. Akşam 18 sularında kekovaya, oradan da tekrar araçlara binerek Kaş'a geldik. Yorucu ancak çok güzel bir gündü.
4.GÜN : bilindiği üzere Kaş, Türkiyenin en önemli dalış noktası. Eee biz de dalalım bari dedik ve Kaş'ın en iyi dalış kulübü diye gösterilen Barakuda ile dalış yapmak üzere yola çıktık. Bizimkisi deneme dalışı. 60 Tl. Önce teknede dalış ile ilgili bir brifing verdiler. daha sonra üzerimize dalış kıyafet ve ekipmanlarını giydik. Oldukça ağır bir teçhizat zira oturduğunuz yerden kalkmakta dahi zorlanıyorsunuz. Neyse suya atladık ve refakatçi hocalarımız eşliğinde 6 mt derinliğe dalışımzı gerçekleştirdik. Dünyadan koptuğunuzu, başka bir dünyaya gittiğinizi hissettiren müthiş bir deneyim. Balıklar, süngerler, çeşitli deniz canlıları. Fethiyede yaptığım yamaç paraşütünden sonra en zevk aldığım aktivite diyebilirim kesinlikle. Herkese de tavsiye ederim. Akşam yine kaş sokaklarında turlayarak, hediyelik alışveriş yaparak zamanı doldurduk ve son gecemizi geçirmek üzere pansiyonumuza doğru yol aldık.
Şimdi Kaş hakkında genel bilgiler vereyim. Kaş da kumsal yok. Kayalık bir bölge ve bu yüzden öyle alanya, kemer..vs tarzı devasa oteller de yok. Eğer tarzınız 5 yıldız fabrika tarzı oteller ve bunların kumsal plajları ise, kaş kesinlikle size göre değil. Yüzme bilmeyenler için de çok ideal değil. Çünkü kıyıdan yürüyerek gireceğiniz bir plajı yok. eğer tarzınız sabahlara kadar çılgın eğlence, köpük banyosu, eller havaya falansa kaş yine size göre değil. Serdar Ortaç, Demet akalın, Hande Yener in esamesi bile okunmuyor.
Kaş daha çok bar-meyhane konseptinde, daha elit biryer. Peki hangi mekanlar;
1- Rakı balık için Bahçe-Balık, İkbal, Mercan Restoran, Tzatziki meyhanesi denenebilir.
2- Mavi Bar tam meydanda, hem içkinizi yudumlayıp hem de geleni geçeni seyretmek için birebir.
3- Dejavu bar en iyi manzaraya sahip mekan bana göre.
4- Biraz kopmak isteyen Echo Bar ı deneyebilir.
5- Son bir Kaş ritüeli de şu, marketten biraları alıp, meydandaki duvarların üstünde oturup sabahlamak. Tabii yer bulabilirseniz.
Yapmadan dönemeyin
1- Kekova tekne turu
2- Dalış
3-Limanağzında Bilalin yeri
4-Kaputaş plajında gün batarken denize girmek
5- Mavi de veya karşısındaki duvarların üstünde oturarak, içkinizi yudumlamak ve geleni geçeni seyretmek.
Sabah kahvaltıdansonra 10.00 gibi Dalyan'a gitmek üzere yola çıktım. Araba kullanmaktan zevk alacağınız çok güzel bir yolla önce fethiyeye vardım ve burada birkaç saat takılarak fethiye merkezi dolaştım. Daha sonra Ortaca üzerinden belki de akdenizin en güzel kasabalarından biri olan Dalyana vardım. Dalyan Köyceğiz gölünü akdenize bağlayan kanalın üzerinde kurulmuş son derece kaliteli bir belde. Biz de bu kanalın (yani nehrin) üzerinde kurulmuş küçük otellrden biri olan Kano Otel'e yerleştik. Kano Otel, dalyan nehri kıyısında, Kral mezarlarıyla karşı karşıya, bakımlı bahçesiyle, 10 odalı küçük bir butik otel. Odaları da gayet geniş ve temiz. Tam anlamıyla oturup saatlerce kitap okunacak, inzivaya çekilmek ve ruhu dinlendirmek için yapılmış gibi. Nehrin motorlarının hipnotize edici pat-pat seslerinden ve böcek seslerinden başka birşey yok. İlk gün biraz dinlenmek için iskeledeki oturma guruplarına yayıldık. Ben nehirde biraz yüzüp serinledim. akşam 5 dk yürüme mesafesindeki Dalyan merkeze gittik ve yemeğimizi orda yedik. Ertesi gün Dalyan koop. adlı tur tekneleriyle bir dalyan turu yaptık. Bu tur sabah saat 10.00 gibi sizi otelin iskelesinden alıyor. İlk olarak sizi oranın meşhur çamur banyolarına götürüyor. Adettendir diyerek biz de çamurlara bulandık tabii. sonra duş alıp çıktık ve Köyceğiz gölüne oradan yemek molasının ardından Caretta-Caretta kaplumbağlarının da yumurtlama alanı olan ünlü İztuzu plajına gittik. Plaj uzun ve deniz hem ılık hem dalgalı ama temiz. Ancak incecik mükemmel bir kumu var. Suyun içinde ayağınıza tek bir çakıl taşı dahi değmiyor. Daha sonra Kaunos antik kentini ziyaret ettik ve bizi tekrar otellerimize bıraktılar. Dalyan ve çevresini biraz olsun tanımak açısından güzel bir tur bence ve fiyatı da kişi başı 30-tl yemek dahil. Bence gayet makul.
Ertesi gün otelin de telkinleriyle Jeep Safari yapalım dedik. Ancak hem rotanın bizi çok cezbetmemesi, hem de kişi başı 75 tl fiyat yüzünden vazgeçtik ve eşimi Toyota safari yapmak üzere arabama bindirdim:) Köyceğiz, Yuvarlak Çay, tekrar İztuzu derken yine akşamı ettik ve akşam otelimizn bahçesinde, nehir kenarında, ışıklandırılmış kral mezarları karşısında mükemmel bir manzara eşliğimde akşam yemeğimizi yedik. geç saatlere kadar oturarak manzaranın, sessizliğin ve huzurun tadını çıkardık. Otelin yemekleri ve mezeleri ise son derece başarılıydı. Fiyat ise en azından dışarıdan daha pahalı değildi.
Ertesi sabah kahvaltımzı yaptıktan ve manzaranın tadını biraz daha çıkardıktan sonra istanbula dönmek üzere yola çıktık. Otel sahipleri bizleri akrabalarını uğurlar gibi uğurladılar. En yakın fırsatta tekrar görüşmek ümidiyle oradan ayrıldık. Bu sefer, Muğla-yatağan-Aydın-İzmir-Susurluk-Bursa-yalova-Feribot istikametini kullanarak akşam 24.00 sularında istanbula vardım. Her zamanki gibi biraz hüzünlü ve buruk bir yolculuk oldu. Bundan dolayı dönüş yolculuğumuz giderkenki pek neşeli geçmedi.
Ve şimdiden 2015 yaz tatili planlarını yapmaya başladık. Erken mi? Başka türlü bir avuntu yolu bulamadım maalesef.
Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.
Merak edenler için
Kaş Talay Otel : 150 tl (2 kişi oda fiyatı)
Dalyan Kano Otel : 65 Euro (2 kişi oda fiyatı)