Konu: Otobüs yolculuğu klişeleri

[(Gizli Üye)]

Otobüs şoförünün sigara içmesi
İtiraz edince içmezse kaza yapar demeleri

Muavinlerin koridorda uyuması

Üstten birinin laptopu düşecek bunu sizin görüp tedirgin olmanız.

[(Gizli Üye)]

Yüksek sesle telefonla konuşanlar koltuktaki tv'nin kulaklığını takıpta bas bas bağıranlar horluyanlar artık araba sürmekten bunaldım 3 saatlik yol bile kendi arabamla bitmeyecek gibi geliyor bi ara otobüs şöförlüğü teklif ettiler benim gibi bi sürü manyakla uğraşamam dedim hiç bi arabada uykum gelmez kamyon yada tırın kapıyı açtımmı 24 saat uyusamda uykum gelir ilk esnada ondan sonra dağılır

[(Gizli Üye)]

şu an hatırladığım 3 defa bindim ikisinde otobüs bozuldu birinde koltuğum dik durmuyordu arkaya yatıyordu yaslanınca 3 de 3 yapınca bi daha otobüse binmeme kararı aldım. hatta lise bittiğinden beri yani 2 yılı aşkın bir süredir sadece 1 defa şehiriçinde otobüse bindim o da arabamı sattığım sırada. Allah kimseyi arabasız bırakmasın

[(Gizli Üye)]

Otobüs mola vermiştir....
molanın bitmesine 5 dakika kala, otobüsü kaçırmama psikolojisiyle herkes otobüsün önünde kümelenir.
Sanki bir tiyatro izlermiş gibi, sigaralar yakılarak otobüsün ön camının yıkanışı seyredilir.

Hep merak etmişimdir, gece gündüz otobüsleri yıkayan adamlar kimdir, nedir, nerede oturur, çoluğu çocuğu var mıdır?
İncelenmesi gereken insanlardır kanımca.

[(Gizli Üye)]

Zırlayan çocuklar. Eskişehir- İzmir arasına 2 yıl önce otobüsle giderken arkaya Kütahya'da anane-anne ve bir küçük erkek çocuğu bindi. Tam 5 saat sürekli ya ağladı ya da bağırdı. Uyumadı çocuk. Annesi ne dövüyor ne uyarıyor.
  Çocuk ile anne arasında geçen dialoğu yazayım.
Anne: Oğlum yukarı da ki düğmeye basalım da muavin abi gelsin ne istiyorsan söyle.

Çocuk: Ben düğme değilim anneeennaaa ben düğme değilimm.. (Hiç abarmıyorum bire bir yazıyor ve tam 1,5 saat ağladı ben düğme değilim diye  )

Allah kimseyi böle şeylerle imtihan etmesin.

[(Gizli Üye)]

Ben kendiminkini anlatayım:

Muş'tan İstanbul'a geliyoruz. Otobüs mola verdi, tuvalete gittim. O da ne, bağırsaklar bir bozulmuş ki sorma gitsin. Neyse; hareket zamanı geldi, kalktık...

Fakat 15 dakika sonra benim bağırsaklar gurul gurul... Bir süre dayanmaya çalıştım ama nafile. Muavine durumu anlattım, hemen bir mola yerine çekti. Can havliyle tuvalete koştum ama tuvaletten çıkamıyorum, bitiyor bastırıyor meret. Muavin geldi "Abi neredesin?" diye beni sordu, sonunda da buldu. "Tamam kardeş, geliyorum." dedim.

Tekrar kalktık. Ama yarım saat sonra gurultular yine başladı.  Bir saat sabrettim; ayıp oluyor diye de utanıyorum. Lâkin olacak gibi değil. Yine muavini çağırdım, durumu anlattım. Muavin şoförle konuştu ve geldi: "Abi saat başı mola veremeyiz ki. Azıcık sık dişini, iki saat sonra mola vereceğiz."

"Bak kardeşim." dedim. "Durum kötü; bir saatten beri sabrediyorum ama olmuyor işte. Ya hemen durursun, ya da çıkarırım pantolonu yaparım otobüsün içine. Çarem kalmadı..."

Neyse... Durdular bir benzincide. Biz de işimizi gördük. Ama bu son oldu, bağırsaklar bir daha beni rahatsız etmedi...

Çok kötü bir durumdu... Kimsenin başına gelmesin...

[(Gizli Üye)]

Eski 302-303 Otomarsan Mercedesler vardı. Baya rahatsızdılar. Ardından O 304 ler piyasaya çıktı ve ardından 403ler, 404ler, en son bildiğim Travegolar vardı.

-Değerli yolcularımız, otobüsümüz ... tesislerinde 30 dakika yemek ve ihtiyaç molası vermiştir anonsları.

-Arka koltuklardan gelen yumurtalı ekmek kokuları.

-Gece yolculuklarında şoförün dinlediği musiki şarkıları, tenni tenni ten nen nenenen.

-Çocukken tuvalet ihtiyacı geldiğinde pet şişelere ihtiyaç gidermeler ya da otobüsü yol kenarına durdurup ihtiyaçlarını giderten çocuklar vs.