Gezilerimizden, yollarda karşılaştıklarımızdan fotoğraf ve videolar yazısını görünce geçen hafta yaptığımız EGE tarafı turunun fotoğraflarını koymak istedim.
Güzergah, araç ve harcanan yakıt hakkında bilgi vermek gerekirse;
Gidiş; BANDIRMA-BİGA-ÇAN-BAYRAMİÇ-EZİNE-AYVACIK-ALTINOLUK-AKÇAY-EDREMİT-BURHANİYE-AYVALIK
Dönüş; AYVALIK-BURHANİYE-EDREMİT-ZEYTİNLİ KÖYÜ-BALIKESİR-BANDIRMA
Araç TOYOTA COROLLA 1.6 2004 Otomatik vites
Pazartesi sabahı 6.00'da yola çıkıldı, Salı akşamı 19.00 gibi eve varıldı.
Araçta üç yetişkin ve 50 KG kadar bagaj vardı.
Toplam yapılan yol 688 KM.
Araç Benzin/LPG.
Toplam yakıtan yakıt 148,00 TL LPG.
Km başı tüketim; 21.5 KRŞ.
ÇANAKKALE-İZMİR Karayolu.
Bu yoğunluktaki yolun durumu bu arkadaşlar. Bir kamyonun arkasına takılırsanız öyle yol alıyorsunuz.


Babamın uzun zamandan beri EGE turu hayali vardı. Açar Youtube'u, Kaz Dağları'ndaki kahvaltı yerlerine bakar dururdu.
Ona istinaden, bu kahvaltı yerinde durduk ve şans eseri onun Youtube'da baktığı yerlerden biriymiş. Manzara fotoğraflarla anlatılacak düzeyde değil, ben sizlere "Öyleydi, şöyleydi, böyleydi" desem o manzaraya hakaret olur, kesinlikle gidip görmeliniz. Aşağıdaki yol kısmı Küçükkuyu.





Diğer masalarda sadece çay içip kalkanlar vardı. Biz özellikle kahvaltı için durduğumuz için garibimize gitti doğrusu.
Zeytinin, salçanın, tereyağının ve özellikle zeytinyağının tadına doyduğumuz bir kahvaltı sofrası. Sofra, gayet mütevazi fakat lezzet muazzamdı.
Arkamızdaki masa 2 kişilik kahvaltı tabağına 20,00 TL ödeyip kalktı ve biz hesabı isteyince 3 kişiye 50,00 TL hesap çıkarıldı. İtiraz etsen, "Bak onlar 20,00 TL verdi" desen tat kaçacak, "Neyse o'dur" dedim ve 50,00 TL'yi bıraktım adamın eline.
Yolda giderken, içimden "Kahvaltıya değil, manzaraya para verdik" desem de kandıramadım kendimi, acıttı.

Baba, 28 yıllık uzun yol şoförü olduğundan dolayı F/P oranını gayet iyi tutturan biri olduğu için, ben de bu zamana kadar onun yancısı olduğumdan fiyat fazla geldi nedense... Bilirsiniz, kamyoncu lokantalarında istisnai yemekler yersiniz ve şaşırtıcı derecede ucuz olur.

ÇANAKKALE-İZMİR Yolu.



Karşı tarafta gözüken adalar ise Yunan Adaları. Bir ara Türk radyo kanallarından çok, Yunan radyo kanalları çekiyordu.


İlk denize yaklaştığımız yer ALTINOLUK oldu. Buralara 7 yıl evvel gelmiştim ve muazzam gelişme olmuş gibi geldi.
Ha bu gelişme iyi midir derseniz; o güzelim salaş tatil beldeleri, çakma BODRUM minyatürü olmuş derecede.
O güzelim AKÇAY'ın doğal insanları gitmiş. Fakat iyi bir haber; zeytinyağı halen daha doğal.


ALTINOLUK'tan AKÇAY'a geçtik ve babamın 20 yıldır görüşmediği eski bir dostunla görüşme fırsatı oldu. Yaklaşık 4 saat geçirdik AKÇAY'da ve maalesef fotoğraf çekmek aklıma gelmedi.
EDREMİT-AYVALIK arasından bir fotoğraf.

Otomatik şanzıman'ın avantajı diyelim. 2000 dev/dak'ta 80 km/h hız yapılıyor. 3000 dev/dak'ta ise 120 km/h hız yapılıyor. Manuellerde 3000 dev/dak'ta genelde 100 km/h hıza ulaşılıyor.

Haritada CUNDA ADASI'nı gören varsa, AYVALIK'tan nasıl o adaya yol yapmışlar diye düşünebilir. En azından ben görene kadar öyle düşünüyordum.
Bir karayoluyla, adaya geçebiliyorsunuz.

TÜRKİYE'nin ilk boğaz köprüsüymüş.


CUNDA ADASI'ndan AYVALIK'a bakış.

Doğrusu CUNDA ADASI'nda çok şeyler bulamadık ya da nereyi gezeceğimizi bilmediğimizden adada yaklaşık 30 DK durduktan sonra AYVALIK'a geçtik.
AYVALIK'ta biraz gezindikten sonra "AYVALIK'a gelmişken balık yemeden gitmek olmaz" dedi babam ve oturduk meydandaki Laz Ali abimizin mekanına.

Balıklar gayet lezizdi. Balığın yanında kola söyledim ve biliyorsunuz genelde mekanlarda kapalı teneke kutuda kola gelir ve kolanızı siz açarsınız. En azından racon böyledir..
Fakat Ali abimiz işi çözmüş olacak ki, Coca Cola bardağına koymuş Le'Cola'yı ve Coca Cola diye ittirdi. Neyse ki balık tatmin etmişti.


AYVALIK Meydan'dan manzaralar.








AYVALIK'ı turlarken "Şeytan Sofrası nere ola ki ?" diye içimden söylenip duruyordum. SARIMSAKLI Plajı tarafındaki otelimize doğru yol almışken, Şeytan Sofrası tabelasını gördük ve başladık dağa çıkmaya. Şeytan Sofrası'nın tepesine vardığımız gibi elinde makbuz olan bir haraç kesen direkt yapışıp "5 TELE" dedi. El mahkum verdik 10 DK'lık manzarayı görmek için.
Şu manzarayı gördüğümde gerçekten değermiş...


Fotoğraflarda gözüken çardaklarda 1 bira 10,00 TL'ymiş. O manzara karşısında sabaha kadar oturmak isterdim doğrusu.





Ve otelimize geldik. Yaklaşık 300 KM'nin verdiği bitkinlik, "Gelmişken her yeri gezip göreyim" mantığıyla birleşince yorgunluk muazzamdı.

Üstteki fotoğraftan sonra otelimizde akşam yemeğimizi yedik ve Sarımsaklı Plajı'nı dolaştık. Ardından COROLLA "Yauuv, o kadar yol geldik, ikişer tek atmayacak mısın ?" dedi ve "Aferin len" diyerekten birlikte otelin yoluna kurulduk. İçecek olduğun zaman bahane çok.


Şu fotoğrafları çektiğim sırada 90'ların Pop şarkıları çalmaya başladı radyoda birden... Zerrin Özer - Paşa Gönlüm / Ayşegül Aldinç - Alimallah.


Üstteki fotoğraftan sonra otele giriş yaptım ve resepsiyonist abimiz meslektaş olduğu için sabah nasıl kalkacağımı hiç düşünmeden birbirimize meslek anılarımızı anlattık ve koyu bir muhabbete daldık.

Sabahı Sarımsaklı Plajı.


Dönüşte AKÇAY - ZEYTİNLİ KÖYÜ'ne gelerek 6 KG zeytinyağı ve doğal koyun yoğurdu ve ıhlamurlu bal aldık.
Membahına gelmişken, boş dönmek olmaz.




___
Böyle güzel bir geziydi, sizinle de paylaşmak istedim arkadaşlar. Aralıklarla birlikte toplam 3,5 saatte bitirdim, umarım beğenmişsinizdir.