Konu: Karşılaştığınız yanlışlıklar!?

[(Gizli Üye)]

  Selam, içinde bulunduğunuz ortamda ya da çevrenizde karşılaştığınız yanlışlıkları, olumsuzlukları, hataları ve çirkinlikleri, kimseyi kırmadan, sadece durumu ortaya koyarak paylaşabilir misiniz? Bunlar gözlem gücüne dayanan ve daha iyiye gitmeyi amaçlayan, bir anlamda meşhur japonca terim olan Kaizen'i, sürekli iyileşmeyi ortaya koyan bir  olgudur umarım güzel ve faydalı sonuçlar da çıkar.

 Bir örnek; özellikle İstanbul gibi deniz ulaşımının da kullanıldığı(gerçi çok daha yaygın kullanılmalı) bölgelerde liman ve bazı deniz araçlarının yeterince güvenlikli inşa edilmemiş olması. Zaten bunların üzücü sonuçlarını son zamanlarda sıkça duyuyoruz.

[(Gizli Üye)]

Hakan abi hep bu konulara yogunlasiyosun Kaizen surekli iyilestirme kalite dersinde goruyorum .Ulke olarak zaten degisik bi haldeyiz sabah tv yi actigimizda moral bozan haberlerle dolu.
Birde puko dongusu var yine japonlarin.Tek seferde dogruyu yap felsefesi.Ulke olarak baya bi ileri gitmemiz lazim bu olaylarin yasanmamasi icin.

[(Gizli Üye)]

Belediye olmuşsun, hem de büyük olanından ama yağmurlu havada kaldırımda yürüyemiyorsun. Neden mi ? Yolda biriken (kaldırım kenarında) sular yüzünden. Sağ olsun sürücülerimizde çok duyarlı, biraz yavaş geçeyim demiyor. Sonuç; yoldan gitmek zorunda kalıyorsun.
Bir yerde okumuştum ve çok hoşuma gitmişti. Sizlerle de paylaşmak istiyorum. "Bir şehrin gelişmişliği,yol kenarında biriken sularla ölçülür"
Vallahi Hakan bey bu konu Manas Destanı'yla yarışır uzunlukta 

[(Gizli Üye)]

Bazı ana sayılabilecek cadde ve yolları kilitli taş yapıyorlar, zamanla bölgesel çökme ve ayrılmalar oluyor üzerine yanlışlıkla basıldığı zaman kenarından pis su hoop üzerine.

[(Gizli Üye)]

Ayni asflataki gibi kaldirimlardada çökme oluyor yagmur yaginca su doluyor kaldirimda yuruyemiyor insan

[(Gizli Üye)]

Hakan abi hep bu konulara yogunlasiyosun Kaizen surekli iyilestirme kalite dersinde goruyorum .Ulke olarak zaten degisik bi haldeyiz sabah tv yi actigimizda moral bozan haberlerle dolu.
Birde puko dongusu var yine japonlarin.Tek seferde dogruyu yap felsefesi.Ulke olarak baya bi ileri gitmemiz lazim bu olaylarin yasanmamasi icin.

endüstri mühendisliği mi okuyorsun?

[(Gizli Üye)]

Yer: Ankara Sakarya cad. Şeker Fabrikası Genel Müdürlüğü arkası.

Çocukken babama sorduğum bir soru:

Baba bu kaldırımlar neden her sonbaharda yağmur yağınca yerinden oynuyor? Her taraf çamur içinde. Bir kerede neden sağlam yapılmıyor? Babam: Öyle olursa bu parke karo taşları imal edenler nasıl kazanacak? 

[(Gizli Üye)]

Hayir Yusuf abi sivil hava ulastirma isletmeciligi

[(Gizli Üye)]

Hakan abi hep bu konulara yogunlasiyosun Kaizen surekli iyilestirme kalite dersinde goruyorum .Ulke olarak zaten degisik bi haldeyiz sabah tv yi actigimizda moral bozan haberlerle dolu.
Birde puko dongusu var yine japonlarin.Tek seferde dogruyu yap felsefesi.Ulke olarak baya bi ileri gitmemiz lazim bu olaylarin yasanmamasi icin.

Deming 'i takip ediyorsun demek ki Orçun. Küçük bir not; Pukö Japon menşeli değil bu arada Deming'in yaklaşımıdır. Havacılıkta kalite bir çok branştan daha önemlidir gerçekten. Bunda uzmanlaşmak iyidir.

 

Belediye olmuşsun, hem de büyük olanından ama yağmurlu havada kaldırımda yürüyemiyorsun. Neden mi ? Yolda biriken (kaldırım kenarında) sular yüzünden. Sağ olsun sürücülerimizde çok duyarlı, biraz yavaş geçeyim demiyor. Sonuç; yoldan gitmek zorunda kalıyorsun.
Bir yerde okumuştum ve çok hoşuma gitmişti. Sizlerle de paylaşmak istiyorum. "Bir şehrin gelişmişliği,yol kenarında biriken sularla ölçülür"
Vallahi Hakan bey bu konu Manas Destanı'yla yarışır uzunlukta 

Gerçekten bu bir gelişmişlik göstergesi ve durum maalesef içler acısı ve sene 2014.

Bazı ana sayılabilecek cadde ve yolları kilitli taş yapıyorlar, zamanla bölgesel çökme ve ayrılmalar oluyor üzerine yanlışlıkla basıldığı zaman kenarından pis su hoop üzerine.

Özellikle büyük ebatlı parke taşlarına araç girerse onları kırılması çok kolay oluyor ve sonrasında altları çok kolay su alıyor ve yürüyüşlerde sıkıntı çıkarabiliyor. Aslında parke taşlarının bir faydası var, yağmur sularının nispeten yer altı sularına dönüşmesine çok engel olmuyorlar. Asfalt vb yekpare kaplamalarda ise bu sular genelde kanalizasyona ve oradan deniz vb yerlere direk gidiyor.

 Tüm bunların temeli eğitim gerçektende. İnsanlar aklını sadece kendileri için faydalı şeylere değil, tüm toplum için faydalı olana kullansa, sonunda yine kendi faydalanacak ancak diğer türlü eninde sonunda herkes zarar görecek ve görüyor da.
 Burada belli konuları somutlaştırıp, kamuoyu oluşturabilsek ne güzel olur. Herkes isterse ve uğraşılırsa olur, zaten bu medeniyet, gelişmişlik ve birliğin en önemli göstergesidir bence.

[(Gizli Üye)]

...İstanbul gibi deniz ulaşımının da kullanıldığı(gerçi çok daha yaygın kullanılmalı)...

İstanbul' da paralel vapur hattı neden olmaz diye hep düşünmüşümdür. Mesela Beykoz-Kadıköy gibi. Hep Avrupa-Anadolu olarak planlanmış hâlâ da öyle gidiyor.

[(Gizli Üye)]

bu konular çok güzel çok zevklidir. Kişilerin ve işletmelerin gelişmelerine büyük katkı sağlar. Özel sektörde çalıştığım dönemde benzer uygulamalara başlamıştık ama kısa zaman sonra iş değişikliği yaptım.

Endüstri mühendisi olarak ana çalışma alanlarımızdan biri. Zaten mesleğin kısa tanımı/işi işletmelerdeki verimi arttırmaktır. Verimi arttırmak en basit tabirle tasarruf etmekle, sonuçları iyileştirmek ve arttırmakla olur.

Ülkemizdeki en büyük sorun ise bakış açıcı. Maalesef çıraklıktan yetişme/gelişme bir kültüre sahibiz. Bu tarz yetişen insanlar ister istemez yeniliklere kapalı oluyor.

Konuya neden bu şekilde giriş yaptığımı da açıklayayım, bu tarz iyileştirme odaklı sistemler/çalışmalar (kaizen, 6S(eski adıyla 5S), PUKÖ döngüsü vb.) inanç, sabır, emek ve istikrar ister. Bu nedenle önce açık olmamız gerekiyor. Zihin olarak, çevre olarak ve hatta kültür olarak.

Bu tarz çalışmaları, istekli ve heyecanlı insanları görünce maalesef aklıma aşağıdaki karikatür geliyor. Acı ama gerçek bir karikatür.


Biraz konuyu dağıtmış ya da karamsar yaklaşmış olabilirim ama umudumuzu yitirmeyelim, genç nesilleriz ve gelecek nesilleri yetiştirecek olanda bizleriz.

[(Gizli Üye)]

İstanbul' da paralel vapur hattı neden olmaz diye hep düşünmüşümdür. Mesela Beykoz-Kadıköy gibi. Hep Avrupa-Anadolu olarak planlanmış hâlâ da öyle gidiyor.

Daha ucuza ve daha yaygın bir ulaşım olmalı gerçekten de. İlk başta pahalı değil gibi geliyor ulaşım ama bir yere gitmek için bir kaç vesait kullanınca ya da belli toplu ulaşım noktalarına ulaşmak için özel araç(bunların otopark ücreti)  düşünülünce ucuz olmadığı anlaşılıyor. Paralel hatlar da bence karayolu trafiği için çok önemli. Herhalde paralel denebilecek tek hat Boğaz turudur.
 İşin diğer yanı; 1950 lerde yolcular gemiden limana ya da limandan gemiye nasıl geçiyorsa hala aynı şekilde geçiyor ve yeterince güvenli sistemler yok. Yeni vapurların kapıları otomatik ama onların da sayısı çok az.
 Ayrıca Eminönü, Taksim gibi ana merkezlerdeki otobüs durakları ise tam bir ironi, bunların otobüs duraklarını kimler planlıyor ve mantıklarını çıkıp anlatsalar güzel olur. Kesinlikle ve acil olarak el atılması gereken noktalar bence.

 

6S(eski adıyla 5S),

Bu tarz çalışmaları, istekli ve heyecanlı insanları görünce maalesef aklıma aşağıdaki karikatür geliyor. Acı ama gerçek bir karikatür.

Karikatür çok anlamlı olmuş gerçekten. Bu arada 5S 'e Shukan bir türlü eklenemedi pratikte gördüğüm kadarı ile, en azından 5s yerine 6s dendiğinde çoğu kimse yanlış söylenmiş gibi bakıyor.

 Gerçekten de okuryazar oranı arttı, belli meslek gruplarından bir sürü akademik eğitim almış insan mevcut ancak genelde temel eğitimlerin çok eksik olduğu görülüyor öğretim seviyesinden ayrı olarak. Trafik, vatandaşlık vs. bunlardan bazıları.

[(Gizli Üye)]

Artık bırakın şehirleri, yaşadığımız ilçelerde bile, çevre o kadar karmaşık ve büyük ki, belediyelerin veya diğer kurumların hizmetlerini yapabilmeleri için onlara yardımcı da olmalıyız, şöyleki;

Örneğin sokağımızdaki yanmayan sokak lambasını elektrik arızaya, yoldaki yeni oluşan çukuru belediyeye, etrafa çöp atan okul öğrencileri için o okulun müdürlüğüne, şehirler arası yollardaki olumsuz bir durumu o yörenin ilgilisine, örnekteki gibi deniz ulaşım araçlarındaki eksikler veya tehlike oluşturan şeyler deniz işletmelerine veya gerekiyorsa bu konular gerekli bakanlara kadar, hatta çifte bilgilendirme de yapılarak, e-mail, telefon veya şahsen giderek iletilebilir.

Bu tip konuların bilgilendirmesini yapmıyorsak, çok şikayette de bulunmamamız gerekiyor.
Şikayetlerimizi kendi aramızda değil, doğru yerlere yapmamız gerekiyor.
Gelişmiş dediğimiz ülkelerde, insanlar her türlü yolu kullanarak şikayetlerini iletiyor, eksiklerin ve yanlışların giderilmesini sağlıyorlar.
Devletin her kademesinde çalışan insanların orada bulunma sebepleri bu ülkeye hizmet ise, her konuda şikayet edip, onları bilgilendirerek, bir an evvel harekete geçmelerini,  hızlı ve doğru bir şekilde çalışmalarını sağlamalıyız. 

[(Gizli Üye)]

  Hak arayabilmek demokrasinin en temel öğelerinden birisi, aranan hakkı bulabilmek de medeniyetin en önemli öğelerinden birisi bence. Bu yüzden kurumlar, iş gören ve denetleyenler birbirinden tamamen ayrı organize olmalı.

[(Gizli Üye)]

Yahu işi doğru yapsalar şikayete gerek kalmayacak. Örnek; yeni kaldırım yapılıyor ya da elektrik/aydınlatma direği takılıyor. Nereye mi? Ya direk kaldırımın ortasına dikiliyor ya da kaldırım yapıldığında, direk ortada kalıyor. Bebek arabası, tekerlekli sandalye, engelli aracı vs. 30 cm lik kaldırımdan aşağı nasıl inip geri nasıl çıkar ? Bunu kime şikayet edersin ? Bu işi düzgün yapmak için üniversite, yüksek lisans yapmaya gerek var mıdır ? Bu saçmalıktan oradaki mahalli idareci sorumlu değil midir? Biri şikayet etmezse onun yanlışlığı ortadan kalkar mı ?

[(Gizli Üye)]

Yahu işi doğru yapsalar şikayete gerek kalmayacak. Örnek; yeni kaldırım yapılıyor ya da elektrik/aydınlatma direği takılıyor. Nereye mi? Ya direk kaldırımın ortasına dikiliyor ya da kaldırım yapıldığında, direk ortada kalıyor. Bebek arabası, tekerlekli sandalye, engelli aracı vs. 30 cm lik kaldırımdan aşağı nasıl inip geri nasıl çıkar ? Bunu kime şikayet edersin ? Bu işi düzgün yapmak için üniversite, yüksek lisans yapmaya gerek var mıdır ? Bu saçmalıktan oradaki mahalli idareci sorumlu değil midir? Biri şikayet etmezse onun yanlışlığı ortadan kalkar mı ?

Katılıyorum, aslında her şey için işin eğitimini almış insanlar var ancak alınan eğitim ile yapılan iş çoğu zaman tutmuyor birbirini, böyle olunca da o işin ne kadar hakkı ile yapılabileceği bir muamma. Ayrıca hakkı ile yapmak isteyenlere de ne kadar imkan tanındığı da ayrı bir konu. Yani ortada aklı, bilimi verimli kullanmayan bir durum oluyor. Ne zaman ki görsellikten ve kişisel beklentilerden uzaklaşılacak ve toplumsal, içi dolu işler ağırlık kazanacak(bu herkesin üstüne düşün bir görev) ve gerçek doğrular, insanın kendisine zarar verse de bunu söylemekten çekinmeyecek, o zaman daha güzel olabilir çok şey kanımca.

[(Gizli Üye)]

Dikkatimi çeken (rahatsız eden) bir durum da sokak aydınlatma sistemlerini çalıştırılma ve kapatılma zamanları. Sabahları  etraf aydınlandıktan sonra uzun bir süre hala açık kalması ve akşamları da hava kararmadan erkenden çalıştırılması.

İsrafı önlemek ya da cari açığı azaltmak için bilinçlendirme yapılıyor fakat önemli yerlerde bu hala dikkate alınmıyor.

bir radio programında vatandaşın biri sunucuyla iletişime geçmişti ve bu konuyu dile getirdi. duyarlı vatandaş (ben öyle olamadım maalesef) belediyelerden elektrik dağıtım firmalarına kadar iletişime geçmiş ama çözüm olmamış. Enerji bakanına da ulaşamamış, radio yoluyla ulaşmaya çalışıyordu.

[(Gizli Üye)]

Dikkatimi çeken (rahatsız eden) bir durum da sokak aydınlatma sistemlerini çalıştırılma ve kapatılma zamanları. Sabahları  etraf aydınlandıktan sonra uzun bir süre hala açık kalması ve akşamları da hava kararmadan erkenden çalıştırılması.

İsrafı önlemek ya da cari açığı azaltmak için bilinçlendirme yapılıyor fakat önemli yerlerde bu hala dikkate alınmıyor.

bir radio programında vatandaşın biri sunucuyla iletişime geçmişti ve bu konuyu dile getirdi. duyarlı vatandaş (ben öyle olamadım maalesef) belediyelerden elektrik dağıtım firmalarına kadar iletişime geçmiş ama çözüm olmamış. Enerji bakanına da ulaşamamış, radio yoluyla ulaşmaya çalışıyordu.

Sensörlerin yerleştirildiği yerler doğru seçilmeli, her şey bilimsel olmalı ve çok yönlü araştırılıp, ona göre uygulama yapılmalı.
 
 Gittiğim bir müzede çok güzeldi sistem, geldiğiniz sergileme bölümünde düğme var ve düğmeye basınca ışık yanıyor belli süre için. Odalara girince ışıklar aktive oluyor.

[(Gizli Üye)]

Dikkatimi çeken (rahatsız eden) bir durum da sokak aydınlatma sistemlerini çalıştırılma ve kapatılma zamanları. Sabahları  etraf aydınlandıktan sonra uzun bir süre hala açık kalması ve akşamları da hava kararmadan erkenden çalıştırılması.

İsrafı önlemek ya da cari açığı azaltmak için bilinçlendirme yapılıyor fakat önemli yerlerde bu hala dikkate alınmıyor.

bir radio programında vatandaşın biri sunucuyla iletişime geçmişti ve bu konuyu dile getirdi. duyarlı vatandaş (ben öyle olamadım maalesef) belediyelerden elektrik dağıtım firmalarına kadar iletişime geçmiş ama çözüm olmamış. Enerji bakanına da ulaşamamış, radio yoluyla ulaşmaya çalışıyordu.

dün sabah saat 09:10 civarı evden çıktığımda hala sokak lambalarının açık olduğunu gördüğüm de çok rahatsız oldum.

[(Gizli Üye)]

O lambaların gün ışığına duyarlı olması lazım, eski tip olanlarda merkezden söndürülüyor. Sizin oradakiler uyuya kalmış heralde.