Konu: Şiddet!

[(Gizli Üye)]

  Selam,
 gün geçmeye görsün ki, medyada şiddet haberleri eksik olmuyor. %80'i mutluyum diyen bir toplumda nasıl bu kadar çok şiddet haberi oluyor anlamak güç. Tabi bir de haber dahi olmayanlar var. Demek ki insanlar mutluluğun tanımını da yanlış yapıyor. Ya da şiddet görmek ya da uygulamak mutlu ediyor.
 Açıkçası Şiddet dendiğinde sadece kaba kuvveti anlamamak lazım bence. Şiddet; değişik türlerde olabilir. Herhangi bir konuda güçlünün(ebeveynin çocğuna, müdürün mamuruna, zenginin fakire, daha kuvvetlinin kuvvetsize ve kuvvetsizin kendinden daha da kuvvetsiz olana   vs.) güçsüze uyguladığı baskı olarak görebiliriz sanırım.
 Günümüzde, yolda giderken çokca burnuna harbi çeken sürücüler görebilmekteyim ve maalesef topluma incelik katması beklenen bayanlar da azımsanmayacak oranda buna ayak uydurmakta.

 Şiddet'i, (http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eiddet) kaynaklı bir tanımla aktarayım;
 ''Şiddet veya yeğinlik, temel dürtü ve varoluş gereği savunma veya karşı savunma harici daha çok insanlarda ve topluluk halinde yaşayan hayvanlarda grup içi otorite sağlamak için diğerinin varlığını tehdit unsuru görmek ve onu bu konuda denemek daha doğrusu sindirmek için karşı tarafa uygulanılan zarar vermeye yönelik psikolojik davranış türüdür.''

 Açıkçası bence; iletişimin şiddet ile bağlantısı vardır. Yine bence; insanlar enerjilerini pozitif bir şekilde deşarj etmelidirler. bunun için kültürel etkinlikler, spor faaliyetleri ve doğru iletişimin becerilebildiği sosyal ortamlar bu konuda faydalıdır. Yine insanların çocukluklarında yaşadıkları travmalar(aşağılanma, sürekli rekabet, istismar vs.) da ilerideki yaşamlarında bir şekilde yansıma yolu ile gün yüzüne çıkabilmektedir. Eğitim sistemimizde bile bir insanın neyi iyi başardığı değil, kimden daha iyi yaptığı değerlendirilmekte ve sürekli başkasını ezme, bastırma güdüsü aşılanmaktadır. Maddiyat, başkasının üzerinde olma, ona dediğini yaptırma ya da özgürlük unsuru olarak görülmekte ve insanların problem çözme yeteneğini kısıtlamaktadır.
 Problem karşısında genelde iki yaklaşım olduğunu sanırım herkes bilir. Çatış ya da Kaç. Buradaki kaçma maalesef toplumumuzda genelde zayıflık olarak algılanmakta, çatışma ise kavga olarak. halbuki insanın fikrini doğru şekilde savunabilmesi kavgayı önler. Aynı şekilde karşı tarafın da dinleyebilmesi çözüm açısından önemlidir. Ancak anlatım ve dinleme için insanların bu konuda bilinçlenmesi, bunu öğrenmesi gerekir. Bence eğitim hayatının ilk yıllarında insanlara verilmesi gereken önemli eğitim kalemleri bunlardır.

 Konu çok derin açıkçası ve eminim söylenecek ve araştırılacak çok şey vardır. Ancak bu konunun medyada sıkca var olması, bazı şeylerin yanlış gittiğini göstermektedir bence.
 Diğer taraftan; çözümün bir parçası olmayanlar sorunun bir parçası olduklarının da bilincinde olmalıdırlar bence. Kötüye, şiddete, basitliğe karşı toplumsal baskı olmadıkça bunların önlenmesi düşünülemez.

[(Gizli Üye)]

[(Gizli Üye)]

Agir ceza ve hucre hapsi vermeli bence ve bazilarini idam etmek lazim.

[(Gizli Üye)]

Hakancığım, %80'i mutlu olan bir toplumda demişsin. Aslında yaklaşıımın doğru ama bir hususda bakış açın farklı. Bu %80 şayet bu anket belirli bir kesime yapılmadı ve gerçekten homojen bir şekilde ve geniş bir kitle üzerinde yapıldıysa doğru. Sen belli bir seviyede ve düşüncede bir kaç yüz kişiyi bir salona toplar ve anket yaparsan sonuçları istediğin gibi manipüle edebilrisin. Dolayısı ile bu kadar şiddetin olduğu bir toplumda mutluluk oranı briaz faklı diyebiliriz.

[(Gizli Üye)]

 İstatistikte ilk ders şöyleydi:
İstatistik yalan söylemez, istatistikçi söyler.
 %80 'in daha vahimi, insanlar nasıl mutlu olunacağını unutmuş ya da bilmiyor olabilir.

[(Gizli Üye)]

Toplumumuz biraz sadist yetiştiriliyor.Çocuğu severken yanakları sıkmak yada ısırmak sureti ile ağlatmak ve buna sevgi  demek.
Erkek çocuklara -hadi aslana oğlum göster amcana- demek ve ergen yaşa geldiğinde -hay allah bu gençler sapık mı ne ?- şeklinde sorup suçu onlara yüklemeye kalkışmak.
Özellikle ülkenin doğusunda yaşayan ve istanbulu köye çeviren vatandaşlarımızın kadına  yaklaşımı ve toplumun bunu doru bulması
 
Kız kardeşleri tecavüze uğradı diye onu kollamak yerine namus! deyip imfaz edenleri alkışlamak

Kendi askerine kurşun sıkan şerefsizleri kahraman ilan etmek ve onlara masum vatandaştan daha fazla hak tanımak

bu liste uzar gider....

Fakat en mazoşist yer ankara olsa gerek... Gökçek başkan göçecek....
Mutluluk muş ! Hangi mutluluk?
Ne şiddeti? Bu toplumda şiddet mi varmış? Adamlar cehenneme vatanım diyor resmen.Mutlular yani....bende mutluyum...Artık beyin bu kadar ekonomik ve psikolojik baskı altında zaten direkt bilinçaltına itiyor

evet bu yazıda bir çeşit şiddettir. Ama siz gülümseyiniz....

[(Gizli Üye)]

insan üzülüyor böyle duydukça.. ben yolda ölen hayvanlar içinde üzülüyorum ama yapacak bir proje yok.

para meselesini çözerseniz dayak olayınıda çözersiniz.  elinizden geliyor mu ?

[(Gizli Üye)]

Bu ülkede idam cezası olmazsa daha çok üzülürüz.Amerika en güzelini yapıyor,Discovery de belgesel olarak izlemiştim.Mahkuma örneğin 13 mart 2013 te idam edileceksin denilip koğuşundan ayrılıyorlar.Bu adamanı pisikolojisini bir düşünün O gün geliyor ve iş temizz... Bizde ise, üç beş ay ceza aldın ne yersin ne içersin emriniz...

[(Gizli Üye)]

İdam cezasına kesinlikle evet.
İdam cezasının caydırıcı olup olmadığı konusunda okul yıllarında günlerce tartıştık.İdam cezasının en kötü yanı geri dönüşü olmayışı.Fakat geri dönüş olmayışı daha detaylı yargılamayı gerektirir.Yani bir kısır döngü.Bu adalet! sistemi ile ne kadar adil yargılamadan söz edebiliriz.Hukukta çok saçma gelen durumların başında  sanık kavramı gelir.Adam aleni katil fakat mahkeme kararı açıklanmadan katil yada suçlu diyemezsiniz,sanık mış!
Cinsel sorunların psikolojik yıkım yarattığı durumlarda tedavi imkanı olmuyor.Evet çok gaddar ve çağ dışı ama idam en güzel çözüm.Adam öz kızına yada oğluna veya kardeşine tecavüz ediyor;bir süre hapis yatıyor sonra tahliye ediliyor.Tahliyeden kısa süre sonra yine aynı suç.Çözüm gönderin fırına bunlardan ancak sabun olur.

[(Gizli Üye)]

İdam cezasına kesinlikle evet.
İdam cezasının caydırıcı olup olmadığı konusunda okul yıllarında günlerce tartıştık.İdam cezasının en kötü yanı geri dönüşü olmayışı.Fakat geri dönüş olmayışı daha detaylı yargılamayı gerektirir.Yani bir kısır döngü.Bu adalet! sistemi ile ne kadar adil yargılamadan söz edebiliriz.Hukukta çok saçma gelen durumların başında  sanık kavramı gelir.Adam aleni katil fakat mahkeme kararı açıklanmadan katil yada suçlu diyemezsiniz,sanık mış!
Cinsel sorunların psikolojik yıkım yarattığı durumlarda tedavi imkanı olmuyor.Evet çok gaddar ve çağ dışı ama idam en güzel çözüm.Adam öz kızına yada oğluna veya kardeşine tecavüz ediyor;bir süre hapis yatıyor sonra tahliye ediliyor.Tahliyeden kısa süre sonra yine aynı suç.Çözüm gönderin fırına bunlardan ancak sabun olur.

Bu sabun temizlemez daha cok kirletir adami, bunlardan anca kopek yemi (timsah falanda olabilir) olur.

[(Gizli Üye)]

  İnsanlar buna yatkın yetiştiriliyor, ne hakkını aramayı tam biliyor, ne başkasının hakkına saygı göstermeyi(herkes değil tabi kide). Ama sabun beni de tiksindirdi. O sabunun ''içindekiler'' bölümüne ne yazılacak?
 Hakkını arayan da başkasını eziyorsa bu işte kısır döngü vardır.
 Direk insanlara suç bulmakta sorunu çözmez bence, çünkü insanların eğitimi bu şiddet olgusunu getiriyor(öğretimi değil) ve daha da yayıldığı bir gerçek. Hemen her kesim birbirine bir şekilde şiddet uyguluyor, alttan alan, iletişimi ön plana çıkarmaya çalışanlar ise zayıf göründüğünden, altta kalmış göründüğünden bunu çok fazla sürdüremiyor ve onlar da sert, katı bir hale gelip düzene uyabiliyorlar, istemeden de olsa.

[(Gizli Üye)]

''Toplumumuzda sıkça baş vurulan bir hareket tarzı olan şiddeti tanımlamak gerekirse. Şiddet : Uygulayıcısı tarafından bilinçli olarak karşıdaki kişiye ya da kişilere, kurum ya da kuruluşlara hatta canlı diğer varlıklara ( bitki örtüsü,hayvanlar, yaşam kaynakları vb.) çeşitli amaçlar adına çıkar elde etmek, onlara karşı üstünlük ya da hakimiyet kurmak, istenilen hal ve hareketlerin elde edilmesini sağlamak, imtiyaz ya da ayrıcalık sağlamak, saygınlık ya da sevgi kazanmak, kısacası maddi ve manevi çıkar ve menfaatlerin elde edilmesini sağlamak amacı ile fiziksel, sözlü, psikolojik ya da işaretler yardımı ile uygulanan kişi ya da kişilerin, kurum ya da kuruluşların hatta canlı diğer varlıkların ( bitki örtüsü,hayvanlar, yaşam kaynakları vb.) yaşam, özgürlük, irade, istek, hak ve sağlıklarına zarar verici, bu hakları ortadan kaldıran ya da geçici süre ile bunların ortadan kaldırılmasını sağlayan hal ve hareketlerin tümüne şiddet denilebilir.''

Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eiddet

 Herkesin farkında olduğundan eminim, her geçen gün artan, çeşitli şekillerde kendini belli eden ve ilkelliğe doğru gidişin göstergesi olan bu olgunun. Bunu şuna, bu kesime vs. diye ayırmak en önemli yanlıştır bence. Şiddet başlı başına bir olgu ve kesinlikle verilen kültürden açığa çıkan bir gerçektir. Önlenmesi ve bu yolda bilimsel, köklü şekilde toplumsal ve önleyici çalışmalar yapılması(salt ceza değil, çünkü ceza şiddetin ortaya çıkışından sonra uygulanabilir), kültürün bu şekilde yönlendirilmesi şarttır.
 Güncel medyadan örnekler verip herkesin sinirini bir kez daha bozmak istemedim.

[(Gizli Üye)]

Şiddeti sevmem... Ama kullanmayı iyi bilirim.

[(Gizli Üye)]

idam şart...

[(Gizli Üye)]

asacaksın bunları bir bir

[(Gizli Üye)]

Adaletin olmadığı yerde herkes kendi adaletini kendi yaratır. Bu da şiddetle olur. İyi işleyen bir adalet ve hukuk sisteminde bu olaylar caydırıcılıkları gereği büyük ölçüde azalacaktır. Bir de ahlaki ve kültürel boyutu var bu işin. En ufak bir örnek verecek olursak eskilerde öğretmenimizi dışarıda görsek kendimize çeki düzen verir sigara vs. saklanırdı.Aile de bunu desteklerdi. Şimdi ise okulun içinde öğretmeni dövüyor hatta öldürüyorlar.

[(Gizli Üye)]

Adaletin olmadığı yerde herkes kendi adaletini kendi yaratır. Bu da şiddetle olur. İyi işleyen bir adalet ve hukuk sisteminde bu olaylar caydırıcılıkları gereği büyük ölçüde azalacaktır. Bir de ahlaki ve kültürel boyutu var bu işin. En ufak bir örnek verecek olursak eskilerde öğretmenimizi dışarıda görsek kendimize çeki düzen verir sigara vs. saklanırdı.Aile de bunu desteklerdi. Şimdi ise okulun içinde öğretmeni dövüyor hatta öldürüyorlar.

Maalesef, azalacağına da daha vahim bir duruma dönüşüyor. Topluma pompalanan bu gerilimin her yerde, bu şekillerde haberler ile yansıması, bazı sorumlu insanları da aslında vebal altında bırakıyor.

[(Gizli Üye)]

Maalesef, azalacağına da daha vahim bir duruma dönüşüyor. Topluma pompalanan bu gerilimin her yerde, bu şekillerde haberler ile yansıması, bazı sorumlu insanları da aslında vebal altında bırakıyor.

Bir yerde okumuştum tam olarak da hatırlamıyorum ama şöyle bir cümleydi galiba "Bir çocuğa "Yalan Konuşma!" demeyin, "Doğruyu Söyle" deyin. Yaklaşımın insan hele hele bir çocuk üzerinde yaratacağı etkiyi gayet güzel özetliyor gibi.

[(Gizli Üye)]

Bir yerde okumuştum tam olarak da hatırlamıyorum ama şöyle bir cümleydi galiba "Bir çocuğa "Yalan Konuşma!" demeyin, "Doğruyu Söyle" deyin. Yaklaşımın insan hele hele bir çocuk üzerinde yaratacağı etkiyi gayet güzel özetliyor gibi.

Aynen katılıyorum, çok doğru. İnsanlara kötü şeyleri öğretip sonra bunu yapma demenin anlamı yok.
İlkokul 1. sınıfın sonunda buraya gelmiştim ve sınavda diğer öğrenciler aralarında "kopya" yı konuşuyorlardı. Ben bu kelimenin anlamını bilmiyordum.
Gerçekten bakıyorum da insanların bir çoğu, bir rekabet içinde, kurnazlığa ve  çirkinliğe kafa yoruyor ve maalesef görünürde kazanan! çoğunlukla onlar oluyor gibi, yazık.
Yine her gün şiddet haberlerini duyuyoruz ve görünen hiç bir olumlu gelişme de yok bunun öncesi için.

[(Gizli Üye)]

Hakan bey biz millet olarak şiddete bile şiddetle karşı çıkıyoruz.