Bizim emektarı satınca işe gidip gelmeye bu aracı kullanır oldum. Zaten ilk sahibiydik, yıllarca babam kullandı, sonra bir ara annem ve Vik Vik satılınca bana kaldı. Bir ara satıp dizel bir şey alalım desek de gerek görmedik. E madem bunu da bir 10 yıla yakın kullanacağım, izlenimlerimi aktarayım dedim...
En önemli sorunu direksiyonunun yeterli derecede dönmüyor oluşu. Park ederken başka arabayla 2 manevrada gireceğiniz yere bununla 4 manevrada giriyorsunuz. Ayrıca bunca yıldır kullanıyorum hala ne kıçı nerde ne önü nerde emin değilim. Ve başıma geldiğinden biliyorum, park ederken ufacık dokundursanız, diğer arabada çizik yok, bu arabanın tamponu değişiyor...
Bunlar dışında sayacağım çok önemli bir kusuru yok. Babamın usta(!) şoförlüğünden 2. yılında ön takımları değiştirmiştik garantiden. Hatta konuşmayı bile hatırlıyorum. Annem, babam, ben arabadayız, her çukurda takır tukur ses geliyor. Babama dedim, 'Baba sesi duymuyor musun! Ön takımların değişmesi gerek...' ... 'Oğlum, garanti kapsamındaysa duyuyorum, yoksa duymuyorum'...

Garantiden değiştirdik ya neyse

İyi yanlarına gelince ise, uzun yolda çok rahatsınız. Sesi oldukça az geçiriyor. Geniş bir araç ve içine binince kendinizi güvende hissettiriyor. Ağır ve 1,6 olmasına rağmen seri ve uzun yolda boğulmayan bir araç.
Rahatlık bakımından ben AE92'leri tek geçerim. Hiç bir araçta bu kadar yayılamamışımdır rahat rahat, bu da o ayarda bir şey. Deri koltuk olması yazın sorun olsa da, şekil itibariyle 'Tonton' diye tabir edilebilecek bir araç...
Sorunsuz olmasını Japon olmasına bağlıyorum. Gerçekten bu araçla yola çıkınca, bir sorun çıkartmayacağına neredeyse adım kadar eminim. Dağhan'dı değil mi benim adım, hee evet evet Dağhan'dı
Teybine bir gün kafa göz giriştiğimden (Neden olduğunu hiç sormayın), 2 yıldır radyosu çalışmıyor, kaset çalmasında da bazen sorun yaşıyorum ama bu da onun suçu değil sonuçta...
Ses sistemine hayranım ama, basları hissedebilmek orijinal çıkışıyla harika bir duygu... Zaten zamanından bunun hoperlörleri Vik'e taksam mı diye düşündüydüm de babam garanti kapsamını bozarım diye şeyetmemişti
Yakışına gelelim... Şehir içi 600 km. Bir keresinde İzmir'e giderken denemiştim uzun yolunu tasarruflu bir biçimde, 800 km. yaptı tam dolu depoyla. 50 litre deposu var, gerisini siz hesaplayın işte. Zaten kuruş hesabı yapanları hiç anlayamadım bu ülkede! 15 günde bir zam geliyor benzine... (Bazen kazandığım parayı benzine mi yatırsam diye düşünüyorum zaten... Altından daha hızlı pahalılaşıyor... Şöyle 50 ton alıp köşede bıraksan, 1 yıla bankadan fazla faiz verir valla...)
Velhasıl güzel araç... Az sayıda trafikte görmem de hoşuma gitmiyor değil hani... Dedim ya 10 yıl daha kullanırım bunu. Ah bir de şu direksiyonu biraz daha dönse... 1 turcuk daha, sadece 1 tur...