Bana kalırsa Toyota, halkının bu kadar büyük bir çoğunlukla ve bu kadar bariz bir şekilde balatayı sıyırmış olduğu bir ülkede tatlı tatlı kâr ederken başını bu kadar önemsiz bir nedenle derde sokmamak için kaldırmıştır reklamı.
Eğer fakir-zengin arasındaki uçurumu bu kadar önemseyen bir ülke olsaydık, herhalde bu uçurumu kapatmak için en küçük bir çaba harcamaması bir yana, genişletmek için insanüstü bir çaba harcayan iktidarları (son altmış yıldır) iş başına getirmezdik.
Eğer biz, birilerinin iddia ettiği gibi komşumuz aç iken tok yatamayan insanlarsak, yayımlanan bütün yiyecek, içecek, giyim, makyaj, konut, otomobil, tatil, gezi... reklamlarına karşı çıkardık. Çünkü bunların hepsi için fakirlerde bulunmayan en önemli şey, para, gerekiyor.
Araştırmalar gösteriyor ki, fakirle zengin arasındaki uçurumu gözler önüne serecek (reklam gibi) davranışlardan kaçınılması gerektiğini savunanlar, aslında bilinç altında bu farkın fakirleri tahrik ederek şu ya da bu şekilde kendi ellerindeki zenginliğe karşı düşmanca davranışlara girişmelerini engelleme arzusuna bağlı olarak hareket etmektedirler.
Bunun en son ve en aşırı örneği, Rio de Janeiro'da şehrin yeni inşa edilen lüks bir semti ile çevredeki fakir mahalleler arasına çok ciddi (görüşü dahi engelleyecek yükseklikte) bir duvar çekilmesidir. Muhtemelen o duvarın maliyetiyle binlerce fakir çocuğun karnı doyabilir, üstü örtülebilir, eğitim verilebilirdi. Fakat mesele o değil ki...