Konu: evlilik

[(Gizli Üye)]

muhammet bey elinize sağlık... bunu yaşayanlar daha iyi bilir elbette.... ama sanırım temel olan sevgi ve fedakarlık öyle değil mi?

hande hanım ümit ediyorum ki sizde bunu yaşayacaksınız... ama şunu belirteyim ki siz fedakarlık yapmayıp karşı tarafın ağzını burnunu kırmaya kalkarsanız bu iş yürümez ve 41. kişi olursunuz

[(Gizli Üye)]

hande hanım gerçekten güzel bir paylaşım,hele hele kay yana benim yerim senin yanın kısmı varya kaçtane eş vardırki böyle diyebilen? insan çok sever ve gene gururuna yediremez kay yana demeyi dediği zaman zaten o yuvanın temelleri 15 şiddetinde depreme bile dayanır. paylaşımın için sağol sizden sık bekliyoruz bu yazıları.bu arada bugün sigara yaktınızmı....selamlar

[(Gizli Üye)]

  Konu neydi?
 Karşı Cins konusunda bile herkesin (az sayıda kişi dışında) ne kadar paylaşımdan çekindiği ortada, daha iletişim olmadan nasıl bunları çözmeyi düşünür ki insanlar?!

 

 Evlilik bence işin formalite tarafı, zaten iki insanın duygusal bir ilişki içinde olması birbirlerine karşı bir akit değilmidir? 

 

 Tabi gelinliğin eskiden kırmızı ancak sonradan beyaz olduğunu ve beyazın anlamınıda biliyorsunuzdur.

[(Gizli Üye)]

... 

[(Gizli Üye)]

Daha öncede bir arkadaşımın gönderdiği e-posta ile bu yazıyı okumuştum, ikinci sefer okumak bile aynı zevki verdi Gerçekten çok güzel bir yazı. Paylaşım için teşekkürler

[(Gizli Üye)]

muhammet bey ağız burun kırmadan geçinemem ki ben şaka bir yana 2 yıl boyunca 2 işte çalışıp aynı zamanda oldukça (hatta oldukçanında üstünde) fedakarlıkla yürütmeye çalıştığım, her yöntemi denediğim halde hakarete uğradığım yapayalnız bir evlilik yaşadım... etrafımda (ailemde) çok iyi yürümeyen evliliklerin kör topal gittiğine yada bittiğine şahit oldum... şimdi ise beni arkadaşlarımdan sevdiklerimden uzaklaştırmak isteyen ve bunun yanında huzurlu bir gelecek vaadedemeyen (ailevi sorunlardan dolayı) biriyle evliliği düşünürken iyimser olamıyorum malesef...

suphi bey malesef şu anda yaktım

hakan bey diğer konu da görüş belirtilmemiş değil aslında ama kabul etmeliyiz ki toplumumuzda hala tabu kabul edilen konular mevcut...

bir de şu var yaşarken öğrenilir bunlar deniliyor ama bu konuda erkekle kadın farklıdır erkek çok eşli olabilir ama kadın olamaz.... aileden gelen yada genlerimizde olan bir taassuptur bu.... çok ilişki yaşayanlar mutlu olacak diye bir şartta yoktur (ben daha önce başkalarıyla flört etmemenin cezasını çekmedim)... bence herşey insanların dürüstlüğü ölçüsünde güzelleşir... toplumda ne kadar dürüst birey yetiştirilirse evlilikler de dahil olmak üzere tüm paylaşımlar art niyetsiz yalansız ve düzgün olur....

emre karikatürler süper

mehmet bey reca ederim...

[(Gizli Üye)]

 Evlilik sonu belli olmayan bir masaldır.Bazı masalların sonu iyi , bazıları ise kötü biter. Onun için evlilik ile ilgili yazılanların çoğu gerçeği yansıtmaz. Evlenmeden önce çok güzel bir rüya yaşarsınız, evlendikten sonra kabusa döner. Veya çok nadir bunun tersi de olabilir.Ancak her yerde olduğu gibi evlilikte de saygı, sevgi ve sabır gereklidir.

 Bir örnek;
 
Ebu Müslim Havlani bir toplulukta konuşulanları dinler.
Hemen hepsi de hanımından şikayette bulunmaktadırlar.
Ancak Ebu Müslimde şikayet filan yoktur.
Derler ki:

Veli gibi bir hanıma düştün de sesin sedan çıkmıyor değil mi?

Omuzlarını silkerek cevap verir:

-Bizimki veli filan değil kelimenin tam manasıyla delidir deli!

-Öyle ise derler nasıl geçiniyorsun böyle deli biriyle?

Cevap verir:

- Ben usulünü biliyorum da öyle geçiniyorum,
kavga gürültümüz o yüzden olmuyor!

Büsbütün meraka düşerler.

-Deli gibi biriyle kavgasız gürültüsüz geçinmenin usulü nedir ki?
diye sormaktan kendilerini alamazlar.

Şöyle izah eder Ebu Müslim, geçinmenin sırrını.

Der ki:

-ALLAH(cc)ü Azimüşşan, Âdem Aleyhisselamı topraktan yarattığında
bedenine önce aklı koydu. Akıllı bir adam oldu.

Sonra öfkeyi yarattı. Ona da Âdemin bedenine girmesini emretti.

Öfke:

-Ben dedi. Âdemin bedenine giremem. Çünkü orada akıl vardır!
Akılla ikimiz bir yerde asla duramayız!

Rabbimiz buyurdu:

-Ey öfke! Sen Âdemin bedenine girmeye çalış, oraya yönel.
Akıl senin geldiğini görünce hemen çıkıp gider, kendi yerini sana bırakır.
Böylece sen de Âdemin bedeninde hükmünü icra eder, onu deli yaparsın.

Ebu Müslim burada der ki :

-İşte biz hanımla bu konuda anlaştık. Dedik ki; mademki insana öfke gelince akıl gidiyor,
insan delinin teki haline geliyor. Öyle ise evde kim öfkelenirse o an sanki o delidir.
Deliye karşı ise bir veli lazımdır. Ben öfkelenirsem hemen farkına varacaksın,
sabır gösterip ters cevap vermeyeceksin. Çünkü ben o an deli sayıldığımdan
deli adamdan her şey beklenir diyerek veli rolüne gireceksin, aklım gelinceye kadar
bir deliye bir veli rolü oynayacaksın.

Ebu Müslim burada şunu da ilave eder:

-Tabii der, bu sabır benim için de geçerli bir görevdir. Bazen hanım öfkelenir,
bu defa o deli durumuna girer bana veli rolü düşer, ben bir veli gibi sabır gösterir,
karşılık vermemeye çalışırım. Aklı gelip de akıllı insana muhatap olduğumu anlayıncaya kadar,
bu sabır devam eder.

Ebu Müslim bundan sonrasını şöyle tamamlar:

-İşte der ey dostlar, benim hanımdan şikayetçi olmayışımın sebebi budur.
Gül gibi geçinip gitmemizin sırrı da buradadır. Tavsiye ederim, siz de bir deliye bir veli
rolü oynayın, öfkelenince karşı taraf veli rolüne girsin, sabır ve tahammülü esas alsın,
göreceksiniz ki tartışma kısa zamanda son bulacak, taraflar birbirlerine karşı sevgiyle dolacak.

Çünkü öfkeli taraf kendisine karşılık verilmeyişinin takdirini, minnettarlığını duyacak.
Bu da mutluluk vesilesi olacak.

Sakın bir deliye bir veli rolü basit bir şey deyip de geçmeyin.

Sadece bir deneyin yeter. İşte size güzel geçinmenin sırrı

[(Gizli Üye)]

  Tabu ve toplum, ama o toplumu bizler oluşturuyorsak?! Açıkçası bugüne kadar hiçbir davranışımda Toplum Neder ile hareket etmedim. Aşağıda bununla ilgili bir yaşanmışlığı da aktarırım.

 Kesinlikle erkek ile kadın farklıdır ve böyle olması sayesinde bazı şeyler güzel olabiliyor. Çok ya da az demenin anlamı yok, çünkü neye göre çok ya da az olduğunu bilmiyorum ancak gerçekten flört yönünden çok aktif bir geçmişim vardı. Şimdi bunun ayrıntılarına fazla girmeyeceğim  Ancak hiç bir flörtümde karşı tarafı rencide etmemişimdir, rahatımdır ve karşı tarafında rahat olmasını isterim. Sonuçta herkes mutluluk yaşamak ister, sorun değil. Erkeklerin, kız arkadaşları hakkında kendi aralarında anlamsız ve abartı konuşmaları hiç hoşuma gitmezdi. Elbetkide kimi şeyler konuşulabilinir ancak herkesin aynı zamanda saygın bireyler olduğu ve yarın yine onların yüzüne bakılacağı unutulmadan. Yalnız benim asıl şaşırdığım, o arkadaş gruplarındaki kızlarda erkekler hakkında şahsen benim inanamayacağım şekilde konuşmalar yapabiliyormuş. Oysa henüz ergen çağlarımda iken bayanları ben çok daha kutsal canlılar olarak görürdüm. Bu duruma iyi ya da kötü demiyorum, benim görüşümden, beklentimden farklı olduğunu söylüyorum. Açıkçası benim gözümde Kadın; beyaz olmalı, saf olmalı, kesin olmalı, kutsal olmalı, daimi olmalı. Bilmem anlatabildim mi? Peki ben ne verebilirim, bu da tartışılır.

 

 Not: Bu mesajın bir kısmı, bir süre sonra kendini imha edecektir.   İşlem yapılmıştır.

[(Gizli Üye)]

nedense kemal bey yazdığında hep bana akıl vermeyi amaçladığını düşünüyorum... öylemidir kemal bey?

[(Gizli Üye)]

   Kadın; beyaz olmalı, saf olmalı, kesin olmalı, kutsal olmalı, daimi olmalı. Bilmem anlatabildim mi? Peki ben ne verebilirim, bu da tartışılır.

benim için hayatım da yer alan herkes (eşim arkadaşım ailem) kutsaldır... dürüstlük saflığı simgeler zaten... ne verebilirime gelince; ben tanıdığım herkese belli bir kredi veririm zaten baştan önyargısızca... gerisi kişiye kalır kredilerini tüketip tüketmemelerine...

[(Gizli Üye)]

  İşte insanlar artık bence Tüketici olmuş (genel olarak) ve maddiyatın dışında maneviyatı, sevgiyi de tüketiyorlar umursamazca. Nasıl olsa yenisi var misali. Bu, insanların çocukken oyuncaklarına nasıl davrandığı ile de ilgili bir konu. Çocuk bir oyuncağını kırdığında ona hemen yenisi alınırsa...

[(Gizli Üye)]

Daha öncede okuyup beğendiğim konular arasında ama paylaşmanız iyi olmuş çok saolun

[(Gizli Üye)]

nedense kemal bey yazdığında hep bana akıl vermeyi amaçladığını düşünüyorum... öylemidir kemal bey?

  Kesinlikle aklımdan bile geçmedi.Hatta akıl almaya bile ihtiyacım olabilir. Dahası,evlilikte ben akıllıyım diyene pek rastlamadım.Ancak bazı yaşadığım olaylar ve bu arada edindiğim tecrübeler böyle bir yorum yapmamı gerektirdi. Evlilik genellikle güzel başlar da....kaç kişi böyle devam ettirebilir?

[(Gizli Üye)]

benim için hayatım da yer alan herkes (eşim arkadaşım ailem) kutsaldır... dürüstlük saflığı simgeler zaten... ne verebilirime gelince; ben tanıdığım herkese belli bir kredi veririm zaten baştan önyargısızca... gerisi kişiye kalır kredilerini tüketip tüketmemelerine...

İlk cümlelere katılmamak yanlış olur.Ancak,önyargısızca herkese belli bir kredi verirsek, bu krediler geri dönmeyince uğranacak ümit kırıklığı çok büyük oluyor. Nede olsa manevi kredinin acısı daha derin değil mi?

  İşte insanlar artık bence Tüketici olmuş (genel olarak) ve maddiyatın dışında maneviyatı, sevgiyi de tüketiyorlar umursamazca. Nasıl olsa yenisi var misali. Bu, insanların çocukken oyuncaklarına nasıl davrandığı ile de ilgili bir konu. Çocuk bir oyuncağını kırdığında ona hemen yenisi alınırsa...

  Her satır ve her kelimesi günümüzde yaşanan örnekleri anlatıyor. Çok doğru...

[(Gizli Üye)]

Bu arada sitede mi, hatlardamı bir şey var? sayfalar çok geç açılıyor.

[(Gizli Üye)]

  İnsanlara o krediler verildiğinde kimileri daha fazlası gelecek zannediyor hep. Oysa kimileri bunun değerini biliyor ve karşılığını veriyor.
 Kişiye, O olduğu için değer vermek gerekiyor, yoksa amaan, onuda harcarım, yenisi gelir mantığı olmamalı ki bu da malesef görülen bir gerçek.
 Tabi kimse herkesden hoşlanmak zorunda değil, yalnız sürekli karşısındakilerin değerini hiçe sayacak şekillerde etrafına davranıp sonra mutsuzluktan ya da mutluluğundaki sahtelikten dert yananlarıda görebiliyoruz. İnsan önce kendisine karşı dürüst olmalı, çizgisini çizmeli.

[(Gizli Üye)]

Dahası,evlilikte ben akıllıyım diyene pek rastlamadım.

Ben varım, hep söylerim "mutlu erkek kılıbık erkektir"  

[(Gizli Üye)]

Ben varım, hep söylerim "mutlu erkek kılıbık erkektir" 

  Ahh...herkes öyle olabilse.

[(Gizli Üye)]

  Şimdi bir erkeğin mutlu olması için kılıbık mı olması gerekiyor, konuyu buna mı bağladık? 
 Diyorum kuzeye bir gidin diye, burada erkeklerin kafasına yanlış fikirler sokuyorlar.   

[(Gizli Üye)]

  Şimdi bir erkeğin mutlu olması için kılıbık mı olması gerekiyor, konuyu buna mı bağladık? 
 Diyorum kuzeye bir gidin diye, burada erkeklerin kafasına yanlış fikirler sokuyorlar.   

  Kılıbıklık işin espirisi. Şimdiye kadar benim yanımdan bile geçmedi ki, bir sorayım nasıl oluyormuş?