Konu: hız felaketi

[(Gizli Üye)]

Hız sınırlarından fazla hızda gitmek trafik kazalarında asli kusur değil tali kusurdur. (Aynen alkollü araç kullanmak gibi.)

[(Gizli Üye)]

Hız öldürmez, kötü araç ve şoför öldürür.

(Aykırı bir yerden gireyim konuya.)

Hız sınırı neye göre belirleniyor? Yola göre.

Normal yollarda 90, otoyollarda 120km/h maksimum hız.

1970'li (hatta 60'lı) model -mesela- "nam-ı diğer Murat 124" murat veya R12 veya Anadol için de geçerli bu 2010 model araç içinde. Hata "nam-ı diğer Murat 124" murata 120 serbest 2010 Doblo'ya 90 sınırı var.

2010 model araç camında film var diye trafiğe çıkartılamıyor ama resimde görülen hurda trafiğe elverişli raporu almış.

O araç değil daha fazlası 120 hatta 80km/h hızla çarpsaydı sonuç farklı olmazdı. Rampada tır neredeyse durmuş kadar yavaş gider. Düz duvara çarpmaktan daha beteri altına girildiği için aracın en zayıf yeri olan belden yukarısından darbe almış. Hız ne olursa olsun sonuç kaçınılmazmış. Sadece cesetler parçalanmazmış.

yazdıklarınıza ilk defa katılmıyorum, araba ne olursa olsun hız öldürür, ayrıca hız sınırı marka ve modele göre değil aracın cinsine göre belirlenir, kapalı kasa kamyonetle hususi aracın hız sınırının aynı olmaması çok normal, dobloyu vatandaş ben bu arabayla yük taşıyacağım diye tescil ettirirse hız sınırı düşük olur tabi, ama aynı dobloyu hususi kullanıcam yük taşımayacağım diye tescil ettirirsen (özellikle bu araçlar her iki türlü tescil edilebiliyor) hız sınırın ona göre otobanda 120 km/h olur. (mesela benim kayınpederin partneri hususi)

[(Gizli Üye)]

konu kamyoncuya uzayınca daha bugün otoyoldan silivriden beşiktaşa geldim ve sonlara doğru gelirken çok yoğun ama 100 lerle akıcı bir trafikte ilerlemeye başladık..sola doğru otoyolda dönen bir kamyon sola yanaşarak sol şeritten yer alarak ve ilerleyerek solu kapatarak döndüyordu ki ben bunu kamyonculara IQ=30 ve insan olmamakla ilgili bir bakış açım olduğu için hemen sezdim ki eşimde yanda otururken sezdi..korktu tabi o da..ben yavaşlayıp ona pay bıraktım sonra yine orta şeridine dönünce kornoma asıldım elini çıkardı napayım gibi ya da ne var ya gibi bende
dudakarım okunacak şekilde eski galatasaraylı bülentin hakemlere çok fazla söylediği bir sözcük dizisini sakince söyledim.hiç sinirlenmedim onu sinirlendirdim.
çünkü IQ :30 olan bir yaratıkla ne konuşacaksın ki...
şimdi bu kazada tır mı şuçlu mercedes mi dersek...içinden çıkmak zor tabi...
sonuçtaa şuçlu kim olursa olsun giden geri gelmiyor..

[(Gizli Üye)]

yazdıklarınıza ilk defa katılmıyorum, araba ne olursa olsun hız öldürür, ayrıca hız sınırı marka ve modele göre değil aracın cinsine göre belirlenir, kapalı kasa kamyonetle hususi aracın hız sınırının aynı olmaması çok normal, dobloyu vatandaş ben bu arabayla yük taşıyacağım diye tescil ettirirse hız sınırı düşük olur tabi, ama aynı dobloyu hususi kullanıcam yük taşımayacağım diye tescil ettirirsen (özellikle bu araçlar her iki türlü tescil edilebiliyor) hız sınırın ona göre otobanda 120 km/h olur. (mesela benim kayınpederin partneri hususi)

Aslında aynı şeyi söylüyoruz. Sadece ifade farklılığından farklı gibi görünüyor.

Aynı aracın tesciline göre farklı hız limitleri olması ne demektir?

Kayınpederiniz aracı hususi diye tescil ettirdi diye ne bileyim yaylaya/yazlığa giderken eşya yüklemiyor mu?

Araç boşken nasıl gidiyorsa doluyken aynı şekilde mi sürüyor?

Eğer aracın durumu ve diğer şartlara göre sürüşü farklılık gösteriyorsa bu "şoför" unsurudur.

Hacımuratla son model otonun fren mesafeleri farklıdır. İkisine de aynı hız sınırı tanıyorsa bu "araç" farklılığıdır. Ama ikisini de kullanan insanın fren intibak süresi aynı olacağından bu da "şoför" unsurudur.

[(Gizli Üye)]

bu mantığı recep ivediğe yakıştırabilirim ama sizin gibi bir eğitimciye yakıştıramadım evren bey, IQ=30, yaratık falan. kamyoncu da değilim kamyoncu avukatı da değilim ama sizin kamyonculara bi özür borcunuz var. benim de bir çok kez çok farklı tesbitlerim var, bir kamyoncu eğer ki psikolojik herhangi bir problemi yoksa karşısındakinin canı için kendi canına acımaz. buna defalarca şahit oldum.

[(Gizli Üye)]

Aslında aynı şeyi söylüyoruz. Sadece ifade farklılığından farklı gibi görünüyor.

Aynı aracın tesciline göre farklı hız limitleri olması ne demektir?

Kayınpederiniz aracı hususi diye tescil ettirdi diye ne bileyim yaylaya/yazlığa giderken eşya yüklemiyor mu?

Araç boşken nasıl gidiyorsa doluyken aynı şekilde mi sürüyor?

Eğer aracın durumu ve diğer şartlara göre sürüşü farklılık gösteriyorsa bu "şoför" unsurudur.

Hacımuratla son model otonun fren mesafeleri farklıdır. İkisine de aynı hız sınırı tanıyorsa bu "araç" farklılığıdır. Ama ikisini de kullanan insanın fren intibak süresi aynı olacağından bu da "şoför" unsurudur.

o zaman suç o freni bozuk arabayı kullanan şoförden çok onun trafiğe çıkmasına izin verende... ben burada devlet suçsuz demiyorum, yanlış anlaşılmasın belki de o tır katletti onları, sadece tüm verileri toplamadan, iki fotoğrafa bakarak yargı koyulmasına tepkiliyim. olay nasıl olmuş bilen gören varsa anlatsın ondan sonra suçluyu bulalım, tabi bizim görevimizse...

[(Gizli Üye)]

o zaman suç o freni bozuk arabayı kullanan şoförden çok onun trafiğe çıkmasına izin verende... ben burada devlet suçsuz demiyorum, yanlış anlaşılmasın belki de o tır katletti onları, sadece tüm verileri toplamadan, iki fotoğrafa bakarak yargı koyulmasına tepkiliyim. olay nasıl olmuş bilen gören varsa anlatsın ondan sonra suçluyu bulalım, tabi bizim görevimizse...

Aynen öyle.

Yeni muayene sistemine  geçilince karşı çıkanlar, gereksiz bulanlar (ki çoğu canı yananlardı) olmuştu hatırlarsınız. Ben ısrarla doğru olduğunu ama zamanla gevşeyeceğini çünkü bu kriterlere göre araçların çoğunun muayeneden geçemeyeceğini savunmuştum.

Bu en basıti kendimden örnek vermiştim. Bugüne kadar toplam 4 defa muayeneye gittim. İkisi eski sistem(!?). Birinde araç benzinliydi. LPG var mı diye motor kaputunu açıp baktılar. Bir de şasi numarasına. İkincisinde araç dizeldi. Motor ve diğer aksama hiç bakılmadı. Ön yolcu zeminindeki şasi numarasına baktılar. Bir dakika bile sürmedi anlayacağınız. Üçüncüsünde 8 yaşında panelvanımı götürmüştüm TÜV'e. Yarım saat sürdü kontrol. Çoğu benim can güvenliğim için önemli eksiklikler tespit edildi. Düzeltmeye mecbur kaldım. Sonuncusunda ise (3-4) ay önce eski sistemle yeni sistemi harmanlamışlardı. Çok uzun sürmeyen ama herşeye bakıldığını içeren bir form ile hallettiler.

Gevşemeye bir örnek daha vereyim.
İlk başta far ayarının bozuk olması ağır kusur sayılıyordu. Yani muayeneden geçmiyordu.
Ki bu far ayarının ne kadar önemli olduğunu aklı başında her sürücü bilir.
Baktılar ki geri dönen çok oluyor. Halbuki 1-2dakikalık basit bir ayar gerektirir.
Önce kısa farların ayarsız olması hafif kusur sayıldı bir süre sonra da uzun farlar. Bunu yapan kim? Yönetmeliği değiştiren yasama organı.

1996 yılında alıp 1998 yılında sattığım aracın ruhsatında muayene hanesi dolunca ruhsat değiştirmeye gitmişler. Sene 2008. Aracın ruhsatında yazan şasi ve motor numarasının farklı olduğu farkedilmiş. Yani bu araç 12 yıl boyunca hiç muayeneye götürülmeden muayene edilmiş.

[(Gizli Üye)]

  Burada kazanın hangi şeritte olduğuda önemli bence.!
 Ayrıca sadece izin verilen sınırların üzerindeki hız değil, duruma göre çok daha düşk hızlarda tehlikeli olabilir, çok daha yüksek hızlar da tehlikesiz. Önemli olan diğer araçların ve yolun buna uygunluğudur. Burada kimi büyük araçların, daha küçük araçlar için tehlike doğurduğu açıktır. İşte en başta bunun önlemi alınmalı.

[(Gizli Üye)]

malesef o araç 70 ile de gitse tır dursa yine aynı şekilde olurdu...

[(Gizli Üye)]

  Burada kazanın hangi şeritte olduğuda önemli bence.!
 Ayrıca sadece izin verilen sınırların üzerindeki hız değil, duruma göre çok daha düşk hızlarda tehlikeli olabilir, çok daha yüksek hızlar da tehlikesiz. Önemli olan diğer araçların ve yolun buna uygunluğudur. Burada kimi büyük araçların, daha küçük araçlar için tehlike doğurduğu açıktır. İşte en başta bunun önlemi alınmalı.

söylediğiniz de haklılık payı var ancak yüksek hızlardaki bir makinayı durdurmak bildiğiniz gibi daha zordur. Eğer kamyonu daha düşük hızla giderken farketmiş olsa belki de altına girmeden frenleme ile aracını kontrol altına alabilirdi. Ancak çok yüksek süratlerde ise insan refleksi devreye girene kadar epey yol alacağınız için kurtarma şansınız bazen hiç olmuyor.

[(Gizli Üye)]

söylediğiniz de haklılık payı var ancak yüksek hızlardaki bir makinayı durdurmak bildiğiniz gibi daha zordur. Eğer kamyonu daha düşük hızla giderken farketmiş olsa belki de altına girmeden frenleme ile aracını kontrol altına alabilirdi. Ancak çok yüksek süratlerde ise insan refleksi devreye girene kadar epey yol alacağınız için kurtarma şansınız bazen hiç olmuyor.

Evet, bu doğru, bu yüzden otoyollarda ağır taşıtların girmesinin yasak olduğu şeritler vardır. Ama malesef buna çok fazla uyulmuyor. Bu tarz hareketler de artık hata olmaktan öte, vurdumduymazlık, cahillikle yapılıyor. Her araç, hızına uygun şeritte seyahat etmek zorundadır. En sol şerit ise hiç bir zaman sürekli kullanılacak bir şerit değildir.
 Malesef, yan aynadan arkadan gelen trafiğe bakmadan, hatta sinyal vermeden şerit değiştiren (bunu hata, dalgınlık ile değil, rahatça yapan) çok sürücü görebiliyoruz. Yalnız bunu yapan büyük araç sürücüsü olunca durum daha da vahim hal alabiliyor. Heleki o araç aklın gördüğü trafik emniyet şartlarına (tampon vs. ler ile) uygun değilse.

 Sanırım burada herkes aynı fikirde ki; burada asıl sorgulanmaya çalışılan, basti önlemler ve eğitim, saygı ile çok daha huzurlu ve sağlıklı karayolu yolculuğu yapılabilecekken, bu vurdumduymazlık, önlem almama ile vahim sonuçların açığa çıkmasıdır.

 Sonuçta bu kazanın oluş şeklinin detaylarını bilmiyoruz, bu yüzden burada yazdıklarımız farazilikten öteye gidemez ancak somut olan birşey var ki, büyük araçların, küçük araçlar için daha az tehlike oluşturacak şekilde düzenlenmesi ve bunun bir yasaya bağlanması gerektiğidir. Sürücü eğitimi, trafik kuralları vs. yi zaten saymaya gerek yok.

[(Gizli Üye)]

konu kamyoncuya uzayınca daha bugün otoyoldan silivriden beşiktaşa geldim ve sonlara doğru gelirken çok yoğun ama 100 lerle akıcı bir trafikte ilerlemeye başladık..sola doğru otoyolda dönen bir kamyon sola yanaşarak sol şeritten yer alarak ve ilerleyerek solu kapatarak döndüyordu ki ben bunu kamyonculara IQ=30 ve insan olmamakla ilgili bir bakış açım olduğu için hemen sezdim ki eşimde yanda otururken sezdi..korktu tabi o da..ben yavaşlayıp ona pay bıraktım sonra yine orta şeridine dönünce kornoma asıldım elini çıkardı napayım gibi ya da ne var ya gibi bende
dudakarım okunacak şekilde eski galatasaraylı bülentin hakemlere çok fazla söylediği bir sözcük dizisini sakince söyledim.hiç sinirlenmedim onu sinirlendirdim.
çünkü IQ :30 olan bir yaratıkla ne konuşacaksın ki...
şimdi bu kazada tır mı şuçlu mercedes mi dersek...içinden çıkmak zor tabi...
sonuçtaa şuçlu kim olursa olsun giden geri gelmiyor..

Değerli meslektaşım,yaklaşımınız bence uygun değil.Her meslekte iyiler,kötüler vardır.