Konu: Anayasa Değişiklik Önerisi Tartışması

[(Gizli Üye)]

Arkadaşlar düşündümde iktidat tarafından önerilen Anayasa değişiklik tekliflerini, birer vatandaş olarak, ülkemizin geleceğini, gelecek yıllarımızı, çocuklarımızın hatta belki de torunlarımızın hayatını çok önemli şekilde etkileyecek olmasi nedeniyle burada tartışmalıyız
Bu konu hafife alınacak geçiştirilecek bir konu değil, hepimizin üzerine birer vatandaş olarak çok önemli görevler düşüyor
Bence her yerde her platformda tartışılmalı,
özellikle
Getirilen öneriler ne amaçlıyor?
Toplumsal mutabakat var mı?
Demokrasi açısından daha iyi neler yapılabilir, hangi maddeler eklenmeli?
Bu kadar önemli bir konuda yangindan mal kaçırır gibi hareket etmek niye?
Kimsenin son 2-3 güne kadar taslaktan haberi olmadığı halde, niye 1 hafta süre veriliyor?
vb konular üzerinde sizlerinde düşünceleri çok önemli

[(Gizli Üye)]

siyasete giremeden tartışabilecekleri şimdiden tebrik eder hayırlı başarılar dilerim....

[(Gizli Üye)]

alper arkadaşım yazdıkların çok doğru.mutlaka ki her ortamda tartışılmalı , ama tartışabilmek için önce insanlar bilgi sahibi olmalı.kapalı kapılar arkasında ( vatandaş olarak bizi boşverin ) daha doğrusu iktidar olmayan diğer milletvekillerinin bile bilgisi yokken birden bire manşetlere düşen bir kouyu nasıl tartışabiliriz.benim şahsi fikrimdir anayasanın değiştirilmesinin tartışmaktan önce , anayasanın değiştirilme çabası , biçimi tartışılmalıdır.TC vatandaşı olan herkesi ilgilendiren bu olay parti iç tüzüğü hazırlanır gibi sadece x partisinin insiyatifinde ve tasarrufunda hazırlanırsa ona bence anayasa değil belirsiz alamına gelen  ( ... ) meçhulyasa denmelidir.anayasa değişmelimidir değişirse nasıl değişmelidir bunlar tartışılmalı vatandaş olarak öğrenmeliyiz.ama bu biz vatandaş olarak varsayıldığımızda yapılabilinecek birşeydir.

[(Gizli Üye)]

  Hande hanım, lütfen siyasete girmeyelim. Yaptığınız ap açık siyasettir bence.

 Açıkça söylemem gerekirse, bizler, yani Halk için olursa bence çok iyi olur ve gereklidir de. Ancak belli yolları açmak için ve belli kesimler için olursa yararından çok zarar getirir ve yeni bir 80 anayasası olmuş olur. Sadece içindeki yönler değişir.

 Not: Şu ana kadar gerçekleşen gelişmeler, temsilcilerin, parti gözetmeksiniz halktan çok uzak olduğunu ve bu yüzden halkın sorunlarını çözmek için de birşey yapmalarının pek mümkün olmadığını görmekteyim. Tabi niyetler gerçekten halkın sorunlarına çözüm bulmak ise. Tabi ben yanılıyor ve temsilcilerimiz halkın yanında ve sorunlarını paylaşıyor ise, o zaman ya dokunulmazlıklarını kaldırsınlar, ya da halka da dokunulmazlık versinler. Dünya'ya örnek olsunlar ve maaşlarından vs. feragat etsinler ve oraya hizmet için seçildiklerini kanıtlasınlar.

[(Gizli Üye)]

 Bu gibi konuşma ve tartışmaları yapabilmemiz için önce düşünce ve konuşma özgürlüğünün olması gerekir.

 Düşünce özgürlüğü, insanın serbest biçimde bilgiye ve düşünceye ulaşabilmesi, düşüncesini serbest biçimde açıklayabilmesi, başkalarına iletebilmesi, düşünce ve kanaatleri nedeniyle suçlanamamasıdır. Kişinin iç dünyasında kalan, açıklamadığı veya açıklayamadığı düşüncelerinin korunması düşünceyi açıklama özgürlüğü olarak kabul edilemez. Asıl özgürlük düşüncelerin serbestçe açıklanabilmesi ve yayılabilmesidir.
  Şu anda biz bunları her yerde yapabiliyormuyuz?

1961 Anayasası'nın "düşünce hürriyeti" başlıklı 20. maddesinde, "Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir; düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim ile veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklayabilir ve yayabilir" denilerek düşünce ve kanaat özgürlüğü ile düşünceyi açıklayıp yayma özgürlüğü birlikte düzenlenmiştir.

  Ancak daha sonra Anayasa Mahkemesi "düşünce"nin başkalarına açıklanmadığı, kişinin iç dünyasında kaldığı sürece sınırsız olduğunu, ancak, düşünce açıklanarak bireysel alandan toplumsal alana geçtiğinde, düşünceyi açıklama özgürlüğünün Anayasa'nın 11. maddesine göre sınırlandırılabileceğini  belirtmiştir.
 
1982 Anayasa'sında ise düşünce özgürlüğü;  "düşünce ve kanaat özgürlüğü ve "düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü" olarak iki ayrı maddede düzenlenmiştir. Anayasanın düşünce ve kanaat hürriyeti başlıklı 25. maddesine göre, herkes, düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir; her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

 Toplumun ilerlemesi, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli olan düşünceyi açıklama özgürlüğü, demokratik toplum temellerinden biridir.Ancak,  düşünce  açıklama  kavramıma  girmeyen  eylemler,  yasaklanıp, cezalandırılabilir. Demokratik ülkelerde, salt düşünce açıklaması cezalandırılamaz. Maddî eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamasının cezalandırıldığı durumlarda, demokrasiden söz edilemez. Kimi düşüncelerin açıklanmasının yasaklanması, o düşüncedeki kimselerin özgürlüğünü ortadan kaldırır. Demokratik toplumlarda, düşünce açıklamasının değil, eylemin sınırlandırılması söz konusu olabilir.

  Şimdi kendimize soralım ;
  Kendi verdiğimiz oylarla seçtiğimiz siyasilerin, yapmış olduğu icraatleri hakkında yorum yapmayı '' siyasi konu, siyasi polemik, siyasi düşünce'' gibi kısıtlamalarla kendimizi yasaklamıyor muyuz?

  Bu kısıtlamaları kendimize hak olarak gördüğümüz ve düşüncelerimizi sadece kendi iç dünyamızda sakladığımız müddetçe hiç bir memleket konusunu tartışamayız ve bir adım ileri gidemeyiz.

[(Gizli Üye)]

siyasete giremeden tartışabilecekleri şimdiden tebrik eder iyi başarılar dilerim....

+ 1

[(Gizli Üye)]

Anayasa'yı değiştirmek kolay. Önemli olan o yasayı uygulayacak olan sistemin ve o yasaya uyması beklenen insanların kafa yapılarını değiştirebilmek, olgun, saygılı, dürüst bireyler olmalarını sağlayabilmektir. Bunu yapamadıktan sonra dünyanın en iyi anayasasını yapmışsınız neye yarar ki...

[(Gizli Üye)]

hakan arkadaşım dokunulmazlık deyince yazmak istedim.dünyadaki hangi vekil aslından daha kıymetlidir ? hangi vekile aslından daha fazla hak tanınır ? hangi vekil aslının sırtına binip onun kendisini halter kaldıran bir insandan başka bir şekilde hissetmesini sağlar ? vekil sistemi dünyanın her yerinde aynımıdır ? aslının dokunulmadık kulak çevresi kalırken vekilin evcil ve vahşi hayvanlarına bile dokunulamaz ? bütün bunlar aklıma gelir düşünürüm hepsini bir şekilde mantığıma oturturum .ama mantığıma oturtamadığım nasıl olurda asılların vekillerinin kendilerini bu kadar sevmesine ve öpmesine müsade ettiğidir.anayasa değişecekse temel unsur insan ve TC nin vatandaşları olmalıdır.insanlarımızın tartışmayı kavga ile karıştırmadıkları , tartışmayı kazanılması gereken bir mücadele görmedikleri , doğruyu başkasından duymayı hazmedebildiği , paydanın insan olduğu payınsa onun hayat kalitesini arttıracak zenginlik ( farklı düşünce ve görüşlerin ) olduğunu gördükleri , hak ve özgürlüklerin sınırsız olmadığını ,sınırın ise başkasının hak ve özgürlüğüne kadar olduğunu öğrendikleri zaman tartışabilir , yorumlayabilir ve paylaşabiliriz.

[(Gizli Üye)]

öncelikle bir türk vatandaşı olarak herhangi bir yasanın AB ye girme umudu ile alınması beni endişelendirir çnkü:
benim iyi yaşama hakkım ancak böyle mi düşünülmüştür.
yoksa Avrupa duyun i umumiyeyi daha farklı bi isimle mi uyguluyorlar.
neden dış güçlere uymak zorundayız gibi sorularla çalkalanır isyanım...
fakat bir türk vatandaşı olarak daha da vahimi şudur ki beni endişelendiren ilerde olacakların önüne geçilme çabası küçük akendini kurtarma çabası...
şimdilik yansıyan bu biraz daha taslaklar açılırsa öğrenip yorumlarımı yapacağım.
ama ben buna isim taktım bile: GiderAyakYasası