DOĞANIN BAYRAMI
Nevruz... Halk bayramı... Bahar Bayramı... Sevinçlerin doruğa çıktığı; coşkunun zirvesine ulaşıldığı, dostluk ve kardeşliğin paylaşıldığı gün. Doğanın yeniden uyanışı... Uzun kış uykusunun ardından yeniden canlanış; yeni kışın bitmesi, baharın başlaması, ağaçların yeşermesi, çiçeklerin açması, havanın ısınması...
Bahar renkler, güzellikler mevsimidir. Bizlere sesiyle, ışığıyla doyumsuz bir mutluluk sunar. Canlanır ruhlarımız, coşar. Nevruz da bu coşkunun yaşatılmak istendiği bir bayram. Umudun direnişe, hayata direnişin el ele çekilen halaylara, zılgıtlara, sevince dönüştüğü özgürlüğün bayramı. Güneşin Koç burcuna girdiği ve ilkbaharın başlangıcı sayılan yılın ilk günü...
Şairlerin dizelerinde hayat bulan bir coşku nevruz. Yıllarca dillerden gönüllere akan bir coşku.
"Tümen çiçek tizildi
Bükünden ol yazıldı
Öküş yatıp üzüldi
Yirde kopa adrışar"
(Tohum toprakta kalmaktan üzüldü. İlkbaharın gelişiyle birlikte yerden biter bitmez çeşitli dalar üstünde görünecek. Dallarda tomurcuklardan binlercesi dizi dizi açtı. Doğadaki tüm ağaçlar, bitkiler çiçeklere büründü.)
Sözlü edebiyat ürünlerimizden olan, Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ü Lügat'it Türk adlı eserinde yer alan yukarıdaki dörtlükte, görüldüğü gibi, baharın gelişi, ağaçlarla bitkilerin çiçek açışı eski Türklerde doğa güzelliklerine karşı duyulan hayranlık ve sevgi dile getirilmiş.
bahar ve baharın ruhları dolduran sevinci sade sözlü edebiyatımızda değil, Divan edebiyatımızda da hayat bulmuş.
Baki; "Nevbahar oldu gelin azm-i gülistan idelim
Açalım gonca-i kalbi gül-i handan idelim
beytinde "İlkbahar geldi, gelin gül bahçesine gidelim. Kalbin goncasını açalım; gülen bir gül hâline getirelim." diyerek yaşamın tadını çıkarma isteğini ne güzel anlatıyor:
Nevruz günü Adem'in yaratıldığı, Nuh'un gemisini karayı bulduğu, Hz. Ali'nin halife olduğu hatta doğduğu gün olarak anlatılır. Anadolu'nun çeşitli yörelerin değişik biçimlerde kutlanır. Tarım bölgelerinde bir bolluk töreni niteliğini kazanır. Bu günde çocukların uçurtmalar uçurması, ölülerin ziyaret edilmesi, yoksulların doyurulması kırlara çıkarak topluca yemek yenmesi, mevlid okunması, eğlenceler düzenlenmesi gelenek hâline gelmiştir.
Nef'i IV. Murat'a yazdığı kasidenin giriş (nesil bölümünde baharın tasvirini yaparak, ilkbaharın yemek içme, eğlenme mevsimi olduğunu; âşıkların bu mevsimde gönüllerin coştuğunu şu dizelerle yansıtıyor:
"Esdi resim-i nevbahar açıldı güller sübhdem
Açsın bizim de gönlümüz saki meded sun câm-ı Cem
Gül devri ayş eyyamıdır zevk u safa hengâmıdır
Âşıklarıdır bayramıdır bu mevsimi ferhunde-dem."
Anadolu'da bahar kutlaması niteliğinde olan şenliklerden birisidir nevruz. Nedim'in "Hoşa mübarek ü mes'üd ruz-i ferruh dem" (Ne hoş, kutsal, mutlu, uğurlu gün) diye başlayan kasidesi bu günün önemini bize anlatmaya yeter.
Nevruz, Türk toplumunda yaşama karşı duyulan sevginin arzunun bir ifadesidir. Bu ifadenin içerisinde hayatın kendisi, doğanın özü, bu özle mayalanan insan sevgisi vardır. Asırlardan beri süre-gelen bu gelenekte, Türk ulusu yüce gönüllülüğünü, hoşgörüsünü, kardeşliği ve yardımlaşmayı göstermiştir. Bu mirasımızın değerini iyi bilelim, yüceliğimizin simgesi olan bu geleneğimizi yaşayıp, yaşatalım; gelecek nesillere de aktaralım.
KOMPOZİSYON DALINDA İSTANBUL İKİNCİSİ
Burcu SALMANOĞLU
Özel Bilgi Koleji
İSTANBUL
http://www.culture.gov.tr/TR/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF1279C58074C315376E6CFAD6A98A9E83