Adalet kavramı hepimizin bildiği gibi öncelikle hukuk kurallarına uygunluğu, Diğer yandan, insanların toplum içindeki davranışlarıyla ilgili ahlak ve din kurallarıyla ilişkiliyi içerir. Haklı ile haksızın ayırt edimesi de adalet ve hukuk kurallarıyla sağlanır.Adalet eşitlik ilkesini önemsemiştir. Fakat günümüzde adaletin eşitlik ilkesi sosyal adalete ters düşmektedir. Bu benim şahsi görüşümdür.
Örnekleri günümüzde çok görülen ve hakkaniyet kuralı ile adalet kavramına uymayan bir çok ekonomik kararlar alınmaktadır.Örnek verilirse; son yapılan zamların adalet ve hakkaniyet kurallarıyla çok ters düştüğü herkesçe bilinmektedir.Bu kararlar eskiden beri çeşitli bahanelerle süre gelmektedir. Bir karar alınırken bu kararların adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir.Bir ülkede kağıt üstünde adelet var, fakat işleyişine bakıldığında adalet denen bir şey yoksa o adalet yarım kalmış bir adalettir.
Anayasamızın 73.maddesi; ''Herkes,kamu giderlerini karşılamak üzere,mali gücüne göre,vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.''Der.
Şimdi bizim adaletli zam ve vergilerimize örnek verelim; Bilirsiniz bir Deli Dumrul varmış, köprüden geçenden otuz akçe, geçmeyenden kırk akçe vergi alırmış.
İşte bizim sosyal adaletimizdeki akaryakıt, doğalgaz,elektrik, su, köprü geçiş ücreti ve daha bir çok zamlarla beraber vergi atışları Deli Dumrulu örnek alınarak uygulanıyor.
Uygulamalarda adalet, eşitlik ve hakkaniyet kavramı düşünülmemekle birlikte Atatürk'ün adalet ile ilgili sözleri bile unutulmuş durumda.
Atatürkün ADALET ile ilgili Sözleri
Efendiler! Hükümet memlekette yasayı hakim kılmak ve adaleti dağıtmakla yükümlüdür Bu açıdan adalet işi çok önemlidir Adliye siyasetimizde izlenecek yol, adaleti, halkı yormadan, süratle, uygun ve emniyetli bir şekilde dağıtmalıdır Toplumumuzun dünyayla teması doğal ve zorunludur; o nedenle de adalet seviyemizi tüm uygar toplumların adaletleri seviyesine çıkarmak zorundayız Çağdaş gelişme milletlerin uygar ihtiyaçlarını genişletir, artırır ve bu ihtiyaçlara uygun uygar hakların var olmasını gerektirir
Her devletin, toplumunun uygarlık seviyesine uygun bir hukuk mevzuatı vardır Tüm uygar devletlerin medeni kanunları birbirlerine çok yakındır Bizim milletimiz ve hükümetimiz adalet düşüncesi zihniyeti bakımından hiçbir uygar toplumdan geri değildir Hatta bu noktada daha ileride olduğumuza tarih tanıklık edebilir Bu yüzden bizim hukuk mevzuatımızın da tüm uygar devletlerin yasal düzenlemesinden eksik olması kabul edilemez Hedeflediğimiz tam bağımsızlık kavramı içinde adalet bağımsızlığımızın da yer alması doğaldır.