Gönderen Konu: Gülmek Güzeldir  (Okunma sayısı 727 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • 3 kere teşekkür edildi
Gülmek Güzeldir
« : Aralık 15, 2009, 11:17:17 »
Gülmenin faydaları saymakla bitmiyor!

Alman Dr. Heiner Uber,''Gülme Prensibi'' adlı kıtabında bu yararları anlattı.

19. Yüzyıl sonlarına kadar ayıp ve kaba bir hareket olarak tanımlanan gülmenin, aslında insanın ''en iyi doktoru'' olduğu belirtilen kitapta, günümüzde yüzünden gülümseme eksik olmayan ınsanların daha karizmatik görüldüğü anlatılıyor.

Kıtapta ayrıca gülmenın 11 yararı da sıralanıyor.

GÜLMENIN YARARLARI

1- Cinsel yaşamın daha iyi olmasını sağlar

2- Soğuk algınlığından korur

3- Şeker hastalığına karşı korur

4- Tansiyonun dengede kalmasını sağlar

5- Vücuttaki ağrıların azalmasına neden olur

6- Stresi yok eder

7- Mutlu hissettirir

8- Saldırgan ve sinirlı olmayı engeller

9- Fiziksel olarak iyi hissetmenizi sağlar

10- Sindirime yardımcı olur

11- Kötü huylu tümörlerle mücadele eder


ÜŞENMEDEN OKUYUN, GÜLMEK GÜZELDİİİİR!
 
 Akşam Gazetesi yazarı Ersan Özer'in yazısı Çok komik ve eğlenceli
 
 'ben küçükken çok salaktim:
 
-edip akbayram'in ismini edi zannederdim. yani o, benim için 'edi pakbayram'di.
 
-ablama, 'nasil olup da koca bir günü canin sıkılmadan evde oturarak  geçiriyorsun?' demistim. 'büyüyünce insanin cani sokakta oynamak istemez ki' cevabini vermisti. uzunca bir süre büyüyüp büyümedigimi anlamak için kendime, 'canin sokakta oynamayi istiyor mu?' diye sormustum.
 
 -annem erkegin cinsel organini 'pipi' kadininkini 'kutu' olarak tanimlamisti.o zamanlar trt'de cenk koray'in sundugu 'tele kutu' diye bir
 yarisma vardi. yarismacilar, 'hayir cenk bey. ben kutumu açmak istiyorum' deyince  kosarak odadan kaçardim.
 
 -dedemle parka gittigimiz bir gün trt'ciler çekim için oradaydi. beni oynarken çektiler. yayin günü bizim aile jeneriginde gözüktügüm
 çocuk programini izlemek için televizyon basina geçti. kendimi ekranda görünce, 'beni niye parkta unuttunuuuz?' diye gözyaslarina
 bogulmustum.
 
 -geri vites' kavramim yoktu. soför, kolunu koltuga atip arkaya dogru bakinca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
 
 -benden büyük kuzenlerim dondurmacilarin dondurma külahlarinin sivri kismiyla kulaklarini karistirdigini söylemisti. inanmistim. hâlâ da külahlarin sivri kisimlarini yemem. çöpe atarim.
 
 -babaannem bir gün ölürse sevdigim dizilerin olmadigi bir gün ölsün istiyordum.
 
 -abimle karaoglancilik oynardik. o karaoglan olurdu, beni de bizans askeri yapardi. sonra evire çevire döverdi. çok mühim bir sey
 yaptigimi sandigim için canim yansa bile hiç sesimi çikarmazdim.
 
 -bulmacalardaki, 'annenin erkek kardesi' kismina dayimin bes harfli ismini sigdirmaya çalisirdim.
 
 -anaokulunda patates baskisi yapmayi ögrenmistik. o kadar hosuma gitmisti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmistim. ancak sanat merakim annemin yeni aldigi beyaz etege patatesi yapistirmamla son bulmustu. hem gönlünü almak hem de el koydugu patateslerime kavusmak için dahiyane bir  fikirle ögretmenimin yanina gittim. 'annem' yazisini patatese oydurttum. sevinçle eve gelerek soyundum. renkli boyalara batirdigim patatesi vücudumun her tarafina bastim. sonra da annemin karsisina geçtim. beni o halde görünce aglamaya baslamisti.
 
 -madonna ile maradona'yi kardes zannederdim. kendi kendime, 'bunlarin babasi ne sansli be. bir çocugu futbolun krali, öbürü müzigin kraliçesi' derdim.
 
 -birinden özür diledigim zaman allah'in bana bir özür verecegini sanirdim. sakat olacagimi düsünüp hemen 'diledigim özürü' geri
 alirdim.
 
 -kurban bayrami'nda toplanan derilerden uçak yapildigini sanirdim. uçaklarin dis yüzeyinin bu derilerle kaplandigi için türk hava kurumu'nun topladigini düsünüyordum. uçak kaçirma filmlerinde silahla ates edildiginde ya da bomba patladiginda, 'ayyy! deri delindi!' derdim.
 
 -annem banyodan çiktiktan sonra babamin söyledigi, 'sihhatler olsun' lafini 'saatler olsun' diye anlardim. bunun da, 'banyoda amma çok
 kaldin' gibi bir sey demek oldugunu sanip babamin anneme kizdigini düsünürdüm. annemin buna karsin niye sadece, 'sagol' dedigini merak ederdim. 'ne kibar kadin, babam kizsa da hiç muhatap olmuyor' diyerek anneme hayran, babama kil olurdum.
 
 Babaannemin maceraları
 
 -Video kasetlerin revaçta olduğu dönemde ailecek Rocky 4'ü seyrediyorduk. Stallone'nin Rus boksörü yendiğini gören babaannem, 'Bizim çocuk yensin diye Yasin adamıştım. Gidip okuyayım bari' demişti!
 
 -Amcam 1984 yılında Almanya'dan kutu kola getirmişti. O zamanlar Türkiye'de kutu kola henüz yoktu. Babannem biz içtikten sonra kutuları atmayıp bulaşıklarla beraber yıkamış, ardından da bardakların arasına koymuştu!
 
 -İzmir'de abimlerdeyken televizyonda Ajda Pekkan'ı seyreden, birkaç gün sonra İstanbul'a döndüğünde televizyonda yine Ajda Pekkan'a rastlayan babaannemin yorumu: 'Buraya da mı geldi bu zilli! Nereye gitsem peşimde!'
 
 -Babaannemi yıllar önce babası, bir resmi dairede işleri olduğu için şehre götürmüş. Öğlen yemeği zamanı bir lokantaya girmişler. Başka yer olmadığı için 2 adamın yanına oturmuşlar. Yemekler gelince babaannem biraz kendinin, biraz da babasının tabağından yedikten sonra başlamış masadaki adamların tabaklarından da yemeye! Bir ondan, bir ötekinden! E köy sofrasında öyle olur ya.
 
 -Babaannem savaş filmi seyrederken bir sürü insanın öldüğünü görünce, 'Ay ay ay! Valla insan ziyanlığı! Bir film için kaç tane adam öldürüyorlar' derdi!
 
 -Babaannem gece annemlerle otururken zap sırasında bir erotik filme rastlamışlar. Annem tabii kanalı hemen değiştirmiş ama babaannem kısacık da olsa bir sahneye şahit olmuş. Haliyle yorumunu da esirgememiş: 'Hiç erkek dediğin kadının kıçını öper mi? Sonra o kadının o adama saygısı, hürmeti olur mu?'
 
 -Bir gün evde futbol maçı seyrediyorduk. Babaannem gözlerini ekrandan ayırmadan bombayı patlattı: 'Şunlara bak yahu! Ekinleri nasıl da hiç acımadan eziyorlar. Tüh size!'
 
 -Teyzem nişanlıyken eniştem ona parfüm hediye etmiş. Anneannem de onu sinek ilacı sanıp evin her tarafına sıkmış! Hayatında tek gördüğü 'spreyli' şey sinek ilacı olduğu için kadıncağız haklı tabii.
 
 -Yalan Rüzgarı dizisinde yaşlı ve sosyetik bir karakter vardı. Kadının tırnakları inanılmaz uzundu. Bir gün evcek diziyi izliyorduk. Babaannem birden hayretle, 'Bu kadın o tırnaklarla nasıl taharet alıyor ki?!' demişti.
 
 -Babaannem ev kalabalık da olsa hep televizyonlu odada namaz kılar. Alışmış olsa gerek, sesten hiç rahatsız olmaz. Bir gün o namaza durmuşken biz televizyon izliyorduk. Kanalları gezerken birden babaannemin ahenkli sesi dua ile karışık bir şekilde bizi dumurlara yelken açtırdı: 'Velem yuleeedd. Kanalı değiştirmeeee! Velem yekunlehu. Ajans başlayacaaak. Kufuven ahad!'
 
 -Babaannem köyden bize ilk defa gelmişti. Beşiktaş'ın şampiyonluk kutlamaları zamanıydı. Bizimki caddeden geçen Beşiktaş konvoyuna baktı baktı ve yorumu patlattı: 'Ne bitmez konvoymuş! Herhalde önemli birinin kızı evleniyor.'
 
 -MTV'de yabancı klip seyrettiğim zaman babaannem, 'Oğlum anana mı sövüyorlar babana mı belli değil. Sen bana İnanç Dünyası'nı aç da seyredeyim' derdi!


ALINTI
98 Corolla 1.6 GLI Special


Düşüncelerle karşılaşınca,zayıflar korkar,aptallar karşı gelir,akıllılar karar verir,ustalar da yönetir.
''Mme Jeanne Roland''

Toyota Club Türkiye

Gülmek Güzeldir
« : Aralık 15, 2009, 11:17:17 »