Gönderen Konu: Ramazan Davulcusu =))  (Okunma sayısı 929 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • E12 HB Corolla D-Sport 2.0 D4D (Tek Kapı)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 332000
  • Model Yılı: '02
  • 208 kere teşekkür etti
  • 421 kere teşekkür edildi
Ramazan Davulcusu =))
« : Ağustos 21, 2009, 05:19:22 »



           Madem ki ramazan ayı içerisindeyiz, bağımlıklık yapan ama yararlı olan TCT ye sahurda da girmeden duramıyorum diyenlerin konusu olsun burası  Ramazan boyunca hoş sohbetler güzel anektodlar ve hikayeler paylaşılır eski ramazanlardan kalan görüntüleri vs olanlar paylaşabilir diye düşünekteyim herkese tekrar sağlıklı huzurlu ve bereketli bir ay diliyorum....
[/size]

Toyota Club Türkiye

Ramazan Davulcusu =))
« : Ağustos 21, 2009, 05:19:22 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • E12 HB Corolla D-Sport 2.0 D4D (Tek Kapı)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 332000
  • Model Yılı: '02
  • 208 kere teşekkür etti
  • 421 kere teşekkür edildi
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #1 : Ağustos 21, 2009, 05:37:18 »
Sadece aç kalarak yapılan bir ibadet olmayan oruç,
hem sıhhat olarak bir perhiz hem de onbir ay aklımıza gelmeyen fakir insanlara anlama açısından bir nimeTtir.

``Artık eski ramazanlar kalmadı .`` der büyükler.
bu kişilerin psikolijik olarak bireyin geçen zamanda hayata karşı soğumasından kaynaklanıyor bence. Yoksa ramazan muştusu dün ne idi ise bugünde o.

Bu ayla ilgili eksik bir noktamız da onbir ay
boyunca sanki Allah cc yokta ramazan da var düşüncesi.Onbir ay namaz kılmayan başlar namaza ,hiç kuran okumayan başlar okumaya,
hiç hayır yapmayanlar başlar dağıtmaya.Kimseyi umursamayan herkesi tanır. Bunun faydası sevabı yok mu var ; belki bu şahıs başlarsa devamı gelir inşallah .Bu başlangıç Ramazanın bir keramatir. Ah keşke her ayı ramazan gibi yaşayabilsek , yaşatabilsek


ALINTIDIR...







Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Ramazan ayında arabayla gidiyorlarmış.

Necip Fazıl oruç ama Nazım Hikmet değil.

Nazım Hikmet Necip Fazıl ile dalga geçmek için yolun kenarındaki zayıf bir
ineği işaret ederek Necip Fazıl'a demiş ki:

-'Şunun haline bak, oruç tutmaktan ne hale gelmiş'?

Tabii Üstad altta kalır mı, hemen cevabı yapıştırmış:

-'Nazım sen bilmiyor musun, hayvanlar oruç tutmaz..
.'






Eski zamanlarda,insanlar ilim öğrenmek için çok çalışırlar,her türlü güçlüklere katlanırlardı.Küçük yaşlarında köylerinden,ailelerinden ilim öğrenmek için ayrılırlar,yıllarca onlardan uzaklarda zor şartlar altında yaşarlardı.

Seyyid Abdulkadir�in de küçük yaşta içine öğrenme arzusu düşmüş,bunun çarelerini aramaya başlamıştı.Sonunda dayanamadı,annesine gelerek;

-Anneciğim,ilim öğrenmek için Bağdat�a gitmek istiyorum...dedi.

Annesi ise;

-Senden ayrılmaya gönlüm razı olmuyor.Ancak seni de Allah yolundan alıkoymak istemem.

Annesi Abdulkadir için yol hazırlıkları yaptı.En sonunda da oğluna lazım olur diyerek,40 altını kaybetmemesi için bir kese içinde yeleğinin koltuk altına dikti.Sonra oğlunun gözlerinin içine bakarak şöyle dedi;

-Sana son olarak nasihatim şudur ki,eğer beni ve Allah�ı memnun etmek istiyorsan asla yalan söyleme,doğruluktan ayrılma.Allah her zaman ve her yerde doğruların yardımcısıdır.

Seyyid Abdulkadir annesine söz verdi ve ağlayarak elini öptü.Bağdat�a giden bir kervana katılarak yola çıktı.

Hemedan yakınlarında dar bir geçide girdiklerinde kervanda bir bağrışma koptu.Eşkıyalar kervana saldırmışlardı.Bir anda bütün sandıklar yere yıkıldı,eşyalar yağma edilmeye başlandı.Haydutlar kervandakilerin neyi var neyi yoksa hepsini alıyorlardı.Eşkıyalardan biri de Abdulkadir�in yanına geldi.Onun fakir haline bakarak şaka olsun diye;

-Söyle bakalım senin neyin var fakir çocuk?

Abdulkadir;

-Yalnız 40 altınım var,diye cevap verdi.Haydut önce şaşırdı sonra gülmeye başladı.İnanamadı ve tekrar sordu;

-Doğru mu söylüyorsun?

Abdulkadir:

-Evet,doğru söylüyorum,40 altınım var.

Eşkıya meraklandı.Abdulkadir�i elinden tutup reislerine götürdü.

Durumu reislerine anlattı.Haydutların başı;

-Senin 40 altının varmış,doğru mu bu?

Abdulkadir;

-Evet doğru.

Reis;

-Söyle bakalım.Onu nereye sakladın?

Abdulkadir;

-Hırkamın içinde koltuğumun altında saklı.

Bunun üzerine haydutlar hırkasının içinde,koltuğunun altında saklı bulunan 40 altını bularak reislerine verdiler.Herkes çok şaşırmıştı.

Reis hayretle sordu;

-Peki evladım,sen niçin üzerinde altın olduğunu söyledin?Eğer bize söylemeseydin onları bulamazdık.

Abdulkadir;

-Ben annemden ayrılırken,asla yalan söylemeyeceğime dair söz vermiştim. Arkadaşınız senin bir şeyin var mı diye sorunca,altınlarım olduğunu söyledim.40 altın için verdiğim sözden döneceğimi mi zannediyorsunuz?

Bu sözleri duyan haydutların reisi çok şaşırdı ve derin bir düşünceye daldı. Sonra etrafındakilere dönerek;

-Yazıklar olsun bizlere.Bu çocuk kadar olamadık.Bu çocuk annesine verdiği sözünden dönmemek için her şeyini veriyor.Bizler ise Allah�a söz verdiğimiz halde, hiçbir zaman verdiğimiz sözlerde durmadık.


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #2 : Ağustos 21, 2009, 07:59:53 »
  Güzel paylaşım Ahmet.
 Özellikle Oruç'u açlık olarak görmemek lazım. Hatta bedeni ve ruhi denge bozuluyorsa mümkünse tutmamak lazım. Oruç tutuyorum diye sinir krizine girmenin ve etrafına (trafikte de sık sık rastlayabiliyoruz) sıkıntı yaratmanın bir anlamı yok. Oruç, bedeni ve ruhi arınmadır. Hissedilmeyenleri hissetmedir (açlık içinde yaşayanların), sabırdır.
 Oruçlu olduğu için başkasının karşısında yemek yenmesinden rahastsızlık duymamak, tam tersine bunu bir irade gücü olarak görüp daha da memnun olmak lazımdır bana göre. Kendimiz oruç tutuyoruz diye başkalarınında bize uymasını zorunlu görmemek gerek. Oruç tutulana gösterilen saygıdan daha önemlisi, oruç tutanın çevresine göstereceği saygıdır bence.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • E12 HB Corolla D-Sport 2.0 D4D (Tek Kapı)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 332000
  • Model Yılı: '02
  • 208 kere teşekkür etti
  • 421 kere teşekkür edildi
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #3 : Ağustos 21, 2009, 08:13:54 »
  Güzel paylaşım Ahmet.
 Özellikle Oruç'u açlık olarak görmemek lazım. Hatta bedeni ve ruhi denge bozuluyorsa mümkünse tutmamak lazım. Oruç tutuyorum diye sinir krizine girmenin ve etrafına (trafikte de sık sık rastlayabiliyoruz) sıkıntı yaratmanın bir anlamı yok. Oruç, bedeni ve ruhi arınmadır. Hissedilmeyenleri hissetmedir (açlık içinde yaşayanların), sabırdır.
 Oruçlu olduğu için başkasının karşısında yemek yenmesinden rahastsızlık duymamak, tam tersine bunu bir irade gücü olarak görüp daha da memnun olmak lazımdır bana göre. Kendimiz oruç tutuyoruz diye başkalarınında bize uymasını zorunlu görmemek gerek. Oruç tutulana gösterilen saygıdan daha önemlisi, oruç tutanın çevresine göstereceği saygıdır bence.

Gayet haklısınız Hakan abi bende aynı görüşteyim zaten Her koyun kendi bacağından sonuçta... Kimsenin kimseye karışma lüksü ve üstünlüğü yok... Oruç tutanlar için  tutmayanlar tam bir sınav aslında... Sonuçta çok şükür çoğu şeyi istediğimiz zaman temin edebiliyoruz, ancak oruçta istesekte yiyemeyeceğimiz için nefsimizde terbiye olmuş oluyor ve alıntı yaptığım paylaşımda da bundan bahsedilmiş bu davranışları sadece ramazan ayında değilde hayatımızın tümüne yaymak önemli olan...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • ゴールドメンバ
  • *****
  • Kişiselleştirmeyelim :)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 150
  • Model Yılı: '21
  • 119 kere teşekkür etti
  • 206 kere teşekkür edildi
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #4 : Ağustos 21, 2009, 11:57:51 »
Güzel başlık ve güzel konu fakat Necip Fazıl Kısakürek ile Nazım Hikmet arasında geçtiği iddia edilen diyalog forumda oruç tutmayan arkadaşlarımız tarafından yanlış anlaşılabilir, düzeltmekte fayda var.

Sevgide güneş gibi ol, dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol, hataları örtmede gece gibi ol, tevazuda toprak gibi ol, öfkede ölü gibi ol, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. Hz. Mevlâna
Bir gün dünyaya ait büyük bir derdin olursa Rabbine dönüp, "Benim büyük bir derdim var" deme, derdine dönüp "benim büyük bir Rabbim var" de.
"Ey Toprak ! Rabbim Ben'den Razı Olmadan Bana Sarılma.." "Sövene dilsiz, vurana elsiz olmak gerek"
“Bir kişi Allah'tan başka kimseye ihtiyacı olmadığına inanırsa, Allah'da O'nu, başkasına muhtaç etmez!"

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Lazy Black Sheep
    • www.toyotaclubtr.com
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 55000
  • Model Yılı: '08
  • 96 kere teşekkür etti
  • 126 kere teşekkür edildi
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #5 : Ağustos 21, 2009, 12:49:44 »
  Güzel paylaşım Ahmet.
 Özellikle Oruç'u açlık olarak görmemek lazım. Hatta bedeni ve ruhi denge bozuluyorsa mümkünse tutmamak lazım. Oruç tutuyorum diye sinir krizine girmenin ve etrafına (trafikte de sık sık rastlayabiliyoruz) sıkıntı yaratmanın bir anlamı yok. Oruç, bedeni ve ruhi arınmadır. Hissedilmeyenleri hissetmedir (açlık içinde yaşayanların), sabırdır.
 Oruçlu olduğu için başkasının karşısında yemek yenmesinden rahastsızlık duymamak, tam tersine bunu bir irade gücü olarak görüp daha da memnun olmak lazımdır bana göre. Kendimiz oruç tutuyoruz diye başkalarınında bize uymasını zorunlu görmemek gerek. Oruç tutulana gösterilen saygıdan daha önemlisi, oruç tutanın çevresine göstereceği saygıdır bence.

+1

Iftar yaklasirken, trafikte terör estiren kisilerin orucu acaba kabul olacak mi?
O dakika iftar yapmak zorunda degiliz ki. Sabir ve hosgörüsüz oruc tutulmaz.
Orucu bir zorunlu bir görev olarak gören ve anlamini kavrayaman insanlari cok rahat görebilirsiniz.

Hayirli bir Ramazan olmasi dilegiyle.
Ey Türk Gencligi, birinci vazifeni hic bir zaman unutma!

"The hottest places in hell are reserved for those who in times of great moral crises maintain their neutrality" Dante

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Lazy Black Sheep
    • www.toyotaclubtr.com
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 55000
  • Model Yılı: '08
  • 96 kere teşekkür etti
  • 126 kere teşekkür edildi
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #6 : Ağustos 21, 2009, 12:55:25 »
Bu arada eski Ramazanlar kalmadi yorumuna ben katiliyorum.
Ayni sey Milli Bayramlarda da gecerli. Gelenek göreneklerle, tarihimizi yeni nesillere olmasi gerektigi gibi aktaramiyoruz.
Genclerin akli fikri genelde, cep telefonu, araba, sinema ile mesgul.

Ramazan olsun, Milli Bayram'lar olsun; bunlarin asil amaci toplumu birbirine baglamak.
Teknoloji ve aciklik ile hayat cok hizli akar oldu. Insanlarda dogal olarak kendi hayatlarina konsantre oluyorlar.
Sosyallesme kavrami degisiyor.
Ey Türk Gencligi, birinci vazifeni hic bir zaman unutma!

"The hottest places in hell are reserved for those who in times of great moral crises maintain their neutrality" Dante

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Fanatik Toyotacı
  • ****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #7 : Ağustos 21, 2009, 14:01:14 »
Hakan aynen ne düşünüyorsam onu yazmışsın
96 corolla xei

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Gülümseyin...
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Model Yılı: -
  • 1 kere teşekkür etti
  • 18 kere teşekkür edildi
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #8 : Ağustos 21, 2009, 14:33:38 »
Bu arada eski Ramazanlar kalmadi yorumuna ben katiliyorum.
Ayni sey Milli Bayramlarda da gecerli. Gelenek göreneklerle, tarihimizi yeni nesillere olmasi gerektigi gibi aktaramiyoruz.
Genclerin akli fikri genelde, cep telefonu, araba, sinema ile mesgul.

Ramazan olsun, Milli Bayram'lar olsun; bunlarin asil amaci toplumu birbirine baglamak.
Teknoloji ve aciklik ile hayat cok hizli akar oldu. Insanlarda dogal olarak kendi hayatlarina konsantre oluyorlar.
Sosyallesme kavrami degisiyor.
+1
Küden abimizin üstüne söylenecek bir şey bulamadım.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: ---
  • Kilometre: 70000
  • Model Yılı: '04
  • 7 kere teşekkür etti
  • 5 kere teşekkür edildi
Ynt: Ramazan Davulcusu =))
« Yanıtla #9 : Ağustos 21, 2009, 14:38:41 »
Her koyun kendi bacağından asılır ama kokusu bütün mahalleye dağılır.söyledikleriniz doğru lakin artık eskisi gibi oruç tutan yok bunda birazda bireyselleşmemizin payı var yani bana kimse karışamaz, herkesin günahı kendine gibi düşüncelerden bu duruma gelindi gibi geliyor bana . biraz otokontrol yapılmalı.burada bazı caddelere hiç ramazan uğramaz ve bucaddeler gittikçe uzamaya başladı. saygılar.... , hayırlı ramazanlar.