0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Güzel paylaşım Ahmet. Özellikle Oruç'u açlık olarak görmemek lazım. Hatta bedeni ve ruhi denge bozuluyorsa mümkünse tutmamak lazım. Oruç tutuyorum diye sinir krizine girmenin ve etrafına (trafikte de sık sık rastlayabiliyoruz) sıkıntı yaratmanın bir anlamı yok. Oruç, bedeni ve ruhi arınmadır. Hissedilmeyenleri hissetmedir (açlık içinde yaşayanların), sabırdır. Oruçlu olduğu için başkasının karşısında yemek yenmesinden rahastsızlık duymamak, tam tersine bunu bir irade gücü olarak görüp daha da memnun olmak lazımdır bana göre. Kendimiz oruç tutuyoruz diye başkalarınında bize uymasını zorunlu görmemek gerek. Oruç tutulana gösterilen saygıdan daha önemlisi, oruç tutanın çevresine göstereceği saygıdır bence.
Bu arada eski Ramazanlar kalmadi yorumuna ben katiliyorum.Ayni sey Milli Bayramlarda da gecerli. Gelenek göreneklerle, tarihimizi yeni nesillere olmasi gerektigi gibi aktaramiyoruz.Genclerin akli fikri genelde, cep telefonu, araba, sinema ile mesgul. Ramazan olsun, Milli Bayram'lar olsun; bunlarin asil amaci toplumu birbirine baglamak. Teknoloji ve aciklik ile hayat cok hizli akar oldu. Insanlarda dogal olarak kendi hayatlarina konsantre oluyorlar. Sosyallesme kavrami degisiyor.