Herkese merhaba,
Dün akşam itibarı ile Ankara'ya ulaştık çok şükür..Evimizi özlemişiz valla. Özet olarak 2 haftalık zamana sıkıştırdığımız tatilimizi yazacağım, daha sonra ayrı başlıklar halinde fotoğraflardan bazılarını paylaşacağım siz dostlarımla:)))
2 hafta önce Cumartesi Ankaradan Eşim ve 2 arkadaşımız toplam 4 kişi ve ciddi yük ile 1987 Toyota Landcruiser BJ60 aracımızla Burdur-Tefenni üzerinden Fethiye'ye doğru yola çıktık. Ölüdeniz, Faralya Köyü'nden sonra Kabak Koyu'na ulaştık ve normal araçlarla ulaşımın imkansız olduğu bu mükemmel koyda Turan Campingde 1 hafta kendi çadırımızda konakladık. Bu süre zarfından sadece 1 defa kamptan ayrılarak Ölüdeniz'e gittik. Daha sonra arkadaşlarımızdan ayrılarak 1 haftalık Güneydoğu turumuza başladık.
Fethiye, Antalya, Manavgat, Konya-Bozkır, Pozantı üzerinden Mersin Çamlıyaylaya dağ otelimize ulaşıp 1 gece burada konakladık. Daha sonra Gaziantep günübirlik gezi üzerinden Şanlıurfa'ya geldik ve 1 gece de El-Ruha Hotel'de konakladık. Mardin ve Harran civarına odaklandığımızdan ötürü Urfa'da eşime sadece Balıklıgöl ve civarını gezdirdim ve direk Harran'a geçtik.
Harran gerçekten inanılmaz bir yer, görülmeli mutlaka. Harran'dan Mardin'e geçişi de Sumatar Harabeleri, Bazda Mağaraları, Şuayip Şehri gibi kalıntılar üzerinden Viranşehire giderek gerçekleştirdik. Mardin ise harbiden dünya gözüyle görülmesi gereken bir yer:)) 2 gece Artuklu Kervansarayı'nda konaklayıp Mardin ve çevresindeki tarihi yerleri, çarşıları vs gezdik.
Tam Mardin'den ayrılacak iken malesef benim vücut iflas etti ;D ;D ;D Aşırı ateş, ishal ve kusma ile tam anlamıyla çöktüm...Artık sıcak mı çarptı, zehirlendim mi, kolera mı oldum, yoksa turist hastalığına mı yakalandım anlamadım ama hepsi üst üste gelmiş gibi yamulttu beni. Bunun üzerine malesef Hasankeyf'i iptal ederek Diyarbakır üzerinden Elazığ-Keban'a hanımın köye direk geçiş kararı aldık. Tabi Diyarbakır'da ufak bir serum bağlatma molası ile ulaşabildim ancak:))))) Elazığ'da köyde 2 gün boyunca yattım ve kıçımdan iğne yedim:))))))))))))))) Ama iyi bir dinlenme ve iç temizliği oldu bana bu ;D Halen oturamıyorum o ayrı:))))
Sonunda Cumartesi günü (Dün) Kebandan direk Argovan, Hekimhan, Şarkışla, Gemerek, Kayseri, Kırşehir, Kırıkkale rotasını izleyerek ve 3 adet temiz OPET tuvaletinde ishal molası vererek Ankara'ya ulaştık:))) Ankara'nın havası 10 dakikada iyileştirdi beni valla seviyorum bu iklimi...
Tüm tatil süresince 3500 km'den fazla yol yaptık, 1200 TL'ye yakın mazot yaktık. Klima full açıktı ve ciddi yükümüz vardı. Km'de 30-32 kuruş gibi toplam bir ortalamamız var sanırım. (3.4 lt 4 silindir düz dizel)
Biri büyük olmak üzere 3 defa başımıza iş geldi. İlki daha giderken Burdur yakınlarında marş motorunun su koyması idi. Marş kaçırdığı için yola çıkmadan önce bunu yaptırmıştım ancak biryerde bir hata oldu muhtemelen. Aslında bu tarz tamiratları mutlaka 15 gün önceden yaptırıp denemek lazım, hata bendeydi. Eski aracımı sattığım Fethiyedeki arkadaş sağolsun yardımcı oldu ve Fethiye sanayisinde geç de olsa işimizi hallettik. Tabi oraya kadar arabayı vurdurup stop etmeden gittik.
Daha sonra Güneydoğuya geçerken GPS'in devamlı kullanımından dolayı çakmak girişi kablosu yandı, bu 5 dakikada halloldu tabi ;D Son olarak da sarsıntıdan benim kaportacının uyduruk taktığı portbagaj gevşedi ve öne yürüdü. Allahtan Anadolu tamircileri mükemmel, eskisinden daha güzel şekilde bağlandı tekrar...
Tehlikeli herhangi bir durum yaşamadık. Diyarbakır-Elazığ arasında Ergani-Maden-Hazar hattı biraz tehlikeli. Zaten tüm gezideki tek ciddi asker kontrolü buradaydı, onlarda tipimizi görüp durdurmadı bizi direk:))) Bir de Kızıltepeden Mardine geçerken yanlışlıkla Nusaybin'e geçmişiz tam karanlık çökerken. Nusaybin kırsalında başımıza bir iş gelmeden topukladık oradan:)))
Bunlar dışında 50 derecelere varan sıcaklıklarda 1 gram hararet yapmadan ve kaputu açmadan tüm gezimizi tamamladık.
Aklımda kalanlar ise:
-Mardin Devlet Hastanesi önünden aldığımız ve Diyarbakır'a bıraktığımız 3 genç turist. Bir fransız zenci, bir pakistan asıllı Newyorklu tarih öğretmeni, bir Hollandalı öğrenci. Hepsi bireysel gelip mardinde tanışıp arkadaş olmuşlar. Bizim ülkede otostop yapmanın zor olduğunu söylediler

))))))))) Bugüne kadar iyi hayatta kalmışsınız dedim:))) Helal olsun çocuklara biri Afrikadan başlamış, biri Suriyeden, biri bilmem nereden...
-Mardin Deyrülzafaran Süryani Klisesindeki mükemmel sunum ve rehberlik sistemi, buna karşılık bizim harabelerdeki terk edilmişlik ve duvar yazıları...Din değiştirmeme az kaldı...
-Harran'daki herşey...Dünya gözüyle görülmeli.
-Her kervansaray ve harabede yoktan varolan onlarca çocuk için bozuk para bulma telaşı...
-Kabak Koyu'nda çadırımızı kurduğumuz kümes yanındaki içime işleyen horoz sesi:)))))