0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
Geçen gün tamponu çizilen bir üyemize ,aman tartışmayın demiştim.Haklı olmak çok üzücü, geldiğimiz noktaya bakınız.Üstelik vatandaşımız iş adamı,belindeki şişkinlik belki silahı da var noktasında,sonuçta ne mi? olur,en fazla maddi hasarın tazmini için sigortacılar devreye girer,araç değer kaybı üzerine eklenir,zaten kamuoyu açıklamaları ile kısmen özür dilenmiştir denilir,vatandaş Kastamonu'dan gelir,oraya gitmiş,en fazla denetimli serbestlikle ortada gezer,pimi çekilmiş askeri mühimmat gibi,ta ki daha essahlı bir muhataba rastlayıncaya kadar.Trafik başlığı açalım düşüncesi vardı,kısmet baklavacı iş adamları vesilesi ile oldu.[/quote]Evet ,tahminim doğru çıktı dün denetimli serbestlikle salıverildiler,trafikte olanlar dikkat...
Adaletin bu mu dünya? Serbest bırakmak nedir ?
Bizim ülkede paran varsa herşey mümkün.
Önceden Adalet sosyal medya ile oluyordu birşey olduğun da sosyal medyada dalga yaptığında hemen gerekli ceza kesilirdi ama artık kesilmemeye başlamış
Bunun sosyal medyayla falan alakası yok. Sosyal medyanın etkisi ülkemizde gündem değişene kadardır. Ben 8 yıldır cezaevlerinde psikolog olarak çalışıyorum. Şuan Samsundayım. Samsundan önce Konya ve Oltuda görev yaptım. 8 yılda gördüğüm yüzler, tipler hiç değişmedi. Adamın yaralama veya hırsızlık suçundan 25-30 dosyası mevcut, ama iyi hal indirimi indirimi bu indirimi derken bir bakmışsın adam Denetime çıkmış denetimde rahat durur mu hop başka bir suç yine içeride. Ama nasılsa çıkacağını biliyor. Birde cezaevlerinin biz dilimizle ıslah çalışmaları yaptığımızı söylesek de bu pek mümkün olmuyor. 2011 yılında göreve başladığımda Türkiye genelinde 120bin mahkum vardı şuan bu sayı 200bini geçmiş durumda. Ki bir çoğuda indirim dediğimiz saçmalıklardan ya Denetimde yada tahliye edilmiş. Yani suç oranı her geçen gün artıyor ve biz yinede diyoruz ki bin kişiden birini yolundan döndürebilirsek bu bizim için kâr. E ama kardeşim geriye kalan 999 kişi dışarda binlercesinin canını yakıyor bunun hesabını nasıl vereceğiz. İnfaz sistemimiz ne yazık ki çok duygusal. Cezaevine giren mahkumun her türlü imkanı yerine getiriliyor, günde 3 öğün yemeği önüne gidiyor, her hafta ailesini görüyor yetmiyor her resmi dini bayramlarda, yıl başında 23 nisan 19 mayıslarda açık görüş veriliyor, her hafta telefonla konuşuyor, oda yetmiyor bak içerde uslu durursanız size eş görüşü telefon uzatması vs. ödüllerini veririz diyor, aile hekiminden tut, diş hekimine, öğretmeninden tut psikologuna kadar her türlü imkan elinin altında. Sorarım size a dostlar kaçınız günde 8-9 saat uyuduktan sonra uyuyamıyorum diye psikologa gittiniz. Hatta bir keresinde 18 yaş altında mahkum bir çocukla görüşüyorum, çocuk bizim müdavimlerimizden(yani sürekli girer çıkar). Sordum bir gün oğlum ne diye geliyorsun yazık değil mi gençliğini burada heba ediyorsun. Dediği şu abi burada sunulan imkanlar dışarıda yok ki! Hal böyle olunca bizler aslında cezaevlerini caydırıcı değil daha çok cazip hale getiren bir sistemin oyuncusu oluyoruz. Ülke genelinde suçluların yaş ortalaması genelde 18-25li yaş arasında. Zaten arkadaş ortamından dolayı bir kez cezaevine girdiyse ömrü cezaevine girip çıkmakla geçiyor. Konusu geçtiği her yerde söylüyorum, bizim cezaevlerine değil dışarıda bu gençleri eğitebileceğimiz bir zemin lazım. Güya her şehirde kültür merkezleri var bu kültür merkezlerini kaç kişi kullanıyor, kaç kişi biliyor. Genellikle bu salonlar hep boş kalıyor. Bu salonları bu gençlerle doldurup onlara seminerler kurslar verilse cezaevlerine bi dünya personel alınacağına bu yerlere görevine göre istihdamlar yapılsa, bazı şeylerin farkındalığı yapılsa ve suç işleyenlerin dışarı çıktıktan sonra hayatlarını devam ettirebileceği istihtam alanları oluşturulsa bugün çok daha farklı bir Türkiye olurdu. Aslında bunların hepsi açık cezaevlerinde var ama aslına uygun şekilde yerine getirilemiyor ne yazık ki. Cezaevlerinde mahkum ucuz işçi olarak kullanılır onlar uğraşır üretir kazancın büyük kısmı belli bir kesime pay edilir, mahkum tahliye edildikten sonra başı boş kalır çalışacak iş ortamını bulamaz ve yine aynı kısır döngü başlar.Normalde mesleki olarak cezanın pek taraftarı olmasam da cezaevlerinin iyi bir yer değilde kötü bir yer olduğunu gösterebilmek adına cezaların bu kadar basit olmaması gerektiğini ve cezasını çekerken topluma faydalı hale getirebilmek için daha farklı yöntemler bulmalıyız.