Gönderen Konu: Fıkralar & Karikatürler  (Okunma sayısı 328691 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Resim gençliğimden (42 yaşımdayken)
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: B+
  • 15 kere teşekkür etti
  • 84 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #300 : Temmuz 12, 2012, 12:17:14 »
Ula uşaum, ne isteysiuz ha pu lazlardan daa

Toyota Club Türkiye

Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #300 : Temmuz 12, 2012, 12:17:14 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • İki çeşit araba vardır.TOYOTA ve diğerleri
    • Toyota club
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #301 : Temmuz 12, 2012, 12:55:43 »
Ula uşaum, ne isteysiuz ha pu lazlardan daa
hamsi
 :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D :D
2oo8 toyota™ corolla 1.6 elegant (tüpsüz) 124bg düz vites
1  3  5
|--|--|
2  4 ®

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #302 : Temmuz 14, 2012, 10:28:41 »


ahahahah :D

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Durum: Sakin
  • Araç: Verso
  • Kan Grubu: A-
  • 22 kere teşekkür etti
  • 22 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #303 : Temmuz 14, 2012, 10:38:28 »
Siyaset işte :)
397-393-389-385-381 yok dolacak gibi değil.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #304 : Temmuz 14, 2012, 10:54:24 »
tabi tabi :D siyaset, 

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Durum: Sakin
  • Araç: Verso
  • Kan Grubu: A-
  • 22 kere teşekkür etti
  • 22 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #305 : Temmuz 14, 2012, 11:09:47 »
Siyasetin doğası bu malesef. Al birini, vur ötekine.
397-393-389-385-381 yok dolacak gibi değil.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 100
  • Model Yılı: '10
  • 367 kere teşekkür etti
  • 316 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #306 : Temmuz 14, 2012, 13:08:38 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Rav 4
  • Kan Grubu: A-
  • Kilometre: 125000
  • Model Yılı: '14
  • 3 kere teşekkür etti
  • 28 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #307 : Temmuz 19, 2012, 10:48:32 »


BUNLAR BIRILERININ, ITIRAFLARI BUYRUN OKUYUN.....

     Gayet saf, terbiyeli, iyi niyetli(!) bir kız arkadaşımla; yine aynı derecede saf, terbiyeli, iyi niyetli, mülayim bir erkek arkadaşımı hayırlara vesile olsun diye Msn'de tanıştırıyorum. Bunlar bir süre konuştuktan sonra buluşmaya karar veriyorlar. Akşam heyecanla kız arkadaşımı arıyorum önce. "Ee nasıl geçti?" diyorum. Arkadaşım son derece sinirli cevap veriyor. "Erkek milleti değil mi, hepsi aynı. Daha bir saat geçmeden, tuttu bana 'Sekste güçlü müsün?' diye sordu. Bastım tokadı, gittim yanından!" diyor.

     Şaşkınlıktan dilim tutulmuş bir vaziyette kapatıyorum telefonu ve bu sefer diğer arkadaşı arıyorum. "Hayrola, kavga etmişsiniz sanırım? Ne iş?" diyorum ve gülmekten elimdeki telefonu düşürten cevap geliyor: "Valla hiçbir bok anlamadım! Kadınlara yaşı sorulmaz falan derler ama bu kadarı fazlaydı.'Seksen üçlü müsün?' diye sordum, bastı tokadı, ardına bile bakmadan gitti yaa..."

     Bayramda bilmediğim bir numaradan gelen mesaj: "Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar sağlık ve mutluluklar dilerim." Benim cevabım: "Teşekkürler ben de sizin bayramınızı kutlarım. Keşke bir de isminizi bahşetseydiniz  " Gelen yanıt: "Keşke sen de müdürünün telefonunu kaydetseydin..." Biliyorum, bana kırmızı çok yakışıyor.
    İşyerime arkadaşım ziyarete geldi. Ne içmek istediğini sorduğumda çay cevabı ile 5-6 metre uzakta olan askerime, 2 işareti yapıp çay karıştırma hareketini yaptım. Asker olduğu yerde 2 kere döndü. Bir an arkadaş koptu, ben şaşkın...

     "Allah aşkına yeter hanım. Bir kerecik de iç de bana. Rakı iç, viski iç, sigara iç de." diyen babam; "Öyle hepsini tek tek söyleyemem; topluca zıkkımın kökünü iç diyeyim, anlaşalım!" diyen de annem olur.

    Tavuk almak için marketin kasap reyonuna gidip iki küçük göğüs istiyorum. Onlar paketlenirken ben diğer alacaklarımı alıyorum. Geri döndüğümde paketlemeyi yapan eleman olanca sesiyle bağırıyor: "İki küçük göğüs sizin miydi?" Evet benim Allah'ın cezası, benim!
    Hızlı hızlı ayakkabılarını giymeye çalışırken bana sesleniyor; ''Ben 5 dakikalığına komşuya gidiyorum, yarım saat sonra yemeği ocaktan almayı unutma sakın!"


    Beş kız arkadaş evlilik üzerine koyu bir sohbete koyulduk. Altı aylık evli olan arkadaşımız "Arkadaşlar kesin evlenin." dedi. İlk defa evli olan birinden güzel bir söz duydum diyordum ki "Aranızdaki tek salak ben olmak istemiyorum!" diye devam etti.   Anneme sürekli "Seni çok seviyorum" diye mesaj atan babama "Hep anneme mesaj atıyorsun! Biz neciyiz, insan bir kere de çocuğuna mesaj gönderir..." türü bir ton sitemde bulunuyorum, gülüp geçiştiriyor. Beş, on dakika sonra telefonum bipliyor, babamdan mesaj geliyor: "Anneni çok seviyorum."

    Yemeği biten müşteriye yaklaşıp "Kaldırayım mı efendim?" diyen garson arkadaşıma gıcık bir gülüşle "Hangisini?" diye sorarak masayı kahkahaya boğan adamı değil, buna cevap olarak "Hangisini yediniz?" diye yapıştıran arkadaşımı huzurlarınızda alkışlamak istiyorum!

    Hidroelektrik santral testinde, telsizden, "Barajdan suyu verdik, gelin gibi geliyor." diye anons geçen şantiye şefidir. Borulardaki patlakları görüp "Sizin gelin kız çıkmadı, boruda patlaklar var, suyu kesin!" diye anons geçen salak benim. "Santral'e geliyorum Zıpırım, bütün deliklerini kapatacağım." diye anons geçen de genel müdür olur.


    Acile kafa travmalı zil zurna sarhoş bir hasta getiren hasta yakını, hastaya bakıp ''CT (siti) çekelim" diyen uzman doktor ve ''Bana kimse s.ktir çekemez laaaaan!'' diye ayağa fırlayan sarhoş, gecemize neşe kattınız, sağolun.
    Şehirlerarası otobüste gece 23:00'dan sabah 05:00'a kadar nefes almadan konuştuktan sonra, şoföre; ''Kaptan bey evladım, kusura bakma seni de uyutmadık!'' diyen yurdum teyzesine alkış yok mu?

    Az önce, bir senedir peşimden koşan makine mühendisi vatandaşın SSK dökümüne baktım, primleri 5,700'den yatıyormuş. Allah'ım, aşık mı oluyorum ne?

     Sosyal Bilgiler 4. sınıf sınavında, "Savaşa gidip, savaştan sağ dönen askere ....... denir." sorusuna, "Hoşgeldin" yazan benim canım öğrencimdir.

     İslamiyeti kabul etmiş ilk Türk boyu........ 'dır şeklindeki boşluk doldurma sorusuna "1.65" yazan öğrenciye sizce kaç verilir? Bence bu yaratıcı zeka 100 ile ödüllendirilmelidir.
 
     Üniversite öğrencisi olan kardeşimi annem arıyor, "Alo Nihal kızım, Nihal duyuyor musun?" Kısa bir şaşkınlıktan sonra kardeşim "Nihal kim anne, ben Ece" diyor ama annem ısrarla Nihal diye sesleniyor. Kardeşimin artık kızdığını anlayınca da bombayı patlatıyor. "Kredi kartı ekstren geldi de, belki kendini Adnan Ziyagil'in kızı zannediyorsundur diye öyle dedim."
        Kendini fazlasıyla beğenen arkadaşım ''Ne olacak böyle, bıktım vallahi. İşyerinde peşimden koşmayan erkek yok neredeyse.'' diyerek bana dert(!) yanıyor ve onu teselli(!) edecek cümleyi kendisine yöneltiyorum; ''Ah tatlım, erkekler topun da peşinden koşuyor ama tekme atmak için.''

     Yaprak Dökümü dizisini ailece düzenli olarak izliyoruz. Her hafta birilerinin başına ters olaylar gelip durmasına, her aksi şeyin hep bu aileyi bulmasına anneannemin bomba yorumu, ''Cünüp mü dolaşıyor bunlar ne?'' oluyor.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Seni unutmayacağız Burak TOLGA
    • www.IMAN ILE TOYOTA'NIN KIMDE OLDUGU BELLI OLMAZ.com.tr
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Kilometre: 109000
  • Model Yılı: '12
  • 536 kere teşekkür etti
  • 508 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #308 : Temmuz 19, 2012, 21:26:53 »
Hahahahaha çok güzeldi hepsi :rofl: :rofl:
Yalan doğrudan, karanlık aydınlıktan kaçar
Güneş yalnızdır ama, etrafına ışık saçar
Üzülme, doğruların kaderidir bu yalnızlık
KARGALAR SÜRÜYLE,KARTALLAR YALNIZ UÇAR

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Durum: Sakin
  • Araç: Verso
  • Kan Grubu: A-
  • 22 kere teşekkür etti
  • 22 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #309 : Temmuz 20, 2012, 08:17:18 »
Paylaşım için teşekkürler :)
397-393-389-385-381 yok dolacak gibi değil.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • İki çeşit araba vardır.TOYOTA ve diğerleri
    • Toyota club
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #310 : Temmuz 20, 2012, 14:28:00 »
Temel ve arkadaşları ava çıkmışlardı.İlk önce küçük bir in gördüler.Bu tavşan iniydi.Önüne atlayıp avladılar.İleride daha
büyük bir in vardı.Bu tilki iniydi.Önüne atlayıp avladılar.İleride daha daha büyük bir in vardı.Bu ayı iniydi.Yürüdüklerinde
daha büyük bir in vardı.Temel:
-Bu ne ini bilmiyorum.dedi.
Fakat önüne atladılar.Ertesi gün gazetede şu haber vardı:
-Üç avcı trenin altında ezilerek can verdi.
 :parti: :parti: :parti: :parti:
2oo8 toyota™ corolla 1.6 elegant (tüpsüz) 124bg düz vites
1  3  5
|--|--|
2  4 ®

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • serdar_tanitmis@hotmail.com
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 6 kere teşekkür etti
  • 20 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #311 : Temmuz 24, 2012, 08:12:17 »
komutan emir erinden laser yazici istemistir. emir eri de yazici dursunu tuttugu gibi komutanin yanina götürür... bunu gören komutan hiddetlenir bunu niye getirdin ben senden lazer yazici istedim der. emir eri de;komutanim bu dursun trabzonlu yani laz hem er hem de bizim yazici onun icin getirdim der.. bunun üzerine komutan iyice hiddetlenir... iyi ki scanner istemedim...
 :alkis: :lol: :lol: :lol: :lol: :rofl: :rofl: :rofl:
Her zaman doğruyu söyle hiçbir zaman ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 100
  • Model Yılı: '10
  • 367 kere teşekkür etti
  • 316 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #312 : Temmuz 24, 2012, 09:28:44 »
komutan emir erinden laser yazici istemistir. emir eri de yazici dursunu tuttugu gibi komutanin yanina götürür... bunu gören komutan hiddetlenir bunu niye getirdin ben senden lazer yazici istedim der. emir eri de;komutanim bu dursun trabzonlu yani laz hem de bizim yazici onun icin getirdim der.. bunun üzerine komutan iyice hiddetlenir... iyi ki scanner istemedim...
 :alkis: :lol: :lol: :lol: :lol: :rofl: :rofl: :rofl:


Komutanim Hem LAZ hem ER hem de YAZICI

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Rav 4
  • Kan Grubu: A-
  • Kilometre: 125000
  • Model Yılı: '14
  • 3 kere teşekkür etti
  • 28 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #313 : Temmuz 25, 2012, 15:06:33 »
                                   “ABEYİMİNKİ CIKGADADU...”

                       Gelecekti, geliyordu derken 2000 yılına erdik.
Bilimsel görüş 21. yüzyıla girmemiz için  bir yıl daha olduğunu söylüyor ama genel kabul  2000’le birlikte 21. yüzyıla girildiği şeklinde.
Aslında, insanoğlunun büyük beklentiler içinde olduğu 21. yüzyıla şu son 10 yılda korkunç bir hızla girildi bile.
Buna karşın, “21. yüzyıla girdik de ne oldu; ne değişti?” diyenler var.
Sini bezine sarılı tepsiyle pastırmalı ekmek taşıyanlara ya da sokak aralarında eşek yükü odun satanlara bakıp 20. yüzyılın başladığından bile şüphe duyanlar olabilir.
Lakin öyle böyle değil, büyük değişiklikler yaşadık, yaşıyoruz.
90’lı yılların başından itibaren yepyeni şeyler, yepyeni alışkanlıklar girdi hayatımıza.
Örnek mi?
                      Kafanızı kaldırıp şöyle bir çatılara, balkonlara bakın. Hatta şehir dışına çıktığınızda yol boyunca rastlayacağınız köylere bir göz atın. Dört bir yanımızın çanak antenlerle dolu olduğunu göreceksiniz.
Çanak anten ne? Uydudan yapılan televizyon yayınlarını almaya yarayan bir cihaz.
Uydudan!
Kastamonu’ya televizyon yayını bundan 25 yıl kadar önce ulaştığında “uydu” deseniz, “Yok valla uymadı abey” cevabı alırdınız.
Yoktu ki böyle bir şey.
Kastamonu’ya televizyon yayınını Ferit Usta getirmişti ilk. Kendi yaptığı ilkel yansıtıcılarla. Biri Ilgaz’a, diğeri Kale’ye kurulan yansıtıcılar, TRT’nin yaptığı siyah - beyaz yayını ulaştırıyorlardı Kastamonu’ya.
O da ne kadar ulaşabiliyorsa.
Ne düzinesine bereket kanal vardı, ne de uzaktan kumanda cihazı. Doğal olarak zaplayamıyordunuz. Zaplamak yerine saplanıp kalıyordunuz alternatifsiz tek kanalın karşısında.
                         Çanak antenlerin yerinde devasa çubuk antenler vardı çatılarda. Ve o antenleri sağa sola çevirerek, ilkel yansıtıcıdan gelen yayını yakalamaya çalışan televizyon sahipleri! Sanki antenlerin birer doğal parçası gibi çatılarda durur, oradan aşağıya seslenirlerdi:
– Gıız! Şindi nasıl, şindi nasıl?..       
Aşağıdan gelen cevap genelde aynı olurdu:
– Garlı... Garlı...
Çatıdaki kişi kendi kendine homurdanırdı: “…..kodumun anteni, gösteremedi gitti...”
O yayın bir türlü istenildiği gibi alınamazdı ama faça bozukluğu vermemek, gıcır gıcır yüzlüklerden bir deste verilerek satın alınmış “Şep Lörenz” marka televizyonun namusuna halel getirtmemek için “Sizde görüntü nasıl” diye soran komşuya yalan söylenirdi:
– Bizimki daş ayna...
Bu cevabın, kar görüntüsü seyretmekten gözleri şaşmış komşuyu çıldırtacağı bilinirdi.
Yayın birkaç günlüğüne düzelecek gibi olduysa bile, bu işin özürlüleri daha iyi görüntü yakalama sevdasıyla Kale’deki yansıtıcıyı kurcalamaya çıkarlardı. Ve görüntü bu kurcalamalar nedeniyle bir gidip bir gelmeye başladığında evlerden şu nida yükselirdi:
– Elleyala!
Yansıtıcının kurcalandığını ifade eden bu çığlık hem duyulan öfkeyi dışarı vurur, hem de işin teknik yanının bilindiği böbürlenmesinin aracı olurdu.
Şimdi 2000’li yıllardayız ve televizyon ekranlarımızda onlarca kanal var. Hatta 21. yüzyılın hediyesi “digital receiver” kullananlar için yüzlerce kanal...
Az değişiklik mi  bu?
21. yüzyılla birlikte kıraathane alışkanlıkları da değişti.
Artık “kaave”ye değil, “Internet Cafe”ye gidiyor (pardon, takılıyor) gençlerimiz.
Kahvelerin yüzyüze sohbet sıcaklığı, Internet cafelerde bilgisayarla yapılan elektronik sohbetlere yani “chat”lere bıraktı yerini.
Geçen yüzyılda lakapları olurdu insanların.
Meçelağ gibi... Kör İsmail, Sarı Kemal, Deli Ziya, Bülbüloğn Hayri gibi... Dötüböyüklerin Seyin gibi...
Kahve sohbetlerinde ya da günlük hayatta bu lakaplarla anılırdı kişiler.
O devir gerilerde kaldı. Internet cafelerde, evinde ya da  işyerinde elektronik sohbete takılanların “nick”leri var artık.
Sexy gibi... Klavye, gece kuşu, yalnız fıstık, aganigi gibi... Zombi gibi...
Şimdi gençler Merkez Kıraathanesi’nde değil “zurna” kanalında sohbet ediyor, ortamektebinin “Wembley” namlı bahçesinde değil FIFA 2000 bilgisayar oyununda top koşturuyor ve hatta okey oynayacaksa bile dördüncüyü aramak yerine “www. okey...”de sıraya giriyor.
21. yüzyıl böyle bir şey işte.
Hem boklu derenin üzerinde ATM var artık! Bir küçük kartı deliğe sokup maaşını çekiyor, havale yapıyor, hisse senedi, döviz alıp satıyor insanlar.
Daha nasıl olacaktı 21. yüzyıl?
Ha, bir de Tosya çakısının yerini cep telefonları aldı, pantolon kayışlarında. Bunların her ikisini, hatta Ray - Ban gözlüğün kılıfıyla nikelaj zincirli anahtarlığı da kayışa asıp,  bir de kuyruk sokumu nahiyesine 14’lü sıkıştırarak çağdaş Yorgansız Hakkı gibi dolaşanlar da az değil!
20 yıl kadar önce şehirlerarası telefon görüşmesi yapabilmek için 5 - 6 saat beklemek zorunda kalan bizler, şimdi cep telefonlarımızla helâdan bile dünyanın öbür ucuyla görüşebiliyoruz.
21. yüzyıl daha nasıl olacaktı?
Bu cep telefonu denilen şeytan icadı çıktı çıkalı övünme biçimleri ve ölçüleri bile değişti.
Geçmişte, sahip oldukları alet edevatın büyüklüğüyle övünürdü er kişiler.
Şimdilerde ise, “Seninki ne kadar” sorusuna “İki tutam dört parmak, anten hariç” cevabı vermek yüzünü kızartıyor kişilerin.
Çünkü ne kadar küçüğüne sahip olursanız cep telefonunun, havanız bir o kadar artıyor.
“Abeyiminki cıkgadadu... görsen çakmak sanağsın” denildi mi, kendisinden söz edilen kişi eriyip bitiyor. (Meali: Abiminki küçücüktür, görsen çakmak sanırsın)
Cep telefonunun küçüklüğü, kendisini bulunduğu mecliste bir büyütüyor, bir büyütüyor ki, bu kadar olur.
Hani, 20. yüzyılda aynı şeyi söylese, yani “Abeyiminki cıkgadadu, görsen çakmak sanırsın” dese tabancayı çekip vuracağı arkadaşını, cep telefonuna, dolayısıyla kendisine yönelik övgüsünden dolayı bir öpmediği kalıyor vatandaşın.
Bunu bile değiştirdi 21. yüzyıl; daha ne değişecekti ki?

•••

Böyle demişiz altı yıl önce. Aradan geçen süredeki değişiklikleri de bir başka yazıda konu ederiz artık.

 Cemil Özel / Kastamonu Gazetesi

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Toyotasız, Araçsız, Yaya :)
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
  • Model Yılı: -
  • 4 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #314 : Temmuz 27, 2012, 14:04:03 »
BEKÇİ...


Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Durum: Sakin
  • Araç: Verso
  • Kan Grubu: A-
  • 22 kere teşekkür etti
  • 22 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #315 : Temmuz 27, 2012, 14:23:28 »
397-393-389-385-381 yok dolacak gibi değil.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Grafik Tasarımcı Fenerbahçe aşığı
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #316 : Temmuz 27, 2012, 14:56:39 »
BEKÇİ...

çıkartılan hep az maaşlı olan oluyor
Son Sözümüz FENERBAHÇE

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • TcT Onaylı Firma
  • ****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: 0-
  • Kilometre: 12000
  • Model Yılı: '15
  • 1041 kere teşekkür etti
  • 900 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #317 : Temmuz 27, 2012, 15:28:41 »
çıkartılan hep az maaşlı olan oluyor
+1

En çok işide en az maaş alan yapıyor .

Böyle adaletin ...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Grafik Tasarımcı Fenerbahçe aşığı
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #318 : Temmuz 27, 2012, 15:34:37 »
+1

En çok işide en az maaş alan yapıyor .

Böyle adaletin ...
+1
Son Sözümüz FENERBAHÇE

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • serdar_tanitmis@hotmail.com
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 6 kere teşekkür etti
  • 20 kere teşekkür edildi
Ynt: Fıkralar & Karikatürler
« Yanıtla #319 : Temmuz 27, 2012, 17:49:37 »
dunyanin adeleti
Her zaman doğruyu söyle hiçbir zaman ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın...