''Osmanlıca'' ile ilgili oldukça ilginç yaklaşımlar da mevcut aslında, umarım medya organları bunlardan da bahseder. Mesela Şemseddin Sami beyin tespitleri gerçekten çok ilginç. Kısaca;
''Dil'in kültürel temelini ve bu temelin Osmanlı'dan çok daha eski bir medeniyet olan Türk toplumuna dayanmakta olduğunu ve dolayısla isminin de Türkçe olması'' gerektiğini savunmuştur. Kullanılan yazı dilini de ''Türki Garbi'' olarak adlandırmıştır. Yani; Batı Türkçesi. Şimdi ''batıya özen'' gibi düşüncelerin olduğunu düşüneneler bu düşüncelerini nasıl değiştirecek acaba. Tarih gerçekten şahsen araştırılması gereken ve asla siyasi yaklaşımlardan öğrenilmemesi gereken bir bilim, araştırma dalıdır sanırım.
Sonuçta bir dil, bir devlet ile kurulmaz, yüzlerce, binlerce yıllık birikimlerin bir sonucudur.
Bir de kronolojik olarak düşünülürse tek bir Osmanlı Türkçesi mevcut değil.
''1876'da ilan edilen Osmanlı İmparatorluğu ilk anayasası olan Kanun-i Esasi'nin 18. maddesinde devletin resmî dilinin "Türkçe" olduğu belirtilmiş ve Türkçe bilmeyenlerin devlet memuriyetine alınmayacağı ifade edilmiştir.
“ Madde 18:Tebaa-i Osmaniyenin hidemat-ı devlette istihdam olunmak için devletin lisan-ı resmîsi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır.''
Çok ilginç değil mi!?

Tüm bunların yanında bu dilin de en azından akademik seviyede bilinmesi gereklidir de, bunu da göz ardı etmemek gerekir bence.Sonuçta korunması ve ve geçmişin incelenmesi için kullanılması gereken bir dildir. Osmanlı arşivleri hiç de yabana atılacak boyutta değildir.