Filme geçicem ama cübbeli ahmet hocanın videosunu izleyince aklıma bir hikaye geldi anlatmadan geçemicem. Zamanında avrupada bu skolastik düşüncenin egemen olduğu yıllarda bir manastırda keşişler bir tartışmaya tutuşmuşlar. Demişler ki atın ağzında kaç diş vardır. Biri şu kitaba bakalım, biri incile bakalım, biri şu azinin yorumlarını inceleyelim falan diye baya koyu bir tartışma içerisine girmişler. Onları dışarıdan izleyen bir kilise öğrencisi uzun süre tartışmayı dinlemiş sonra bir ata, bir göğe birde bizim zangoçlara bakmış ve kendini tutamamış demiş ki''Yahu niye tartışıyosunuz açın atın(beygirin)ağzını sayın. Ne gere var kitaba bakmaya böyle tartıışmaya at burada!!'' Vay efenim sen nasılda kitabı yok sayarsın, vay efenim sen kafir misin, vay efenim kitaba bakmaya ne gerek mi var diyerek bizim öğrenciyi önce aforoz sonra da idam ederler.
Film bence Cristopher NOLAN'ın en iyi filmi, tabi bunda Jonathan NOLAN'ın senaryonun büyük bir kısmında emiğinin olması da çok etkili bence. Arkadaşlarında dediği gibi astroloji ve kuantum üzerine bir film ve ilgisi olmayan arkadaşlara kesinlikle gelmez ama 3 saat uzun demişler bence tam kıvamında. birkere film kesinlikle aksiyon değil ve filmin ritmi öyle bir seyirde gidiyor ki ne durağan ne de çok harekli. Filmin ritmi zaten seyirciye hangi duyguyu yaşatmak istediğini anlatmak ister gibi. hele müzikleri Cristopher nolan hans zimmer'den bu film için çok özel bişeyler yapmasını istemiş ve adamda yapmış. her ne kadar filmi izlemeden yapsada adam tam oturtmuş resmen. filmdeki dram unsuru müthiş bence ki yine nolan'ın işlerinde en sevdiği şeyde bu zaten dram olacak aga der gibi.
Hele kuantum fiziğinin verdiği özgürlük alanını bence senaryoda cok iyi kullanmış ve her zaman ki gibi olay örgüsü karışık ve tahmin edilemez. bu arada bir arkadaş ışık hızı geçilemez tarzı birşey demiş ama o teori yalanlandı yani ışık hızı ölçüt ama aşılamaz değildir
Bu tarz şeyleri seven insanlar izlesin kısaca mümkünse sinemada izlesin
