Konu: Zeytin - Zeytinyağı.

[(Gizli Üye)]

Ümit Şahantimor beyin önerisine katılıyorum,Riviera olandan kesinlikle uzak durunuz,sızmanında taş baskı,soğuk sıkım,erken hasat ve normal hasat gibi bir takım farklı zeytinyağı elde etme yöntemleri var fiyatlar doğal olarak fark ediyor,hatta geçen yıldan kalan yağı taze yağ diye satabilirler,tağşiş olarak ta boş tenekeye çok az miktarda zeytinyağı koyup (veya esansı)üzerine daha ucuz olan ayçiçek yağı ,pamuk yağı gibi değişik yağlar koyup satıyorlar bu nedenle belli başlı yöresel markaları yakından tanımak mümkün değilse tahmini yıllık tüketimi belirleyip sıkım yerinden almak maddi ve manevi olarak akıllıca olur varsın asidi yüksek,isterse düşük olsun ancak saf zeytinyağı olsun.

[(Gizli Üye)]

Barış bey o ünlü markaların zeytinyağı diye sattıkları ürünler ısıl işlemlerden geçiyor gerçek zeytin yağının rengi ayçiçek yağına göre koyu olur ve daha yoğundur,sözde sızma diye sattıkları ürünler tavada yanmıyor bile bizim yağlardan alanlar abi bu nasıl birşey diyorlar böyle bir tat yok bu güne kadar zeytinyağı yememişiz diyenler oluyor,oyüzden size tavsiyem bölgenizde varsa zeytinyağı fabrikası gidin orada bekleyin zeytin sıktırmaya getiren kişilerden direk alınız hilesiz hurdasız olur ve daha uyguna gelir,yerinde asit düzeyi ölçümü bile yaptırabilirsiniz.

yok ünlü marka derken markettekilerden değil de bu dünyada zeytinyağı yarışmaları oluyor onları takip ediyorum,orada derece yapan butik markalar var Türk onlardan tercih ediyorum,birde euro düşükken Yunanistan thassos adasından getirtiyordum.Altınoluk da Midas marka var bazen de ordan alıyorum.Ama kesinlikle köylülerden almıyorum:) varsa tavsiye markanız seve seve denerim ancak çok hafif olanlar hoşuma gitmiyor yani bariz zeytin tadı ve kokusu yoğun seviyorum.Sizin yağı da denemek isterim.
Mesaj Birleştirildi: Ekim 29, 2020, 20:45:05

Ümit Şahantimor beyin önerisine katılıyorum,Riviera olandan kesinlikle uzak durunuz,sızmanında taş baskı,soğuk sıkım,erken hasat ve normal hasat gibi bir takım farklı zeytinyağı elde etme yöntemleri var fiyatlar doğal olarak fark ediyor,hatta geçen yıldan kalan yağı taze yağ diye satabilirler,tağşiş olarak ta boş tenekeye çok az miktarda zeytinyağı koyup (veya esansı)üzerine daha ucuz olan ayçiçek yağı ,pamuk yağı gibi değişik yağlar koyup satıyorlar bu nedenle belli başlı yöresel markaları yakından tanımak mümkün değilse tahmini yıllık tüketimi belirleyip sıkım yerinden almak maddi ve manevi olarak akıllıca olur varsın asidi yüksek,isterse düşük olsun ancak saf zeytinyağı olsun.

Tokay abi ben bir ara amatörce imalatı ile ilgili baya araştırdım genelde 50 kilodan 5 litre çıkıyor(sıkıma göre tabi)Ham zeytin fiyatı da belli zaten oradan zaten olabileceği minimum rakam çıkıyor.

[(Gizli Üye)]

MÜKEMMEL ÖNERİ 🌹

Çam ağacı dikmeyin!!
Meyve ormanları oluşturulmalı!

Gazeteci ve televizyoncu ünlü Gülgün Feyman Budak, tüm Türkiye’ye çam ağacı yerine zeytin ağacı dikin çağrısı yaptı. Gülgün Feyman Budak, “Çam ağacı ABD’nin Türkiye’ye bir tuzağıdır “ dedi.

Gülgün Feyman Budak, açıklamalarına şöyle devam etti, “Marshall yardımlarıyla
(Truman anlaşmaları  1947 yılı) Ege ve
Akdeniz bölgemizdeki milyonlarca zeytin ağacımız kökünden sökülerek gemilerle Avrupaya götürüldü.
ABD bize bu ağaçların yerine milyonlarca kavak ve çam(çıra) fidanı verdi. Kavak ağacı memlekette alerjik hastalıklar başlattı.
Çam ağacı ise bildiğimiz yağlı çıra idi. Dağlarımıza ovalarımıza her yere diktik.
Hiçbir işe yaramayan bu ağaç, ülkemizin dağına bayırına dikilen saatli bomba oldular.
Bu ağaçlar yandığı zaman kozalakları patlayarak yanar halde 200 metre uzağa fırlamakta oradaki çam ağaçlarını da tutuşturmaktadır. Bugüne kadar kimi gördüysem yetkili yetkisiz, beyinli beyinsiz herkese anlattım. "ABD, bizim gibi "haini bol" ülkelerin coğrafyasını çam (ÇIRA) ormanlarıyla dolduruyor, içimizdeki hainlerin sayesinde bir kibrit çakmasıyla 100 savaş uçağının verdiği zararı veriyorlar.
Şimdi soruyorum size devletimiz bu çam ağaçlarının yerine zeytin, ceviz, badem,
incir, sakız ağacı dikse hem bu ağaçlar kolay kolay yanmaz hem de köylümüze bir gelir olur” ifadelerini kullandu.

Bir yerde okudum. Paylasmak istedim..

[(Gizli Üye)]

Yazdıklarım teknik bilgi olmamakla birlikte benim kişisel düşüncelerimdir.

Mevye ağaçları dikilmeli mi, doğrudur dikilmeli, ancak çoğu meyve ağaçları bakım ister, su ister. Naziktir, çapa ister. Doğal böcek türlerine karşı dayanıksızdır. Bu nedenle bahçelere ekilebilir, özel koru tarzı ormanlık alanlar oluşturulabilir. Ancak büyük hektarlarda meyve ağacı dikmek biraz zor olur kanımca. Ancak köylü ile el ele verilip, hazine arazilerinde belirli alanlara ekim yapılıp, bakım, koruma ve ürünleri köylüler üzerine verilebilir.

Bununla birlikte ülkemiz ormanlarında binlerce yıldır birçok ağaç türü vardır ve ülkemizde ki ormanlar abd'nin bize gönderdiği ağaçlarla oluşmamıştır. Bazı ağaçlar yangına dayanıksızdır, ancak doğal koşullara dayanıklılığından tercih ediliyor olabilir.

Ayrıca ormanlara en büyük tehdit insanlardır. İnsan elinin değmediği yerlerde yıldırım harici yangın çıkma olasılığı çok azdır. Bizlerin doğaya attığı cam şişe kırıkları, orman içinden geçen yüksek gerilim hatları, orman içinde yapılan pikniklerde yakılan ateşler olmasa ormanlar kolay kolay yanmaz. Aşırı sıcaklardan orman kanımca yanmaz. Bugüne kadar güneşin altında ki kuru odunun durup dururken yandığını gördünüz mü? Onu yanmaya teşvik edecek bir ateşleyicinin, mercek görevi görecek bir cismin olması gerekir. Onu da bizler sağlıyoruz zaten.

Bunun yanında, tarım arazisi, ev yapmak, bahçe oluşturmak için yaktığımız, kestiğimiz ormanlarda ayrıca değerlendirmek lazım. Orman yanında bulunan tarlasında ki anızı sürüp, nadasa bırakıp kuru otları yok etmek yerine yakan ve yaktığı anızı kontrol edemeyen insanların sebep olduğu orman yangınları da cabası.

Yazıyı okuduktan sonra ülkemizde ki ağaç çeşitliliği nedir diye araştırırken Orman Genel Müdürlüğünün bir kitapçığına rastladım. Hem ağaçların cinslerini foto olarak atıyorum, hemde pdf olarak yayınlanmış kitapçığın linkini ekliyorum. Kitapçıkta bölge bölge harita harita Ülkemizde ki ağaç çeşitliliği yayınlanmış. Hele ki bazı endemik ağaç, bitki türleri sadece bizim bölgemizde yetişmektedir.

https://www.google.com/url?sa=t&source=web&rct=j&url=https://www.ogm.gov.tr/ekutuphane/Yayinlar/Orman%2520Atlasi.pdf&ved=2ahUKEwjflo3Mhv_sAhWRz4UKHc3OBi0QFjAAegQIAhAB&usg=AOvVaw0G1pT2Ga7dA1zZAGBF4Zsp

[(Gizli Üye)]

Bizim coğrafya komple kel dağmışta Amerika bize çam diktirmiş ha buna gülerim
Ege bölgesinde ki o kadar çamları Amerika diktirmiş değilmi çam hiçbir işe yaramıyormuş öylemi bide hanımefendi beyinli beyinsiz ifadeleri kullanmış ilk önce bir okusun öğrensin çam ağacı nelere yararmış hangi hastalıklara iyi gelirmiş bir baksın,
Elbette meyve ağacı dikilebilir ama her yerde her ağaç yetişmez faydadan çok zararı olabilir,ağaçlar sadece kâr amaçlı değerlendirilmemeli aynı zamanda doğal dengeye faydaları saymakla bitmez,rüzgar,erezyon,yağmur vs herşeye faydası vardır meyve ağaçları çoğu saçak köklüdür sarp yamaçlı arazilerde toprak erezyonuna faydaları olmaz ama çam gibi yabani ağaçlar kazık köklüdür ve çok uzaklara kalın kökler atarlar toprağı adeta zincir halkarı gibi sararlar havayı temizlerler,yerleşim yerine yakın atıl olarak duran hazine arazileri ne zeytin veya havası ve toprağı elverişli ise fıstık dikilebilir,çorak arazilere badem ağacı dikilebilir bu işlerin hepsi orman bakanlığı ile değerlendirerek yapılmalı uzman görüşleri alınmalı,
İllaki mali getirisi olan bir meyve ağacı dikilecekse bu iş kontrollü yapılmalı bölgesel iş gücü değerlendirilmeli mali getiri oluşturalım derken bölgede arz talep dengesi korunmalı diğer ürünlerin önüne geçecek şekilde ayarlanmalı yoksa belirli zaman sonra talepten fazla arz olursa üretilen ürün para etmez olur bu işler kooperatifler eli ile yapılmalı köylü kooperatifler bünyesinde örgütlenmeli ve iş gücü kontrollü şekilde işlenmeli en verimli şekilde olmalı.

[(Gizli Üye)]

Anadolu'da 1947 den önce çam ağacı yok muydu?  Anlatılanlara göre bir ara Yunanlılar bizden odun talep etmişler,eğer zeytin ağacı odunu olursa 2 katı fazla para vermişler ve biz zeytin ağaçlarını kesip odun halinde satmışız,kavak ağacı ve çam ağacından kereste ,mobilya olmuyor mu? diğer taraftan yazılmış,meyva ağacı yetiştirmek ve ürünü elde etmek oldukça zor,bakımı,gübresi,altının çapalanması,ilacı,narenciye için kışın lastik yakarak don tehlikesini geçiştirme gibi oldukça yorucu ve maliyetli işleri yapmak için köklü organizasyonlar gerekir veya şunu mu anlamalıyız,Avrupalı veya Amerikalılar bir öneride veya telkinde bulunduklarında tersini mi yapmalı? Zeytin toplamak kolay değil,İzmir depremi gecesi Ayvalık'a gittik,3 ağaçtan 44 kilo zeytini elle topladık,çiftçilik zor zenaat,özgün zeytin yağı fabrikasına götürdük,elle toplandığı için beğenip aldılar ,karşılığında 4 kilo taze sıkım zeytinyağını büyük kazanlardan tenekeye koyarak verdiler,belki daha küçük fabrikalar daha fazla yağ verebilirdi ama uğraşmadık,belki çok yorucu idi ama deprem sonrası terapi gibi oldu.

[(Gizli Üye)]

Meyve ağacı içinde zeytin yetiştiriciliği en kolaylardan biri ama eski nesil yabani zeytin ağacı dikilip aşı boyuna gelince aşılanmalı kendini kurtardıktan sonra dibini kazmak veya traktör ile sürek yapmaktan başka bir bakım istemez,yeni nesil aşılı Gemlik tipi Ziraat zeytini dediğimiz tür devamlı gübre,zehir,sulama ve budak ister ve bedenine kolay şekilde ağaç kurdu ve diğer zararlılar işler,o yüzden ne varsa eski nesil yetiştiricilikte ata dede metotlarında var,bizim ağaçlar 44 yıllık daha sürmekten başka doğru düzgün bakım görmedi sadece 2 senedir kurt ilacı sıkıyorum,onuda diğer yeni dikilen zeytinler yüzünden sıkmak zorunda kaldım onlardaki zararlılar bizimkilerede geliyor.

[(Gizli Üye)]

Vira BİSMİLLAH,Bu senede başladık zeytin toplamaya,Tarlada Kara demlikte odun ateşinde çay başka bir güzel oluyor.

[(Gizli Üye)]

Bereketli olsun,Ayvalık'ta zeytin toplama Ekim ayında başladı,güneyde daha geç hasat ediliyor herhalde ,bu yıl zeytin ağaçlarında ilaçlama olmasına rağmen beyaz pamukçuk gibi bir şeyler vardı,bu ilaç,gübre,mazot fiyatlarında eski ata tohumu ve sistemine geri dönülecek,3 kuruşluk verim artışı için 5 kuruşluk ilaç ve gübre kullanılmayacak,Allah ne verdiyse bereket versin denilecek.

[(Gizli Üye)]

Gercek hayattan esinlenmis "LORENZO'NUN YAĞI"
diye bir filim vardi. Umutsuz hastaliga yakalanan bir cocugun zeytinyagi ile iyilesmesini anlatiyordu..

[(Gizli Üye)]

Vira BİSMİLLAH,Bu senede başladık zeytin toplamaya,Tarlada Kara demlikte odun ateşinde çay başka bir güzel oluyor.

Mevlam ağız tadı ile yedirmeyi nasip etsin.
bizde 2 hafta önce gittik fabrikaya bahcedeki bir kaç ağaç toplamışlar 130 kg geldi zeytinlerin ağırlığı fabrikada sıkılmasını bekledik ve 20 kg yağ verdiler.
fabrika da yağ 35 lira idi kg mı zeytin yağının bakalım o nereye gidecek :/

[(Gizli Üye)]

Allah bereketli ürünler versin inşallah. Sizin gibi üreticiler de olmasa zeytin ve zeytinyağını zor göreceğiz.

[(Gizli Üye)]

Dün bir alt yazıda 280 milyon adet zeytin ağacına ulaşıldığı yazıyordu,ancak bunun ne kadarı verim veriyor ? ve verim yüzdesi ne kadar ? bunlar önemli ,çünkü marketlerde yağın tane ile alımı istendiğine dair haberler var,nüfus giderek artıyor ve yağ da bile yurt dışına bağımlı olmamamız şart,zeytinyağı Ayvalık yöresinde fabrikalarda taze sıkılmış olanı 40-45 tl den işlem görüyor,erken hasat biraz daha pahalı; sağlıklı nesiller için farklı yağlar yerine üretimi arttırıp zeytinyağı yememiz her yönden iyi olacak.

[(Gizli Üye)]

Bereketli olsun,Ayvalık'ta zeytin toplama Ekim ayında başladı,güneyde daha geç hasat ediliyor herhalde ,bu yıl zeytin ağaçlarında ilaçlama olmasına rağmen beyaz pamukçuk gibi bir şeyler vardı,bu ilaç,gübre,mazot fiyatlarında eski ata tohumu ve sistemine geri dönülecek,3 kuruşluk verim artışı için 5 kuruşluk ilaç ve gübre kullanılmayacak,Allah ne verdiyse bereket versin denilecek.

Teşekkürler Tokay abi,aslında bizim buradada aynı tarihlerde başlanıyor ama bu sene mevsimin kurak geçmesi hasatı erteledi,aslında rekolte iyi durumda 4kilo tohuma 1 kilo yağ alınabiliyor ama bu sene biraz zorluyor,dediğin gibi ilaçsız hasat yapmak en güzeli ama ziraat zeytini dediğimiz ağaçlarda çelikten çimlenme yapıldığı için çok çabuk hastalık vuruyor, mecburen kurt ilacı atılmak zorunda ve bedenine kireç sürülmesi gerekiyor,bizmkiler eski yabani zeytinden aşılama yoluyla ıslah edilen ağaçlardan,aslında iç piyasa için yeterince üretim var ama ihracata çok fazla gidiyor, malum döviz kurları yüzünden üretici paraya bakıyor.

Allah bereketli ürünler versin inşallah. Sizin gibi üreticiler de olmasa zeytin ve zeytinyağını zor göreceğiz.

Teşekkürler Erhan bey,elimizden geldiğince ekonomiye katkı sağlamaya çalışıyoruz.

Mevlam ağız tadı ile yedirmeyi nasip etsin.
bizde 2 hafta önce gittik fabrikaya bahcedeki bir kaç ağaç toplamışlar 130 kg geldi zeytinlerin ağırlığı fabrikada sıkılmasını bekledik ve 20 kg yağ verdiler.
fabrika da yağ 35 lira idi kg mı zeytin yağının bakalım o nereye gidecek :/

Teşekkürler Osman bey,sizin zeytinlerde iyi vermiş 4 TE 1 yağ almışsınız,sizlerede ağız tadıyla yemeyi nasip etsin İNŞALLAH.

Gercek hayattan esinlenmis "LORENZO'NUN YAĞI"
diye bir filim vardi. Umutsuz hastaliga yakalanan bir cocugun zeytinyagi ile iyilesmesini anlatiyordu..

Aslında bu bir gerçek halis zeytin yağı şifadır,bulabilen alsın derim ama çok pahalı ve yapanda pek kalmadı,yapılması çok zahmetli ve çıkan yağ çok azdır ısıl işlem görmediği için bütün faydalı asitleri bünyesinde barındırır,yüzyıllarca bütün merhemlerin içerisinde kullanılmış.

[(Gizli Üye)]

Bir arkadaşımın bahçesindekilere ilaç vermiyordu, sadece kendi doğal bir karışım yapıp sıkıyordu. Bir nebze koruyordu. Bazı ağaçları da çevresine ekmenin faydalı olacağını duymuştum.
Zeytinyağının kokusu bile çocukluğumu, bizim oraları hatırlatır, çokca tüketirdik. Kutsal kitapta da bahsi geçen stratejik bir kaynak, bakanlıkta bir müdürlüğünün olması gerekir, bu da buradan çağrım. Doğallığı bozulmadan ürün arttırılmalı, hatta her hanenin yıllık belli miktar ücretsiz alımı sağlanmalı bununla ilgili kurumlar tarafından.
Sıkım ve kullanım sırasında ısıl değerlere dikkat edilmeli.

[(Gizli Üye)]

Bir arkadaşımın bahçesindekilere ilaç vermiyordu, sadece kendi doğal bir karışım yapıp sıkıyordu. Bir nebze koruyordu. Bazı ağaçları da çevresine ekmenin faydalı olacağını duymuştum.
Zeytinyağının kokusu bile çocukluğumu, bizim oraları hatırlatır, çokca tüketirdik. Kutsal kitapta da bahsi geçen stratejik bir kaynak, bakanlıkta bir müdürlüğünün olması gerekir, bu da buradan çağrım. Doğallığı bozulmadan ürün arttırılmalı, hatta her hanenin yıllık belli miktar ücretsiz alımı sağlanmalı bununla ilgili kurumlar tarafından.
Sıkım ve kullanım sırasında ısıl değerlere dikkat edilmeli.

Merhabalar hakan bey,
Zeytin ağacının dağda bayırda çekirdekten filizlenen ve yabani olan sonradan aşı ile ıslah edilerek yetiştirilen cinslerine ilaç istemez ama şuanda çok fazla tarım ilacı kullanıldığı için ekolojik dengede çok bozulmalar oldu,besin zincirindeki bir çok halkayı oluşturan hayvanlar yok oldu en basiti sinek yiyen kertenkele artık göremiyoruz,aynı şekilde diğer bir çok böcek yok hâl böyle olunca zararlılar daha çok artıyor ve ürünlere zarar veriyor,gözü doymayan üretici daha çok kazanabilmek için basıyor toprağa zehiri,yılda 3 ürün alırken 4 için uğraşıyor,artık toprak verimsiz hâle geldi şuanda devamlı gübreleme yaparak ürün almaya çalışıyorlar, halbuki toprak nadasa kalsa kendini toparlayacak ama yok,anızı yakarak yeni ürün için yer açmaya çalışılıyor her türlü hayvan böcek yakılıyor,söz yine çok uzadı konu dışına çıktı,

Zeytin zararlısı dan koruma için dikilen ağaç incirdir eskiden her zeytin bakçesinde 1 kök incir olurdu.

[(Gizli Üye)]

Asıl bu konuların konuşulması gerek Ümit Bey, bunlar her şeyin kökü sayılır.

[(Gizli Üye)]

Asıl bu konuların konuşulması gerek Ümit Bey, bunlar her şeyin kökü sayılır.

Malesef işimize gelmeyen konuları konuşmaktan kaçınıyoruz,üretimi desteklemek ülke ekonomisine katkı sağlamak için yapıyoruz sözünün arkasına sığınıyorlar, ekonomi ye katkı sağlanmasına karşı değilim aksine destekliyorum ama bu işi yaparken yarınlarımızı düşünmemiz lazım,günü kurtarmak için yapılan işler geleceği karartıyor,yetişen kuşağın çoğu zamanını sosyal medyada geçiriyor o sosyal medyada ünlü olanlar rol model olarak seçiliyor, yaşı büyük olan jenerasyon da hiçbir araştırma yapmadan o Zirai ilaçları gelişi güzel kullanıyorlar,serada kış ayında yetiştirilen domatese organik diyorlar,
Malesef, malesef, malesef acilen tarım ve hayvancılık enstitüsü kurulmalı köy enstitüleri tekrar açılmalı ve her bölgeye kooperatifler kurulmalı,yoksa çiftçi bu yıl hangi ürün para ettiyse önümüzdeki yıl o ürüne yükleniyor,hâl böyle olunca üretim fazlası veren ürünler para kazanmıyor çiftçi medyada zarar ettik diye konuşuyor,
En önemlisi ata tohumunu kaybettirdiler GDO lu tohumlarla üretim yapılıyor ve gübreye mahkum olunuyor,gübreyi yedikçe topraktaki her türlü canlı ölüyor,besin zinciri bu şekilde tahrip ediliyor,geçenlerde zirai ileçlama yapılan bir yerden geçerken rüzgardan ilaç yüzüne geldi 1 saat sonra göz çevrem bizim meşhur Samandağ biberi değmiş gibi saatlerce yandı küçücük hayvanlara ne olduğunu siz düşünün.