6. Gün"Serhat Kars"
[/URL]
Yeni bir güne bu defa Kars da merhaba diyorum. Şehrin içinde gezdikten sonra Kars kalesine çıkıyorum.


Buradan Ermenistan sınırında bulunan meşhur Ani harabelerini görmeye gidiyorum. Gidiş dönüş 70 km tutuyor.
Fotoğrafın hemen solu Ermenistan toprakları iki ülkeyi Aras nehri ayırıyor.




Gezinin ardından Ardahan'a doğru yol alıyorum. 100 km yolun tümü çalışma içindeydi.


Ama yolu görmez iseniz bu 100 km boyunca yandaki yeşillik ve dereler bana eşlik etti. Huzur buldum adeta.


Öğleye doğru Ardaha giriş yapıyorum.


Ardahan dan çıktıktan sonra ki durağım Şavşat ve Artvin oluyor. Ardahan dan sonra baya bir rampa tırmandıktıktan sonra mucizive bir biçimde ağaçsız
doğa birden çam ormanları ile dolmaya başlıyor. Artık tekrar karadenizin müthiş doğasındayım.


Şavşatta kısa bir kola takviyesinden sonra yoluma devam ediyorum.
Ama kulaklarımda hiç duymuyor. Bir anda baya bir aşağı indikten sonra oldu herhalde.
Bir sonraki hedef ARTVİN.


Virajı bol olan yolda 35 km kadar ilerliyorum.
Ve Artvin tepenin yamaçlarından göründü.

Tam bu sırada CD deki bu parça çalmaya başlıyor tulum eşliğinde
Artvin vilayetin doyulmaz yeşiline
Yazın çoruh ırmağı benzer yeni geline
Dünyalara meşhurdur Artvinin şöförü
Ben yaşadım demesin görmyene Kafkasörü....

Çok geceye kaldığım için fotoğraf çekemiyorum. Gezdikten sonra bugünlük son durağım olan
Borçkaya doğru ilerliyorum.
7. Gün
Sabah kalkıyorum bir şeyler yediklten sonra Sarp sınır kapısına doğru yol alıyorum yeşellikler içinde.

..
Cankurtaran geçidine geliyorum ve uzun uzun doğayı seyre dalıyorum. Corollada öyle


Hopa ya doğru sallanmaya başlıyorum tabiri caizse..

Ve Sarp sınır kapısındayım. Ülkemiz ile Gürcistan arasında geçişi sağlayan meşhur kapı.

Hemen Gürcistan daki gürcülerin evlerini ve kendilerini görebiliyorsunuz. Onlarında Akdenizi ,
Antalyası bura olsa gerek

Ve tabiki TOYOTA COROLLA..

Burayıda aradan çıkardıktan sonra Uzungöle doğru yol alıyorum. Sırf o doğayı yeniden görmek için giriyorum. 3 yıl önce Tüm doğu
karadenizi gezmiştim. Ama olsun
Çayelini girip meşhur Çayeli kurufasulyesi yapan bir lokantaya giriyorum. Gerçekten harika bir tat.

Ve Uzungöl yaylasındayım yeniden.

Geçen geldiğimde vardı ama bu sefer aşırı bir Arap halkı istilası var.
Ee adamlar haklı bırakın böyle doğayı adamlar su ve ağaca hasretler. Tabiki akın akın gelecekler buraya.
Tabi devasa büyüklükte benzin canavarı büyük motorlu araçları ile gelmişler.


Ve artık gezimi sonlandırmak için 100 km ötedeki Trabzona doğru yol alıyorum. ALLAH'a şükürler olsunki kazasız ve belasız
gezimi noktalıyorum.


Son kare olarakta benden bir fotoğraf olsun Kapadokya hatırası..
Teşekkürler...