Gönderen Konu: sizce?  (Okunma sayısı 3285 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • chappuler
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 34 kere teşekkür etti
  • 52 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #20 : Haziran 02, 2010, 13:57:34 »
hande hanım benim alkışı sizmi sıfıra indirdiniz tam cözemedim  >:(
ne istediniz alkışımdan zaten bi tane vardı boncuk gibi duruyodu orda 

henüz öyle yeteneklerim yok hüseyin bey... sanırım murat beye yada alper beye sorsanız daha iyi olur.... ama çok üzülmeyin veririz bir alkışın lafımı olur....
Tüm üye ve üye olacakların dikkatine! lütfen forum kurallarını gözden geçiriniz....
http://www.toyotaclubtr.com/index.php?topic=3.0
"Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkansızdır..."

Toyota Club Türkiye

Ynt: sizce?
« Yanıtla #20 : Haziran 02, 2010, 13:57:34 »

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
Ynt: sizce?
« Yanıtla #21 : Haziran 02, 2010, 14:14:35 »
hakan bey öncelikle geçmiş olsun.güzel ama güzel olduğu kadarda zor bir soru.hayat, insan sıfatında yaratılanların insanlığın, sadece ayakları üzerinde yürümek , konuşmak ,sürü halinde yaşamak ( kusura bakmayın arkadaşlar ama günümüz toplumları bence sürü halinde yaşıyor ) ve para kullanmak olmadığını anladıkları zaman daha güzel olacağı düşüncesindeyim.Enbüyük insani vasfın ise saygı göstermek olduğuna inanıyorum.Makamı , konumu , rütbesi ne olursa olsun sadece insan olduğumuz için saygı göstermeyi öğrenebilirsek dünya ,hayat daha güzel olacaktır unutmamalıyız saygı göstermezsek saygı göremeyiz.
Var oluş amacımıza gelirsek yok oluş amacımız içindir.
1998 Corolla XEİ
Zaman Su Misali

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • Achtung! Adolf Hakkı ohne Toyota Yaris Twin-Turbo
  • Araç: ---
  • Kan Grubu: B+
  • 17 kere teşekkür etti
  • 41 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #22 : Haziran 02, 2010, 15:21:57 »
Arkadaşlar, konuyla ilgili olmayan mesajları sildim, lütfen daha fazla uzatmayalım.
Folgsamkeit macht frei...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Aktif Toyotacı
  • **
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: ---
Ynt: sizce?
« Yanıtla #23 : Haziran 02, 2010, 15:29:53 »
intikamı öğrenmeden önce almıştım peşin peşin.  :-[  sanırım suçum karabüklü olmak  :olu: 
yanlış anlaşılma olabilir ama ortamın samimiyetiyle ilgili bu
ayrıca forumda  13.57:34 deki mesajınızı ben göremiyorum
trafikte HAKKINI değil AKLINI kullan

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Hergün biraz daha fazla Toyota sevgisi... <3
    • JDM TÜRK
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 6 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #24 : Haziran 02, 2010, 15:40:07 »
Ooo , Maşallah hepimiz filozofmuşuz :)

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #25 : Haziran 02, 2010, 16:19:33 »
Allah korkusu mu?
Allah sevgisi mi?

özellikle ümitten cevap bekliyorum......

Tabiki Hande hanım, size memnuniyetle açıklayabilirim. Fakat benim açıklamalarım hadsizlik olur. Onun yerine ayetleri örnek gösterebilirim. Ve Gülen Hocaefendi'min pek kıymetli vaazı bulunmaktadır. Ön yargıyla yaklaşmadan okursanız pek sevinirim. Gerçekten güzel bir vaaz.... Bu arada size tekrar teşekkür ederim, sayenizde bu vaazı bir kez daha dinlemiş gibi oldum.

Bu arada, konumuz kesinlikle din değildir. Fakat Hande yöneticimizin sualine binayen bu yazıları yazma ihtiyacı duydum....

-------------------

Onlar, din gününü tasdik etmektedirler. Rablerinin azabına karşı (daimi) bir korku duymaktadırlar. Şüphesiz Rablerinin azabından emin olunamaz. (Mearic Suresi, 26-28)

"... Rablerine korku ve umutla dua ederler..." (Secde Suresi, 16)
Bu ayet tam manasıyla korkuyla karışık ümid'i ifade etmektedir. Bizim bildiğimiz korku değildir.

... Gerçekten hüsrana uğrayanlar, kıyamet günü hem kendilerini, hem yakınlarını hüsrana uğratanlardır. Haberiniz olsun; bu apaçık olan hüsranın kendisidir." Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da tabakalar vardır. İşte Allah, Kendi kullarını bununla tehdit edip-korkutuyor. Ey kullarım öyleyse Benden sakının. (Zümer Suresi, 15-16)

Ey insanlar, Rabbinizden korkup-sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-korkun ki, (o gün hiç) bir baba, çocuğu için bir karşılık veremez ve (hiç) bir çocuk da babası için bir şeyi verebilecek (durumda) değildir. Şüphesiz Allah'ın va'di haktır. Artık dünya hayatı sizi aldatmaya sürüklemesin ve aldatıcı(lar) da sizi Allah ile aldatmasın. (Lokman Suresi, 33)

Onlar, Rablerine karşı gayb ile (O'nu görmedikleri halde) bir haşyet içindedirler ve onlar, kıyamet saatinden 'içleri titremekte olanlardır.' (Enbiya Suresi, 49)

(Öyle) Adamlar ki, ne ticaret, ne alış-veriş onları Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılaba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkarlar. (Nur Suresi, 37)


---------------------
Yukarıda korku-ümit-felaha erme meseleleri ile alakalı bir kaç ayetten örnek verdim. Şimdi izin verirseniz Gülen Hocaefendimin vaazından bir kaç nokta vurgulamak isterim,

-----------------

17 Aralık 1989, İstanbul Sultanahmet Camii

Millet olarak yeniden birlik ve beraberliği yudumlamamız ve bu sayede belimizi doğrultmamız için her şeyden ziyade Allah sevgisine çok muhtacız.

Varlığın yaratılışının özünde Allah'ın sevgisi vardır; Allah (c.c.), varlığı sevmeseydi yaratmazdı. Peygamberimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir adı da "Habîbullah"tır ve bu adıyla O (sallallâhu aleyhi ve sellem), sevgiyi temsil etmiştir.

Allah sevgisinin tarifi ve Allah'ı (c.c.) sevme hususunda dikkat edilmesi gereken noktalar…

Allah'ı (c.c.) en çok sevenlerin başında Peygamberimiz Hz. Muhammed (sallallâhu aleyhi ve sellem) gelir.

Meleklerin yıkadığı insan Hanzala b. Âmir'de (r.a.) Allah'a kavuşma arzusu…

Allah (c.c.) katında ne kadar sevildiğimizi öğrenmenin yolu…

Allah sevgisiyle dolup taşan bir kalp, hakiki manada başka sevgilere karşı kapanır. Hakk dostlarından İbrahim ibn Ethem'de (k.s.) Allah sevgisi…

Bir kalple Allah sevgisi yerleşti mi artık o kalp tertemiz olur. Allah'ı seven ve buyruklarını yerine getirenleri, Allah (c.c.) elinden tutar ve aziz kalır.

"…Kullarım farzların yanında nafile ibadetlerle bana yaklaşmaya devam ederler. Ta muhabbet kuşağına ulaşırlar. Derken Ben'de onları severim. Onları sevince onların işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum…" kudsî hadisi…

Hakk dostlarından Habib Baba ile Osmanlı padişahlarından 4. Murat arasında geçen ibretâmiz bir konuşma… :
"Şüphesiz Allah bir kulu sevdiği zaman, Cebrâil'i çağırır ve: 'Ben filanı seviyorum, sen de onu sev.' diye emreder. Cebrâil de onu sever. Sonra Cebrâil semada seslenip: 'Allah filan kimseyi seviyor, binaenaleyh siz de onu seviniz' der. Artık gök ahalisi de onu severler…" hadisi…

Şevk-i ilâhî ve iştiyâk-ı ilâhî hususlarının izahı…

Peygamberimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) iştiyak duası…

Hz. Fatıma validemizin (r.anhâ) babasının vefatından sonra O'na (sallallâhu aleyhi ve sellem) kavuşma iştiyakıyla yanması…

Hz. Yusuf (aleyküm selam ), kuyuya atıldığında veya zindanda iken değil, dünya bütün güzellikleriyle ayağına serildiği zaman Allah'a vuslat arzusuyla inledi ve Rabbinden kendisini huzuruna almasını niyaz etti.

Allah'a kavuşma arzusuyla yanan Peygamberler, denge insanı olmanın gereği olarak halkın içinde Hakk'la beraber olmuşlar ve onları Hakk'a giden yolu göstermişlerdir.

Şehitler şevk-i ilâhîyi üst seviyede duyarlar ve şehit olurken iğne ucuyla dokunma kadar bir acıyla Allah'a vâsıl olurlar. Sahâbe'den Hz. Hamza (r.a.), Hz. Abdullah ibn Cahş (r.a.) ve Hz. Abdullah ibn Âmir (r.a.) örneği…
Hz. Şuayb (aleyküm selam ) Allah iştiyakıyla senelerce ağlamış ve birkaç defa gözleri görmez olmuştur…

Muhabbet fedâileri, muhabbetle hareket etmeli, huzurun temsilcisi olmalı, kargaşaya meydan vermemelidir.
----------------------

Allah Sevgisi ve Allah Korkusu

İslâm'ın insanlara öğrettiği ilâhî esaslardan biri de, Allah'ı sevmek ve O'ndan korkmaktır.
Mü'min; nimeti, lütfu ve keremi sonsuz olan Rabbine karşı büyük bir sevgi ve hürmetle bağlanacak, O'nun rahmet ve merhametinin her şey'i kuşattığını düşünecek, ne kadar günahkâr olursa olsun, O'nun afvından ümidini kesmiyecektir.
Yüce Allah'ın rahmet, sevgi ve şefkati sonsuz ise de, bunun yanında kahr ve azâbının şiddetli olduğunu da unutmayarak O'ndan korkacak, gazabından emin olmayacaktır.
Korkunun ifratından yeis, yani, ümidsizlik doğar.
Pek fazla ümidlenmek ise, insanı gaflete atar ve âkıbeti umursamamaya götürür.

Bu bakımdan Allah'ın azâbından emîn olmak da, rahmetinden ümîd kesmek de dînimizde yasaklanmıştır.

Şu halde mü'minin kalbi, Rabbinin huzurunda, korku ile ümid arasında O'na lâyık bir kul olma heyecaniyle çarpmalıdır.
Kur'ân-ı Kerîm'de mü'minlerin bu vasfına şu şekilde dikkat çekilmektedir: "Mü'minler, Allah'ın rahmetini umarlar ve azâbından da korkarlar..." (el-İsrâ, 57). "Allah'a korku ve ümid içinde dua ediniz" (el-A'râf, 56) buyurulmaktadır.
 İmanın kemâline delâlet eden bu hâle beyne'l-havf ve'r-recâ, yani, korku ile ümid arasında olma hâli adı verilir.
Gerçekten de Allah'a olan îmanın kemâli, sadece Allah'ı sevmek ve ya sadece O'ndan korkmakla gerçekleşemez. İkisinin bir arada bulunması gerekir.
İnsan, sevginin vereceği nazlanma ve şımarıklıktan ve rahmetine güven duygusunun sevkedeceği taşkınlık ve itâatsizlikten, ancak Allah korkusu ile kurtulabilir...
Sadece korkunun vereceği ye's ve ümidsizlik halinden insanı kurtaracak da, Allah sevgisi, rahmetinin genişliğine ve afvının sonsuzluğuna olan inançtır. Bu sebeble "Hayrın başı Allah sevgisi; hikmetin başı da Allah korkusudur" denilmiştir. Aslında, Allah'a olan sevgi kadar, O'ndan korkmak da son derece tatlı ve zevkli bir haldir...
Allah korkusunda nasıl bir lezzet ve ruhî haz olduğu şu şekilde izah edilmiştir: "Ârif-i billâh, aczden, mehafetullah'dan (Allah korkusundan) telezzüz eder. Evet, havf'da (Allah korkusunda) lezzet vardır. Eğer bir yaşındaki bir çocuğun aklı bulunsa ve ondan suâl edilse, "En leziz ve en tatlı hâletin nedir?" Belki diyecek: "Aczimi ve za'fımı anlayıp validemin şefkatli sinesine sığındığım hâlettir..."
Halbuki bütün vâlidelerin şefkatleri ancak bir lem'a-i tecellî-i rahmettir (Allah'ın rahmetinin küçük bir tecellîsidir). Onun içindir ki kâmil insanlar, aczde ve havfullah'da öyle bir lezzet bulmuşlar ki kendi havl ve kuvvetlerinden şiddetle teberrî edip Allah'a acz ile sığınmışlar, aczi ve havfı (korkuyu) kendilerine şefaatçı yapmışlar..."

(Sözler) Allah'ı sevmek ve O'ndan korkmak hususunda Peygamberimiz de şöyle buyurmuşlardır: - "Mü'min kimse, Allah'ın azab ve ikabının miktarını bilseydi, hiçbir kimse Cenneti ümid etmezdi. Kâfir de Allah'ın rahmetinin ne kadar çok olduğunu bilseydi hiç kimse O'nun rahmetinden ümid kesmezdi."
- "Cennet size ayakkabınızın bağından daha yakındır, Cehennem de böyle..."
- "Sağılan süt memeye girmediği gibi Allah korkusundan ağlayan kimse de Cehenneme girmez. Allah yolunda çarpışırken husule gelen tozla Cehennemin dumanı birleşmez."
- "Allah katında iki damla ve iki izden daha sevimli bir şey yoktur. İki damla: Allah korkusundan dolayı gözden akan yaş, Allah yolunda dökülen kan damlalarıdır. İkiiz'e gelince: Allah yolunda alınan yara izleri ile, * Allah'ın farzlarının birini îfa ederken husûle gelen eserlerdir."
"Herhangi biriniz ölürken Allah'a hüsn-i zan etmeksizin (afv ve mağfiret edeceğini ummaksızın) ölmesin."

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • chappuler
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 34 kere teşekkür etti
  • 52 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #26 : Haziran 02, 2010, 16:28:01 »
işte ümit ben bunu istemiyordum.....

sadece içinden geçeni basit bir dille yazmanı istemiştim...
Tüm üye ve üye olacakların dikkatine! lütfen forum kurallarını gözden geçiriniz....
http://www.toyotaclubtr.com/index.php?topic=3.0
"Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkansızdır..."

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Yaris
  • Kan Grubu: 0+
  • Kilometre: 158000
  • Model Yılı: '08
  • 5 kere teşekkür etti
  • 24 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #27 : Haziran 02, 2010, 16:33:08 »
işte ümit ben bunu istemiyordum.....

sadece """"içinden geçeni"""" basit bir dille yazmanı istemiştim...

+1
''Çocukları, yasaların ulaşamayacağı yerlerde saklayınız."

 dissapointment=expectations/reality

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #28 : Haziran 02, 2010, 16:34:39 »
Okumaktan üşendiyseniz eğer içimden geçeni söyliyeyim,

Yaratandan korkmalı, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabını tattırmaması için...

Yaratana sığınmalı, şeytan ve şeytana uyanlardan... Kötülüğü öğütleyip Rabbinin emir ve buyruklarını red edenlerden..

Yaratanı sevmeli, bize çevremizdeki bir çok güzellikleri nasip ettiği için. Nimetleri önümüze serdiği için. Mesela tefidemi bana kavuşturacağı gün için, şahsım adına sevmeli diyorum... Müslüman bir evlat olarak, TÜRK kanı taşıyarak doğduğum için... Sevmeli ve şükür etmeli. Hamd etmeli...

Yaratanı sevmeli, Cennete gireceğimiz zaman tıpkı 3 yaşında bir çocuğun annesinin kucağına oturması gibi RAB'bimizle haşr olacağımız zamanı düşünerek sevmeli.... Cemaline nail olabileceğimiz günün hayalini kurarak sevmeli....

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • chappuler
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 34 kere teşekkür etti
  • 52 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #29 : Haziran 02, 2010, 16:47:00 »
peki ümit bir soru daha....

küçükken babandan korktuğun için mi iyi bir çocuk olmaya çalışırdın yoksa babanı sevdiğin için mi?
Tüm üye ve üye olacakların dikkatine! lütfen forum kurallarını gözden geçiriniz....
http://www.toyotaclubtr.com/index.php?topic=3.0
"Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkansızdır..."

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: ---
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #30 : Haziran 02, 2010, 17:29:28 »
İşin içinde zalimlik yoksa korku da yoktur (Ancak ben Hz. Hamza gibi düşünüyorum; Gözümün gördüğü hiçbirşeyden korkmam :) )

Bence Allah korkusu farklı birşey olmalı; korku onun gazabından değil; yaratılış amacından dışarı çıkıldığı zaman küçük düşmekten, sorumluluklarını yerine getiremediğimiz için alçalmaktan dolayı olmalı
Denizlerin deryaların benki taşkın delisi
Ehli gönül muhabbetin benki şaşkın delisi
Benki kelamın yolcusu benki aşkın delisi
Beni benden alan almış kula mihnet eylemem

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #31 : Haziran 02, 2010, 17:36:12 »
Baba sevgisi ile Yaratan sevgisi mukayese edilmez, edilemez. Fakat sualinize cavaben,

Küçükken babamdan korkardım. Korkudan dolayı bazı şeyleri yapmazdım/yapardım.

Şuan babamı oldukça seviyorum. Ve babamın benden rica ettiği, istediği birşeyi peki babacım sen nasıl istersen diyerek yapıyorum.

Çünkü şuanki çağım bunu gerektiriyor. Olgun davranmayı, aklı-selim olmayı öğrenen bir insanın yapması gereken gibi. Bu sevgi meselesine benzer bir örnek olarak ( sorunuzdaki merak ettiğiniz kısmı tam olarak cevaplamaya çalışıyorum ) şunları söyleyebilirim.

Önceden namazı bize emrolunduğu için kılmam gerektiğini düşünür, orucu aynı şekilde tutar, gözlerimi haramdan bu şuurla sakındırırdım.

Şuan cehennem azabından korktuğum için değil, hesap gününden korktuğum için değil ( tabikide korkuyorum ama ) RAB'bimi sevdiğim için ibadetlerimi yapıyor, ve bu sevgi ile buyurduklarını nacizane yerine getirmeye çalışıyorum.

Sevgilim, eşim Tefidem'i de çok seviyorum, onun aşkı Rab'bimin lütfudur. Benden birşey rica etse hiç kırmadan hemen yerine getirmeye çalışırım. İşte bu buud'la, Rab'bimin kur'an-ı kerimde bize verdiği buyrukları, emir ve yasakları, tembih ve öğütleri uygulamaya çalışıyorum.

Namazımı Rab'bim benden istediği için, Rab'bimden korkuya değil, Sonsuz sevgi duyduğum Rab'bimin isteğini geri çevirmemek için yerine getirmeye çalışıyorum...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Durum: Sakin
  • Araç: Verso
  • Kan Grubu: A-
  • 22 kere teşekkür etti
  • 22 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #32 : Haziran 02, 2010, 17:37:04 »
İşin içinde zalimlik yoksa korku da yoktur (Ancak ben Hz. Hamza gibi düşünüyorum; Gözümün gördüğü hiçbirşeyden korkmam :) )

Bence Allah korkusu farklı birşey olmalı; korku onun gazabından değil; yaratılış amacından dışarı çıkıldığı zaman küçük düşmekten, sorumluluklarını yerine getiremediğimiz için alçalmaktan dolayı olmalı
+1
397-393-389-385-381 yok dolacak gibi değil.

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Eski Toprak Toyotacı
  • *****
  • chappuler
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 34 kere teşekkür etti
  • 52 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #33 : Haziran 02, 2010, 18:55:45 »
:) teşekkür ederim... hayat güzelleşmeye başladı...
Tüm üye ve üye olacakların dikkatine! lütfen forum kurallarını gözden geçiriniz....
http://www.toyotaclubtr.com/index.php?topic=3.0
"Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkansızdır..."

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Nihat Doğan olmak,tavuk göğüsünü sütyenle sunmaktr
  • Araç: Rav 4
  • Kan Grubu: A+
  • 3 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #34 : Haziran 02, 2010, 19:25:24 »
Okumaktan üşendiyseniz eğer içimden geçeni söyliyeyim,

Yaratandan korkmalı, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabını tattırmaması için...

Yaratana sığınmalı, şeytan ve şeytana uyanlardan... Kötülüğü öğütleyip Rabbinin emir ve buyruklarını red edenlerden..

Yaratanı sevmeli, bize çevremizdeki bir çok güzellikleri nasip ettiği için. Nimetleri önümüze serdiği için. Mesela tefidemi bana kavuşturacağı gün için, şahsım adına sevmeli diyorum... Müslüman bir evlat olarak, TÜRK kanı taşıyarak doğduğum için... Sevmeli ve şükür etmeli. Hamd etmeli...

Yaratanı sevmeli, Cennete gireceğimiz zaman tıpkı 3 yaşında bir çocuğun annesinin kucağına oturması gibi RAB'bimizle haşr olacağımız zamanı düşünerek sevmeli.... Cemaline nail olabileceğimiz günün hayalini kurarak sevmeli....

+1
Özkanfaruk
facebook.com/OzkanfarukPhotography

2004 RAV4 2.0 VVT-İ Otomatik

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Site Yöneticisi
  • ******
  • Deus ex machina
  • Araç: Başka Marka
  • Kan Grubu: A+
  • Model Yılı: -
  • 2904 kere teşekkür etti
  • 3269 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #35 : Haziran 02, 2010, 21:55:31 »
ana konudan biraz cikilmisda olsa, boyle derin bir konuda bu kadar saygi ve anlayisla hep beraber yol alabilmek cok sevindirici. Zaten insanoglu olarak farkli dusunceler, zevkler tasimamiz dogal degilmi! Aslinda herkes ayni yere varmaya calisiyor, sadece yolar farklilik gosterebiliyor, farkli yoldan gidenede kimse ilk tasi! atmabilme hakkina sahip degildir. Peki birbiriniz icin neler yapiyorsunuz, birbirinizin iyiligi, mutlulugu icin, kisisel arzularimizi geriye itebiliyormuyuz? Hayatta neyi yasamak gercek amacimiz?

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • 99 Avensis 2.0 Manuel L/B idi...
    • 2011 1.6 comfort corolla...
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #36 : Haziran 02, 2010, 23:30:12 »
Okumaktan üşendiyseniz eğer içimden geçeni söyliyeyim,

Yaratandan korkmalı, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennem azabını tattırmaması için...

Yaratana sığınmalı, şeytan ve şeytana uyanlardan... Kötülüğü öğütleyip Rabbinin emir ve buyruklarını red edenlerden..

Yaratanı sevmeli, bize çevremizdeki bir çok güzellikleri nasip ettiği için. Nimetleri önümüze serdiği için. Mesela tefidemi bana kavuşturacağı gün için, şahsım adına sevmeli diyorum... Müslüman bir evlat olarak, TÜRK kanı taşıyarak doğduğum için... Sevmeli ve şükür etmeli. Hamd etmeli...

Yaratanı sevmeli, Cennete gireceğimiz zaman tıpkı 3 yaşında bir çocuğun annesinin kucağına oturması gibi RAB'bimizle haşr olacağımız zamanı düşünerek sevmeli.... Cemaline nail olabileceğimiz günün hayalini kurarak sevmeli....
+ :alkis:
Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa...
Rabbine dönüp "Benim büyük bir derdim var." deme.
Derdine dönüp "Benim çok büyük bir rabbim Var.' De....
Mevlâna                                                                                                                                                                                                        2011 1.6 comfort corolla...

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Nihat Doğan olmak,tavuk göğüsünü sütyenle sunmaktr
  • Araç: Rav 4
  • Kan Grubu: A+
  • 3 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #37 : Haziran 02, 2010, 23:33:54 »
ana konudan biraz cikilmisda olsa, boyle derin bir konuda bu kadar saygi ve anlayisla hep beraber yol alabilmek cok sevindirici. Zaten insanoglu olarak farkli dusunceler, zevkler tasimamiz dogal degilmi! Aslinda herkes ayni yere varmaya calisiyor, sadece yolar farklilik gosterebiliyor, farkli yoldan gidenede kimse ilk tasi! atmabilme hakkina sahip degildir.
Hakan abi karşıt görüşlerle birşeyleri konuşmak tartışmak zevk verici geliyor bana bu devre kadar neden böyle konuşulmamış veyahutda konuşulamamış çok üzücü.Şu günlere geldiğimize şükretmek gerek diye düşünüyorum.
Özkanfaruk
facebook.com/OzkanfarukPhotography

2004 RAV4 2.0 VVT-İ Otomatik

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Efsane Toyotacı
  • *****
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: 0+
  • 2 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #38 : Haziran 03, 2010, 08:49:25 »
Özkan kardeşime can-ı gönülden katılıyorum. Malum, çağımızın sorunu iletişimsizlik. Bizler birbirimizle yeterince iletişim kuramıyoruz. Nedense hep "benim kafada" olmayanlar karşı taraf ya da ötekiler oluyor? Neden?

  Birkere bunu sorgulamak lazım. Bilmiyorum belki benim yetiştiğim kültür izin vermedi "ötekiler" "karşı mahalle" "malum kesim" kavramlarına. Mesela küçük bir örnek vereyim, baba tarafı selanik anne tarafı bulgaristan göçmenidir. Yani esasen 7 göbek Türk Oğlu Türk'üz.
  Ablam koyu CHP, laiklik düşkünü, koyu ATATÜRKÇÜ'dür.
  Annemin ne olduğunu bende bilmiyorum birgün saadet partisine oy vercem diyor birgün sarıgüle.. :P
  Babam kendimi bildim bileli Tansu ÇİLLER hastasıdır. Analayacağınız bizim aile komple Atatürkçü, laikçi, cumhuriyetçidir...

   Ailemizinde öyle aman aman din'e düşkünlüğü falan sözkonusu değil. Annem tamam namazını falan kılar ama o kadar düşkün değil işte.. Ablam ibadetini eder ama çaktırmadan. "İbadet kişiseldir" görüşünü savunur. Babamın ağzından güzel söz, iyi dua eksik olmaz ama ibadetle pekte alakası olmaz... Öyle bir ailem var yani..

  Bana gelince, öyle cemaat evlerinde, abilerin ablaların elinde yetişmişliğim yok. Aama malumunuz ben biraz daha radikal'im. Öyle laiklik cumhuriyet, kemailist takıntılarım da yok benim. Milletimi severim ama kellecilik yapmam. Hatta Kürtlerle daha iyi anlaşıyorum da diyebilirm. Bazılarından nefret ederim, bazılarını el üstünde tutarım. Yeterki insan olsun....

  Mesela, yarı alevi yarı ateist ermeni kürt kökenli bir öğretmenim vardı bu sene ayrıldık, bitti üniversitem çünkü.. Hatta ayrılırken birazcık ağlaştık. En çok onunla konuşur zihin fırtınası yapardım. Fikir mülahazalarında bulunur, her defasında haklı çıkmaya çalışırdık.
  O beni çok sevmişti, hemde radikal islamcılardan nefret ettiğini bile bile... Bende onu çok sevdim, ateist düşünceleri olduğunu bile bile.. Ama "KALBİMDE ONUN DA OTURACAĞI BİR SANDALYE" ayarlamıştım.

  Aslında gelmek istediğim nokta tam olarak bu biliyormusunuz? Her insan, kalbinin bir noktasında  bir sandalye ayarlamalı herkesin oturacağı... Ön tarafa dizdiğiniz sandalyeye sevdiklerinizi otutturabilirsiniz.... Orta kısıma biraz daha az... Arka kısıma da daha da az.. Ama önemli olan, kalbinizdeki sandalyeye herkesi otutturmaktır..

                                                                                                                   Saygılarımla,

 

Çevrimdışı (Gizli Üye)

  • Hiperaktif Toyotacı
  • ***
  • Araç: Corolla
  • Kan Grubu: A+
  • 3 kere teşekkür edildi
Ynt: sizce?
« Yanıtla #39 : Haziran 03, 2010, 10:33:14 »
selam. Sizce bu dunya, bu hayat nasil daha guzel olur? Bunun icin neler yapilabilir? Yoksa zaten hersey fazla guzel ve biraz heyecan mi lazim? Burada genel dogruyu degil, icimizden gecenleri ozgurce paylasmamiz lazim.
  Hakan Bey,
 hoş geldiniz, tekrar geçmiş olsun.
 Hayat sevdiklerimizi aramızda görünce, sevince ve paylaşınca güzel olur.Her şey fazla güzel olunca da zamanla o hayattan bıkmaya başlarız.Arada bazı sorunlar olunca,hayatın değerini daha iyi anlarız ve hayatı güzelleştirmek için çareler ararız.

Sorunsuz bir yaşam mutluluk mudur?
''Sorunsuz bir yaşam,balıkların yüzmediği bir denize benzer'' demişler.Denizi anlamlı kılan içinde yaşanlardır,var olanlar denizi güzelleştirir.İçi boş bir deniz ne kadar güzel olabilir ki! Yaşam var oldukça sorunlar da olacaktır. Asıl mutluluk, sorunlarla mücadele sonucunda elde edilen başarıdır.Hayat mücadele ile daha da güzelleşir.

Bu düşünce de güzel..


Bir de Can Yücel'in  hayatı tersten yaşaması gibi.

Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş seklidir..
Şüphesiz ki yaşamı tersten yasamak daha güzel,
Hatta mükemmel olurdu.
Nasıl mi ?
Cami'de uyanıyorsunuz. Bir tahta
sandık içersinde, Herkes karsınızda
saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor
ve tüm haklar helal edilmiş
vaziyette.tabutt'an doğruluyorsunuz, yaşlı,
Olgun ve ağırbaşlı olarak.
Herkes etrafınızda, büyük bir
İtibar, iltifatlar, çocuklar torunlar hepsi
Hazır.arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.
Doğar doğmaz devlet size
maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı
alıyorsunuz. Ne güzel, hazır maaş, hazır ev....
Altmışlı yaslara kadar hersek garanti, huzur
içinde yaşıyorsunuz. Sağlığınız gittikçe düzeliyor,
kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz. Bir gün
çalışmak istiyorsunuz ve ise ilk başladığınız gün
size hoş geldin hediyesi olarak bir plaket ve altın
kol saati veriyor patronunuz.. Ve genel müdürlük
veya bunun gibi yüksek bir makamdan tecrübeli bir
insan olarak ise başlıyorsunuz. Herkes karsınızda
el pençe divan...vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler
de başlıyor. Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz.
Diğer hormonal aktiviteler artıyor,
fevkalade.....aman ne güzel günler başlıyor...
Derken bir gün patron size artık üniversiteye
gitsen daha iyi olur diyor. Bu arada babanız ortaya
çıkmış, "fazla çalıştın" diyor "artık eve dön, isi
bırak, okumaya basla, harçlığın benden olsun..." keyfe
bakar misiniz ?
Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor. Ekmek elden,
su gölden bir dönem başlıyor. Partiler, diskotekler,
kızların sayısı artıyor. Derken Anne ve babanız sizi
götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok
artık....
Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, "evde otur,
keyfine bak, oyuncaklarınla oyna" Diyorlar..
Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı
bile Temizliyorlar, hatta bu durum alışkanlık yaratıyor
ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.
Derken anneniz bir gün size süt verme
kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.
Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde
hazır. Bir gün karanlık ilik ve sıcak bir ortama
giriyorsunuz. Beslenmek için ağzınızı açmaya
dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor,
sıcacık, yumuşacık, gürültü ve patırtısız bir
ortamda yasıyorsunuz.
Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir
hücre halini alıyorsunuz.
Ve günün birinde müthiş bir
Olayla hayatiniz bitiyor..

Bu da hayatı başka bir açıdan güzelleştirmek...

 

98 Corolla 1.6 GLI Special


Düşüncelerle karşılaşınca,zayıflar korkar,aptallar karşı gelir,akıllılar karar verir,ustalar da yönetir.
''Mme Jeanne Roland''