Merhabalar,
Geçen hafta bir kongre bahanesiyle 4 arkadaş İtalya'ya gittik. Torino havaalanı Budget'ten gitmeden önce 1 haftalığına 500L kiralamıştık. 1 haftada 3500 km. yaptık, 3500 km.nin en az 1500'ünü şoför koltuğunda geri kalanını da diğer tüm koltuklarda oturarak geçirdim. Bu 1 haftadaki yüzeysel izlenimlerini paylaşmak istiyorum. Otomobil uzmanı değilim, 200.000 km. (100.000 Peugeot 206 dizel, 90.000 Corolla dizel) kullanım tecrübem var, belirteceklerim şahsi fikirlerimdir, objektif olmayabilir.
500L çıktığından beri (bence) güzel dış tasarımıyla eşimin ve benim dikkatimi çeken bir araç, hatta araç değiştirmeyi düşünürsek bir alternatif olarak aklımdaydı. Kiraladığımız araç 1,3 dizel 5 ileri manuel, popstar donanımlıydı. Maalesef araçla ilgili fazla fotoğraf yok, yol yapmaktan ve hızlıca gezdiğimiz yerlerin fotoğrafını çekmekten aracın fotoğraflarını çekmek pek aklımıza gelmemiş




1,3 dizel kalkışlarda biraz hantal ama hız sabitleyici ve otoyolların güzel ayarlanmış eğimleri sayesinde 5. viteste 130'dan aşağı düşmeden rahatlıkla devam edebilen bir motor. Fiat ve Opel modellerinde kendini kanıtlamış, dayanıklı bir motor zaten. Hiç az tüketelim odaklı kullanmadık, 4 kişi full bagaj, klima gündüzleri açık; ücretli yollarda limitin daha düşük olmadığı yerlerde hep 130, diğer yerlerde limitlere uyarak, kalkışlarda hep ani hızlanmalarla, Almanya otobanında uzun süreli 150 üzeri hızlarda, 200'ü görecek mi denemesi için bir kaç defa maks 190'ı görme, o sürelerde hep 170 üzeri hızlarda seyretme, şehir içi kullanım, dağ yollarında 50-70 gibi hızlarda kullanım ile 3500 km ortalaması 5,5 lt/100 km. idi. (HER YERDE HIZ SINIRLARINA UYULMUŞTUR, YUKARIDA BAHSEDİLEN HIZLAR ALMANYA'DA HIZ SINIRLARININ OLMADIĞI ÜCRETLİ YOLLARDA YAPILMIŞTIR)
Süspansiyonları epey yumuşak geldi, en azından Corolla'ya göre şehir içindeki tümseklerden geçerken daha konforluydu, süspansiyon sesleri de daha tok gibi. Ama bu yumuşaklıktan yüksek hızdaki otoyol kullanımlarında hiç güven vermedi, 150'ye kadar düz yolda çok sıkıntı yok fakat 160-170 gibi hızlarda otobanda hafif virajlarda bile öyle bir yatma eğilimi gösteriyor ki araçtaki herkesi korkuttu. Yüksekliği nedeniyle de yan rüzgarlardan çok etkileniyor. Avusturya'dan gece geçtik, yol çok rüzgarlıydı, rüzgar nedeniyle sallantıdan dolayı epey uykumuz bölündü, ben başta arkadaş nasıl kullanıyor böyle diye bir gözümü açtım ki, hiç suçu yok arkadaşın, bir tırı sollayıp da geçer geçmez rüzgar aracı bir anda fena şekilde savuruyordu. Lastikler forumda da çokça bahsedilen GoodYear EfficientGrip idi, ebatına bakmadım ama büyük ihtimal 205/55/16. ABS hiç devreye girmedi, lastiklerin tutuşu sayesindedir muhtemelen, ESP olup olmadığını bilmiyorum, el freninin orada ASR off tuşu vardı. El freni de klasik tipte değil, uçaklardaki kollar gibi.
Araç dışarıdan epey büyük, hatta biraz kaba duruyor ama içi dıştan göründüğü kadar geniş değil. Kapılar çok büyük, araca iniş biniş kolay, ön ve yan camlar oldukça geniş, tavan yüksekliğinden dolayı ferah sayılır, bizim donanımda cam tavan yoktu. Ayrıca arka koltuklar ön koltuklardan daha yüksekte olduğu için arkada otururken de yol gayet rahat seyredilebiliyor. Sürücü koltuğunda yükseklik ayarı var, bel desteği yok. Arka koltuklar eski kasa Yaris'deki gibi ileri geri kaydırılarak diz mesafesi-bagaj hacmi arasında tercih yapılabiliyor, öne kaydırıldığında arka koltukların sırt dayaması bir miktar geriye yatırılabiliyor. Arka konumdayken diz mesafesi güzel fakat öne çekinde epey azalıyor. Bunun dışında arka koltuklar katlandığında sırt dayama kısmı ile birlikte oturma kısmı da öne katlanıp arka taraf tamamen düz olabiliyor.
Manuel şanzımanın geçişler gayet güzeldi, ama vites topuzu çok kaba. Klima manuel, ekran göstergeler güzel, okunaklı. Gece aydınlatması beyaz, ibreler kırmızı, kadranların ortasında bilgi ekranı kullanışlı, yol bilgisayarında 2 farklı ortalama yakıt, mesafe, süre tutulabiliyor. Hız sabitleyici ve sınırlayıcı var, kol sinyal kolunun altında kalıyor ve biraz kısa. Sabitleyiciyi otobanda kullanmak ilaç gibi geldi, yer yer virajlı dag yollarında bile kullandım ve dizel Corolla'da olmamasının ve hatta takılamamasının ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu anladım. Hız sabitleyici ve yumuşak direksiyon ve süspansiyon sayesinde uzun süreler kullanmaya rağmen yormuyor. Direksiyonda city modu var, park ederken basınca inanılmaz yumuşuyor. Star stop da vardı araca ama bir kere çok sert durma dışında devreye girdiğine şahit olmadım. Direksiyon simidi garip geldi, genelde iç kısımda dikişlerden dolayı bir çizgi olur ama bunda hem içte hem dışta bir çizgi vardı. Elim biraz garipsedi bu yüzden. Direksiyon üzerindeki kumandalar iyi, bluetooth bağlantısı vardı ama telefonları kullanmadığımız için ihtiyaç duymadık. Bagaj yükleme eşiği epey düşük, devasa bir bagaj kapağı var ama dış görünüşündeki heybet bagajında yok, kesinlikle yetersiz değil ama insan bu heybete daha büyük bir bagaj bekliyor. Bagajı açtıktan sonra kapatırken çekmek için bir tutamak var. Yan aynalar inanılmaz büyük, arkadaki hiç bir şey görüş alanı dışında kalmıyor. Dokunmatik ekran kullanışlı, park sensörü ya da geri görüş kamerası ekranı olarak da kullanılsa daha iyi olacakmış. İki torpidosu var, üst torpido soğutmalı idi, 2 tane yarım litrelik su şişesi alabiliyor. Kapı cepleri yeterli genişlikte, arka yolcuların ufak eşyaları için ön koltukların arkalarında üstte plastikten cep var. Ön kol dayama yok, arka koltukta kol dayama da yok. Arka koltukta 3 emniyet kemeri var fakat ortada boyunluk yok.
Yalıtım çok iyi değil. Aslında çok gürültülü bir araç değil. Tabi hiç bizim buradaki gibi mıcırdan yapılma bir asfalt görmedik orada, yollarda yama olsa bile yama geçişi bile çoğu yerde anlaşılmayacak düzeyde. Asfalt kalitesi iyi olduğundan yol gürültüsü çok değildi. GoodYear EGP lastiklerin etkisi de vardır yol gürültüsünün azlığında. Son gün yağmurda sürüşte davlumbazlarda su sesini epey duyduk ama. 1,3 dizel motor sessiz sayılmaz, yine de aşırı değildi, 5 viteste 2000 devirde 90 civarında, 3000 devirde 135-140 civarında bir hız görünüyordu göstergede. Aşırı rüzgarlı havada ve 140 üzeri hızlarda rüzgar sesini epey alıyordu ama 130 ve altı hızlarda ne rüzgar ne de motor sesinden şikayetçi olmadık.
Fiat 500L ile ilgili hatırladığım kadarıyla 1 haftalık kullanım sonrası verebileceğim bilgiler bunlar. C segmentinde yeteli iç hacme sahip, ferah, az yakan bir araç isteyenler ve performans beklentisi olmayanlar için alternatif olabilir.
Yazının devamında kiralama, otoyollar, navigasyon ve geçtiğimiz ülkeler ile ilgili bazı bilgiler paylaşacağım.
ARAÇ KİRALAMA: Gitmeden 1 hafta kadar önce uçağın varış ve kalkış saatlerine göre rezervasyonumuzu yapmıştık. Toplamda 7 gün ama ilk gün akşam 6'da teslim alıp, son gün sabah 10'da teslim edilmek üzere 250€ gibi güzel bir fiyat çıkmıştı. Aynı şubeye teslim edecek olmamız, tek şoför seçmemiz, düşük kasko seçmemiz fiyatın düşük çıkmasını sağladı. Rezervasyonda aracın yanında "or similar" ibaresi yer alıyor, kiralama anında ellerinde o model aracın olmama durumunda aynı segmentte başka bir araç verebiliyorlarmış. Günlük 35€'ya her şey dahil sigorta da vardı ama kiralama bedelinden daha yüksek bir bedel olacağı için kabul etmedik. Aracı full depo teslim alıp yine full depo teslim etmek gerekiyordu. Dönüşte otoban sonrası benzin istasyonu bulamadığımız için 75€ ek fiyat çıkardılar, havaalanında benzin istasyonu varmış, 45€'ya depoyu fulleyip 30€ daha kurtarmış olduk.
ÜCRETLİ OTOYOLLAR: Almanya ve Çek Cumhuriyetinde otoban ücreti ödemedik, ama İtalya'da ve yukarı doğru çıkarken Avusturya'da otoyol ücretleri epey yüksek. Öyle ki km. başına tüketimden daha fazlaya geliyor otoyol ücreti. Torino'dan Roma'ya giderken 300 km civarında otoyol kullanımına 35€ ödedik. Bugünkü kurdan 115 TL eder, ben 115 TL'ye en kötü ihtimalle 500 km. yol giderim. Roma'ya girmeden 1,5€ civarında (1,3€ idi yanlış hatırlamıyorsam) ücret ödedik, şehre giriş ücreti olarak yorumladık, ne için ödediğimizi anlayamadık. Ayrıca Roma'da kişi başı 3€, Milano da 2€ şehir vergisi ödeniyor otelde kalınan gece başına

Bu arada İtalya'nın yollarındaki asfalt kalitesi de güzel ama muhteşem diyemem, çoğu yerde de otobanın 2 şeride düştüğü düşünülürse verilen parayı bence hak etmiyor. Işıkta bekleme olmaksızın uzun süre yüksek sabit bir hızda seyretmek en büyük artısı.
Park ücretleri saat başına 1€ civarında, hatta 2€ olan yerler vardı. Parkmetreye kalacağınız kadar ücret ödemek gerekiyor, aracın önünde de bir gösterge var, ne kadar süre sonra gelineceği gösterilebiliyor. İtalya'daki şehirlerde sarı çizgiler o şehirde yaşayanlara, mavi çizgiler dışarıdan gelenlere ayrılmış park yerleri idi, beyaz çizgiler ücretsiz park yerler imiş ama beyaz çizgiye rastlamak pek mümkün değil. Motosikletlere ayrılmış yerler beyaz. İtalya'da park ile ilgili pek denetim görmedik ama Prag'da yanlış yere park etmekten 1000 kron (yaklaşık 120 TL) ceza ödedik. Aracın tekerini bağlamışlardı.
Navigasyon olarak Android telefondan Here kullandık (ücretsiz), bir kaç ufak hata dışında mükemmeldi, tavsiye ederim. 3500 km.yi Torino, Roma, Prag, Münih, Venedik, Milano, Torino şeklinde yaptık. Saydığım şehirleri gezdik. (Aracı teslim ederken görevli de çok fazla km. yapmışsınız dedi

)
Çoğu şehirde bisiklet yolları, üyelikle kullanılan bisikletler ve yoğun bisiklet kullanımı gördük. Otoyollarda arkasında bisiklet taşıyıcısı ile bisikletler asılı çok fazla araç gördük. Çok fazla karavan gördük, neredeyse her karavanın arkasında bisiklet taşıyıcısı ile bisikletler vardı. Şehirler yeşil, merkezde tarihi yapıları korumuşlar, mimari çok güzel, ayrı ayrı her bina göze hitap ediyor, fotoğraflık. Şehir dışları daha da yeşillik. İtalya'da Torino'dan Roma'ya giderken toplamda 58 km. tünel geçtik. Yolun eğimini korumak ve çevreye daha az zarar vermek maksatlı epey bir tünel yapmışlar, biz öyle yorumladık yani, Bir yerde ufak bir tepede bile yol tünele giriyordu, bizim burada olsa ya o tepenin üstünde geçirirler, ya tepeyi düzlerler, ya da yarıp geçirirler yolu.
Gördüğümüz tüm şehirlerde şehiriçinde a, b segmenti hatchback araçlar çoğunluktaydı, Smart, Aygo, Yaris, Panda gibi araçlar. C segmenti sedan sanırım hiç görmedik, D segmenti sedan ise çok nadir gördük. C ve D segmentindeki araçların tamamı Station Wagon idi. İtalya'da Fiat ağırlıkta, çok fazla 500, 500L vardı, sonrasında Lancia göze çarpıyordu, Alfa jülyetta yeteri kadar gördüysek de bir Alfa baskınlığı yoktu. Çek Cumhuriyeti'nde Skoda, Almanya'da BMW 3-5 SW, Passat SW ağırlıkta gibi geldi.