Konu: Gençliğimizde Mahalle Futbolu =)))))

[(Gizli Üye)]

Benim en çok hoşuma gidenler kırmızı olanlar özellikle 38 efsaneydi

1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.

2. Maçlar minyatür kalede oyn......anıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.

3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.

4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.

5. Uç korner bir penaltıydı.

6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.

7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası KAdıköy mü` şeklinde cevap verilirdi.

8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.

9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.

10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı.

11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.

12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.

14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.

15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`

16. Elin avantajı olmazdı.

17. Bel üstü gol sayılmazdı.

18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.

19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.

22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.

23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.

25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.

26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.

27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."

28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.

30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.

32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.

33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.

34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.

35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.

36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.

37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...

38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.

40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.

41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.

[(Gizli Üye)]

vay be şimdi ki genç kardeşlerimiz okusunlar bence. bilgisayarın içinde dünya var falan zannetmesinler.

[(Gizli Üye)]

bunu dün facebook da görmüştüm paylaşım güzel elinize sağlık

[(Gizli Üye)]

vay be şimdi ki genç kardeşlerimiz okusunlar bence. bilgisayarın içinde dünya var falan zannetmesinler.

+1
hepsini hatırlıyorum. birden 20 yıl geriye gittim. tek tek arkadaşlarımı hatırladım. her maddeyi okurken o maddeyle ilgili bir anımı hatırladım. babam hala o güzel anılarımın olduğu evde oturuyor. gelecek hafta sonu gideceğim mutlaka. oooofff of.
güzeldi a.c.d. teşekkürler. bunlara ek olarak hatırladığım bi ayrıntı oldu, alarmı çok hassas bi tempra vardı, her top değişinde 5 dakka öterdi. sahibi hemen cama çıkar bize bağırırdı. bizde o arabaya top atan arkadaşa ceza verirdik, kaleye geçirirdik.

[(Gizli Üye)]

çok güzel paylaşım ahmet abi, en çok dedigim küçükken atan alır lafıydı

(Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.) 

[(Gizli Üye)]

Teşekkürler ACD

[(Gizli Üye)]

Ahmet, harika bir paylaşım, teşekkürler Sayende güzel bir nostalji yaşadım

[(Gizli Üye)]

oofff özledim eski günlerimi yaa bu yapılırmı be yarı adaş

[(Gizli Üye)]

vay be ne günlerdi...

[(Gizli Üye)]

çok güzel bi paylaşım.. ACD abimizede böylesi yakısırdı zaten

[(Gizli Üye)]

bunu dün facebook da görmüştüm paylaşım güzel elinize sağlık

Eyvallah

güzeldi a.c.d. teşekkürler.

Eyvallah abi

çok güzel paylaşım ahmet abi, en çok dedigim küçükken atan alır lafıydı

(Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.) 

Aynen bende üşengeç olduğumiçin en çok o lafı severdim

Teşekkürler ACD

Eyvallah Ardacımm

Ahmet, harika bir paylaşım, teşekkürler Sayende güzel bir nostalji yaşadım

Eyvallah Reis   İnsan bi anda dönüyor o anlara anlamadan

oofff özledim eski günlerimi yaa bu yapılırmı be yarı adaş

VAllahi bende aynı modda okuduğum için yarı adaş  paylaşıyım herkes dökülsün dedim

çok güzel bi paylaşım.. ACD abimizede böylesi yakısırdı zaten

Eyvallah Muratım saolasın

[(Gizli Üye)]

1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.
Pazarlıklar sonuçsuz kalırsa bu ikisi "aldım verdim" yapar. Hatırlayamadınız mı??
Aldım verdim, ben seni yendim, bir horoz kestim..

2. Maçlar minyatür kalede oyn......anıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
Japoni kale de denir. Japonlar demek o zamandan küçük mucizevi aletler yapmaya başlamış.

17. Bel üstü gol sayılmazdı.
Bizde boyu geçerse aut sayılrdı. Kaleci varsa onun boyu esas alınırdı.

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.
Bunlar daha yoktu. Kola 250ml. cam şişesindeydi ve sinemaya falan gidince içilirdi.. Zaten harçlıklar azdı. Kıyıp iddiaya pek girilmezdi. İddia daha çok blöf aracıydı. Var mısın iddaaasınaaa .. diye bağırırsın. Karşı taraf korkar.

21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.
Yok artık .. Tabi ki sayılır

41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.
Ooolum kendi adamın gol diyor... Kendi adamı gol diyorsa bu kesin bir delil kabul edilirdi..

"Beşte devre, onda biter" unutulmuş.. Bi taraf beş gol atınca kaleler değiştirilir. On gol yakalanınca maç biter.

Bir de "öğretirim" vardır. Küçük düşürücü bişeydir. Mızıklama ve kavga nedenidir. Karşı taraf kural hatası yaparsa "öğretirim" diye bağırırsınız. Kuralın doğrusunu öğretirsiniz. Top da size geçer (ödül). (Vay be sisteme bak...)

Haa bir de "top şiş" var. Plastik topla veya patlak topla oynanıyorsa, topu sürerlen üstüne basarsınız veya ayaklar arasında sıkışır. Topun bir tarafı çöker. O zaman "top şiş" diye bağırırsınız. Oyun "pause" durumunda bekler. siz topu elinize alır düzeltirsiniz. Yere koyar kaldığınız yerden devam edersiniz.

[(Gizli Üye)]

Ahmet Can ben bunu daha önce okumuştum burası kadıköymü yazmıoduda Ali Samiyenmi diodu

[(Gizli Üye)]

17. Bel üstü gol sayılmazdı.
Bizde boyu geçerse aut sayılrdı. Kaleci varsa onun boyu esas alınırdı.

Rakip kaleciler arasında bariz boy farkı varsa, kalecisi uzun boylu olan takım bunu yeri geldiğinde karşı tarafa hatırlatırdı. Bir keresinde bir gol attım. Aut deyu saymadılar Kalecilerini zıplattılar, "Aha bak, yarım metre yukarıdan gitmiş" dediler. Ben de hemen bizim kaleciyi çağırdım, "Zıpla ulan" dedim. Biraz da gaz verince bizim kaleci, topun çizgiyi geçtiği o hayali noktanın neredeyse 1 metre üzerine zıpladı  Afalladılar haliyle, golü de kabul etmek zorunda kaldılar Ondan sonra da hayali kale çizgisinin belirlenmesinden kısa boylu kalecinin boyu referans alınmaya başlandı bizim oralarda

Ayrıca bir kaç ilave daha yapayım:

- Minyatür kale maçlarda, rakip oyuncu kaleye çok yaklaşmadığı sürece kale önünde beklenmesi ayıp sayılırdı

- Kalecisiz çift kale maçlarda takımların kendi yarı sahalarından gol atmaları ayıp ve yasak idi

[(Gizli Üye)]

Ahmet Can ben bunu daha önce okumuştum burası kadıköymü yazmıoduda Ali Samiyenmi diodu

Benim okuduğumda da inönü yazıyodu napmalı

[(Gizli Üye)]

İnenülü versiyonunu görmedim he maç için diosan bence bu maç temposuyla ve oynanan bu topla iyi skor

[(Gizli Üye)]

Vay be ne günlerdi. Hepsini yapardık onların.
Ha bir de bir taraf güçlüyse ve goller attıysa karşı taraf hemen olm siz güzçlüsünüz bize bi adam verin diye çıkışırdı. Ya da güçlü olan takım sayıca az olurdu 3 e 5 gibi.

[(Gizli Üye)]

   Maçlar küçükler tarafından dikkatle izlenirdi.Hatta ilk halısahalar çıktığında mahallece maç izlemeye giderdik abilerimizi görmek için.
   Bide unutulan birşey var.Top bazen çok tehlikeli yerlere kaçardı.Kesilen çok topumuz olmuştur aksi ve asabi komşularımız tarafından.Ama ne gariptir ki yinede terbiyesizlik yapmazdı hiçbir arkadaşımız.Kendi aramızda söylenirdiki belki ama o büyüğümüze yinede kimse bişey demezdi.Ayrıca bahçeden topu alan kahraman olurdu.(Yerse tabii)
  iyi günler